Fotoğraf: csgorselarsiv.org/Evin Arslan
Türkiye İşçi Partisi (TİP), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) “LGBT propagandasına dur de” etkinliğiyle ilgili kamu spotuna onay vermesine karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve yargı aracılığıyla harekete geçti.
TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, söz konusu karar hakkında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verirken, parti avukatları da RTÜK’ün kararı alan üyeleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
RTÜK Üyesi Tuncay Keser, “İstanbul Aile Vakfı” isimli oluşumun düzenleyeceği “LGBT propagandasına dur de” etkinliğiyle ilgili kamu spotunun yayınlanmasına kurulun oy çokluğuyla onay verdiğini açıklamıştı.
‘Bu videonun yayınlanmasında nasıl bir kamu yararı gözetildi?’
TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, kamuoyunda tepkiyle karşılanan karar hakkında, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle Meclis soru önergesi verdi. “LGBTİ+’lara yönelik nefret ve ayrımcılık suçu içeren dezenformasyona dayalı bilgiler bulunan bu videonun yayınlanmasında nasıl bir kamu yararı gözetilmiştir” sorusunun dikkat çektiği önergede, şu ifadeler yer aldı:
“RTÜK, İstanbul Aile Vakfı'nın Saraçhanede düzenleyeceği “LGBT Propagandasına Dur” toplantı duyurusunun kamu spotu olarak televizyon kanallarında yayınlanmasına oy çokluğuyla karar verdi."
Kadıgil'in soruları şöyle
1- Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’unun 8/1-e hükmünde ‘Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez’ hükmü yer almasına rağmen LGBTİ+ bireylere yönelik nefret ve ayrımcılık suçu içeren dezenformasyona dayalı bilgiler bulunan bu videonun yayınlanmasında nasıl bir kamu yararı gözetilmiştir?
2- RTÜK Kanunu’nun 8’inci maddesinin s bendinde ‘Yayın hizmetleri, toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez’ hükmü yer almaktadır. Öte yandan söz konusu videonun çağrıcısı olan İstanbul Aile Vakfı’nın internet sitesinde ise ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' adı altında yaratılış gerçeği inkâr edilerek, cinsiyetsizlik dayatılmakta; toplumların temelleriyle oynanmakta, kültür, ahlak ve mahremiyet değerleri yıpratılmaktadır. Özellikle aile yapımız çok tutarsız, ideolojik ve dağıtıcı söylemler karşısında tehdit altındadır’ ifadeleriyle toplumsal cinsiyet eşitliği hedef alınmaktadır. RTÜK Kanunu’na aykırı faaliyet gösteren bir oluşumun videosunu yayınlama kararının RTÜK üyeleri tarafından alınmasına yönelik değerlendirmeniz nedir?
3- LGBTİ+ bireylere nefret söylemi barındıran kaç video daha önce ‘kamu spotu’ adı altındaki kategoride paylaşılmıştır? Bu ve buna benzer söylemler içeren, bir kişinin veya grubun din, dil, etnik kimlik, engellilik, yaş, cinsiyet, cinsel yönelimini hedef alan, önyargıya dayalı, olumsuz ve saldırgan ifadelerle hazırlanan daha kaç video kamu spotu olarak değerlendirilmiştir?
4- Geçen sene aynı şekilde kamu spotuyla çağrı yapılan ve 18 Eylül’de Saraçhane’de gerçekleştirilen ‘Büyük Aile Buluşması’ sonrası LGBTİ+’ların cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık konulu başvuruları bir önceki aya göre yüzde 46, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli şiddet konulu başvuruları yüzde 36 artmış, önceki yıla kıyasla ise ayrımcılık ve şiddet konulu başvurular yüzde 240 artmıştır. Bu duruma ilişkin kamu otoriteleri tarafından hangi önlemler alınmıştır? LGBTİ+ yurttaşlar maruz kaldığı ayrımcılık ve ayrımcılık temelli şiddete karşı hangi mekanizmalara başvurabilmektedirler?
5- Geçen sene aynı şekilde kamu spotuyla çağrı yapılan ve 18 Eylül’de Saraçhane’de gerçekleştirilen ‘Büyük Aile Buluşması’ isimli toplanmada ‘Sapkın LGBTİ örgütünün tüm faaliyetlerinin yasaklanması ve ceza kapsamına alınması’ talep edilmiş, ‘LGBT’yi bu topraklardan söküp atana kadar durmayacağız!’ denilmiş, LGBTİ+ yurttaşlar hakkında ‘olmuyorsa ‘idam’a kadar yolu var’ denmiştir. LGBTİ+’lara yönelik nefret suçu oluşturan ve şiddete çağrı yapan bu söylemlere ilişkin herhangi bir cezai soruşturma yürütülmüş müdür? Benzer söylemlerin tekrarlanmasına karşı kamu otoritelerinin aldığı önlemler ve müdahale yöntemleri nelerdir?
Suç duyurusu
Öte yandan, söz konusu videonun yayınlamasına RTÜK tarafından onay verilmesi hakkında, TİP, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Anayasa hükümleri kapsamında gerekli soruşturmanın yapılarak şüpheliler hakkında kamu davası açılması talebiyle hazırlanan suç duyurusunda, şu ifadeler yer aldı:
“Anayasada yer alan ve bağlayıcı nitelikte olan AYM ve AİHM kararlarıyla LGBTİ+ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ve artı) yurttaşlar için de geçerli olduğu açıkça ortaya konan ayrımcılık yasağı şikayet edilen kişiler tarafından ihlal edilmiş, kişilerin bu eylemi sonucu halkın farklı özelliklere sahip bir kesimi aşağılanmış, halk bu kesime karşı kin ve düşmanlığa tahrik edilmiş ve bunun sonucunda kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkmıştır."
"Türkiye'de kamu otoritelerinin açıklama ve eylemlerin paralel olarak artan şekilde LGBTİ+ yurttaşlara yönelik nefret suçları artmaktadır."
"Örneğin sadece geçtiğimiz ağustos ayında Fatih’te Celal H, Ankara’da Derin S., İzmir’de C.S. cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri dolayısıyla öldürülmüş, Bursa’da otobüs durağında oturan trans kadına saldırganlar yangın tüpüyle gaz sıkarak bunu eğlencesine yaptığını beyan etmiştir.
Ne olmuştu?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), İstanbul Aile Vakfı’nın düzenleyeceği, bir kesim insanı yalnızca cinsel yönelim ve cinsel kimliği nedeniyle ötekileştiren ve hedef gösteren “LGBT propagandasına dur de” etkinliğiyle ilgili kamu spotu hazırlanmasına 6 Eylül'de onay vermişti.
RTÜK’ün bu homofobik son hamlesiyle birlikte söz konusu nefreti yayan kamu spotu televizyonlarda yayınlanabilecek.
RTÜK üyesi İlhan Taşçı konuya ilişkin X‘te (Twitter) kamu spotuna oy çokluğuyla karar verildiğini belirterek kurulun buna gerekçe olarak “Bu gidişe dur denmezse 23 Nisan ve 19 Mayıs’ı kutlayacak çocuk ve gençlerimiz olmayacak!” ifadelerini kullandığını bildirmişti.
Benzer bir video geçen yıl yapılan nefret yürüyüşleri öncesinde kamu spotu olarak yayımlanmış ve Kaos GL Derneği, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) nefret mitingini kamu spotu olarak yayınlamasına dava açmıştı.
(EMK)