Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve Venedik Komisyonunun kararlarının uygulanmasına ilişkin araştırma ve soru önergesi verdi.
“Temel özgürlüklerin zedelenmesi, tutuklamalar kınandı”
Kürkçü’nün soru önergesinde şu bilgiler yer aldı:
“6 Temmuz 2017’de, Türkiye’nin aday üyesi olduğu Avrupa Birliği’nin (AB) yasama organı Avrupa Parlamentosu’nda (AP) oylanan ‘Türkiye’nin 2016 İlerleme Raporu’ 477 evet, 64 hayır, 97 çekimser oyla kabul edildi.
TIKLAYIN - AP RAPORUNDA İNSAN HAKLARI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLER VURGUSU
“Raporda, özellikle 16 Nisan Referandumuna sunulan Anayasa değişikliği paketinin hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu belirtiliyor ve mevcut haliyle yürürlüğe girmesi halinde üyelik müzakerelerinin ‘derhal ve resmen askıya alınması’ için AB üye ülkeleri ve Avrupa Komisyonu'na çağrıda bulunuluyor.
“Raporda HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 11 milletvekili ve 85 DBP’li Belediye Başkanının cezaevinde tutulmaları; OHAL kapsamında alınan tedbirlerin çok sayıda yurttaşı mağdur etmenin yanı sıra temel özgürlükleri zedelemesi; kamu görevlilerinin toplu işten çıkarılmaları, medyada kitlesel tasfiye, gazeteci, akademisyen, insan hakları savunucuları ve seçilmişlere yönelik tutuklamalar kınanıyor.”
“Türkiye izleme sürecine alındı”
“25 Nisan 2017’de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) de ‘2016 Türkiye İzleme Sonrası Diyalog Raporu’nun 113 evet, 45 hayır ve 12 çekimser oyla kabulünün ardından Türkiye yeniden İzleme Süreci’ne alındı.
“AKPM kararında da tutuklu vekillerin serbest bırakılması, kitlesel temizliklerin sona erdirilmesi, OHAL’in kaldırılması, OHAL inceleme komisyonunun göreve başlaması, tutukluluk hallerindeki istisnai uygulamaların kaldırılması, avukat görüşlerine izin verilmesi, mal-mülke el konulmasının geçici olduğu kabulüyle yargı denetimine açılması, kamu görevlilerinin cezasızlığına son verilmesi, CPT raporu üzerindeki yasağın kaldırılması, gazeteciler ve insan hakları savunucularının serbest bırakılması, ifade özgürlüğünün önünün açılması, TMY’nin değiştirilmesi gibi temel hak ve özgürlük ihlallerinin giderilmesi önerildi.”
“Referandum ortamına dikkat çekti”
“AP ve AKPM kararlarında atıfta bulunulan Avrupa Konseyi’nin anayasal danışma organı Venedik Komisyonu da 13 Mart 2017’de yayınladığı raporda 16 Nisan’da referanduma sunulan anayasa değişikliğinin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğuna, yargı bağımsızlığının daha da zedelendiğine, OHAL altında ve KHK’lerle yapılan düzenlemeler nedeniyle referandumun demokratik açıdan uygun bir ortamda yapılmayacağına dikkat çekti.
“KHK’ler istisna değil, kural oldu”
“AKP Genel Başkanı, siz ve hükümetiniz üyeleri her üç raporu da sert bir dille eleştirdi, özellikle AB raporunun ‘taraflı olduğu, iade edileceği, yok hükmünde olduğunu’ belirtti.
“Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18 maddesinden 14’ünü askıya alan OHAL kararnamesi ve onu izleyen KHK’ler 20 Temmuz 2016’dan bu yana devletin işleyişinde temel hak ve özgürlüklerin gözetilmediğini şüpheye yer bırakmayacak açıklıkla ortaya koyuyor.
“Hükümetinizin temel hak ve özgürlüklerle güvenliği ilgilendiren bütün temel kararlarda KHK’leri istisnai bir uygulama değil bir kural olarak benimsemesinin yanı sıra Cumhurbaşkanına yürürlükteki Anayasaya da aykırı hak ve yetkiler tanıyan anayasa değişiklikleri ülkenin otoriter bir yönetime götürüldüğü konusunda yaygın kaygılara yol açıyor.
“Kurucu üyesi olduğumuz insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine dayalı uluslararası kurumlar ve ülkelerle giderek şiddetlenen ihtilaflar ise Türkiye’nin demokratik ülkeler topluluğundan da giderek kopmakta ve yalnızlaşmakta olduğunu düşündürüyor.”
“Meclis, hükümeti uyarmakla görevlidir”
Araştırma önergesinin gerekçesi de şöyle açıklandı:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi temel hak ve özgürlüklerin ağır bir biçimde ihlal edildiğine dair uluslararası kurumlar tarafından ortaya konulan gözlemleri ciddiye almak ve ülkede yaşanan bu hak ihlallerine karşı hükümeti uyarmakla görevlidir.
“Hükümetin iç ve dış politikasının başarısızlığının siyasi bedelini ödemek yerine, bu bedeli tarihsel yönelişini akamete uğrattığı ülkeye ve halklarımıza ödetmesine izin verilemez.
“Bu amaçla bir Meclis araştırması açarak yukarıda adı geçen raporlardaki hak ihlallerinin ve hükümetin bunlara yönelik eleştiriler karşısındaki siyasi tutumunun incelenmesi gerekir.”
Başbakan Yıldırım’a: OHAL ne zaman kaldırılacak?
Ertuğrul Kürkçü, Başbakan Binali Yıldırım’dan şu soruları yanıtlamasını istedi:
* AP raporu tarafınızdan “yok hükmünde” ilan edilse de hükmünü yürütmekte olduğuna göre, büyük çoğunlukla kabul edilen temel hak ve özgürlüklere ilişkin uyarılar dikkate alınarak hükümetinizce yeni bir düzenleme yapılacak mı?
* AKPM’de alınan izleme kararı bağlamında hükümetiniz üyesi olduğu bu kurum nezdinde ne tür bir çalışma yürütüyor? Kararda ifade edilen temel hak ve özgürlükler konusundaki uyarıları dikkate alarak yeni bir düzenleme yapılacak mı?
* 16 Nisan referandumunun sayım işlemleri sırasında oluşan birçok şaibe, muhalefet partilerince ifade edildi, bu doğrultuda birçok hukuksal başvuru yapıldı. Venedik Komisyonu’nun anayasa değişikliklerinin “demokratik olmadığı”na ilişkin raporu da dikkate alındığında hükümetinizce referandumun meşruiyetini uluslararası düzlemde savunmak amacıyla bir çalışma yürütülüyor mu? Varsa hangi kurumlar nezdinde ve hangi bağlamda?
* Atıfta bulunulan her üç raporda da sizce “yanlış” ya da “taraflı” bölümler veya maddeler hangileri? “Doğru”su nasıl olmalı?
* Üç rapor da OHAL yönetimiyle ve KHK’lerin temel hak ve özgürlükleri kısıtladığını tespit etmekte ortaklaşıyor. Bu raporlar ışığında OHAL’in kaldırılması planlanıyor mu? OHAL’in kaldırılması için bir tarih belirlendi mi? Ne zaman kaldırılması planlanıyor?
* Türkiye’nin 60 yılı aşkın bir süredir üyesi olduğu ya da “üyelik müzakereleri için tarih alma”ya tarihsel bir önem atfettiği kurumların ve üye ülkelerin özellikle son iki yıl içinde hükümetinize yönelik ağır eleştirilerinin gerçek nedeni nedir?
* Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) çerçevesinde yönetmeye ve “demokrasi”yi Avrupa Konseyi standartlarında gerçekleştirmeye çağıran kararları “yok hükmünde” saydığınıza göre, bu çok ciddi kararlardan sonra Avrupa Konseyi üyeliği ve Avrupa Birliği üyelik müzakerelerini sürdürmek hükümetiniz için hala siyasi ve tarihi bir anlam taşıyor mu?
* Hükümetiniz Türkiye'yi AİHS ile çerçevelenen hukuk ve uygarlık alanı dışına çekmeyi mi düşünüyor? Öyle ise varolan uluslararası ilişkiler dünyasında Türkiye'ye AİHS'e alternatif olarak hangi hukuk ve uygarlık çerçevesini öneriyor? (AS)