Türkiye’de en az beş yıl görev yapmış öğretmenler, yurtdışında Türkçe ve Türk Kültürü dersleri öğretmeni olarak görevlendirilmek üzere başvuru yapma hakkına sahip. Altı yıldır Milli Eğitim Bakanlığı’nda sosyal bilgiler öğretmeni olarak görev yapan Dündar Kerçin, bu program kapsamında başvuru yaptı. Van ve İstanbul’da çalışarak farklı kültürleri tanıma fırsatı bulan Kerçin, İngilizce dil grubunda açılan pozisyonlar için başvurdu.
Öğretmen Kerçin: Mülakatta nereli olduğum soruldu
Yazılı sınavda 90 puan alarak, İngilizce dil grubunda alınacak 40 öğretmen arasına girmeyi başaran Kerçin, mülakat sürecinde beklenmedik bir engelle karşılaştı. İki aşamalı mülakatın ilkinde 44 puan alarak elendi. Bu sonuç, başarılı bir yazılı sınav performansına rağmen yurtdışı görev hayalini gerçekleştirememesine neden oldu.
CİMER'den sorulara yanıt yok
Yaşadığı hak ihlalini T.C Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) bildiren Keçin, şu soruların yanıtlanmasını istedi.
1. Mesleki yeterlilik yazılı sınavında, diğer adaylar arasında sıralamam nedir?
2. Mülakat puanımın düşük olmasına neden olan spesifik unsurlar nelerdir?
3. Mülakatı değerlendiren kurul üyelerinin uzmanlık alanları ve deneyimleri nelerdir?
4. Bu mülakat sürecinde alınan en düşük ve en yüksek notlar nelerdir?
Dündar Kerçin’e bugün yanıt veren CİMER, sürecin “objektif” yürütüldüğünü belirttiği gibi sorularını da yanıtlamadı.
"Sorumluluktan kaçıyorlar"
bianet’e konuşan Dündar Kerçin, şöyle dedi:
"Bir eğitimci olarak, mülakatta yaşadığım adaletsizliği sorgulamak ve hakkımı aramak amacıyla CİMER’e bilgi edinme talebi doğrultusunda başvuruda bulundum. Ancak aldığım yanıt, adeta bir skandal niteliğinde! Milli Eğitim Bakanlığı, sürecin daha iyi anlaşılması amacıyla basit ve net biçimde sorduğum sorulara cevap vermekten kaçınmıştır. Bu, açıkça sorumluluktan kaçınmak ve hesap vermemek anlamına geliyor!"
"Objektif kriterleri bilmek hakkım"
"Bir vatandaşın bilgi edinme talebiyle sorduğu soruların cevapsız bırakılması, sistemdeki şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin ne kadar sorgulanması gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu cevap, Milli Eğitim Bakanlığı'nın vatandaşı yok sayan bir yaklaşım içerisinde olduğunun en açık kanıtıdır. Bu durumu asla kabul etmeyeceğim ve peşini bırakmayacağım!
"Objektif kriterlerin neler olduğunu bilmek, hangi alanlarda eksik kaldığımı öğrenmek, bana bir sonraki adımda kendimi geliştirme imkanı tanırdı. Ancak böyle genel ve belirsiz cevaplar, yaşadığım adaletsizliğe dair şaibeleri arttırmakta ve bir öğretmen olarak çalıştığım kuruma olan güvenimi sarsmaktadır."
"Neden sorularımıza cevap vermekten kaçınıyorsunuz? Hangi uzmanlar, hangi kriterlerle bizi değerlendiriyor? Neden şeffaflık sağlanmıyor? Hakkımız olan bilgiler neden bizden saklanıyor? Bu sorular cevapsız kaldıkça, adaletin olmadığı bir sistemle karşı karşıya olduğumu düşünmekten kaçamıyorum."
"Kamu kurumlarından beklentimiz; sorularımıza net cevaplar alabilmektir, şeffaf ve adil bir değerlendirme süreci yürütmeleridir. Ancak bugün görüyoruz ki, bu beklentiler ne yazık ki karşılanmamıştır."
(EMK)