Haberin Kürtçesi için tıklayın
Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu’nun (Venedik Komisyonu) Türkiye’deki basın özgürlüğüne dair görüşü, 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü’nde İnsan Hakları Ortak Platformu’nca (İHOP) Türkçe’ye çevrildi.
Komisyon, kapatılan basın kuruluşlarıyla ilgili değerlendirme için vakit kaybedilmemesi gerektiğini vurguladı, “yargı denetimi ihtimali olmadan medya kuruluşlarının toplu bir şekilde kapatılmasının, uluslararası insan hakları hukukunca kabul edilemez olduğu” ifade edildi.
“Son Dönemde Çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerde Yer Alan Medya Özgürlüğüne İlişkin Tedbirler Hakkında Görüş” başlıklı bildiri, Venedik Komisyonu’nun 10-11 Mart’taki 110. Genel Oturumu’nda kabul edilmiş, 13 Mart’ta yayınlanmıştı.
TIKLAYIN - VENEDİK KOMİSYONU’NDAN “TEK KİŞİ REJİMİ” UYARISI
“OHAL Komisyonu’na öncelik verilmeli”
Komisyonunu görüşünde, Olağanüstü Hal (OHAL) komisyonunun halen hayata geçirilmediğine dikkat çekildi.
Resmi Gazete’nin 23 Ocak 2017 tarihli sayısında yayınlanan 685 sayılı “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile OHAL işlemlerinin incelenmesi için komisyon kurulması öngörülüyordu.
Ancak komisyon bugün itibariyle kurulmuş değil ve ne zaman kurulacağı ve işlemeye başlayacağı açıklanmadı.
Venedik Komisyonu da basın özgürlüğüne dair görüşünde, konuyla ilgili “Geç gelen adalet, adalet değildir” sözünü hatırlattı, bu sözün mevcut durumda önemli olduğunu ifade etti:
“İnceleme komisyonunun (henüz çalışmaya başlamayan) potansiyel iş yükü oldukça fazladır. Bu gibi durumlarda, kapatılan medya kuruluşlarının dosyaları öncelik verilecekler arasında olmalı.
“Bu kararların her biri çok sayıda kişiyi (özellikle çalışanlar ve medya kuruluşunun sahipleri) etkilemiştir.
“En önemlisi, bu davaların ilgili tüzel kişilerin sahipleri/çalışanlarının menfaatlerini aşan siyasi bir boyutu vardır. Bu hususlar, tarafların davalarını incelemesi için bir hakime başvurmadan önce inceleme komisyonuna gitmek zorunda oldukları gözönüne alındığında özellikle önemlidir.
“Türkiye'de özgür medyanın uzun süre susturulması, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu demokratik devletin temellerini etkiler.”
“Özellikle de Anayasa değiştiriliyorken…”
Venedik Komisyonu görüşünün sonuç bölümünden öne çıkan değerlendirmeler şöyle:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına kesin bir şekilde yerleştiği ve Venedik Komisyonu tarafından defalarca altı çizildiği üzere, siyasi tartışma özgürlüğü demokratik toplum kavramının tam merkezinde yer alır.
“Siyasi konuları medyada açıkça tartışabilmek, olağanüstü hal dönemi uzatıldığında ve büyük bir anayasa değişikliği süreci başladığında çok daha önemli bir hale gelir.
“Venedik Komisyonu, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin hemen ardından bazı olağanüstü tedbirlerin alınması gerektiğini kabul eder. Ne var ki, kanun hükmünde kararnamelere dayanarak bireyselleştirilmiş kararlar ve zamanında yargı denetimi ihtimali olmadan medya kuruluşlarının toplu bir şekilde kapatılması gibi tedbirler, uluslararası insan hakları hukukunun gerektirdikleri ışığında kabul edilemez ve aşırı tehlikelidir.
“Gazeteciler hakkında, yazdıklarından dolayı açılan ‘terör örgütü üyeliği’ davalarının artması ve suçla ilgili ve yeterli olmayan nedenlerle gazetecilerin tutuklanması için de aynı durum geçerli.
“Venedik Komisyonu, mevcut durumda Türkiye medyasının kamunun bekçi köpeği işlevini etkili bir şekilde yerine getirememesini, olağanüstü hal döneminin uzatılmasına yönelik ihtiyaçları ve anayasada yapılması beklenen değişiklikleri denetleyememesini esefle karşılar.”
Türkiye’ye “tutuksuz yargılama” çağrısı
Venedik Komisyonu Türkiyeli yetkililere şu çağrıları yaptı:
* Özel ve tüzel kişilerin inceleme komisyonuna başvuru yapabilmeleri ve inceleme komisyonunun bireyselleştirilmiş, gerekçeli ve doğrulanabilir delillere dayalı kararlar verebilmesi için 685 sayılı KHK yeni bir düzenlemeyle desteklenmeli;
* Olağanüstü hal tedbirlerinden etkilenen bu kişi ve kurumlara (kapatılan medya kuruluşları dahil) bu tedbirlerin gerekçelerinin ve altında yatan olgusal temel bildirilmeli;
* İnceleme komisyonu önceki duruma yeniden dönme, yani gerekirse kapatılan kurumların yeniden açılması yetkisine ve medya kuruluşlarının başvuruları da dahil olmak üzere en acil başvuruları öncelikli olarak ele alma yetkisine sahip olmalı;
* Kendilerine yönelik suçlamalar temel olarak yazdıklarına dayanan gazetecilerin “terör örgütü üyeliğinden” (ve benzer suçlardan) yargılanmayacağına dair güvence verilmeli;
* Yazdıkları nedeniyle kovuşturmaya uğrayan gazeteciler, sadece yazılarının içeriğinden kaynaklanan suçlamaların ağırlığına göre tutuklu yargılanmamalı;
* Yetkili makamlar AİHM’nin bu konudaki içtihadıyla uyumlu olarak gazetecileri tutuklamak için “suçla ilgili ve yeterli” gerekçeler göstermeli ve bu tutuklamaların istisna olmalı;
* Kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ancak olağanüstü halin kesinlikle gerektirmediği tüm tedbirler yürürlükten kaldırılmalı. (AS)
* Venedik Komisyonu’nun görüşünün İngilizce orijinaline buradan, İHOP imzalı çevirisine buradan ulaşabilirsiniz.