Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dün (18 Temmuz) görülen duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı Ahmet Demirhüyük, "Din ve vicdan özgürlüğü kapsamında kişilerin istedikleri dini yaşama ve yaymaları Anayasa ve kanunlarımızda güvence altına alınmıştır" dedi.
Müdahil olarak Büyük Hukukçular Birliği'nden Kemal Kerinçsiz ve on kadar avukatın da katıldığı duruşma öncesinde, önceki yargılamalarda yaşanan tehdit ve saldırı girişimleri nedeniyle geniş güvenlik önlemleri alındı.
Savcı, mütalaasında "Selçuklu ve Osmanlılardan beri azınlıkların dinlerini özgürce yaşayabilmişlerdir. Bugüne kadar bunu suç sayan bir düzenleme ve uygulama bulunmamaktadır... İsnat edilen suçların işlendiğine dair mahkumiyet için kesin, somut ve inandırıcı delil bulunamamıştır" düşüncesine yer verdi.
Müdahil avukatlar, Savcı Demirhüyük'ün esas hakkındaki mütalaasına, tanıklarının dinlenmediği gerekçesiyle tepki gösterirken, daha önce 7 sayfalık savunma dilekçelerinde müvekillerinin beraatlerini talep eden Taştan ve Topal'ın avukatları Haydar Polat ve Gürsel Meriç, mütalaaya katıldıklarını ifade ettiler.
Tarafları dinledikten sonra mahkeme başkanı Neşet Eren, yargılamaya 12 Eylül, saat 14.30'da devam edileceğini açıkladı.
Türkiye Protestan Kilisesi üyesi Taştan ve Topal Ceza Yasası'nın 301/1, 216/1 ve 135/1. maddelerinden yargılanıyor.
En son 17 Nisan'daki duruşmada dinlenen bir tanık, "Bana çekim yaptırdılar, bir şey görmedim ve anlatılanları duymadım" demişti.
"Türklüğe, İslam'a ve Hz. Muhammet'e hakaret etmek" ile suçlanan iki sanık, daha önce mahkemede verdikleri ifadede, kendi dinlerinin yaymanın yasalarda suç olmadığını ve toplumda da suç olarak görülemeyeceğini, Türk olarak Türklüğe ve dini değerleri hakaret etmelerinin mümkün olmadığını ifade etmişlerdi. (EÖ)