* Fotoğraf: Can Bursalı / Twitter
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'te meydana gelen patlamada yaşamını yitiren 301 maden işçisinin ölümünden sorumlu olanların yargılandığı Soma Katliam Davası’nda verilen cezaların Yargıtay tarafından bozulması ardından 2’nci duruşması görülmeye başlandı.
TIKLAYIN - Soma davasında Yargıtay kendi verdiği kararı bozdu
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, reddettiği hakimin reddi talebine yönelik itirazın üst mahkemeye gönderilmesine, talimat dönüşlerin beklenmesine, esas hakkında mütalaa ve savunmaların hazırlanması için taraflara ayrı ayrı süre verilmesine, Can Gürkan hakkındaki mevcut adli kontrolün devamına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 14 Haziran Pazartesi saat 9.00'da görülecek.
Sanıklar getirilmedi
Duruşmaya sanık Can Gürkan ve avukatları bulundukları kentlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Aileler ve avukatları ise duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Salih Pehlivanoğlu’nun olduğu heyetin verilen kararları okumasının ardından konuşan müşteki avukatları, sanıkların SEGBİS ile ifade vermesine tepki gösterdi.
Avukat Polat: Krizi yönetselerdi bu kadar insan ölmeyecekti
İlk olarak söz alan dava avukatlarından Melike Polat, sanıklardan baş mühendis Haluk Evinç hakkında beyanda bulunarak, acil durum sorumluluğa ilişkin “Etkili bir kriz masası kurulmamış, sorumlular maden suluyor. İlk 1 saati maden sulamak ya da başka şeyler için değerlendirmek yerine krizi yönetselerdi bu kadar insan ölmeyecekti” dedi.
“Havalandırmanın ters çevrilmesi ile ilgili hiçbir tatbikat yapılmamış, sonuçlarının ne olacağı bilinmemesine rağmen uygulanmadı” diyen Polat, “Haluk Erinç'in havanın ters çevrilmesi kararını alarak kaç kişinin ölümüne sebep olduğuna ilişkin bilirkişi raporu alınmasını talep ediyoruz. Bu talebi reddederseniz esasa ilişkin çok temel bir talebi reddetmiş olacaksınız” diye konuştu.
Avukat Aydın: Gerekçelerde maddi hata var
Avukat Hatice Arslan da Yargıtay’ın eksik incelemelerde bulunduğunu belirterek, “Yeni bir bilirkişi raporu şart. Sadece Evinç için değil Gürkan için de bilirkişi raporu şart. Ek bilirkişi raporu görev ve sorumluların bilinmesi için şart” dedi.
“Taleplerimiz mahkemenizin gerekçeli kararında dayandığı taksir gerekçelerine ilişkindir. Bu gerekçelerde maddi hata bulunmaktadır” diyerek söz alan avukat Derviş Emre Aydın da “Gerekçeli kararınızda yöneticilerin ‘tam bir kayıtsızlık ve kabullenme içinde bulunmadığından’ bahsediliyor. Şirket önceki tüm raporlara rağmen Ocak Revize Projesinde ‘Halen bir sorun yaşanmamıştır’ diyerek tam bir kayıtsızlık içerisinde olduğunu kanıtlamaktadır oysa. Fan sorununa ilişkin olarak, bu fanların hangi panolar için yapıldığı hakkında bilirkişi raporu alınmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Atalay: Pehlivan’ın iddiaları araştırılsın
Aydın’ın ardından söz alan Can Atalay, “Can Gürkan Ankara'da siyasiler ile yüksek mertebe hukukçular ile görüşmeler yaptı. Gazeteci Barış Pehlivan bunu açık açık yazdı. Manisa savcılığı size parmak salladı. Bu iddialar ile kovuşturmayı genişletmeyecekseniz ne yapacaksınız” diye sorarak, gazeteci Pehlivan’ın ortaya koyduğu iddiaların incelenmesini istedi.
Avukat Murat Kemal Gündüz de kamu görevlilerinim sorumluluğuna ilişkin soruşturma yolunun açılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti reddedildi
Talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, verilen aradan sonra avukatların taleplerini reddetti.
Avukat Nergiz Tuba Aslan, “Başkan sıfatıyla sizi ve iki üyenizi reddediyoruz” dedi. Aslan, dosyanın yargılamasına başlandığında gerçekten dosyanın kapsamını bilen savcının gittiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Şu anki savcı geçen celse itibarı ile 19 sayfa mütalaa verdi. Gerekçelerinin tamamı Yargıtay 12. Ceza Dairesinin kararının bire bir kopyası. Savcılık makamına ilişkin bir red müessesesi bulunmuyor CMK'da. Ancak bu dosyada gerçek bir esas hakkında mütalaadan bahsetmek mümkün değil. Sayın başkan uzun zamandır tarafsızlığınızı yitirdiğinizi düşünüyoruz. Üyelerinizin bu dosyaya gerçek anlamda hakim olabilmeleri mümkün değil, bu yargılamada da hiçbir varlık göstermediler. Bu sebeple üyelerinizi de reddediyoruz.”
“İmza atmamak sorumluluktan kurtarmaz”
“Katledilen 301 maden işçi sadece rakamlarla açıklanmamalıdır. Ama bu kişilerin nerede, niye, nasıl öldüğü tespit edilmesi gerekiyor. Çok küçük farklar hariç hep sorumluluk aynı kabul ediliyor. Herkes bir torbaya atılıyor. Yargılamanın subjeleri varsa bunun hakkını vermek zorundasınız, hukuki sorumluluktur, ahlaki sorumluluktur. Eğer bir ceza yargılaması yapıyorsak her türlü bulgu ile sorumlu tutabilir.”
Sanık Evinç’in bir imza atmamış olmasının onu sorumluluktan kurtarmayacağını belirten Aslan, sanıkların beyanlarını anımsatarak şunları söyledi:
“Burada havayı ters çevirdiklerini gururla anlattılar. Ne yaptıklarını bizim hayret nidalarımızla anladılar. Meslektaşlarımız taleplerde bulundular, siz bizim ‘taleplere ilişkin taraflara sormayacak mısınız’ sorumuza rağmen, ara verip kararı yazarak geldiniz, sonra savcılığa sordunuz. Bu usule eksiklik dahi sizin bu dosyayı hızla karara çıkarmak istediğinizin kanıtıdır.
“Bürokratın birilerine tonla para verme iddiaları gözünüzün önünde, Yargıtay kararları, raporlar her şey gözlerinizin önünde. Bunlara rağmen bu yargılamanın hukuksuz olduğunu görmemeniz bu yargılamayı sürdüremeyecek olduğunuzun göstergesidir. Bu dosyada hukuka uygun bir karar vermekten yoksun olduğunu gösterdiniz.
“Biz sanıksız ceza yargılaması yapıyoruz. Adalet için vazgeçmeyen aileler burada ama sanıklar yok. Sanıkların getirilmemesi sizin nasıl bir karar vereceğini ve tarafsız olmadığını göstermiş oldu” diyen Aslan son olarak reddi heyet talebini yineledi.
“Sizden adalet beklentimiz hiç yok”
Daha sonra söz alan Avukat Melek Polat ve Hatice Arslan Atabay da reddi heyet talebinde bulundu. Arslan Atabay, “Vicdanen çok rahat bir şekilde sizi reddediyorum. Patronu koruduğunuz için, taraflı kararlar verdiğiniz için sizi reddediyorum” dedi.
Avukat Mürsel Ünder, “Nafile bir çaba içinde olduğumuzu düşünebilirsiniz. Ama biz son ölümüzün hesabını son katile sorana kadar durmayacağız” diyerek sözlerine başladı.
Mahkeme başkanına, “Sizden adalet beklentimiz hiç yok. En azından göstermelik de olsa usulü uygulayın” diyen Ünder diğer iki heyet üyesine seslenerek, “Size dikta edileni onurunuz ve mesleğiniz için kabul etmeyin. Dosyayı okuduğunuzu, birlikte karar aldığınızı düşünmüyoruz” dedi.
“Soma davasının Türkiye ekonomi politik davasıyla ilgisi var. Parayı takip edin bu dosyadaki müdahaleyi görürsünüz. Para dışında, nüfuz, statü, korku, kariyer motivasyonu da var. Bu davaya yapılan müdahale bunlardan kaynaklıdır” diyen Ünder reddi heyet talebinde bulundu.
“İstinaf mahkemesini ve savcıyı da reddediyoruz”
Avukat Seçil Ege Değerli ise, “İlk atandığınız zaman da sizi reddetmiştik, hâlâ değişen bir şey yok. Hatta özel olarak atandığınız yönünde kanaatimiz daha da güçlendi” dedi.
Değerli, “Bu yargılamayı yürütmek bizler için fazlasıyla yorucu ama bu yorgunluk sizi olası kasta ikna etmeye çalışmaktan. 6 yıldır buna emek veren avukatlar ile davasının peşinden koşan insanlarla dalga geçiyorsunuz. Sadece sizi değil istinaf mahkemesini ve savcıyı da reddediyoruz” diye ekledi.
Vicdani kanaat oluşmasını beklemediğini vurgulayan Değerli, “Çünkü siz yaralı kurtulan 162 işçiyi dinlemediniz, tanıkları, aileleri dinlemediniz. Bu davayı el birliği ile çöpe atmanıza izin vermeyeceğiz. Bu düzen değişecek ve aldığınız kararlarda sizin peşinizden gelecek. Nasıl ki Elbistan (Afşin-Elbistan Çöllolar maden cinayeti) kararı peşinizden sizinle geldiyse bu da peşinizden gelecek. Bu pisliği biz temizleyeceğiz” dedi.
“Sizi de sizin temsil ettiğiniz düzeni de reddediyoruz”
Reddi heyet gerekçesini açıklayan avukat Tamer Doğan da şöyle konuştu:
“Yangından mal kaçırır gibi davayı kapatmak istediğiniz için, özel bir şekilde buraya atandığınız için, taleplerimizi kabul etmediğiniz için sizi reddediyoruz. Sizin buradaki kararınız hukuki değil sınıfsal bir karardır. Sizde bir sınıfsal tercih yaptınız. Bu yüzden de sizi de sizin temsil ettiğiniz düzeni de reddediyoruz.”
Duruşma savcısı avukatların taleplerinin reddine karar verilmesini istedi. Ara veren mahkeme heyeti, reddi hakim talebini dahil bütün talepleri reddederek duruşmayı erteledi.
Duruşma öncesi açıklama
Duruşma öncesi madenci aileleri, Akhisar İstasyon Meydanı önünde bir araya geldi. Ailelerle birlikte sendikalar ve siyasi partiler Akhisar Tren Garı önünden mahkeme salonu önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
Aileler yaşamını yitiren 301 madencinin isminin yazılı olduğu pankart açarken Emek Partisi de "Somaya adalet, katliam düzenine son" yazılı pankart taşıdı. “Soma’nın körümü katilleri yakacak, “Katillerden hesabı emekçiler soracak”, “Soma’yı unutma unutturma” sloganlarının atıldığı açıklamada dava avukatlarından Can Atalay söz aldı.
7 yıldır çevirmedik dümen kalmadığını belirten Atalay, “Bu düzen böyle gidemez. İşçilerin canını hiç sayarak bu ilkeyi kalkındıramazsınız, sadece cebinizi dolduruyorsunuz. Bu ülkede kimse ekmeğini kazanırken, öldürülmesin diyedir davamız. Suçüstü yakalandılar” dedi.
“Hesap vereceksiniz”
Yargıtay üyelerinin değiştirilerek Eylül kararını bozmasını eleştiren Atalay şöyle devam etti:
“Bu karar, tezgâhın ne kadar büyük olduğunu, dönen paraların ne kadar büyük olduğunu, kullanılan siyasal nüfusun ne kadar büyük olduğunun kanıtıdır. Türkiye’nin bu koşullarında, bu adaletsizlikte işçi sınıfı ve bu insanlar Eylül kararını aldı. Ancak Ocak ayıda çevrilen tezgâhı hepiniz biliyorsunuz. Ama siz unutmadık, adalet önünde adil bir şekilde hesap vereceksiniz.”
Ne olmuştu?
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 30 Eylül 2020'de, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği, istinafın da onadığı kararı bozmuştu. 12. Ceza Dairesi, sanıkların “bilinçli taksirle öldürme” suçundan değil, 301 kez "olası kastla öldürme" ve 162 kez yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtmişti.
Bu karar, başta iş kazasının yaşandığı Eynez ocağının sahibi Can Gürkan olmak üzere, sanıkların binlerce yıl hapis cezasıyla cezalandırılması demekti.
Bu sırada Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin üyeleri değişti. Üye değişikliğinden hemen sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 Ocak'ta 12. Ceza Dairesi'nin 30 Eylül 2020 tarihli kararına itiraz etti.
İtirazın ardından, 12. Ceza Dairesi'nin yeni üyeleri 10 gün içinde yaklaşık 6 bin sayfalık dosyayı inceledi ve itirazı haklı bularak sanıkların olası kastla öldürme suçundan değil, bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğine hükmetti.
12. Ceza Dairesi'nin 30 Eylül 2020'deki ilk kararından sonra duruşma günü vermek için 3 aydan fazla bir süre bekleyen Akhisar Ceza Mahkemesi, yeni karardan hemen sonra duruşma günü verdi.
Yeni karara göre, sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ile baş mühendisler Efkan Kurt, Adem Ormanoğlu ve Haluk Evinç en fazla 22 yıl hapis cezasıyla cezalandırılabilecek.
Yargıtay'ın ikinci bozma kararının ardından davanın ilk duruşması, 13 Nisan'da görülmüş, dava 24 Mayıs'a ertelenmişti.
(TP)
* Kaynak: Mezopotamya Ajansı, Evrensel, Independent Türkçe, Sosyal Haklar Derneği (Twitter)