Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi adı altında bir araya gelen yedi sivil toplum örgütü bugün yaptıkları basın açıklamasında 25 Ocak’ta gerçekleştirdikleri "İşkence Alanı Sokaklar" adlı sempozyum-forumun deklarasyonunu açıkladı, “Kolluğun İşkence Araçları Yasaklanmalıdır” kampanyasını başlattıklarını duyurdu.
İnsan Hakları Derneği (İHD), İstanbul Tabip Odası (İTO), İstanbul Eczacılar Odası (İEO), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) ve TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden oluşan İnisiyatif’in basın toplantısı İstanbul Eczacılar Odası Galatasaray Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
İnisiyatif biber gazının öldürücü olduğunu tekrarladı, başta biber gazı olmak üzere tüm zor kullanım araçlarının insan haklarına aykırı olduğunu söylerken bu kimyasalların kullanıldığı toplantı ve gösteri yürüyüşünün anayasal hak olduğunu vurguladı.
Kampanyaya destek çağrısı
Biber gazı başta olmak üzere tüm kimyasal silahların, elektro şok aletlerinin, plastik mermilerin yasaklanması, toplumsal olaylarda görevli kolluk gücüne gerçek mermi taşıyan silahlar verilmemesi, bugüne dek işlenen suçların failleri ve azmetticilerinin yargılanmasını sağlamak için tüm demokratik kurum ve kişileri kampanyaya katkı vermeye davet etti.
Kampanya kapsamında tüm zor kullanım amaçlarının yasaklanması için bilimsel ve akademik tartışmalar, yurtdışındaki kampanyalarla bağlantı, Türkiye’ye biber gazı sağlayan ülkelere yönelik çalışmalar, imza kampanyaları ve eylemler yapılması planlanıyor. İnisiyatif’in bugün yayına giren bir de internet sitesi var.
Biber gazına karşı mücadele 1966’da başladı
İTO Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu sempozyumun deklarasyonunu açıklayarak kampanya hakkında bilgi verdi.
Kullanılmasını yasaklanmasını talep ettikleri araçların başında kimyasal silahların olduğunu söyleyen Çerkezoğlu Halepçe’de, Kürt illerinde, cezaevi operasyonlarında ve son olarak da demokratik taleplerini ifade eden insanlara yönelik olarak Gezi Direnişi’nde karşımıza çıkan bu silahların kullanımının yasal olmadığını söyledi.
Ölümcül etkileri olduğunu vurguladığı kimyasal silahların kullanılmasını engellemeye dair çabaların 1966 yılından itibaren sürdüğünü anlatan Çerkezoğlu, başlattıkları kampanyanın da bu konuda önemli olduğunu söyledi.
İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe ve THİV’den Hürriyet Şener ve İEO Yönetim Kurulu üyesi Sevgi Kavak kimyasal ajanlar olarak tarif edilen bu silahların kullanımının zararlı etkilerine değinip insan haklarına aykırı olduğunu belirtti, Kimya Mühendisleri Odası’nda Onur Gökulu, akademisyenlere bu silahların kimyasal boyutuyla ilgili çalışmalara eğilmesi çağrısı yaptı.
“Toplum travmatize oldu”
Sempozyum-forumun deklerasyonunda da yer alan zor kullanım araçlarının kullanımının yarattığı psikolojik zararlara ise TODAP’Tan Pınar Önen değindi.
Önen, Gezi Direnişi’nde ölümler ve yaralanmaların hem kayıp yakınları, hem yaralananlar hem de televizyondan bile olsa tanık olan herkesi travmatize ettiğini söyledi.
“Alanlara çıkma hakkımız var. Ruh sağlığımız için kendimizi ifade etmemiz, alana çıktığımızda şiddetle karşılaşmamamız gerekir. Hem kayıp yakınları, yaralananlar ve tanıklarda görülen travmanın son bulması, hem de direniş ve söz söyleme hakkımızı savunmak için tüm zor kullanım araçlarının yasaklanmasını istiyoruz.” (BK)