Yaklaşık 200 anti-militarist, anarşist, eşcinsel ve barışsever, Cumartesi günü İzmir'deki bütün "stratejik" ve militarist sembolleri dolaşarak savaşların son bulmasını isterken; total retçi olduğu için Sivas'ta hapse atılan Mehmet Tarhan'ın da serbest bırakılması talebinde bulundu.
Festivale, Kadifekaleli bir göçzede çocuğun bulduğu, "Mehmet'i bırakın, saçmalamayın!" sloganı damgasını vururken, polis müdahalesinin olmaması, festivalin sorunsuz bir biçimde kutlanmasını sağladı.
En büyük retçi bizim retçi
Festival, sabah saatlerinden itibaren Ankara ve İstanbul'dan gelen yaklaşık 50 "militurist"in karşılanmasıyla, Basmane Garı 'nda başladı.
Asker sevkıyatı törenleriyle ünlü Basmane Garı'nda Bülent Bektaş 'ın vicdani reddini açıklaması ve "En büyük retçi bizim retçi" sloganları eşliğinde havaya kaldırılmasıyla devam eden festival, akşam saatlerine kadar sürdü.
Basmane Garı'ndan sonra, zorunlu göç nedeniyle köylerini terkeden Kürtlerin yoğun olduğu Kadifekale'ye giden savaş karşıtları, göçzedeler tarafından coşkuyla karşılandı.
Savaş karşıtlarının sloganlarına eşlik eden göçzedeler de "Savaşa hayır" sloganları atıp, milituristleri alkışladı.
Kale surları önünde bir açıklama yapan savaş karşıtı Ömer Sezer, devletlerin halkları birbirine karşı kışkırttığını ve savaşlardan kar elde etmeye çalıştığını söyleyerek, "Bizler savaş istemiyoruz. Halklar kardeştir, bütün devletler ise katildir" dedi.
NATO Kışlası'na nohut ekildi
Gün boyunca sivil polislerin takibi altında İzmir'de, "Reddet, diren, hayır de, askere gitme" sloganı atarak dolaşan barışseverler, daha sonra NATO Kışlası'nı "ziyaret" ederek, kışlaya nohut ekti!
Kışla önünde "NATO kafa, NATO mermer", "Bijî Biratiya Gelan" yazılı pankartlar açan grup, kışlanın kapatılarak, nohut tarlası yapılmasını istedi.
Kışla önünde yapılan basın açıklamasında, nohutun ekildiği topraklarda, uzun süre başka bir "ürünün" elde edilemediği söylenerek, kışlanın bu yüzden nohut tarlasına çevrilmesi istendi.
Barışseverler, daha sonra polislerin güvenlik önlemi aldığı kışla kapısındaki topraklara nohut ekerek, Hasan Tahsin Anıtı 'na doğru yol aldı. Anıt önünde basın açıklaması yapan eski İzmir Savaş Karşıtları Derneği kurucusu Coşkun Üsterci, Hasan Tahsin'i, zamanında "gizli işlere" karışan "kafası karışık" biri olarak tanıttı.
Üsterci, Hasan Tahsin Anıtı'nın, İzmir'deki en önemli militarist simge olduğunu söyledi.
Tukaş'ın değil, annemin salçası!
Polislerin yoğun güvenlik önlemi aldığı anıt önünde, ülke sınırları kırmızı bantlarla çizilmiş olan dünya haritasındaki bütün bantlar sökülerek, "sınırsız bir dünya" istendi.
Daha sonra da elinde çiçeklerle gruba katılan Vicdani Red Derneği üyesi bir Yunanistanlı kısa bir açıklama yaparak, Mehmet Tarhan'ın serbest bırakılmasını istedi.
Barışseverler daha sonra, müzik çalıp şarkılar söyleyerek, Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) iştiraki olan Kemeraltı'ndaki Tukaş firması önünde toplandı. TUKAŞ'ın salça değil, silah ürettiğini söyleyen aktivistler, firma önünde basın açıklaması yaparken, üzerinde "Tukaş Salçası" yazılı, içi tabanca dolu, diğeri de salça dolu ve "annemin salçası" yazılı iki tane kavanozu da sergiledi.
Basın açıklaması sırasında, "annemin salçası"ndaki salçayı, ekmeğe sürerek çocuklara dağıtan savaş karşıtları, "Tukaş salçası" yazılı kavanozu da, tabancalarla birlikte "ait olduğu yer" olduğu söylenen Tukaş firması kasiyerine teslim etti.
Kadın retçiler de var
Milituristler, Tukaş'tan sonra da otobüslere binerek, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne gitti. Caddede on yeni vicdani redçi, tek tek askere gitmeyeceklerini deklare ettikten sonra, grup "gayrı resmi geçit" yaptı.
İzmir'in en işlek caddelerinden olan Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde "halkı askerden soğutmak için" "askere gitme, kardeş kanı dökme", "Mehmet, mehmetçik olmayacak", "Mehmet'i bırakın, saçmalamayın" sloganları atan grup, Pazar günü yapılacak olan ve festivalin değerlendirdiği toplantıda biraraya gelmek üzere dağıldı.
Geleneksel Militurizm Festivali'nde, Türkiye tarihinde ilk kez, 11 savaş karşıtı aynı anda vicdani ve total reddini de deklare etti. Total redçiler arasında, Ferda Ülker, Ayten Demir, Hilal Demir, Ayşe Girgin isimli kadın aktivistler de yer aldı.
Bu yıl vicdani ve total reddini açıklayan diğer barışseverlerin isimleri ise şöyle: Şahin Özbay, Ercan Aktaş, Yahsan Çatak, Bülent Bektaş, Mehmet Öd ve Fikret Yetişener.
"Takvimde boş olduğu için" 15 Mayıs tarihinde yapılan Geleneksel Militurizm Festivali, gelecek sene de Ankara'da kutlanacak.
Total ret ne, vicdani ret ne?
Bu yıl hem vicdani hem de total ret açıklamalarının olması, total ve vicdani ret arasındaki farka dair soru işaretlerine neden oluyor.
Savaş karşıtlarına göre vicdani ret, silah alıp askere gitmeyi reddetmek, bunun yerine "sivil hizmeti" talep etmekken; total ret ise askere gitmeyi de, sivil hizmet yapmayı da reddetmektir.
Türkiyeli savaş karşıtları içinde total ret açıklaması giderek yaygınlık kazanıyor.(İA/EÜ)