Çizim: Ercan Altuntaş
Kobanî davasının 28. duruşma periyodunun 2. oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN-Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
“4 yıl boyunca delil bulunamadı”
Tutuksuz yargılanan siyasetçi Bircan Yorulmaz’ın beyanının ardından, avukatı Ayşen Akçay Senem, müvekkiline yönelik suçlamalara dair pek çok tespit yapıldığını ve bunların birçoğunda çeşitli hatalar olduğunu dile getirdi.
Müvekkilinin soruşturma kapsamında daha önce emniyete beyan verdiğini ve 4 yıl boyunca hakkında gözaltı veya tutuklamaya dair bir işlem yapılmadığını ancak daha sonra tutuklanıp 2 yıl boyunca tutuklu kaldığını dile getiren Senem, müvekkilinin niçin tutuklandığına dair aylarca bilgilendirilmediklerini söyledi.
Bunun bir hak ihlali olduğunu ve adil yargılamanın gaspı niteliğinde olduğuna değinen Senem, “Soruşturma savcısı 4 yıl boyunca müvekkilimin aleyhinde bir delil bulamamıştır” dedi.
“Suçlamalar, sosyal medyadan”
Yorulmaz’a yönelik suçlamalara değinen Senem, bu suçlara dayanak olarak sosual medya paylaşımlarının gösterildiğini ve başkaca delil olarak gösterilen bir hususun olmadığını ifade etti.
Müvekkiline yönelik suçlama konusu yapılan ve PYD’nin Avrupa Merkezi’nin gönderdiği ileri sürülen e-maile değinen Senem, e-mailin doğrudan HDP’ye atılmadığını ve pek çok kurum ve kuruluşa atıldığını dile getirdi. E-mailin, “PYD’nin HDP ile doğrudan ilişkisi var” şeklinde değerlendirildiğini belirten Senem, mailde HDP ve HDP MYK’ya ilişkin bir hususun olmadığını söyledi.
“İddianame usulsüz hususlar içeriyor”
Açık tanıkların beyanlarına işaret eden Senem, bu kişilerin de MYK’ye yabancı kimsenin katıldığına dair bir beyanda bulunmadığını söyledi. Senem, “Bu kanıya nerden varıldığını anlamıyorum” dedi ve şöyle devam etti:
“İddianamenin kabul edilmesi başlı başına hukuka aykırı. CMK’ya göre iade edilmesi gerekirdi. Tamamen usulsüz hususlar içeriyor. Sevk maddesi dahi yer almıyordu. Hükümetin, TSK’nin ve devletin PYD ile yürüttüğü ilişkiyi sabah müvekkilim anlattı. Yıllarca süren ilişkilerin bir anda tüm bu ilişkilerin suç olduğunu öğrendik! Düzgün bir soruşturma evresi yapılmış olsaydı bu yargılama hiç başlamazdı. Müvekkilimin hiçbir hakkı gözetilmedi. Ayrıca lehine olan hususlar iddianamede yer almadı. Yanı sıra MYK toplantısında yer aldığını uzun bir süre ileri sürüldü. Bir çuval alınmış ve her şey içine atılmış. Bunun içinden suç çıkarılmaya çalışılıyor.”
Tanık beyanları ne şekilde alındı?
Mahkemenin de usulsüz işlemlere imza attığını ve buna örnek olarak daha önce bir tanığın herkesten habersiz dinlenmesini gösteren Senem, “Tanıkların hiçbiri müvekkilim ile ilgili bir beyanda bulunmadı, teşhis etmedi. Hiç somut deliliniz olmadan tanıkların söylediklerini müvekkilim ile ilişkilendirdiniz” diyerek, tepkisini ortaya koydu. Senem, tanık beyanlarının ne şekilde alındığı ve daha önceki beyanların kendilerine okunup okunmadığını da bilmediklerini söyledi.
Yargılanan pek çok ismin sorgusu yapılmadığını ve buna rağmen esas hakkında mütalaa hazırlandığını dile getiren Senem, sonrasında mütalaa karşı süre verildiğini ancak bu sürenin yetmediğini söyledi. Mütalaanın çok özensiz bir şekilde hazırlandığını dile getiren Senem, sundukları bilgi ve bulguların mütalaada yer verilmediğini belirtti. Müvekkilinin lehine olan hususlarının mütalaaya eklenmediğini kaydeden Senem, “Mütalaada iddianamenin aynısı. İddia makamı, mütalaasını geri alabilir. CMK’da bunu engelleyen bir husus yok. Biz, müvekkilimiz hakkında derhal beraat talebinde bulunması istiyoruz” diye kaydetti.
“Toplantı sırasında Galatasaray’daydı”
Müvekkilinin HDP MYK üyesi olmasının suçlu görülmesi için yeterli bulunduğunu dile getiren Senem, müvekkilinin Kobani olayları öncesinde HDP’den istifa ettiğini ve bu durum ile MYK görevinin de bittiğini ancak mütalaada ısrarla MYK üyesi olduğunun ileri sürüldüğünü belirtti.
“MYK üyesi olmak ‘terör örgütü’ üyesi olmak değildir” diyerek, “MYK üyesi olmak” suçlamasına tepki gösteren Senem, MYK toplantısının yapıldığı sırada müvekkilinin İstanbul’da olduğu ve aynı gece Galatasaray Meydanı’nda olduğunu ispatladıklarını dile getirdi.
“BM de benzer uyarılarda bulundu”
PYD’nin Kobanê’ye dair gönderdiği ileri sürülen e-mailde yer alan içeriğe değinen Senem, BM’nin de benzer açıklama ve uyarılarda bulunduğunu paylaştı. PYD’nin gönderdiği ileri sürülen mailin müvekkili Yorulmaz’a gönderilip gönderilmediğine dair bilirkişiden rapor aldıklarını dile getiren Senem, bilirkişinin Yorulmaz’a mail gönderildiğine dair bir tespitte bulunmadığını söyledi.
Senem, PYD’nin attığı ileri sürülen mailin de PYD tarafından atılmadığı, gönderen kurumun Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) olduğunu ispatladıklarını paylaştı.
Senem, iddia makamının söz konusu e-mailin müvekkili tarafından başkalarına da gönderildiğini ileri sürdüğünü ancak bu durumun doğruyu yansıtmadığını, buna yaptıkları itirazlara rağmen bu hususun aynı şekilde dosyada yer almayı sürdüğünü söyledi.
“Herkes örgütlenme hakkına sahiptir”
Yorulmaz’ın dijital materyallerinde yer alan bilgilerin ve paylaşımların suç teşkil etmediğini belirten Senem, hiçbirinin şiddet içerikli olmadığını vurguladı. Senem, “Herkes örgütlenme hakkına sahiptir. Buna ilişkin AİHM kararları da vardır. Mahkeme birçok defa vurguladığı gibi çoğulculuk olmadığında demokrasi de olmaz. İfade özgürlüğünün toplu olarak kullanması siyasi parti görevlerinin bir kısmını oluşturur” diyerek, bu kapsamda daha önce verilen emsal kararları paylaştı.
Senem savunmasının devamında şöyle konuştu: “e-mail ve paylaşımlar Anayasa’da haberleşme olarak ele alınıyor. Haberleşme hürriyeti engellenemez. Kişiler ve siyasi partiler, kitle haberleşme araçlarına sahip olabilirler, bu hakları güvence altına alınmıştır. Bahsettiğimiz mailler parti içi maillerdir. Ve Anayasa’nın 31’inci maddede bu hak güvence altına alınmıştır. Düşünceyi başkasına aktarma, tercihleri doğrultusunda tutum ve davranışta bulunmak serbesttir. Müvekkil iletişim kanalları ile düşüncelerini aktardığı için yargılanıyor. Bu ihlale yol açıyor. Bu yargılama ile hakkın kullanımın cezalandırıldığını görüyoruz.”
Senem son olarak, müvekkili Yorulmaz hakkında süren adli kontrol şeklindeki uygulamanın kaldırılmasını da talep etti. Talebe ilişkin ara karar oluşturan mahkeme, buna ilişkin kararı daha sonra oluşturacağına karar verdi.
Duruşma bugün devam edecek. (AS)