Cumartesi Anneleri / İnsanları 516. kez İstanbul, Galatasaray’da toplandı. 20 yıl önce gözaltında kaybedilen ve birkaç gün sonra dosyası zamanaşımına uğrayacak olan Rıdvan Karakoç’u andı.
İnsanlık suçlarına zamanaşımını kabul etmeyeceklerini dile getiren Cumartesi İnsanları devletin adaleti sağlama yükümlülüğünü hatırlattı ve zamanaşımı uygulamasına son verilmesini istedi.
“Zorla kaybetme devlet gücünün en hesap vermez ve en vahşi uygulamasıdır.
“Devlet gözaltına aldığı kişiye ne olduğunu gizler ve varlığını reddeder. Suçu görünmez kılmayı hedefleyen bu inkar, aynı zamanda suçun cezasız kalmasını da amaçlar. Kayıpların akıbetinin açıklanması, failleri yargılanması sistem tarafından engellenir.
“Bu nedenle gözaltında kaybetme dahil ağır insanlık suçlarında etkin soruşturma yürütülmeyerek, zamanaşımı devreye sokularak süreç cezasızlık ile sonlandırılmaktadır.
“Zamanaşımı failler için gizli aftır.”
Devlet adalete engel
12 Eylül’ün ilk kayıplarından Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır adaletin önündeki en büyük engelin devletin kendisi olduğunu söyledi. Devletin malda mülkte zarar uğrayınca hesap sorduğunu ama insanları kaybedilince sessiz kaldığını anlattı.
Karakoç’a yakın zamanda gözaltına alınan ve kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Hüseyin Ocak sağlık sorunları nedeniyle bugün Galatasaray’a gelemeyen Karakoç’un annesi “Asiye Karakoç’un sesiyiz” diye başladığı konuşmasında adalet mücadelesini sürdüreceklerini belirtti.
Ocak devletin belgelerinde izine nasıl Rıdvan Karakoç’un rastladıklarını ama savcılığın rutin yazışmalar dışında hiçbir girişimde bulunmadığını anlattı.
“Aradığımız tüm insanlarımızın izi devletin arşivlerinde var. Artık vicdanınızla yüzleşin, arşivleri açın, sorumluları yargılayın.”
Dünya yargıladı, Türkiye suskun
Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç da 20 yıldır yetkililerin kör, sağır, dilsiz olduğunu vurguladı. 20 yıldır sürdürdükleri mücadelede devletin insanlığa karşı işlenen suçları nasıl görmezden geldiğini, sorumluları koruduğunu anlattı.
“Çok değil, adalet istiyoruz. Kaybedilenler için yapabileceğimiz bir şey yok, hukukun işletilmesini istiyoruz sadece.”
Adaletin herkese uygulanmasının gerekliliğinden bahseden Hasan Karakoç dünyanın birçok ülkesinde insanlık suçu işleyenlerin yargılandığını ama Türkiye’de yetkililerin hala yalan söylediğini anlattı.
Herkes tepki vermeli
“Bizim için de hukukun iletilmesi için ne gerekiyor? Binlerce insanı kendi iktidarları için cezaevine tıktılar ama kayıpların bulunması için hiçbir şey yapmadılar.
“Para istemedik, mal mülk istemedik, paye istemedik, tek istediğimiz herkese eşit uygulanması gereken hukuk. Ama bu ülkede Kürtlere, kayıp ailelerine farklı hukuk uygulanıyor.
“Binlerce insan kayıpları için meydana döküldüğünde kayıplar kesildi. Biz bu eylemi yapmasaydık binlerce insan daha kaybedilmiş olacaktı. Belki bizim de cesetlerimiz orman içlerine ya da asit kuyularına atılacaktı.
“İnsanlığa karşı sorumluluğumuz var. Taleplerimiz haklıdır, ellerimiz yetkililerin yakasında olacak. Bu mücadele hepimizin görevidir, yaşananlar insanlığa karşı işlenen suçtur. Herkesi tepki vermeye çağırıyorum.
“Korkmayın”
Rıdvan Karakoç’un kızkardeşi de kaybedilenlerin yakınlarının ölümleri bile kabullenemezken zamanaşımını hiç kabul edemediklerini söyledi.
“Adalet mülkün temelidir derler ya, adaletleri kendilerine işliyor, kendi mülklerinin temelinden korkuyorlar. Ben cesaret vereyim. Sayın Erdoğan lütfen korkmayın. Bizim gibi insanları arkanıza alırsanız temeliniz daha sağlam olacaktır.”
Galatasaray’da Rıdvan Karakoç’un zamanında bir toplantıda kaydedilen bir ses kaydı da dinletildi. Ailesi bu kaydı ilk kez dinliyordu.
Ne olmuştu?
Kürt siyasi partilerinde çalışmalar yürüten 34 yaşındaki Rıdvan Karakoç bu faaliyetleri nedeniyle polisin hedefindeydi. Hakkındaki arama kararından dolayı eve gidemiyordu. Evine defalarca baskın düzenlendi, ailesi tehdit edildi.
Ailesi ile haberleşen Karakoç aynı zamanda İnsan Hakları Derneği avukatlarından Eren Keskin’e posta ile vekalet gönderdi. Haberleşme 15 Şubat 1995’e kadar sürdü, sonra bağlantı kesildi.
Evdeki polis ablukası kalktı, baskınlar bitti. Karakoç ailesi her merciiye başvurdu ama sonuç alamdı, gözaltına alındığı inkar edilen Rıdvan Karakoç için devletin her kurumu “bizde yok” cevabı verdi.
Üç ay sonra oğulları Hasan Ocak’ı arayan Ocak ailesi Beykoz Savcılığı’nda tesadüfen Karakoç’un işkence görmüş cansız bedeninin fotoğrafını gördü. Karakoç’un işkenceyle öldürülerek Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldüğü ortaya çıktı.
Ancak hukuk işletilmedi, failler korundu, tanıklar dinlenmedi.
13 Şubat 2015’te aile yeniden suç duyurusunda bulundu.
Soruşturma zamanaşımı nedeniyle kapatılma tehdidi altında. (YY)