BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken silikozis hastalarını ilgilendiren iki yasa teklifi verdi.
Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi Üyesi Yasemin Göksu bu teklifleri değerlendirirken silikozis hastalarının bir mağduriyetine daha dikkat çekti.
Göksu silikosiz hastalarının hastalığını ispat zorunluluğu dolayısıyla birçok işçinin çalışarak silikozis hastası olduklarının ispatlamak üzere dava açıldığını, ancak çoğunun kayıtdışı çalıştırıldığı ortaya çıkınca davaları kaybettiklerini anlattı.
"Zaten çalışmaz durumdalar ve çok yoksul aileler bunlar. Şimdi kişi başına düşen 1000-1500 liralık avukat ücretleri işçilerden isteniyor. Çocukları okuyamıyor, evlerini geçindiremiyorken ödemeleri mümkün değil.
"Biz SGK'nın bu ceza gibi görünen avukatlık ücretlerinden işçileri kurtarmasını istiyoruz. Bunun için dilekçeler verdik..."
Yeni yasa teklifi işçilere ispat zorunluluğunun kaldırılmasını da içeriyor. Ancak Göksu, sadece "Torba Yasa"da yer alan "üç aylık başvuru süresinin" kaldırılmasının bile yeterli olacağından söz etti.
İspat derdi bitecek mi?
Verilen yasa tekliflerinin önemli olduğunu belirten Göksu, silikozis dünyada çok yıllar önce meslek hastalığı olarak kabul edildiğini ancak Türkiye'de meslek hastalığı sayılması için işçilerin ispat zorunluluğu olduğunu anlattı.
"Hem işyerinde çalışma ispatı hem de rapor isteniyordu. Biz de silikozisin sokaktaki tozlardan ya da herhangi bir nedenle olamayacağı, mutlak bu işi yapanların yakalandığı bir hastalık olduğu için ispat gerekmeksizin doğrudan meslek hastalığı sayılsın istedik."
Sonra Torba Yasa'da yer alan bir madde ile silikozis hastalarına yüzde 15 alt limit koyarak rahatsızlıkları oranında bir maaş bağlandığını anlatan Göksu, hükümetin bunun için üç aylık başvuru süresi koyduğunu hatırlattı.
"Şimdi o üç ay içinde başvurmamış kişilere de ispat gerekmeksizin başvurma hakkı tanınıp maaş bağlanması gerekli. Yasa bu anlamda çok önemli."
Meslek hastalığı vurgusu
BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda değişiklik yapılması için iki yasa teklifi verdi.
Baluken'in tekliflerinde silikozis hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi ve silikozis hastalarının yararlanabileceği düzenlemeler yer aldı.
Silikozis hastalığına yakalanan kişilerin sosyal güvence ve emeklilik haklarını düzenlemeye yönelik Silikozis Hastalığına Yakalanan Vatandaşların Sosyal Güvenlikleri Hakkında Kanun Teklifi'nin gerekçesinde, bu hastalığa yakalanan 600 kot kumlama işçisi olduğu belirtildi.
Türkiye'de ilk kez 2005'te tespit edilen hastalığı nedeniyle 50 işçinin hayatını kaybettiği kaydedildi.
Teklifte Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda silikozis hastalığının tanımının yapılması ve katılma payı alınmaması istendi. Silikozis hastalığına yakalanmış olanların kendileri, eşleri, çocukları ve anne-babaları ile ilgili sosyal güvenceler getirilmesi gerektiği vurgulandı.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde de silikosizin yasada "meslek hastalığı" olarak yer bulması ve silikozis hastalarının da "meslek hastası" olarak kabul edilmesi talepleri yer aldı.
Silikozis riskinin olduğu bazı iş kolları da teklifte sıralandı: taş ocakları, kuvars değirmenleri, kum püskürtme işleri, madenciler, tünel kazıcılar, dökümcüler, cam sanayi, seramik, vitray yapımı, çimento üretimi, çanak-çömlek yapımı, kiremit, tuğla, balçık üretimi...
Meclis araştırması
Yasa teklifinin yanında Meclis araştırması için de bir önerge verildi. BDP Muş Milletvekili Demir Çelik'in verdiği önergede, silikozis hastalığına yakalanmış ve silikozis tehdidi altındaki tüm işçilerin tespit edilmesi, kot taşlama işçilerinin yaşadıkları mağduriyetlerin tespiti ve acil olarak giderilmesi için Meclis araştırması açılması istendi. (YY)