Demokratik ve eşitlikçi çocuk eğitimi nasıl olmalı? Cinsiyetler arası ayrımcılığın önlenmesi için çocuklardan başlayarak nasıl bir eğitim politikası uygulamalı? Demokrasi eğitimi okullarda nasıl başlamalı? Toplumun geleceğini şekillendirecek bu temel eğitim konuları, Sarıyer'de ilköğretim okulları öğretmenleri ile eğitim uzmanları ve İsveç'ten gelen eğitimciler arasında üç günlük bir seminerde tartışıldı. İki ülkenin eğitim uzmanları çeşitli oturumlarda, kendi deneyimlerini ve bilgilerini paylaştılar.
İstanbul Mülkiyeliler Vakfı ile İsveç'te kurulu bulunan AKKC Anadolu Sanat ve Kültür Merkezi'nin ortaklaşa düzenlediği, İsveç Enstitüsü ile Sarıyer Belediyesi'nin de katkıda bulunduğu üç günlük seminer, Kilyos yolu üzerinde görkemli bir konak olarak inşa edilen Demirciköy Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Avrupa Birliği tarafından desteklenen proje kapsamında, "Demokratik ve Eşitlikçi Çocuk Eğitimi"nin yaşama geçirilebilmesi için uygulamada izlenecek yollar üzerinde fikir alışverişi yapıldı.
Seminerin açılışında konuşan İstanbul Mülkiyeliler Vakfı Başkanı Hüseyin Ergün, medyanın gelişmesi ve yaygınlaşması ile demokratik değerlerin gelişmesi arasında yakın bir ilişki olduğuna dikkat çekerek, toplumun çeşitli kesimlerinin birbirinden haberdar olmasının, konular etrafında ortak bir dilin oluşmasına yardımcı olduğunu anlattı. Feodal yaşamın kalıntılarının, gelişmekte olan ülkelerde kimi yerlerde etkisini sürdürdüğünü ve bunların demokratik değerlere dönüşmesinde bu tür girişimlerin rolü olduğunu belirtti.
İsveç'ten gelen uzman konuklardan Gunilla Sterner cinsiyetler arası ayrımcılığın önlenmesine ilişkin İsveç'teki gelişmeleri anlattı. İsveç'in kalıplaşmış davranışlara karşı mücadele için büyük fonlar harcadığını, amacın cinsiyetler arası eşitsizlikte, erkeğin gücünü kırıp aile içi şiddet olaylarını azaltmak olduğunu bildirdi.
AKKC Anadolu Sanat ve Kültür Merkezi başkanı Gülseren Ergstöm tarafından, "çocukla ilgili iletişimin 12 engeli" ve "çocukta özgüven geliştirme" konularında düzenlenen grup çalışmalarında Türkiye ve İsveç örnekleri tartışıldı ve iki ülke deneyimleri üzerinden bilgi alışverişi yapıldı. Cinsiyetler arası ayrımcılığa karşı çalışmaların, çocuk eğitimi ile başlaması gerektiği belirtildi.
İsveç örneğindeki "Ayrımcılık Ombudsmanlığı" kurumunun Türkiye'deki uygulamada etkili olup olamayacağı ele alındı. Kadının İnsan Hakları Derneği'nden Efsa Kuraner, cinsiyetler arası ayrımcılığa karşı getirilen yasalar ve kadın örgütlerinin ortak mücadelelerinden örnekler verdi. Türkiye'de gündemde olan cinsiyetler arası eşitlik kurumu yasa tasarısının adının nasıl "fırsat eşitliği" kurumu haline getirildiği ve yıllarca yürütülen mücadele sonucu hazırlanan kanun tasarısının meclis gündemine ancak gelebildiğini belirtti.
Eğitim Reformu Girişimi proje asistanı, Sabancı Üniversitesi'nden Aytuğ Şaşmaz ise eğitim reformu ile amaçlanan hedefleri hakkında bilgi verdi. Şaşmaz, başarısız olsalar dahi nasıl tüm çocukları mezun etmek zorunda olduklarını, uygulamanın içinden gelen öğretmenlerden dinleyince soyadına rağmen şaşmadan edemedi.
İsveç'te okul ve okul öncesi çocuk eğitimi uzmanı Marie Tilly de eğitimde demokratik değerlerin yerleştirilmesi konusunda yaptıkları çalışmaları anlattı. Üç günlük seminerde edebiyatın demokratik değerlerin oluşmasında rolü de tartışıldı. Töre cinayetlerini ele alan 'Karanlıkta Diyalog' filmi üzerinden kadınlara yönelik feodal şiddet tartışıldı.
Proje
AKKC, 2007 ve 2008 de ''Demokratik ve Eşitliğe Dayalı '' çocuk eğitimi adlı bir proje yürüttü. Proje, SİDA ve Uluslarası Olof Palme Merkezi tarafından desteklendi.
Türkiye'deki sivil toplum örgütleriyle işbirliği içinde yürütülen projenin amacı, demokratik ve eşitlikten yana çocuk eğitimi konusunda öğretmen ve eğiticilerin bilgi ve bilinç düzeyini artırmak. Çocuğun zihinsel, sosyal ve psişik gelişiminin sağlıklı olması için ana baba ve öğretmen tutumlarını ele almak. Trabzon ve Antalya illerinde düzenlenen her seminerde 25 ila 30 eğitici yetiştirildi. (FÖ/EÜ)