Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) onursal başkanı Selçuk Kozağaçlı ile üye avukatlar Barkın Timtik, Oya Aslan, Özgür Yılmaz, Güçlü Sevimli ve Gülvin Aydın Savran, ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla yargılandıkları davada bugün hakim karşısına çıktı.
İstinaf mahkemesinin verdiği bozma ve hak ihlali kararları sonrası İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada başka bir suçlamayla mahpus edilen Timtik, Aslan, Yılmaz ve Kozağaçlı fiziki olarak hazır edildi. Duruşmayı Avrupa baroları ve hukuk kurumlarından çok sayıda hukukçu takip etti.
Duruşma Kozağaçlı’nın bozma kararına karşı beyanda başladı. Mesleki faaliyetleri kapsamında katıldıkları basın açıklamaları ve cenaze törenleri gibi eylem, etkinlikler gerekçesiyle yargılandıklarını söyledi. İsnat edilen ‘örgüt propagandası’ suçlamasının zamanaşımı süresinin dolduğunu belirtti. Sonrasında mahkemeyi eleştirerek şu eklemeleri yaptı:
“İstinaf mahkemesi size adeta ‘Becerip süresi içerisinde bir karar veremediniz bari basın yoluyla işlenmiş olabilir mi diye bir bakın da süreyi uzayın, dosyayı zamanaşımından kurtarın; ceza verin mutlaka’ diye akıl vermiştir.
Kaza geçirmişsiniz, geçmiş olsun; duyunca endişelendim. Çünkü bu iktidar değişip bu kararları verdiğiniz için sizi kınayacaklar. Sizlerle şu an hukuki olarak tartışılabilecek bir şey yok. Başınıza bir şey gelmesin de o zaman oturup sizinle bu kararları yeniden tartışalım.
Bana verdiğiniz cezayı yattım bitti, bu nedenle rahat konuşuyorum. Yüksek mahkeme kararını kabul etseniz de bana zararı yok, cezada indirim yaparsanız da bana yararı yok; ben zaten yattım. Kişisel ve hukuki fikrim, kararınızda direnin. Ama siz hukukla çalışmıyorsunuz.”
Yılmaz: Bizi tutsaklıkla korkutamazsınız
Ardından Özgür Yılmaz söz aldı. Bozma ilamına karşı konuştu. Şunları söyledi:
“Yargılama sırasında size Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından bahsettik ancak ilgilenmediniz. Şimdiki bozma kararının da haklı olduğunu düşünüyorum ama bu kez de ‘basın yolu’ diyerek zamanaşımı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.
Hakkımızda verdiğiniz kararlarla bizi tutsak ediyorsunuz; tutsaklıkta hasta oluyoruz, yıllarca göremediğimiz yakınlarımızı kaybediyoruz, çocuklarımızı üzüyorsunuz; hapishanede bedeller ödüyoruz ama bir, üç, beş yıl daha bizi tutsaklıkla hâlâ korkutamazsınız.
Bu kararlarınızla yalnızca öfkem bileyleniyor. Bir gün hapishaneden çıktığımda hakkımızda bu kararları veren sizlerin yargılanması için elimden gelen her şeyi yapacağım. Koltuklarında gülerek hukuki ya da siyasi kararlar verenleri yargılattık; biz Mehmet Ağar'ı yargılattık.
Eski hakimlerin bir kısmı hukuksuz kararlarının bedellerini ödüyor. Şimdikiler de ödeyecek. Bizim duruşumuz hiç değişmez. Devrimcilerin kökü sağlamdır. Devrimci avukatlar yenilmez. Kararı istediğiniz gibi verin, zaten kararı sizin verdiğinizi düşünmüyorum.”
Aslan: Pişmanlığı bizlerden değil suçlulardan bekleyin
Oya Aslan “Önceki yargılamayı bitirirken, bizden pişmanlık görmediğiniz için indirim yapmayacağınızı söylemiştiniz. Bizden pişmanlık bekliyorsanız beklemeyin. Pişmanlığı suçlulardan bekleyin” diyerek konuşmasına başladı.
“Yargı para birimimizden hızlı değer kaybediyor” diyen Aslan “Yargılamalar talimatla yapılıyor. Suç çetelerindeki hakim savcı oranı arttı. Halk kendi adaletini kendi arıyor. Bunların sorumlusu biz miyiz? Onurunu korumayanlar kendi içlerinde hapishanede yaşıyor, ben hapishanede daha özgürüm. Bin yıl da hapis cezası verseniz bizi pişman edemezsiniz. Onur duyuyorum yaptığım avukatlıktan.” diye konuştu.
Timtik: Devlet hukuka uymazsa çete olur, mafya olur
Barkın Timtik beyanında, “İktidarın beğendiği avukatlar var. Bu avukatlara gerçek avukat, bize terörist diyorlar. Neden? Bu avukatlar göz yumuyor, bu avukatlar işini biliyor. Bugün her şey alınıp satılıyor; insan, doğa, kan… Onur da satılıyor. Biz ise hep durduğumuz yerdeyiz." dedi.
Devlet hukuka uyması gerektiğinden bahseden Timtik, "Devlet yoksa çete olur, mafya olur. Bu memleketin her yerinde toprak altında isimsiz insanlar var. Faili meçhuller var. Devrimcilerin faili meçhul cinayetlerle öldürülüp kimsesizler mezarlığına gömmüşlerdi. Çıkarttırdık, cenazesini teslim aldık. Ölümünden önce bize vekalet verip her şeyini emanet etmiş insanı öldükten sonra terk mi edecektik? Anayasayı ihlal ediyorsunuz. Bizim bunları dile getirmemiz silahlı terör örgütü propagandası mı? Yani bu ülkede Anayasayı silahlı terör örgütleri savunur olmuş, öyle mi?” ifadelerini kullandı.
Topalkara: Kararı siz değil Akın Gürlek verdi
Beyanların ardından hukukçuların müdafi avukatı Oğuzhan Topalkara söz aldı. Mahkemeye “Kötü bir karar verdiniz, kötü bir yargılama yaptınız ama sizin hakkınızda reddi hakim talebimiz olmadı. Çünkü müstesna değilsiniz. Bu dönemin mahkemeleri içinde farklı bir tarafınız yok” dedi.
Tevsii tahkikat (soruşturmanın ve delillerin genişletilmesi talepleri) talepleri olduğunu söyleyen Topalkara “Çünkü kötü bir yargılama yaptınız hiçbir şeyi tam olarak incelemediniz. Zamanaşımı işleyebilir ama biz beraat istiyoruz.” diye konuştu.
Kararda suç tarihinin yanlış yazıldığını ifade eden Topalkara “Yaptığınız şey yargılama değil. O kararı siz vermediniz. Bugünkü İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı (akın Gürlek) verdi, siz de imzaladınız” diye devam etti.
Savcı Timtik, Aslan ve Yılmaz’ın cezalandırılmasını istedi
Daha sonra duruşma savcısı mütalaasını açıkladı. Selçuk Kozağaçlı, Güçlü Sevimli ve Gülvin Aydın Savran hakkındaki suçlamaların zamanaşımından düşürülmesini, Barkın Timtik, Oya Aslan ve Özgür Yılmaz’ın da cezalandırmalarını talep etti.
Mahkeme eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 21 Ekim’e bıraktı.
Ne olmuştu?
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi ve yöneticisi avukatlara yönelik yargı süreci, 2013 yılında başlayan soruşturmalara dayanıyor. Avukatlar, müvekkilleriyle özdeşleştirilerek “silahlı terör örgütü üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla hedef alındı. 2017 yılında ÇHD Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda avukat gözaltına alındı ve tutuklandı.
Yargılama sürecinde birçok hak ihlali iddiası gündeme geldi. Avukatlar, mesleki faaliyetleri—örneğin basın açıklamaları, cenaze törenlerine katılım ve adli savunma görevleri—nedeniyle suçlandıklarını belirtti.
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi, 2022 yılında Kozağaçlı'ya 12 yıl, diğer avukatlara da benzer şekilde uzun hapis cezaları verdi. Huhukçular üzerindeki örgüt propagandası suçlaması Yargıtay 3. Ceza Dairesince bozuldu. Bozma kararında hem usul hem de hak ihlallerine dikkat çekildi. Bu gelişmelerin ardından dava yeniden görülmeye başlandı.











