Eğitim-Sen 6 No'lu Şube, GIT Türkiye, Öğrencime Dokunma Kampanyası, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Galatasaray Lisesi önünde dün saat 18.30'da "Temsili Açılış Töreni" yaptı.
Eylemi düzenleyenler adına Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Seçil Doğuç ortak bir açıklama yaptı. Doğuç açıklamasında, "Bütün üniversitelerde açılış törenleri yapılıyor. Bu açılış törenlerini ve okullarını uzaktan izleyen öğrenciler var: tutuklu öğrenciler. Bu ülkede yüzlerce öğrencinin hakka, hukuka, akla sığmayacak gerekçelerle ve yöntemlerle özgürlüklerinin ellerinden alındığına tanık oluyoruz. Bizler bu açılış törenini onları unutmadığımızı bir kez daha haykırmak için yapıyoruz. Bu açılış dersinden kendine pay çıkarması gerekenlerin öğrencilerin özgürlüklerini ellerinden alanlar olduğunu hatırlatıyoruz. Öğrenciler özgür oluncaya dek sokaklarda olmaya devam edeceğiz." dedi.
Yeşildere: Adalet herkese gerekir
Seçil Doğuç'un ardından açılış konuşmasını yapmak üzere söz alan Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere, "Biz öğretim görevlileri olarak burada olmaktan hoşnut değiliz, bizim de öğrencilerimizin de yeri kampüslerdir. Türkiye'nin geldiği nokta oldukça endişe verici. 1982 Anayasası'nın ürünü olan YÖK sistemi hala devam ediyor. Bu eğitim sistemi ile Türkiye bir yere varabilir mi? Öncelikle üniversitede özgürlük alanlarının genişletilmesi gerekir. Tutuklu öğrencilerimizi hapsedenlere sesleniyoruz, adalet size de lazım olabilir. Tutuklanan tüm öğrencilerimizin bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.
Üniversite halka toplumsal mücadeleyle açıldı
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Neşe Özgen açılış dersi verdi. Dersinin açılış ve kapanış bölümlerini Türkçe ve Kürtçe yapan Özgen, dersinin konusunu "Üniversitenin tarihi ve şimdiki durumu" olarak seçmişti.
Özgen dersinde şöyle dedi, "Üniversiteler 11. yüzyılda Fransa'da kilise görevlilerinin kurduğu katedral okullarından başlatabiliriz, burada sorular hocaların yüzüne bakarak sorulmazdı, bir yıllık ders süresinde birden fazla soru soran öğrenciye iyi gözle bakılmazdı. Öğrencinin görevi kendisine verilen metinleri aynısıyla geri yazmaktı. Üniversite çok değişken dönemler geçirerek bugünlere geldi. Üniversitelerin bizim anladığımız anlamda özgür bilim yapma, bunu üniversitenin tüm bileşenleriyle birlikte yapma ve araştırmanın ve bunun öğretiminin esas ilkesi ancak 1968'lerde kendisini somutlayabilmiştir. 1968'de üniversitelerin kapıları halk çocuklarına açılmıştır, bu ise mücadele ile olmuştur ve yoksul çocukları da üniversite eğitimi alabilmiştir. 1968'e kadar birçok üniversitede kadınlar için tuvalet bile bulunmamaktadır."
Özgen dersini şu sözlerle bitirdi, "Bugün üniversitelerden Roma Hukuku dersi kaldırılmaya çalışılmaktadır. Oysaki Roma Hukuku medeni hukukun ve laik eğitimin temelidir. Nazi Almanya'sında politika çamuruna batmamak adına, pasif direniş göstererek geri çekilen akademinin tutumu nazizmin adım adım gelişmesine sebep olmuştur. Bizim de buradan çıkarılacak derslerimiz mutlaka vardır."
Açılış töreninin ardından cezaevindeki öğrencilere gönderilmek üzere hazırlanan öğrenci belgeleri ve kartpostallar doldurularak cezaevlerine postalandı. Eylem sonunda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Ercan Kazgan'ın duruşmasının sonucu da açıklandı: 14 yıl 9 ay. (AS/HK)
* Fotoğraflar: Can Memiş