İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatmagül Berktay’a cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nasıl okunması gerektiğini sorduk.
Berktay CHP yönetiminin çatı adayla muhafazakar kesimle uzlaşma arayarak özeleştiri yaptığını söyledi. Ama bunun yeterli olmadığını, emek kesimiyle de uzlaşmaya gitmesi ve Kürt meselesinde barıştan yana olması gerektiğini belirtti.
Önemli bir seçmen kitlesi oy kullanmadı...
Bunların da önemli kesiminin ulusalcılar olduğunu düşünüyorum. Politikada niyetlerle sonuçlar birbirini çok zor tutuyor. Burada bir kere daha ortaya kondu bu. Tam tersi niyetleri olduğu halde Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını çok kolaylaştırdılar.
Bir de bu seçimde insanlar değil bir rejim değişikliği onaylanıyordu, aslında seçmen bunu anlayamadı.
Muhalefet de bunu anlatamadı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde genel seçimmiş gibi “Ekmek için Ekmeleddin” gibi ekonomik içerikli bir slogan kullandılar. Ayrıca bulunan adayın da bununla ilgisi yok.
CHP bir şey yapacaksa gençleşmek, kadınlaşmak zorunda ve bunu lafta değil gerçekten yapmak zorunda. O kadar müthiş bir gerontokrasi var ki çıkara çıkara yetmiş yaşında insanı aday olarak çıkarıyor.
Çatı aday fikri nasıl yorumlanmalı?
CHP yönetimi bence çatı adayı belirlemekle ilk defa siyasi risk aldı. Çatı adayını beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı bir konu.
Ama parlamenter demokrasinin adayıydı. İstese de rejimin yapısını değiştirmeyecek birisiydi.
Siyasette risk gerçek bir erdemdir. Bunu muhalefet bugüne kadar gösteremedi. Bir tek çatı aday konusunda böyle bir adım attı. Bence bu tip konularda ısrar etmeli.
İkincisi, CHP yönetimi ilk defa bir özeleştiri yapmış oldu, Türkiye’nin muhafazakar kesimiyle uzlaşma aradı, bu da iyi bir şeydi. Ama tabii muhafazakar kesimle uzlaşma yeterli değil. Aynı zamanda emek kesimiyle, Türkiye’nin gerçekten solda olan, gelecekten yana olan kesimleriyle de uzlaşmaya gitmesi gerekiyor.
Tüm ezilenlerin hakkını savunmak ve Kürt meselesi konusunda cesur bir biçimde barıştan yana olması gerekir.
Hem muhafazakar kesimle kutuplaşma konusunda uzlaşma hem de Kürt meselesinde CHP içindeki ulusalcılarla ayrışmak kaçınılmaz olacak.
Emine Ülker Tarhan bugün Kılıçdaroğlu’nu istifaya davet etti.
Ben Kılıçdaroğlu’nun ilk defa bir liderlik tutumu aldığını, bunda da ısrar etmesi, direnmesi gerektiğini düşünüyorum.
Genel seçimlerde ertesi gün “halkımız anlamıyor” dedi. Halka akıl öğretmek tavrından durumu değerlendirip kutuplaşmayı önleyecek bir tutuma girmek ancak bu anlayışta direnerek mümkün olabilir.
Biliyorum, CHP içinde bir kesim bunu beğenmiyor ama onlara da hatırlatmak gerekir. Sonuç olarak davranışları hiç de istemedikleri sonuçlara yol açıyor.
Demirtaş’ın büyük kentlerde ve beklenmedik bölgelerde oy almasını, bu derece başarılı olmasını nasıl okumak lazım?
Demirtaş gerçekten başarılıydı, son derece düzgün bir kampanyayla ilkeli bir propaganda yürüttü.
Bu aynı zamanda Türkiyelilik bazında ve Türkiyeliliğin içini dolduran ayrımcılığa karşı olmak, emekten yana, evrensel değerlerden yana olmak anlamında Kürt vatandaşlara da çok önemli bir mesaj veriyor. Buna cevap veren aktif bir kitle var. Bu çok önemli.
Ben aldığı bu yüzde 10’luk oyu demokrasinin sigortası olarak görüyorum. Buna sarılmak, bundan vazgeçmemek lazım. Genel seçimlerde bu oyun artabileceğini düşünüyorum. Kimlik politikasına özcü bir biçimde sarılmadıkları zaman önleri açık.
Seçim sonuçlarını AKP ve Erdoğan’ın nasıl okuması gerekir?
Aslında sosyolojik olarak iyi bir okuma yapıyorlar ve umarım buradan da iyi bir okuma çıkarırlar. Kibrin ve frensiz gidişin sınırının olduğunu, bunun seçmende de bir karşılığının olduğunu okumaları gerekir. Ama bunu yapabileceklerinden emin değilim.
Bütün yapı değişiyor. Muhafazakarlık her zaman çok kötü bir şey değildir, bazı iyi olan şeyleri de muhafaza etmek gerekir. Yenilik söylemi var ve yenilik insanlara çekici geliyor ama eskide muhafaza edilmesi gerekenler de var. Üstelik bunu tek adamın iki dudağının arasındaki değişiklik isteğine bağlarsanız çok korkutucu sonuçları olabilir.
Ama sınırların olduğunu, seçmenin sağduyusu olduğunu, çok da kutuplaşmak istemediğini okuyabilirlerse herkes için daha hayırlı olur. (YY)