Gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nda mezarları başında anıldı.
Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YAKAY-DER), İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kayıplara Karşı Komisyon ve Gözaltında Kayıplara karşı Uluslararası Komite’nin (ICAD) çağrısıyla önce saat 12:00’de Gazi Cemevi’nde bir araya gelindi.
Ardından insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları ellerindeki “Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç davasında cezasızlığa son. Adalet istiyoruz” yazılı pankartla 13:00’te Gazi Mahallesi Mezarlığına yürüdü.
Karakoç'un mezarı başında konuşan kardeşi Birsen Karakoç, kaybedilen devrimcilerin, yurtseverlerin insanlık için mücadele ettiğini söyledi.
Hasan Ocak'ın ağabeyi Hüseyin Ocak yaptığı konuşmada, Rıdvan Karakoç'un kendisi için çok önemli bir yeri olduğunu belirtti. Kardeşi Hasan Ocak'ı ararken Rıdvan Karakoç'un cenazesine ulaştıklarını söyledi, “Rıdvan'ın boğazının kesildiği tel bile Hasan'ınkiyle aynıydı” dedi.
Ali Ocak da 20 yıldır faillerin bulunması için mücadele yürüttüklerini, kendilerine söz veren hiçbir devlet yöneticisinin sözlerini yerine getirmediğini ifade etti.
Hasan Ocak kimdir? |
Hasan Ocak 13 Nisan 1965'te Tunceli'de doğdu, öğretmendi, çay ocağı işletiyordu. 21 Mart 1995’te annesi Emine Ocak kızının doğum günü için evde balık yapıyordu, oğlu Hasan telefon etmiş, eve her zamankinden erken geleceğini söylemişti. Hasan evine hiç gidemedi. Hasan Ocak, Gazi Mahallesi'ndeki üç kahvehane ve bir işyerinin aynı anda kimliği belirlenemeyen kişilerce taranmasıyla başlayan Gazi katliamının hemen ertesinde gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınmasının ardından Hasan Ocak'tan haber alınamayınca ailesi, arkadaşları, insan hakları savunucuları Türkiye'de ve Avrupa'da “Hasan Ocak nerede” sorusunun yanıtını aradılar. Ocak ailesi oğullarını bulmak için 58 gün boyunca çalmadık kapı bırakmadı. Anne Emine Ocak oğlunu sordukça dövüldü, gözaltına alındı, hapse atıldı. Köylüler Ocak'ın cenazesini, gözaltına alınmasından beş gün sonra 26 Mart 1995'te Beykoz Buzhane Köyü Dedeler Mevkii'nde gördüler. Jandarmaya haber verilmesiyle durum Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'na intikal etti; parmak izi alındı, fotoğrafları çekildi, kan örnekleri alındı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve ilçelere parmak izi gönderildi. Ancak bu bulgularla kimlik tespiti yapılmadı. Ailesi, 15 Mayıs 1995'te Adli Tıp Kurumu kayıtlarından Hasan'ı teşhis etti. Ölüm nedeni tel veya iple boğulma olsa da, vücudundaki işkence izleri görülüyordu. Hasan Ocak 19 Mayıs'ta 1995'te binlerce insanın katıldığı büyük bir törenle Gazi Mahallesi mezarlığına gömüldü. Aile, tanıklara da başvurarak, Ocak'ın en son Terörle Mücadele Şubesi'nde görüldüğünü duyurdu. Otopsi raporu da Ocak'ın boğularak öldürüldüğünü ortaya koydu. Ailenin suç duyuruları sonuçsuz kaldı, failler bulunamadı. Anne Emine Ocak'ın başvurusuyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'yi, yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Temmuz 2004'te 25 bin Euro manevi tazminata mahkum etti. AİHM kararında, etkin soruşturma yürütülmediği belirtildi. O soruşturma halen yürütülmedi ve zamanaşımına uğratıldı. Aile zamanaşımının işletilmemesi için Beykoz Savcılığına başvuru yaptı. |
Rıdvan Karakoç kimdir? |
Rıdvan Karakoç 1961 yılında Ağrı’nın Tutak ilçesinde doğdu. 15-16 yaşlarında ailesi ile birlikte İstanbul’a göç ettiler. Karakoç İlkokulu Ağrı’da bitirdi, İstanbul’a geldikten sonra okumadı, çeşitli işlerde çalıştı. Çalışmak için Avusturya’ya gitti, orada evlendi ve bir kızı oldu. O dönemin HEP ve DEP partileriyle ilişkisi oldu. 1992-1993 yıllarında Mezopotamya Kültür Merkezi'nin (MKM) kuruluş çalışmalarında yer aldı. 1994’ün Temmuz ayında bir arkadaşı gözaltına alındıktan sonra polis Rıdvan Karakoç'u da aramaya başladı. Evine baskın düzenleyen polisler bütün evi aradılar, onu bulamadılar, kardeşi Hasan Karakoç’u gözaltına aldılar. Hasan Karakoç 14 gün gözaltında kaldı, sonra mahkemece serbest bırakıldı. O geceden sonra Rıdvan Karakoç hakkında gıyabi tutuklama kararı çıktı. Arandığı için eve gelmiyor, ailesi ile gizlice dışarıda görüşüyordu. Ailesine telefonda “Ben sizi her hafta arayacağım, eğer aramazsam bilin ki beni gözaltına aldılar ve öldürdüler” dedi. Ailesi kendisinden en son 20 Şubat 1995'te haber aldı. Birkaç gün sonra bir arkadaşını aradı, sesi garipti ve tedirgin konuşuyordu. Randevu için yer ve saat söyledi ancak arkadaşı ve kardeşi randevu yerine gittiğinde polislerle karşılaşınca oradan uzaklaştılar. Bir süre sonra kayıp Hasan Ocak’ın ailesi, Hasan Ocak’ı ararken adli tıp kayıtlarında Rıdvan’ın resmini buldular ve bunun üzerine savcılık üç ay sonra Rıdvan’ın ailesine haber verdi. Adli Tıp kayıtlarına göre Beykoz’un Bozane Köyü, Dedeler Mevkiinde, ormanın içinde köylüler tarafından bulunan cenazesi 26 Mart'ta Adli Tıp'a teslim edildi ve ardından Altınşehir Kimsesizler Mezarlığına defnedildi. 28 Mayıs 1995’te Rıdvan’ın ailesine cenaze ile ilgili haber verildi, 3 Haziran’da ailesi cenazeyi defnedildiği yerden çıkardı ve Gazi Mahallesi’ne defnetti. Rıdvan Karakoç’la ilgili soruşturma da zamanaşımına uğradı. |
Galatasaray'da her cumartesi saat 12.00'de “Kayıplar son bulsun, kayıpların akıbeti açıklansın, sorumlular bulunsun ve yargılansın” talepli Cumartesi Anneleri/İnsanları oturmaları Ocak ve Karakoç'un ardından, 27 Mayıs 1995'te başladı.(AS)
* Fotoğraf: Twitter