Planlarımı anlatırım. Şöyle yapacağım, şuraya gideceğim. Orada şöyle durumlar var. O durumları yazacağım. Üç yıl sonra şöyle yapacağım. Beş yıl sonra şuraya gideceğim. Annem der ki “Evrim şeytan gülüyor”.
Bahçeye giderim. Habere giderim. Çarşıya giderim. Ağaca çıkarım. Ağaçtan inerim. Komşuya geçerim of derim. Yoruldum derim. Annem der ki “Evrim emek olmadan yemek olmaz”.
Sınava çalışırım. Çok çalıştım derim. Heyecanlıyım diye anlatırım. Uyuyamadım derim. Of sınav derim. Annem der ki “Evrim Mamudun yigutluği geçitte belli olur”.
Öyle üzülürüm. Böyle üzülürüm. Of çok kötüyüm derim. Yapamam derim. Gidemem derim. Beceremedim diye anlatırım. Bunaldım derim. Annem der ki “Yüreğini ferah tut, kalbini yorma".
Mitinge giderim, haberini duyururum. Eyleme gidip fotoğraf çekerim. Sokakta geç saat gezerim. Annemi arayıp söylerim. Annem der ki “Evrim, dağda eşek geberir zararı eve gelir”.
Anneme göre asla olmayacak şeyler anlatırım. Gelecek planları yaparım. Onu da dâhil ederim. Annem der ki “Öküzü tencereye çıkarma”.
Bir planlar yapar, sözler verir, söylediği şeyler olmayınca annem der ki, "Evdeki pazar çarşiya uymadi de", bizim söz verip de yapamadığımız durumlarda annem der ki "Önce söz verdi sonra doz".
Anneler tek, eşsiz ve biricik.Benim annem, okulda öğretmen, köyde çay, fındık, kivi emekçisi. Yeğenlerinin ve hatta bütün herkesin halası.Torunlarının "bababesi". Komşularının Mesude ablası. Annem. Hayallerimin peşinden gidebilme kararını verditen bakış açısına sahip olmamı sağladı. Hayatta kimlerin yanında yürümem gerektiğini fark ettirdi. Teşekkür ederim |
Tanıdığım bazı anneler
"Metin her yere giderdi, ben kızardım 'niye gidiyorsun?' diye. O da kızardı. 'Ana, sen niye oturuyorsun, o kadar kocakarılar geliyor sen hiç gelmiyorsun' diye.
“Bir kere Pir Sultan'ın şenliğine gittim, Metin götürdü. Bağırıyordu bütün millet. Ben de bağırdım. Metin bağırdı, 'yaşa annem, daha çok bağır' diye. Çok güldüm o gün."
Fadime Göktepe
“Ben çocuğumu merdiven sildim de öyle büyüttüm. Boğazından tek haram lokma geçmedi. Bu hafta anneler günü haftası, çok güzel hediyeler veriyorlar bize de... O kadar güzel hediyeler veriyorlar ki... Adliyelerde kaç senedir sürünüyoruz. ”
Gülsüm Elvan
“Eğer eşin ölürse, sana dul diyorlar. Bir çocuk ailesini kaybederse, ona yetim ya da öksüz diyorlar. Peki çocuğunu kaybeden birine ne denir? Sanırım bu, bir isim verilemeyecek kadar korkunç bir şey.''
Emel Korkmaz
“Benim kızımı hiçe saydılar. Bir umut bekliyordum. Adalet bekliyordum. Yüreğime bir su serpilir mi diye. Ama resmen sanığı korudular. O yaram tekrar kanıyor şimdi.”
Aysel Doğan
“Çocuklarımız açlıktan ölüyor.”
Barış Anneleri
TIKLAYIN - Ya Anne Olmak İstemezseniz!
TIKLAYIN - Dışlanıyorlar, Kabul Görmüyorlar: İnfertil Kadınlar Anlatıyor
(EMK)
*Haberin içindeki Barış Annesi'nin fotoğrafını Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin Bakırköy Cezaevi önünde çekti.