Ahmet Yıldız 15 Temmuz 2008'de öldürüldü. Ahmet'in öldürülmesi hepimizde şok etkisi yarattı çünkü öldürülmesinden neredeyse bir yıl kadar öncesinde ailesinin kendisini öldürmekle tehdit ettiği gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığına başvurmuştu ve bu süreci Beargi dergisinde yazmıştı. Beargide yayınlanan yazısını daha sonra kaosgl.org'a göndermişti. Ahmet yazısını gönderdiğinde, Türkiye'den bir babanın, annenin ya da ailenin çocuğunu öldürmekle tehdit edebileceğini ama bunu hiçbir zaman gerçekleştirmeyeceğini düşünürdüm. Ahmet ile de bunu konuştuğumuz zamanlarda sürekli "hayretlerimi" dile getiriyordum. Ahmet'in ölümü beni bu yüzden de çok fazla etkiledi. Çünkü Ahmet Yıldız'ın öldürüldüğü haberini aldığımda benim için sadece Ahmet Yıldız ölmedi.
Türkiye'de onlarca eşcinsel, biseksüel ve transseksüelin ailesi tarafından öldürülebileceği gerçeği ile yüz yüze geldim. Ailelerimizle ilişkilerimizin bu kadar da dönüşümsüz olabileceği bir tokat gibi yüzüme çarptı. Bütün bunların yanında bir gün önce İnternet üzerinden konuştuğum bir arkadaşımın öldürülmüş olması ve ölümün o kadar da benden uzak olmadığı gerçeği ile yüzleştim. Sonrasında Ahmet Yıldız'ın "ayı" arkadaşlarının başını çektiği Ahmet Yıldız İnisiyatifi (AYI) kuruldu. Ahmet Yıldız İnisiyatifi, Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi (BEDİ), lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel hakları (LGBTT) örgütleri, Ahmet Yıldız'ın sevgilisi İbrahim cinayetin takipçisi oldular ve Ahmet Yıldız davasının aydınlatılması için eylemler yaptık. Aile kararı ile öldürülmüş olmasını hiç aklımıza getirmek istemedik, aklımıza gelse de dilimizin ucuna getirmedik. Dava dosyasının hazırlanması bekledik. Bu süreçte ayakta kalmamızı ve halen nefes alabilmemizi sağlayan en önemli açıklama Lambdaistanbul Aile grubundaki anne, baba, kardeş ve kuzenlerden geldi. Hem Ahmet Yıldız'a hem de bizlere sahip çıktılar.
Bütün bu süreçler sonrasında bir sene geçti. Ahmet Yıldız'ın dava dosyasının hazırlanması bir seneyi buldu ve ilk duruşma 6 Eylül 2009'da Üsküdar Adliyesinde yapıldı. Duruşmada Ahmet Yıldız'ın babası Yahya Yıldız oğlunu öldürdüğü yönünde savcı iddianamesini hazırladığını basından öğrenmiştik. Yahya Yıldız, Kuzey Irak'ta olduğu için kendisine ulaşılamıyormuş.
Ahmet Yıldız öldürülmeden önce, Beargi'ye yazdığı yazısında, eşcinsel olduğunu ailesine söyledikten sonra babası tarafından tehdit edildiğini ve bu tehditler üzerine de Üsküdar Savcılığına başvurduğunu yazmıştı. Üsküdar savcılığı "kendi bölgesinde olmadığı gerekçesiyle dilekçeyi Ümraniye Savcılığına iletmiş" ve Türkiye'de ne yazık ki diğer suç duyuruları gibi sanırım hiç işleme alınmadan arşivlere kaldırılmıştı. Ne gariptir ki Ahmet Yıldız Üsküdar sınırları içinde öldürüldü.
İlk duruşmasına, Ahmet'in sevgilisi İbrahim, arkadaşları, Kaos GL, Lambdaistanbul, Uluslararası Af Örgütü temsilcileri ve Türkiye Ayıları'ndan arkadaşlarla birlikte izledik. Davaya Lambdaistanbul Derneği müdahil olmak için dilekçe verdi. Ancak müdahil olma talebimiz, doğrudan mağdur olmadığımız gerekçesiyle ret edildi. Ahmet Yıldız'ın öldürülmesi söz konusu olduğunda hepimiz mağdur değil miyiz?
Ahmet Yıldız öldürülen onlarca eşcinselden biri idi. Bu cinayet namus saikıyla işlenmiş bir nefret cinayetidir. Toplumun homofobisi kalbimizi köreltiyor. Bir baba oğlunu öldürebiliyor, bir ağabey kardeşinin ölümüne sessiz kalabiliyor. Ama Ahmet Yıldız ölümü bize şunu da gösterdi. Aile sadece anne, baba ve kardeşlerden oluşmuyor. Sevgilin, arkadaşların da ailemiz olabiliyor. Aile bizi kötü yola sürüklerken, arkadaşlarımız ellerimizden tutabiliyor ya da bize yönelik her türlü ihlalin takipçisi olabiliyorlar. Ahmet Yıldız'ın ailesiyiz. Kardeşiyiz, abisiyiz, ablasıyız. Ve bu cinayetin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Ahmet'in öldürülmesinin bizim hayatımızı daha zor, daha yaşanılmaz bir hale soktuğunu hangi mahkeme ret edebilir?
Biz, mahkeme kabul etse de etmese de Ahmet Yıldız'ın ailesiyiz.(UG/BÇ)