Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EMHRN) Örgütlenme Özgürlüğü Çalışma Grubu, "Türkiye'de Azınlık Haklarını Savunan Grupların Örgütlenme Özgürlüğü" raporunu yayımladı.
Rapor, Türkiye'de yaşayan her kesimden azınlığın, Kürtlerin, gayrimüslimlerin, lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüellerin (LGBTT) örgütlenme hakkı ve karşılaştıkları engellerle ilgili.
Etnik, dil, kültürel, dini ve cinsel olarak çoğunluk olmayanların örgütlenme özgürlüğü hakkında Türkiye'nin geçmişteki tutumunu ve bugün geldiği noktayı özetleyen rapor, azınlık haklarını savunanların dernek kurma ve derneklerin çalışma hakkının korunmasıyla ilgili durumu ortaya koyuyor.
50 sayfalık araştırma, Türkçe, İngilizce ve Arapça yayımlandı ve içinde, dernek kurulma süreciyle ilgili bilgilerin yanı sıra derneklerin kapatılması, amaçları ile ilgili kısıtlamalar, vakıflarla ilgili bilgiler, üyelerin güvenliği, gözaltı ve tutuklamayla ilgili geçmiş ve güncel bilgiler var.
Ağın 15 üye kuruluş temsilcilerinden oluşan "Örgütlenme Özgürlüğü EMHRN Çalışma Grubu"nun katkılarıyla derlenen raporu bağımsız araştırmacı Nurcan Kaya hazırlamış. Rapor ayrıca aktif 80 EMHRN üye kuruluşunun yorumlarını ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcilerinin beyanlarını da içeriyor.
Türkiye ve Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik tavsiyelerle sonuçlanan raporda öne çıkan bazı tespitler şöyle:
"Polisin güç kullanımına dikkat"
* Son yıllarda bazı dernek üyeleri özellikle Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında tutuklandı ve cezaevinde tutuluyor ve LGBTT hakları organizasyonlarının zorla kapatıldığı örnekler bulunuyor.
* TMK hükümleri uyarınca bazı dernek üyelerinin tutuklanması ve gösteriler sırasında polisin aşırı güç kullanımına dikkat etmek gerekiyor.
* Azınlıklar ve özellikle siyasi olarak hassas konularla ilgili faaliyetlerde bulunan dernekler devlet gözetiminde tutuluyor.
Dernekler yurtdışından yardım alma konusunda yetkili mercilere önceden bildirimde bulunma yükümlülüğünde. Bu yükümlülük uygulamada kontrol araçlarından birisi olarak kullanılıyor.
* "Türkiye, azınlık hakları ile ilgili olarak uluslararası antlaşmaları onaylarken koyduğu çekinceleri kaldırmalıdır" deniyor
* Türkiye, yeni anayasasında azınlıklar tanımını uluslararası standartlara paralel olarak genişletmeli ve eşit şekilde azınlıklara insan hak ve özgürlüklerini açık olarak taahhüt etmelidir.
* Yeni anayasa, diğerleri ile birlikte, ulusal köken, cinsel tercih, etnik köken, ırk, renk, din, mezhep ve dil temelinde ayrımcılığı açık olarak yasaklamalı ve devlete eşitliğin temini için gerektiğinde geçici olumlu tedbirleri alma yükümlülüğü getirmelidir.
* Ayrımcılığı tanımlayan -örgütlenme özgürlüğü hakkının kullanılması bağlamında olanlar dahil- kapsamlı bir ayrımcılıkla mücadele kanunu ve etkin çözüm yolları kabul edilmelidir.
* Bir dernek kurma ve idaresine ilişkin ağır bürokratik şartlar minimize edilmelidir.
* Derneklere eşit davranılmalı. İnsan hakları dernekleri, kamu yararı statüsüne sahip dernekler ile aynı şekilde vergi muafiyetinden yararlanabilmeli.
* Vakıflar Kanunu, gayri-Müslim vakıfların el konulan ve/veya üçüncü taraflara satılan mallarının iadesini veya tazminat ödenmesi talebinde bulunabilmelerine imkan sağlayacak şekilde değiştirilmelidir.
AB'ye Öneriler
* AB, azınlıklar ve LGBTT'lerin haklarını savunan gruplarca örgütlenme özgürlüğü hakkınınkullanılmasına daha fazla dikkat etmeli.Türkiye ilerleme raporlarında bu derneklerin sorunlarına yer vermeli.
* AB, Türkiye mercileri ile üye devletlerde edinilen deneyimleri paylaşmalı ve kanun reformları ve uygulamaları konusunda rehberlik etmeli.
* AB, Türkiye mercilerine, kanun uygulayıcılar için eğitim programlarının geliştirilmesi ve uygulanmasında yardım edebilir.
* AB, özellikle genç ve yeni olanlar ile LGBTT haklarını teşvik için kurulanlar olmak üzere azınlık derneklerini güçlendirmek için fon programları tasarlamalıdır.
* Aday devletler, Türkiye'deki durumu izlemeli, ülkelerinde kazanılan deneyimi Türkiye'deki yetkililerle paylaşmalı ve kanun reformlarının geliştirilmesi ve uygulanmasında rehberlik etmeli.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. (IC)