Erotik ya da seks shoplar, son on yıldır, hemen her şehirde mantar misali çoğaldılar. Genelde şehirlerin kalabalık merkezlerinde, ana caddeye bakan apartmanların üst katlarında yer alan bu dükkânlar, hemen her yeni ergenin olduğu gibi, benim de dikkatimi çekmişlerdi. İlk gençliğimde bu dükkânlara gitmeyi çok isteyip, bir türlü cesaret edemediğimi ve bu ziyareti hep ertelediğimi hatırlıyorum.
Cesaret edemiyordum, çünkü bu dükkânlar zihnimde bir takım karanlık işleri çağrıştırıyordu. Sanki buralarda bir takım karanlık, yasa dışı işler dönüyordu. Buralarda, uyuşturucu satılıyor, fuhuş yapılıyor, insan kaçırılıyor ya da kim bilir cinayetler işleniyordu.
Hepsinin camları ya simsiyah boyanmış ya da kalın perdelerle tamamen kapatılmıştı. Böyle olunca bu dükkânların içinde neler olabileceği fikri, gittikçe daha korkutucu bir hal alıyordu. Hani şöyle perdeler biraz aralık olsa ve içeriyi görebilsem belki cesaretimi toplayıp bu dükkânlardan birine girebilir ve buraların sandığım kadar “karanlık” olmadığını görebilirdim.
Ama ne yazık ki, hepsi gizli kapaklı mekânlardı. Bu dükkânlar böylesine gizli kapaklı olunca, buralara girdiğimde başıma korkunç şeyler gelebileceği fikri ya da başıma bir şey gelmese bile, tam ben oradayken polislerin televizyon kameralarıyla birlikte bu dükkânları basabileceği fikri aklımdan hiç çıkmıyordu.
Zaten cinsellik fikri bile tek başına kirli ve karanlıktı. Uyuşturucular, cinayetler ya da insan kaçırmalar, zihnimde cinsellikle birlikte hemen hemen aynı başlığın altında yer alıyordu. Böyle olunca cinsellikle ilgili bir dükkân, bana içinde bu tarz yasadışı işlerin de döndüğü bir mekân gibi geliyordu.
Cinselliğe Bakış Açımız
Aslında bu dükkânlar sayesinde, bir toplum olarak cinselliğe nasıl baktığımızı analiz edebiliriz diye düşünüyorum. Bu dükkânların algımızdaki yansımalarından tutun da, dükkânların görünürlülüğüne kadar hemen her detay, cinsellikle ilgili algılarımızla bire bir örtüşmektedir.
Her şeyden önce, tıpkı ilk gençliğimde bu dükkânlar bana nasıl bir takım yasadışı, karanlık ve kirli işleri çağrıştırdıysa, bir toplum olarak cinselliğe bakış açımız da bu yönde. Yani cinsellik, bizim için karanlık ve kirli bir şey. Nasıl uyuşturucu ya da kaçakçılık muhabbeti yapmak, “çoğu” ortamda uygun kaçmıyorsa, cinsellik muhabbeti yapmamız da uygun kaçmaz.
Örneğin bir bayram ziyaretinde, cinsellikten söz açılmaz. Çocukların cinsellik hakkında konuşmaları, hatta soru sormaları bile çoğu kez kötü karşılanır. Öyle cinsellikle ilgili fikirlerimizi, planlarımızı ya da isteklerimizi her ortamda şöyle rahat rahat, bağıra çağıra konuşmamız söz konusu bile olamaz.
Cinselliğin Gizli Kapaklı Oluşu
Bu dükkânların nerelerde yer aldıkları bile cinsellikle ilgili algımızla birebir örtüşüyor. Örneğin şu ana kadar herhangi bir “aile” semtinde, hiçbir erotik dükkâna rastlamadım. Hepsi, kalabalık ve kozmopolit merkezlerde… Bir başka deyişle, “gelenin gidenin belli olmadığı” yerlerde… Ayrıca şu ana kadar zemin katta, şöyle kocaman vitrinleri olan bir seks mağazası da görmedim.
Cinselliğin gizli kapaklı oluşu gibi, onlar da gizli kapaklı. Cinselliğe dair bilgilerimizin yalan yanlış ya da çok az olmasının sebebi bu gizli kapaklılıksa, seks shoplar hakkındaki bilgilerimizin yalan yanlış olması da bu dükkânların böylesine gizleniyor oluşuyla ilgili.
Kadınların Erişimine Kapalı
Ama bir yandan tıpkı cinsellik gibi, bu dükkânlar da uzaktan da olsa kendilerini göstermeyi başarıyorlar. Bir meydana ya da caddeye uzaktan uzaktan, çoğunlukla pembe ya da kırmızı olan neon ışıklarını saçabiliyorlar.
Ancak oralara pek çoğumuz gidemiyoruz. Gidenler de çoğunlukla, hatta sadece erkekler. Sanırım kadınların tek başlarına erotik shoplara gitmesi, çok daha güç. Toplumumuzda cinsellik nasıl sadece erkeklerin tüketimine açıksa, aynı şekilde bu dükkânlara gidip alışveriş yapanlar da sadece erkekler. Tıpkı cinselliğin kendisi gibi, bu dükkânlar özellikle kadınların erişimine kapalı.
Sanırım bir kadın olsaydım hiçbir zaman cesaretimi toplayıp tek başıma bir erotik dükkâna gidemeyecektim. Cinsellikle ilgili zihnimdeki kalıpları yıksam bile, buralara tek başıma gitmek benim gözümde hâlâ tehlikeli olabilecekti. Zaten gittiğimde de gördüğüm üzere, buralarda sadece erkekler vardı.
Herkese Açık Erotik Shoplar
Yıllar sonra Almanya’daki erotik dükkânları gezme imkânım olduğunda, hayretler içinde buradaki mağazaların bizimkilere hiç benzemediğini fark ettim.
Öncelikle hepsi zemin kattaydı. Hepsinin kocaman vitrinleri vardı. Vitrinlerinde, içeride satılan ürünler teşhir ediliyordu. Üstelik kapıları kocaman ve sonuna kadar açıktı. Dolayısıyla içeriye girmeseniz bile, şöyle vitrinlere bakarak ya da kapıdan içeriye kaçamak bir bakış atarak içeride neler olduğunu görebiliyordunuz.
En çok şaşırdığım ve bir o kadar sevindiğim detay ise, bu mağazalarda alışveriş yapanların sadece erkekler olmamasıydı. Erkekler nasıl rahat rahat ürünlerin arasında dolaşabiliyor, hiç çekinmeden bu ürünleri inceleyebiliyorsa, aynı şekilde kadınlar da bu ürünlere bakıyor ve bu ürünleri satın alıyorlardı.
Üstelik bizde ki gibi “karanlık” ve “kirli” mekânlar değildi buralar. Reyonların arasında dolaşırken, hafif bir müzik size eşlik ediyordu. Her yer aydınlıktı. Kısacası herhangi bir mağazadan en ufak bir farkı bile yoktu.
Sanırım bu dükkânların böylesine ferah, aydınlık ve herkesin erişimine açık olması, Almanya’nın cinselliğe bakış açısıyla ilgili.
Umarım bir gün toplumuz için cinsellik, tıpkı Almanya’daki seks mağazaları gibi kirli ve karanlık olmaktan çıkarak herkesin erişimine ve öğrenmesine açık olacak. (YB/BÇ)