Tuzla tersanesinde 16 işçinin bulunduğu filikanın halatı koptu. İlk belirlemelere göre üç işçinin hayatını kaybettiği kazada 13 kişinin yaralı olduğu belirtildi.
Gisan tersanesi’nde yer alan bir gemideki filikanın halatının kopması sonucu içindeki işçiler filikayla birlikte denize düştü.
Emrah Varol, Ramazan Aygün ve Ramazan Çetinkaya isimli işçilerin hayatını kaybettiği kazada 13 işçi de çeşitli yerlerinden yaralandı.
"Kum torbası yerine işçi kullanılmış"
bianet’e konuşan Liman Tersane Gemi Yapım ve Onarım İsçileri Sendikası (Limter-İş) genel sekreteri Kamber Saygılı “filikalara test esnasında kum torbaları konulması gerekirken işçilerin bindirildiğini” söyledi.
Saygılı şöyle konuştu:
“Gisa tersanesinde yeni üretilmiş bir geminin filikalarının denemesi yapılıyormuş. Filikaya 16 işçi bindirilmiş. Bu işlem esnasında filika alabora olmuş ve ters bir şekilde denize düşmüş."
“Yaralılar hastaneye kaldırıldı. Çoğu ciddi şekilde yaralanmış durumda. Bizde de net bilgi yok. Ancak bize iletilen bilgiler bunlar.”
"İşçilerin ölmesi değil, yaşaması tesadüf"
Saygılı tersanelerin gündemde olduğu bir dönemde böyle bir “kazanın” yaşanmasını şöyle yorumluyor:
“Burada işverenin tavrı ‘devlet benim, paşa benim, hükümdar benim, her şey benim’. Dolayısıyla dünyanın en büyük kentlerinden birinin göbeğinde tersanelerde işçiler ölüyor, devlet de buna seyirci kalıyor. İşveren bu gücü hükümetten alıyor. Bu pervazsızlığın altında da bu yatıyor.
“Diğer yandan ölen arkadaşlarımızın ailelerini parayla susmaya mecbur bırakıyorlar. Şimdiye kadar işverenlerin ceza aldıkları bir tane dava yok. Böyle olunca da bu yaşananla'normalleşiyor'. Birkaç gün sonra birkaç arkadaşımız tersanede çıkan bir patlamada ölürse buna da tesadüf mü diyeceğiz. Tuzla’da yaşanan ölümlerin hiç biri tesadüf değil. Buradaki insanların yaşaması tesadüf.”
"Yönetmelik malumun ilanından başka birşey değil"
Saygılı’nın Denizcilik Müsteşarlığı’nın cumartesi (9 Ağustos) günü yayımladığı "Tersane, Tekne İmal ve Çekek Yerlerine İşletme İzni Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"inin hemen ardından böyle bir kazanın yaşanmasına ilişkin görüşleri ise şöyle:
“Yönetmelik malumun ilanından başka bir şey değil. Yasaların uygulanmadığı yerde yönetmeliğin uygulanacağından şüpheliyiz. Önemli olan şey şu hazırlanan yönetmelikler çalışma yaşamına uygulanmıyorsa bir kıymeti yok. bugün olan durum da bu, yarın olacak olan da.”
Genel sekreter Saygılı Limter-İş’in "Başbakan tarafından muhattap dahi alınmamasına rağmen ‘birlikte hareket edelim, bağımsız bir komisyon oluşturalım'" çağrısını yineliyor:
"Bağımsız bir heyet oluşturulup denetleme yapılmazsa olacak şey de budur."
Limter-İş'e göre yaşanan bu ölümlerle birlikte 2008 yılında Tuzla tersanelerinde ölenlerin sayısı 18'e, Türkiye genelinde tersanelerde ölenlerin sayısı ise 104'e yükseldi.
Denizcilik Müsteşarlığı'nın yürürlüğe soktuğu kuruluşların sorumlulukları ve denetimin nasıl yapılacağının belirlendiği yönetmelik çevre ve iş güvenliğinin artırılmasını öngörüyor.
Tuzla'da sekiz ayda 18 ölüm
11 Ağustos 2008: Emrah Varol, Ramazan Aygün ve Ramazan Çetinkaya. Gisa tersanesinde yeni üretilmiş bir geminin filikalarının denemesi sırasında filikaya 16 işçi bindirildi. Bu işlem esnasında filika alabora olmuş. Denize düşen işçilerden Varol, Aygün ve Çetinkaya hayatını kaybetti.
29 Temmuz: İbrahim Çelik. Kompresör dairesinde bakım yaparken meydana gelen patlama sonucu başına cisim çarptı. Hastaneye götürülürken yolda öldü.
3 Temmuz: Kemal Turan. 47 yaşındaki montajcı Turan, GİSAŞ tersanesinde ambar kapaklarından düşerek öldü.
8 Haziran: İhsan Turan. 35 yaşındaki Turan geminin ambar kapağının üzerine düşmesi sonucu yaşamını yitirdi.
17 Mayıs: Murat Çalışkan. 31 yaşındaki Kahramanmaraş'lı Çalışkan geminin güvertesinden ambara düşerek hayatını kaybetti.
17 Mayıs: Deniz Kaşıkeman. Sac montajı yaparken, 2.5 ton ağırlığında olduğu tahmin edilen sac kütlesinin, üzerine düşmesi sonucu ezildi. 26 yaşındaydı.
8 Mayıs: İzzet Gider. Makine dairesinde gaz sıkışması sonucu meydana gelen patlamada hayatlarını yitirdiler.
21 Nisan: Hakan Oğuz. Yalova'da Yaşar San tersanesinde kafa üstü düşerek ağır hayatını kaybeden Diyarbakırlı Oğuz 18 yaşındaydı.
30 Mart: Ali İhsan Çam. Boyacı olarak çalıştığı Sedef Tersanesi'nde yüksekten düşme sonucu öldü. 31 yaşındaydı.
27 Mart: Yüksel Özdemir. Tuzla Gemi Tersanesi'nde raspacı olarak çalışırken 13 Mart'ta yüksekten düştü ve ağır yaralandı. 45 yaşındaydı.
17 Şubat: Hasan Köse. Selahattin Arslan Tersanesi'nde oksijen tüpü patlamasıyla vücudunun yüzde 80'i yandı. 24 yaşındaydı.
16 Şubat: Mikail Kavak. DESAN tersanesinde Gemkur taşeron işletmesinde kaynakçı olarak çalışıyordu. Elektrik çarpması sonucu öldü. 26 yaşındaydı.
12 Şubat: Osman Göç. GEMTİŞ tersanesinde kaynakçı olarak çalışırken kaynak dumanından zehirlendi. Mesai saatinden sonra akşam evine giden Göç fenalaşarak hastaneye götürüldü. Göç’ü doktorlar bir şeyin yok diye evine gönderdi; ancak gece yarısı fenalaşarak acilen hastaneye götürülen Göç, duman zehirlenmesine bağlı olarak kalp durması sonucu hayatını kaybetti. 26 yaşındaydı.
12 Şubat: Cevat Toy. Dearsan Tersanesi'nde tav işçisi olarak çalışıyordu. İskeleden düşme sonucu öldü. 41 yaşındaydı.
5 Şubat: Metin Turan. Şahin Çelik Tersanesi'nde raspacı olarak çalışıyordu. İskeleden denize düşerek öldü. 19 yaşındaydı.
14 Ocak: Onur Bayoğlu. Elektrikçi olarak çalıştığı Sedef Tersanesi'nde ambara düşerek öldü. 19 yaşındaydı. (BÇ/EZÖ)
* Fotoğraf Halil Özen (Çağdaş Tuzla Gazetesi)