Yatılı İlköğretim Bölge Okulları'nda (YİBO) görev yapan öğretmenler, "memurlar.net" adlı internet sitesinin forum sayfasında, sorunlarını paylaştı. Öğretmenlerin YİBO'larda yaşadıklarıyla ilgili rumuz kullanarak yazdıkları yazılardan bazıları şöyle:
*YİBO'lar genellikle 400-500 öğrenci ve öğretmenlerinin atıldığı ve 'ne haliniz varsa görün' dendiği, dedikodunun bol olduğu, yardımcı personelin idarecilerin üstünde olduğu, bir an önce kurtulmak gereken bir yerdir.
* Ben de bir yıl YİBO'da görevlendirme çalıştım. YİBO'nun kendine özgü problemleri var ama güzellikleri de var. Öğrenci seviyeleri düşük, özelikle seviye farkı fazla; bu biraz zorluyor. Matematik branşındayım, ders anlatırken zorlanıyordum çünkü toplama işlemi bilmeyen yedinci ve sekizinci sınıf öğrencilerim vardı. Ama öğretmen kadrosunun iletişimi çok güzeldi, dedikodu var tabii ama her okulda olduğu kadar. Buradaki güzellik, öğlen aralarında birlikte olduğun için iletişim daha iyi oluyor; etkinlikler yapılabiliyor. En büyük sıkıntı, nöbet tutma zorunluluğundan kaynaklanıyor. Hafta sonunda nöbet tutmak zorunda kalıyorsunuz. Ama nöbet arkadaşlarınız kafa dengi olunca gün boyu örencilerle birlikte eğlenebilirsiniz. Bizim favori oyunumuz voleybol maçlarıydı. Bu yıl tekrar çalışmayı çok isterim.
* Lanet bir yer bizimki ama iyileri de vardır herhalde.
* YİBO'da iki sene çalıştım bir daha mı? Tövbe!
Nöbet ücreti alınmıyordu
* Üç yıl Doğu'da, toplam 7 sene çalıştım YİBO'larda... Üstelik ilk iki üç yıl nöbetlerden ücret de alınmıyordu. Güzel mi derseniz? Değil. Kötü mü derseniz? Değil. Biraz ortamına bağlı diyelim.
* YİBO'da üç yıl çalıştım. Bekâr bir kadın öğretmen olarak getirdiklerinin ve götürdüklerinin çok olduğunu söyleyebilirim. Bekâr olduğumdan nöbet tutarak, maddi açıdan problem hiç yaşamadım. Ama manevi olarak çok yıprandım. YİBO'lar öğretimden çok, eğitimin yapıldığı yerlerdir. Ekonomik durumu hiç iyi olmayan sekiz - dokuz kardeşli köy evlerinde elektriği bile olmayan öğrenciler gelir. Aileleri eylül ayında çocuklarını bir bırakırlar, ondan sonra da ne gelen ne giden olur. Orda onlara anne, baba olursunuz. Birinci sınıf öğrencilerine, her eylül ayında ağlardım; yatağını toplayamayan, önlüğünü giyemeyen, tabldot yemeğini alıp da döken, anne - baba özlemiyle her sabah ağlayan o kadar çok öğrencim oldu ki... YİBO'ların kaynağı da çoktur. Bir bilgisayar öğretmeni olarak Adana'nın ilçesinde doğu görevi yerine geçen bir YİBO'da görev yaparken süper şartlarda bir laboratuarım vardı. Şu an İzmir'in göbeğinde merkezde çalışıyorum ama ne bilgisayarları ne de odayı anlatmayayım size.(SP)