“HES’ler, açılan yeni yollar, HES’lere ulaşım için açılan yollar, maden ve taş ocakları, tüm bunlara ulaşım için kesilen ağaçlar, şehir içinde kıyı dolguları, yeşil alanlara yapılan binalar… Bunları topladığımızda sele doğal afet diyemiyoruz. Doğayı paraya dönüştürmek bir hükümet ve yerel yönetim politikası, bu politikanın sonucu da sel. Bu doğal afet değil, insan eliyle oluşmuş bir yıkım.”
Ordu Çevre Derneği Başkanı Gül Ersan, Ordu’nun en çok Ünye, Fatsa, Çaybaşı, Perşembe'de etkili olmak üzere yedi ilçesinde 500 bin kişinin etkilendiği sel ile ilgili böyle diyor.
Sel nedeniyle hayatını kaybeden insan yok. Haberlerde yer almasa da çok sayıda hayvanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Selin maddi boyutu ise büyük. Ersan, hasat zamanı olduğu için harmanlara serilen fındığın sel sularıyla sürüklendiğini anlattı. 30 tondan fazla fındık denize aktı.
Selin ardından gelen ilk günde kapanan yolların açıldığını, elektriklerin geldiğini, sahil yolunda köprü yıkımı nedeniyle kapanan trafiğin tek yönlü olarak açıldığını, yağmurun olmadığını ancak meteorolojinin uyarı yaptığını aktardı.
Ersan ile selin ardında yatan nedenleri konuştuk.
HES
Milliyetçi Hareket Partisi Ordu milletvekili Cemal Enginyurt sele neden olarak hidroelektrik santralleri (HES) gösterdi ve “ HES’ler dere yataklarını değiştirdi” dedi. Enginyurt Twitter’dan da “2 saatlik yağan yağmur, Fatsa Organize Sanayisi’ni bu hale getirdiyse, hizmet ettik diyenler iyi düşünsün. Laf değil, icraat görelim” paylaşımı yaptı.
Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, “Dere yatağı ilk kez taştı. Dere yatağının taşması aklımıza gelmedi, gelse de alabileceğimiz önlemimiz yok” demişti.
Gül Ersan, bakanlığın açıkladığı 48 HES projesi olduğunu anlattı.
“48 projeden yaklaşık 20’si faaliyette. Kimi tam kapasite çalışıyor, kimi inşaat aşamasında. Ancak ister inşaat aşamasında olsun ister çalışıyor olsun tahribat yapıyor.
“Bir HES’te üç tane santral olabiliyor. Bunların etkisi çok daha fazla. Hesabımıza göre 69 tane HES projesi var.”
Ersan, HES’lerde yapılan havza değişikliklerinde suyun akışının ve ekosistemin bozulduğunu anlattı.
Yol
Gül Ersan, yol yapımlarına da dikkat çekti:
“Çok fazla yol yapılıyor. Bunlardan biri Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan Akdeniz yolu, ikincisi yeşil yol üçüncü olarak da HES’lere ya da maden ocaklarına ulaşım yolları var.
“Özellikle HES’lere ve maden ocaklarına ulaşım yolları açılırken, duvar çekmek, eğim vermek gibi işlemler yapılmıyor. Yolu açıyorlar, yoğun yağışlarda toprak yumuşuyor ve heyelan oluyor.
“Yol yapımlarından çıkan hafriyat da dere yataklarına dolduruluyor.”
Maden ve taş ocakları
Gül Ersan, sadece Fatsa ve Ünye’de Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün toplamda 337 sondaj çalışması olduğunu söyledi.
“Bir projede tek sondaj olmayabiliyor. Bir sondajdan ekonomik değeri yüksek maden bulunamayınca yeni sondaj alanları açıyorlar. Bunlar genelde ormanlık alanlarda oluyor. İş makinalarının girmesi için ağaçlar kesiliyor.”
Betonlaşma ve kıyı dolguları
Ersan’ın dikkat çektiği bir diğer nokta da Ordu’da kent içindeki kıyı dolguları ve betonlaşma.
“Yeşil alanlarımız vardı, şimdi o yeşil alanlara binalar konduruluyor. Kentte bile nefes alamıyoruz. Betonlaşma nedeniyle kent merkezinin sıcaklığı arttı. Eskiden iki üç katlı evler yapılırken şimdi 10-15 katlı siteler yapılıyor. Bunlar da doğayı olumsuz etkileyen şeyler.”
“Ordu’nun merkezi olan Altınordu’da plansız projesiz kıyı dolguları yapıldı. Belediye ile mahkeme sürecindeyiz bu konuda. Bu dolgu alanlara sosyal tesis adında yerler yapıyorlar. Çalışmaları devam ediyor.” (BK)
* Fotoğraf: İlyas Gün, Ordu, AA