16.Selanik Belgesel Festivali'nde insan haklarıyla ilgili en iyi filme verilen Uluslararası Af Örgütü Ödülünü Çapulcu: Geziden Sesler kazandı.
İtalya-Türkiye ortak yapımı olan belgesel beş İtalyan yönetmenin Taksim'deki Gezi olayları sırasında çektikleri görüntüler ve röportajlardan oluşuyor.
Belgeselin yönetmenleri Benedetta Argentieri, Carlo Prevosti, Stefano Zoja, Claudio Casazza ve Duccio Servi.
Yapım polis şiddetine ve ana akım medyanın kayıtsızlığına, Gezi Parkında oluşan birliğe ve hükümetin yaptırımlarına karşı derinleşen tepkiye odaklanıyor.
Bu arada Yunanistanın resmi yayın kanalı ERT'in geçen sene kapatılmış olması ve belgeselcilerin ödeneklerden mahrum bırakılmış olması festival konuşmalarına damgasını vurdu.
14-23 Mart tarihleri arasında düzenlenen bölgenin en önemli belgesel festivalinin açılışında kentin açık fikirli belediye başkanı Yannis Boutaris özellikle kültürel programlarla öne çıkan ERT 3'ün kapatılmasıyla Selanik'in çok önemli bir kurumunu yitirdiğini zaten belirtmişti. Ülkenin en yozlaşmış kurumlarından olduğu söylense de devletin resmi yayın kuruluşunun aniden susturulması demokrasi kurallarına kesinlikle uymuyor.
Festival boyunca ERT'in memurları ve geleceğe ümitsizlikle bakan belgeselciler şikayetlerini her fırsatta dile getirdiler.
AB ve Almanya'nın yaptırımları yüzünden muzdarip olan Yunanistan halkı, finans dünyasının ve politikacıların yaptığı hataların faturasını ödemeye mahkum edildiğine inanıyor.
Diğer ödüller
Festivalde uluslararası sinema eleştirmenleri federasyonu FIPRESCI'nin en iyi Yunan belgeseli ödülü Nazi işgali sırasında yürütülen anti-faşist mücadelenin hem geçmişe hem de bugüne yönelik önemine işaret eden Kalavryta - People and Shadows belgeseline verildi. Yönetmen Elias Yannakaris Kalavryta'da ve ülkenin başka yerlerinde yapılan kıyımların hafızalardan silinmemesi gerektiğine inanıyor. Ne de olsa, Almanya'nın başbakanı Angela Merkel'de tekrar vücut bulan tarihi travmalar bir yana, Yunanistan'ın sürüklenmekte olduğu ümitsizlik ortamında neo-nazilerin kuvvetlenmesi endişe verici olarak görülüyor.
FIPRESCI en iyi yabancı belgesel ödülünü ise Paris'in sokaklarında yaşayan kloşarlarla ilgili On the Edge of the World adlı yapıma verdi. Claus Drexel'in başarıyla yönettiği yapım sinematografisi ve insani yaklaşımıyla da jüriyi etkilemiş.
Festivalin Habitat bölümünde yarışan eserler arasında Dünya Doğayı Koruma Vakfı WWF ödülü Cristina Picci'nin yönettiği Rusya yapımı Winter belgeseline verildi.
Geçen sene ölen Kanada'lı belgeselci Peter Wintonick adına uzun metrajlı belgesellere verilen seyirci ödülünü, yönetmenliğini Erlend E.Mo'nun yaptığı Four Letters Apart - Children in the Age of ADHD aldı.
Diğer seyirci ödüllerini alan yapımlar ve yönetmenleri Beach Boy - Emil Langballe,
Becoming an Actor - Dimitris Koutsiabasakos ve Social Conservatory - Notes - Thekla Malamou ve Alexandra Saliba.
Tarihi Olympion sinemasında 22 Mart Cumartesi gecesi yapılan sade kapanış töreninde festivalin yöneticisi Dimitri Eipides seneye tekrar buluşma temennisinde bulundu.
Hasan Koşar vakası
Festival boyunca protestosuz günün neredeyse olmadığı Selanik'teki Tsimiski caddesinde, 20 Mart akşamı yapılan bir yürüyüş esnasında taşınan bir bez afişte Hasan Koşar adı dikkat çekiyordu. 25 senedir Yunanistan'da siyasi mülteci olarak yaşayan ve şehrin merkezi bir semtinde Anadolu yemeklerinden oluşan menüsüyle tanınan bir restoranın işletmecisi, Çetin lakaplı Koşar Selaniklilerin sevdiği bir sima haline gelmiş.
2011'deki bir patlamayla ilgili davaya dahil edilmek istendiği söylenen Koşar'ın Samaras hükümetinin Türkiye ile giriştiği pazarlığın nesnelerinden biri haline geldiği söyleniyor. Yapılan açıklamalar Yunanistan'ın son zamanlarda Türkiye kökenli politik mültecilere ve Kürtlere davranışlarında bir sertleşme olduğu yönünde.
Devletin göçmenlere yönelik girişimlerindeki başarısızlık bir yana, iktisadi sebeplerden dolayı ülkede gittikçe artan huzursuzluğun sonucunda yabancılara ve özellikle göçmenlere duyulan nefretin arttığı, aşırı milliyetçi grupların Kıbrıs'ta olduğu gibi şiddet dozunu arttırdığı gözlemleniyor. Yürüyüş sırasında atılan sloganlarda hukuksuzca tutuklanan Hasan Koşar'ın serbest bırakılması talep ediliyordu. (MT/ÇT)