Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, 5 Ocak'ta Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) "Başkaldırıyoruz" protestosu nedeniyle 117 öğrenci hakkında 1 yıl 9 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle dava açtı.
İddianamede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve 2911 Sayılı Yasa ile sağlanan ve güvence altına alınan ''toplantı oluşturmak ve ifade özgürlüğünü kullanmak'' hakkından söz edilemeyeceği ve eylemin 2911 sayılı Yasa ile korunan toplantı yapmak hakkının dışına çıkarak, suç oluşturduğu ileri sürüldü. Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunulan iddianame kabul edildi.
Türkaslan medyada ilk olarak İbrahim Kaboğlu ve Baskın Oran'a "Türklüğü aşağılama" gerekçesiyle açtığı davayla yer aldı. Daha sonra, YouTube isimli video paylaşım sitesini kapattıran savcı, şimdi Deniz Feneri soruşturmasını yürütüyor. İşte Türkaslan'ın yürüttüğü bazı davalar:
"Sevr paranoyası normal"
Ekim 2004'te Azınlıklar Raporu'nu kamuoyuna sunan Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Prof. Dr. Baskın Oran'a Şubat 2005'te soruşturma açtı. Kaboğlu ve Oran hakkındaki davanın gerekçesi, "Türkiyelilik üst kimliği" önermeleriydi.
Türkaslan, rapordaki "Sevr Paranoyası" kavramına atfen "Bu raporda, azınlıklar yönünden ileri sürülen taleplerle, yurdumuzu işgal altına sokan Sevr Antlaşması'nın azınlıklara ilişkin hükümleri büyük benzerlikler göstermektedir. Böyle bir benzerlik karşısında Sevr paranoyasına kapılmanın yadırganacak bir yönü yoktur" demişti.
Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde tanımlanan "Türklüğü aşağılama" suçu yönünden Adalet Bakanlığı'nın izin şartı oluşmadığı gerekçesiyle Kaboğlu ve Oran hakkındaki davanın düşürülmesine, sanıkların beraatine karar verdi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, beraat kararını, suçun maddi ve manevi unsurları oluştuğu gerekçesiyle bozdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine dosyayı görüşen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise itirazı kabul ederek, yerel mahkemenin beraat kararını onadı.
Yurt protestosuna 14 yıl hapis
9 Eylül 2009'da Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nu (YURTKUR) protesto etmek için kurumun genel müdürlüğüne girmek isteyen 43 kişi hakkında, 2 Mart 2011'de "Yasaya aykırı toplantı düzenledikleri, toplantının dağıtılması sırasında şiddet kullandıkları ve kamu malına zarar verdikleri" gerekçesiyle dava açtı.
Sanıkların, "Yasaya aykırı toplantı düzenledikleri, toplantının dağıtılması sırasında şiddet kullandıkları ve kamu malına zarar verdikleri" gerekçesiyle 6 aydan 14 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezasına çarptırılmalarını istedi.
YouTube'u da o kapattırdı
2008'de Ankara Başsavcılığı'nda görev yapan diğer basın savcıları ile birlikte video paylaşım sitesi YouTube'un kapatılmasına neden olan başvuruları yaptı. Türkaslan, sitenin yasaklanmasına neden olan görüntülerin dünya üzerindeki veritabanından kaldırılmaması halinde sitenin açılmayacağını söyledi.
Türkaslan, 19 Haziran 2008'de şu açıklamayı yaptı: "5816 sayılı kanun maddesi ile siteyi erişime kapatıyoruz. İçerikten çıkarıldığı anlaşılırsa Cumhuriyet Savcılığı olarak erişime açıyoruz. YouTube'da son olarak sadece Türkiye'deki veritabanı kaldırıldı. Videonun dünya üzerinde veritabanından çıkarılması gerekiyor. Aksi takdirde siteyi erişime açmıyoruz. Kendimize muhatap bulamıyoruz. IP numarasını istediğimizde 'ticari sır' deyip vermiyorlar."
Deniz Feneri davasını yürütüyor
2008'de başlayan Deniz Feneri soruşturmasını yürütüyor. CHP yönetimi, elinde bulunan Almanya'daki Deniz Feneri yolsuzluğuna ilişkin 14 klasörden oluşan belgeyi, 27 Ekim 2010'da, Türkaslan'a teslim etmişti. Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren ile birlikte soruşturma için 3 Ocak 2011'de Frankfurt kentine gitti.
Almanya'daki davanın yargıcı Johann Müller, Eylül 2008'de yaptığı açıklamada, davanın ülke tarihindeki en büyük dolandırıcılık olayı olduğunu söylemişti. Davanın savcılarından Kertsin Lötz de asıl faillerin Almanya'da değil Türkiye'de olduğunu açıklamıştı. (AS/EÖ)