Maç öncesinde favori gösterilen Almanya, tüm istatistiklerde Türkiye'nin gerisinde kalırken "makine gibi" paslaşan, maçın büyük bölümünde topu ayağında tutan taraf sakatlıklar ve cezalı oyuncular nedeniyle sadece 14 kişilik kadroyla maça çıkan Türkiye oldu.
Türkiye maç boyunca 11'i kaleyi bulan 17 şut çekti. Kazım Kazım'ın direkten dönen iki şutundan birini Uğur Boral tamamlayarak gole çevirdi.
Terim sonunda biraz sakinleşti
Türkiye'nin iyi oyunu nedeniyle teknik direktör Fatih Terim de kenarda en az animasyon yaptığı maçlardan birini çıkardı. Terim, turnuvanın başından beri ilk defa hakeme, oyuncularına kızmaktan çok alkışladı ve destek verdi.
Maça ünlülerin katılımı yüksekti. Köşe yazarları ve sosyeteden isimlerin maç için İsviçre'ye gideceği dünkü gazetelerde yer alırken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, tribündeki yerini aldı.
UEFA başkanı Michel Platini, bir yanına Gül'ü diğer yanına da Almanya devlet başkanı Angela Merkel'i almıştı.
Sevinç anları
Türkiye'nin attığı gollerin ardından sevinirken protokol bozuldu. Gül sevinçle diğer yanında oturan Futbol Federasyonu başkanı Hasan Doğan'a sarılmaya çalışırken, Doğan diğer tarafındaki eşine dönünce eli havada kaldı.
Bu turnuvanın yayınında ilk defa yapılan detaylı ağır oynatma görüntülerine göre, ilk golü atan Uğur Boral, yedek kulübesine koşup Terim'e "çakmaya" çalıştı ama ellerini ıskaladı.
Turnuva boyunca varlık gösteremeyen "abi"lerden Tümer Metin de –daha önce Emre Belözoğlu'nun yaptığı gibi- gol atan Boral'ı kafakola alarak kutladı ve kulağına bir şeyler fısıldadı.
Spikerin tedirginliği
Fırtına nedeniyle maç yayını aksayınca, atv spikeri ekran başında izleyenlerin olası tepkilerini öngörüp defalarca "sorun bizden kaynaklanmıyor" dedi.
Turnuva boyunca, maçların ardından takım elbiseyle değerlendirme yapan Ntv sunucuları, bu defa milli takım formasıyla ekrana çıktı. Stadın yanına kurulan kameranın arkasındaki izleyici sayısı bu defa azdı.
Maçın başında, oyuncular milli marşlarını turnuvanın "Irkçılığa karşı birleşin" sloganını taşıyan flamaları önünde söyledi. Daha sonra da eline mikrofonu alan takım kaptanları Rüştü Rençber ve Michael Ballack, futbolun birleştirici yönüne dikkat çeken ve herkesi ırkçılığa karşı durmaya çağıran bir metni okudu.
Mucize: İyi futbol
Sonuçta Türkiye takımı mucizeyi son maçta gerçekleştirdi. Turnuva öncesinde onca hazırlığa rağmen, en oturmamış takım Türkiye'ydi. Terim, Türkiye'nin kaleye sadece bir şut çekebildiği ve Portekiz'e 2-0 yenildiği maçtan sonra devamlı kadroyu değiştirdi, taktiğini değiştirdi.
"Arkasına 70 milyonu almasına", medyanın coşkusuna, seyirci avantajına rağmen iyi futbol oynayamayan Türkiye, belli bir taktik gütmeden İsviçre ve Çek Cumhuriyeti'ni yenmeyi, çeyrek finalde de Hırvatistan'ı elemeyi başardı.
Almanya'ya karşıysa Tuncay, Arda, Nihat, Emre gibi "star"larından yoksundu takım. Medya da dahil herkes, ilk defa takımın yenilebileceğini kabullenmişti. Genç oyuncular takım olarak oynadı ve Almanya'yı futbol olarak geçti. Skor olarak kaybetse de, Terim'e, medyaya ve "70 milyon"a rağmen iyi futbol oynayarak mucizeyi gerçekleştirdi.(EÜ/EZÖ)