Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Merve Ergün, hakkında açılan iki ayrı davadan toplam 20 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor. Ergün, 5 Ocak 2011'deki "Başkaldırıyoruz" eylemi sonrasındaki Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan'ın dava açtığı 117 öğrenciden biri.
Haklarındaki delillerin polis tutanaklarından ibaret olduğunu söyleyen Ergün, "Artık en basit muhalif tutum bile kara listeye alınmanıza yetiyor" diyor. Ergün, bianet'e yolladığı mektupta şu ifadelere yer verdi:
* 20 Ocak 2009'da Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) yemekhanesinde, jandarma istihbarattan olduğunu tahmin ettiğimiz bir görevli, öğrencilerin açtığı standın fotoğraflarını çekerken yakalandı.
* Yanına giden öğrencilere yemekhane görevlisi olduğunu ve fotoğraf çekmediğini söyleyen kişi, yemekhane çalışanlarıyla yüzleştirilince yalan söylediği ortaya çıktı. Öğrenciler bu kişinin telefonuna baktı ve içerisinde okulun birçok yerinin ve öğrencilerin fotoğraflarıyla, askeri personelin telefon numaralarını buldular.
* Rektörlükten birilerinin gelip tutanak tutmasını talep eden öğrenciler jandarma ablukasına alındı. Yakaladıkları kişi de "Siz kimle uğraştığınız bilmiyorsunuz, sizi mahvederim" diye onları tehdit etti.
"İstihbarat için çalıştığı düşünülüyor"
* Rektörlük genel sekreteri Tanju Mehmetoğlu, şöyle bir tutanak tuttu: "19 Ocak 2009'da kafeteryada fotoğraf çekilirken tespit edilen ve öğrenci olmadığı tahmin edilen bir kişinin ve arkadaşının kimliği sorulması ve gösterilmesi üzerine kafeterya şefliğine yönlendirilmiş, kişinin üzerinde Şehmuz Çelik adına Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından düzenlemiş kimlik bulundu. Kişinin istihbarat için çalıştığı düşünülmektedir. İş bu tutanak tutulmuştur." Ardından, görevli serbest bırakıldı.
* Bu olaydan bir ay sonra, 26 Şubat'ta 15 öğrenci sabah operasyonuyla gözaltına alındı ve izinli eylemler ve mitinglere katılmaları delil olarak sunulup PKK/Kongra-Gel üyesi olmakla suçlandılar.
Bu öğrencilerin birçoğunun 20 Ocak'ta yemekhanede olan öğrenciler olmasından, bunun jandarma istihbarat elemanının bizi "mahvetme" operasyonu olduğunu anlamıştık.
* 21 Mayıs'ta da aynı durum, benim de içlerinde olduğum Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi 13 öğrencinin başına geldi, senaryo aynıydı. Sadece üye olmakla suçlandığımız örgüt farklıydı. Bizi Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmakla suçladılar. Kanıt olarak öne sürdükleri deliller de telefon konuşmalarından ve yasal kitaplarla fotoğraflardan ibaret.
"İmza kampanyası bile delil sayıldı"
* Avukatlar da bu delillerle yargılama yapılamayacağını söylüyor ancak ben 10 yılla 20 yıl arası değişen bir cezayla yargılanıyorum şimdi.
* Bunları size anlatmak istedim çünkü son yıllarda öğrenci tutuklamaları sık sık duyuluyor fakat bu insanların nelerden yargılandıkları söylenirken haklarındaki deliller hep abartılıyor, örgütsel doküman olarak söylenen şeyler genelde sizin günlüğünüz ya da defteriniz oluyor.
* Çevre Mühendisliği bölümünde okuyan arkadaşımın bir ders kitabı üzerindeki dağ resmi delil olarak alındı. Bilgisayarınızın geçmişine girilip girdiğiniz sitelerden otomatik gelen fotoğraflar sizin bilgisayarınızda masaüstü ekranınızdaymış gibi lanse ediliyor. Bir forumdaki yorumunuz veya imza kampanyalarındaki imzanız örgüt üyeliğinize delil sayılıyor.
"20 yılla yargılanıyorum ve korkuyorum"
* 5 Ocak 2011'deki "Başkaldırıyoruz" eylemi nedeniyle 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan 117 öğrencinin içindeyim. Bu davanın hukuksuzluğu zaten şiddete uğramış öğrencilere dava açılması ve bunun mevzuata göre yapılmaması. Hakkında soruşturma açılacak sanıklar belirlendiğinde, dava açmaya gerek olup olmadığını anlamak için önce savcılık bu kişileri teker teker ifadeye çağırır onları. Fakat bu davada bizim ifademiz alınmadı, tamamen kolluk kuvvetlerinin raporlarıyla hakkımızda dava açıldı. Aleyhimizdeki deliller, polisin tuttuğu tutanaklar ve doktor raporları.
* Bu adaletsizlik siz ne yaparsanız yapın bir yerden sizi de vuruyor, vurmadıysa da vuracak. "Benim çocuğum böyle şeylere karışmaz" diyen anne babalar da kendileri de bir gün aynı hukuksuzluğun içinde bulacak. Çünkü artık en basit muhalif tutum bile kara listeye alınmanıza yetiyor.
* Herkesin bize destek olmasını istiyorum. Çünkü ben şu an toplam 20 yıl hapis cezasıyla yargılanıyorum ve korkuyorum. (AS/EÖ)