131 gazeteci Ocak 2017’ye cezaevinde girdi. Gazetecilerin hepsi TMK ile TCK kapsamında “örgüt”, “terör” veya “devlet kurumlarının eleştirisi” ile bağlantılı suçlamalar kapsamında hapiste bulunuyor. Gazetecilerin 81’i Cemaat medyası, 31’i Kürt medyasını temsil ediyor. 2015’in aynı döneminde 31 gazeteci cezaevindeydi; gazetecilerden 17’si Kürt medyasındandı.
10 yılına giren Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan kamu görevlilerinin tespiti için 2’si tutuklu 35 sanığa açılan dava, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı kendisinden “Trabzon’dan İstanbul’a gönderilen, Yasin Hayal’in Dink’e yönelik ses getirici bir eyleme girişeceğini” bildiren belgenin imhasını istediğini söyledi. Cinayetin sorumluluğunu Trabzon İstanbul’a, İstanbul Trabzon’a atıyor. FETÖ izinin arandığı dava İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat Yılmazer’in sorgusuyla sürecek.
Aydın ve gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili Hamit Yıldırım’ın tutuklu yargılandığı davada da, yakalanamayan sanık “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın defteri olarak belirtilen belgenin delil olarak incelenmesine, tek tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın beyanları üzerine tanıklardan Ömer Özüyılmaz'ın FETÖ bağlantısını araştırmaya karar verdi. Dosyada sanık olan “Yeşil” kodlu Mahmut Yıldırım bulunamadı.
BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM”, “RTÜK” ve “YSK” bölümleri yer alıyor.
Gazeteci Cinayetleri / Yargılama
Hrant Dink Cinayeti
Dink’e adalet 10 yılda gelmedi: Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in İstanbul Şişli’deki Agos gazetesi önünde öldürülmesiyle ilgili kamu görevlilerinin yargılandığı 2'si tutuklu 35 sanıklı dava, cinayetin 10. yılında sürüyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 30. Celse sonunda eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat Yılmazer’in tutukluluğunun sürmesine karar verdi. Yargılamaya 16-20 Ocak 2017 günlerinde, Yılmazer’in sorgusuyla devam edilecek. Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak günü yargılama yapılmayacak (23 Aralık).
15 Temmuz Darbe Girişim sonrasında Ordu’da Vali Yardımcısıyken tutuklanan dönemin Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç, sorgusunda “Bizim hazırladığımız rapor ilk rapordu. Sonrasında birçok belge ve bilgi ortaya çıktı ama ben hiçbir belge gizlemedim… Ortada meydan okurcasına işlenmiş bir cinayet var. Azmettiricilerin, cinayeti işleyenlerin, dahil olanların cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum. Yeter ki adalet tecelli etsin isterse gökler yıkılsın isterse kıyamet kopsun” dedi.
Dink cinayeti kapsamında “Terör örgütü üyesi olmaksızın örgüte yardım etmek” ve “Görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla yargılanan dönemin Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız, savunmasında, “İstanbul belge üreterek eski tarihliymiş gibi bize sunmaya başladı. Bunun soruşturmayı yönlendirme ve saptırmaya yönelik olduğunu düşünüp Ahmet İlhan Güler'i görevden aldım. Aynı raporda Celalettin Cerrah'ın da görevden alınmasını istedim ancak Ankara, Cerrah'ı görevden almayacağını söyledi” dedi. Raporunda dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuz Demir ve dönemin Jandarma Komutanı Ali Öz'ün de görevden alınması için rapor yazdığını ifade eden Yıldız, "Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'a göreve yeni geldiği için biraz zaman tanımak istedim ancak Ankara Vali ile birlikte onu da görevden aldı" diye konuştu (20 Aralık).
Dink'in öldürüleceğine ilişkin istihbarat bilgisi geldiğinde Trabzon İl Emniyet Müdürü, cinayet işlendiğinde de İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek'in çapraz sorgusu tamamlandı. Akyürek, dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın kendisinden Dink’in öldürüleceğine ilişkin yazıyı imha etmesini istediği dönemin Başbakanı Erdoğan’a söylediğini ifade etti. Dink’i neden koruma kararı aldırmadığı sorulan Akyürek, “İcra organları Ankara'daki merkezler değil. Dink’i koruma görevi öncelikle Vali, Emniyet Müdürü ve MİT Daire Başkanı’na aittir. Benim değil, üç ay evvel gelen yazıyla ilgili tedbir alması gerekenlerin sorumlu olduğunu düşünüyorum” dedi.
Dink cinayetini gizlediler: Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da, çapraz sorgusunda, “Bir eylem yapılacaksa örgüt varsa sürekli takibi için planlı istihbarat operasyonu yapılır. Bu da ancak İl Emniyet Müdürü'nün imzasıyla olur. Dink ile ilgili planlı istihbarat operasyonu yapılmaması beni ileri derece kuşkulandırıyor. Acayiplik var. Planlı istihbarat operasyonunu İstihbarat Daire Başkanlığı da teklif edebilir. Niye teklif edilmemiş, arz edilmemiş bilmiyorum” diye konuştu (10 Kasım).
Demirel çapraz sorguda: İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı Tamer Bülent Demirel, savunmasında Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu’nun “Rahip Santoro cinayeti ve Ermeni Soykırımı Yasası'nın Fransa'da geçmesinin ardından başka siyasal cinayet işlenebileceği, birinin Dink olabileceği gibi değerlendirme yaptınız mı? Dink'i gündeminize aldığınız toplantı oldu mu?” sorusuna, “Doğrudan doğruya olmadı” yanıtını verdi. Demirel, “Konunun [davayı kastediyor] Trabzon ve İstanbul illerini ilgilendirdiğini düşünüyorum. Çünkü bizim açımızdan görev koordinasyondur, bu bilginin İstanbul'a ulaşmış olmasıdır. Benim sorumlu olduğum C1 bürosunda Yasin Hayal'le ilgili çalışma yapılmış ve illerle paylaşılmıştır” dedi (28 Kasım).
Akyürek Cerrah’ı suçladı: Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile ilgili, “17 Şubat'ta Trabzon'dan İstanbul'a gelen yazı benden imha etmemi istenen tek belgedir. Celalettin Cerrah istihbarat şubenin özel telefonundan yaptığı görüşmede benden istedi. Bu istek, Erhan Tuncel'in İstanbul'a gelip gözaltına alındıktan sonra yapılan bir teklif. Ahmet beyin de kendisinin de yüzüne evrakı imha edemeyeceğimi söyledim” dedi. Cerrah ise, “45 yıldır devlet memuruyum ve ilk defa böyle bir suçlamayla karşılaştım. O F4'ün silinmesi kendi yararınadır. Ben üç kişi karşısında kendisini niye tehdit edeyim? Kaldı ki ben İstanbul Emniyet Müdürü'yüm. Bana değil Emniyet Genel Müdürü'ne bağlı. Ona talimat veremem. Akyürek'i faillerin bir an önce yakalanması, irtibatların ortaya çıkarılması için İstanbul'a çağırdım. Korkudan gelmedi. Çünkü bize bir takım açıklamalarda bulunması gerekiyordu. 'F4'ü yok et' desem aynısından Trabzon'da da var, İstihbarat Daire Başkanlığı'nda da var. Demek ki İstihbarat Daire Başkanı bir şekilde kayıtları silebiliyormuş… Kendisi iki yıldır hapis. Bu nedenle zihinsel ya da psikolojik sorunları olabilir” şeklinde yanıt verdi (8 Kasım).
“Benim işim istihbarat!” Dink cinayetinden yargılanan dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Bakırcıoğlu'nun “Dink'in öldürüleceğini değerlendirdiniz mi değerlendirmediniz mi?” sorusuna “Benim işim istihbarat toplamak” şeklinde yanıt verdi; uyarı yazısında geçen “Ses getirici eylem” ifadesi için de “öldürme anlamı taşımaz" dedi. Güler, Bakırcıoğlu'nun “Trabzon yapmadı, siz inisiyatif kullanamaz mıydınız?” sorusuna, “Yardımcı istihbarat elemanı var, teknik dinleme var, devam eden çalışma, bir süreç var. Böyle bir konunun aciliyetle aktarılması gerekmiyor” dedi. Güler için, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, görevi kötüye kullanma” suçlarından 22 yıl hapis isteniyor (7 Kasım).
Dinç Emniyet müdürü oldu: Hrant Dink cinayeti davasının tutuksuz sanığı olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç, Eskişehir’e Emniyet Müdürü olarak atandı (25 Ekim).
Dink’ten üç tutuklama daha: Darbe girişimin arından meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile jandarma görevlileri Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya, Hrant Dink soruşturmasından bir gün önce ve bir gün sonra eski İstanbul özet yetkili başsavcı Zekeriya Öz ile yedi kez telefonda görüştükleri iddiasıyla tutuklandı. İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü, tutuklamaya, “kasten öldürmek”, “terör örgütü üyeliği”nden başvurdu (21 Ekim).
Musa Anter Cinayeti
Anter davasında “FETÖ” kancası: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, aydın ve gazeteci Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili Hamit Yıldırım’ın tutuklu yargılandığı davada, yakalanamayan sanık “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın defteri olarak belirtilen belgenin delil olarak incelenmesine, tek tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın PKK'ya katılıp katılmadığının Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığına sorulmasına karar verdi. Yıldırım'ın tutuklu kalmasına karar veren mahkeme, tanıklardan Ömer Özüyılmaz'ın FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olup olmadığını da araştıracak. Duruşmada İsveç’te yaşayan ve bir türlü ifadesi alınamayan itirafçı sanıklardan Aziz Turan’ın (Abdulkadir Aygan) bir röportajı izlendikten sonra dinlenen Hamit Yıldırım, “Ben yem olarak kullanıldım” dedi. Yıldırım, Anter cinayeti öncesine Şırnak'ın FETÖ imamı olduğunu ileri sürdüğü Davut isimli bir kişinin, kendisinden yurt yapılması için bir arsa istediğini bu talebi gerçekleştiremeyeceğini belirterek, "Bu arsayı vermediğim için bu dosyada sanık olarak yargılanıyorum. Savcı Osman Coşkun'un talimatıyla yakalandım." diye konuştu. Dava 14 Mart 2017’ye bırakıldı (28 Aralık).
Hapis Gazeteciler
Hapis gazeteciler tablosu için tıklayınız.
(Türkiye cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanların durumu hem ülke içinde hem uluslararası planda farklı şekillerde kamuoyuna yansıyor. Kimi örgüt ve girişimler “gazeteci” oluşlarının temel alarak savunu faaliyetlerinde bulunurken, kimileri de “gazetecilik faaliyetleri kapsamında cezaevinde olup olmadıklarını” esas alıyorlar. Hatta, aynı kriterde yola çıktıkları halde farklı sonuçlar da elde edebiliyorlar. BİA Medya Gözlem Raporu’nda, çalıştıkları medya kuruluşunca gazeteci olarak tanıtılanlar, gazetecilik faaliyeti kapsamı itibariyle herhangi bir tespit ve sonuca gidilmeden, Türk Ceza Kanunu veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlem görmeleri dikkate alınarak değerlendirmeye alınıyor).
131 gazeteci 1 Ocak 2017’ye cezaevinde girdi. Tutuklu gazetecilerin 81’i Cemaat medyasına çalışanlardan oluşurken habercilerden 31’i Kürt medyasındandı. Ayrıca, Cumhuriyet gazetesinin 11 yazar, yayın yetkilisi ve muhabiri de “FETÖ/PKK’ye yardım veya bu örgütlerin propagandasını yapmak” suçlamasıyla tutuklandı. Bu kişiler, TMK ile TCK kapsamında “örgüt” bağlantılı olarak hapiste bulunuyor. Beş gazeteci de çeşitli “yasadışı örgütlere üyelik” (MLKP, DHKP-C, TKEP/L, Direniş Hareketi) suçlamasıyla, biri de üç örgüte birden üye olmaktan (Ergenekon Örgütü Mersin Teşkilatı, Türk İntikam Birliği Teşkilatı ve İç Örgüt) cezaevlerinde tutuluyor. Bir gazeteci eski AA çalışanıyken bir gazeteci de Yurt gazetesi yazarı olarak “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Devlet büyüklerine hakaret”ten tutuklandı. 131 gazeteciden 18’i hükümlüyken 7’si halen yargılanıyor, 106’sıysa soruşturma geçiriyor.
2015’in aynı döneminde 31 gazeteci cezaevindeydi; gazetecilerden 17’si Kürt medyasındandı. Bu kişilerden 19’u hükümlü, 9’u soruşturma geçiriyor, 3’ü de halen yargılanıyordu.
OHAL: Darbe girişimi kapsamında 79 medya çalışanı tutuklandı
Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın olduğu iddia edilen ulusal ve yerel medya organlarından çalışan 79’u gazeteci ve medya temsilcisi Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz’dan itibaren tutuklandı. “FETÖ yöneticiliği veya üyeliği”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs-darbecilik”, “örgüte yardım”, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım” ve “örgüt propagandası” şüphesiyle açılan dosyaların büyük çoğunluğu soruşturma aşamasında bulunuyor. OHAL öncesi tutuklanan ve bu suçlamayla karşılaşan iki gazeteciyse halen yargılanıyor. Adana’da ikisi tutuklu 13 medya temsilcisi hakkında “FETÖ üyeliği”nden OHAL sonrası ilk dava açıldı.
FETÖ/PYD yöneticiliği/üyeliği/darbecilik/örgüte yardım/örgüt üyesi olmamakla birlikte bilerek yardım/örgüt propagandası: Abdullah Kılıç (Meydan gazetesi köşe yazarı), Abdullah Özyurt (Zaman gazetesi Adana muhabiri), Ahmet Altan (Taraf gazetesi eski yayın yönetmeni), Ahmet Memiş (Haberdar sitesi haber müdürü), Ahmet Metin Sekizkardeş (Cihan Medya Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı), Ahmet Turan Alkan (Zaman gazetesi eski yazarı), Ahmet Yavaş (TRT radyosu Erzurum muhabiri), Alaattin Güner (Cihan haber ajansı eski medya direktörü), Alaattin Kaya (Zaman gazetesi eski imtiyaz sahibi), Ali Akkuş (Zaman gazetesi eski genel yayınlar editörü), Ali Bulaç (Zaman gazetesi eski yazarı), Ali Ünal (Zaman gazetesi eski yazarı), Ali Yüce (TRT radyosu yayın müdürü), Ayşe Nazlı Ilıcak (Bugün ve Yarına Bakış gazeteleri yazarı), Ayşenur Parıldak (Zaman gazetesi muhabiri), Aytekin Gezici (Adana’da gazeteci-yazar), Atilla Taş (Meydan gazetesi yazarı), Aziz İstegün (Zaman gazetesi eski Diyarbakır bölge temsilcisi), Bayram Kaya (Zaman ve Yeni Hayat gazetesi muhabiri), Bayram Parlak (Diyarbakır Radyo Cihan muhabiri), Bünyamin Köseli (Aksiyon dergisi muhabiri), Cemal Azmi Kalyoncu (Aksiyon dergisi muhabiri), Cihan Acar (Bugün gazetesi muhabiri), Cihat Ünal (Zaman gazetesi Antalya muhabiri), Cuma Ulus (Millet gazetesi eski yayın koordinatörü), Cumali Önal (Zaman gazetesi eski Arapça servis sorumlusu), Eda Şanlı (Bizim Antalya gazetesi yazarı), Emre Soncan (Zaman savunma eski muhabiri), Ercan Gün (Fox TV haber editörü), Erdal Şen (Meydan gazetesi yazı işleri müdürü), Ersin Şanlı (TRT yurt haberler müdürü), Faruk Akkan (Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü), Fevzi Yazıcı (Zaman gazetesi görsel yönetmeni), Gökçe Fırat Çulhaoğlu (Türksolu gazetesi yazarı), Gültekin Avcı (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Habip Güler (Zaman gazetesi eski muhabiri), Hakan Aksel (TRT Haber ve Spor Dairesi koordinatör yardımcı ve yapımcı), Halil İbrahim Mert (TRT TV Erzurum kameramanı), Hanım Büşra Erdal (Zaman gazetesi eski muhabiri ve köşe yazarı), Haşim Söylemez (Aksiyon dergisi eski yazarı), Hüseyin Aydın (Cihan haber ajansı muhabiri), Hüseyin Turan (Zaman gazetesi yazarı), İsa Siyi (Haberdar sitesi editörü), İbrahim Balta (Zaman gazetesi eski ekonomi editörü), İbrahim Karayeğen (Zaman gazetesi eski yazı işleri müdürü), Kenan Baş (Zaman gazetesi Antalya muhabiri), Lokman Erdoğan (Çorum Manşet gazetesi yazarı), Mehmet Altan (gazeteci-yazar), Mehmet Dener (Şanlıurfa.com haber sitesi yayın yönetmeni), Mehmet Kuru (Zaman gazetesi Eskişehir muhabiri), Muhammed Taşçılar (Şanlıurfa.com haber sitesi sahibi), Murat Aksoy (Yarına Bakış gazetesi yazarı), Murat Dağdeviren (Demokrat Gebze gazetesi sahibi), Murat Öztürk (Çorum Manşet gazetesi), Mustafa Erkan Acar (Zaman gazetesi eski haber müdürü), Mustafa Ünal (Zaman gazetesi Ankara eski yayın müdürü), Mutlu Çölgeçen (Millet gazetesi yazı işleri koordinatörü), Mümtaz'er Türköne (Zaman gazetesi eski yazarı), Nizamettin İzgi (Batman gazetesi sahibi), Nuri Durna (TRT Erzurum muhabiri), Nurullah Kaya (Zaman gazetesi eski Gaziantep Bölge temsilcisi), Oğuz Usluer (Habertürk TV eski haber koordinatörü), Olgun Matur (Bizim Antalya sitesi sahibi), Osman Yakut (Zaman gazetesi eski Antalya muhabiri), Özkan Mayda (Zaman gazetesi Antalya muhabiri), Ramazan Alkan (Yeni Akit gazetesi muhabiri), Resul Cengiz (Zaman gazetesi eski Denizli muhabiri), Seyid Kılıç (TRT eski muhabiri), Şahin Alpay (Zaman gazetesi eski yazarı), Şeref Yılmaz (Irmak TV yönetim kurulu başkanı), Tuncer Çetinkaya (Zaman gazetesi Antalya temsilcisi), Ufuk Şanlı (Vatan gazetesi eski yazarı), Vahit Yazgan (Zaman gazetesi eski İzmir bölge temsilcisi), Vedat Demir (Yarına Bakış eski yazarı), Yakup Çetin (Zaman gazetesi eski muhabiri), Yalçın Güler (TRT Erzurum muhabiri), Yener Dönmez (Habervaktim sitesi sahibi), Yetkin Yıldız (Aktif Haber internet sitesi yayın yönetmeni), Zafer Özsoy (Feza Yayın Şirketi ortağı).
FETÖ/PDY (Fethullah Terör Örgütü/Paralel devlet yapılanması” örgütü) dosyası kapsamında daha önce tutuklananlar/ dava aşamasında: Hidayet Karaca (Samanyolu Yayın Grubu başkanı).
“Devletin gizli belgelerini tahrip/kullanma”/ dava aşamasında: Mehmet Baransu (Taraf gazetesi yazarı).
KCK - PKK - DYG / Hükümlüler: Ferhat Çiftçi (Azadiya Welat Antep temsilcisi- 22 yıl, 8 ay), Hamit Dilbahar/Duman (Azadiya Welat yazarı- 16 yıl), Kamuran Sunbat (DİHA Çukurova eski muhabiri- 11 yıl, 11 ay), Kenan Karavil (Radyo Dünya Yönetmeni- 19 yıl, 9 ay), Nuri Yeşil (Azadiya Welat Tunceli temsilcisi- 1 yıl, 7 ay), Seyithan Akyüz (Azadiya Welat Adana temsilcisi- 22 yıl, 6 ay), Şahabettin Demir (DİHA Van muhabiri- 4 yıl), Mikail Barut (Özgür Halk dergisi editörü- 7 yıl 6 ay), Yılmaz Kahraman (Özgür Halk dergisi editörü- 10 yıl hapis), Özgür Amed (Yeni Özgür Politika ve Özgür Gündem gazeteleri yazarı), Zeynel Abidin Bulut (Azadiya Welat editörü), Arafat Dayan (Demokratik Ulus eski sorumlu müdürü- 5 yıl hapis).
KCK - PKK - DYG örgütüne üyelik/ yargılananlar: Mazlum Dolan (DİHA muhabiri), İnan Kızılkaya (Özgür Gündem gazetesi yazı işleri müdürü),
KCK - PKK - DYG örgütüne üyelik/ soruşturma aşamasında: Cebrail Parıltılı (Anadolu Ajansı eski Derik muhabiri), Nedim Türfent (DİHA Van muhabiri), Ziya Ataman (DİHA Van muhabiri), Mehmet Hakkı Yılmaz (DİHA Antep muhabiri), Abdulkadir Turay (DİHA Mardin muhabiri), Serkan Aydemir (Bitlis Aktüel gazetesi muhabiri), Muhammet Doğru (DİHA Sakarya muhabiri), Şerife Oruç (DİHA muhabiri), Hülya Karakaya (Özgür Halk dergisi sorumlu yazı işleri müdürü), Aysel Işık (JINHA muhabiri). İdris Sayılgan (DİHA muhabiri), Sadık Demir (Radyo Karacadağ sahibi), Mizgin Çay (Radyo Karacadağ muhabiri), Salih Erbekler (Radyo Karacadağ muhabiri).
KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Soruşturma aşamasında: Sebahattin Koyuncu (DİHA muhabiri), Mehmet Güleş (DİHA Elazığ muhabiri).
MLKP/ Hükümlüler: Erdal Süsem (Eylül Hapishane dergisi editörü - ömür boyu hapis) ve Hatice Duman (Atılım Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü - ömür boyu hapis).
DHKP-C/Hükümlü: Mustafa Gök (Emek-Adalet dergisi Ankara temsilcisi - ömür boyu hapis).
Direniş/ Hükümlü: Erol Zavar (Odak dergisi yazı işleri müdürü- ömür boyu hapis).
Ergenekon Mersin/ Türkiye İntikam Birliği Teşkilatı (TİBT) ve İç Örgüt: Mikdat Algül (Mezitli FM genel yayın yönetmeni): 65 yıl ceza aldı, dosyası Yargıtay’da. “Cemaat” yargıçlarını şikayet ettikten sonra Ankara Sincan Cezaevi'ne nakledildi. Şikayeti hala sonuçsuz.
TKEP/L / Hükümlü: Sami Tunca (Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi yazı işleri müdürü)
“Cumhurbaşkanına hakaret” ve “devlet büyüklerine hakaret” / soruşturma aşamasında: Hüsnü Mahalli (Yurt gazetesi köşe yazarı).
FETÖ/PKK propagandası yapmak / soruşturma aşamasında: Ahmet Şık (Cumhuriyet gazetesi).
“FETÖ/PKK’ya yardım” / soruşturma aşamasında: Murat Sabuncu (Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Kadri Gürsel (Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı ve yayın danışmanı ve IPI Türkiye temsilcisi), Hakan Karasinir, (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Bülent Utku (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Güray Tekin Öz (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Mustafa Kemal Güngör (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Önder Çelik (Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Turhan Günay (Cumhuriyet Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni), Musa Kart (karikatürist, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi), Akın Atalay (Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı).
Tutuklamalar
OHAL’de cezaevi şartları: OHAL döneminde tutuklu bulunan gazeteciler, aile ve avukatlar dışında üç arkadaşı ile de görüşebilmeleri hakkı uygulanmıyor. Ailelerle ayda bir yapılan açık görüş iki ayda bire, haftada bir yapılan telefon görüşmesi de 15 günde bire indiriliyor. Eskiden sınırsız olan avukat görüşmeleri haftada bir kez ve sadece bir saate indirildi. Ayrıca, avukat görüşmeleri bir infaz memuru eşliğinde ve kamera gözetiminde yapılıyor. Dışarı mektup dahil yazılı herhangi bir materyal gönderilmesine izin verilmiyor. Dışarıdan da hiçbir mektuba izin verilmiyor. Gazeteci ve yazarlar bu kısıtlamayı ‘En insafsız ceza, psikolojik işkence’ diye eleştiriyor.
Ekim-Aralık 2016 döneminde OHAL altında gerçekleşen tutuklama vakalarından bazılarına aşağıda yer verilmiştir:
Şık’a tutuklama: 2011 yılında Fethullah Gülen yapılanmasının devlet içinde etkinliğini ortaya çıkardığı için 13 ay hapis yatan Cumhuriyet gazeteci muhabiri ve yazar Ahmet Şık, Twitter mesajları, PKK yetkililerinden Cemil Bayık ile yaptığı röportaj, üç yazısı ve bir konuşması nedeniyle “FETÖ ve PKK adına propaganda yapmak” iddiasıyla tutuklandı (30 Aralık).
Usluer tutuklandı: FETÖ örgütünün medyadaki mensuplarına yönelik olduğu iddia edilen operasyonlarda 10 Aralık’ta gözaltına alınan Habertürk TV’nin eski haber koordinatörü Oğuz Usluer 18 gün sonra tutuklandı (28 Aralık).
Mahalli tutuklandı: Yurt gazetesi köşe yazarı ve Halk TV yorumcusu Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli, hükümetin Suriye siyasetini Twitter üzerinde eleştirdikten sonra “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “devlet büyüklerine hakaret” suçlamasıyla tutuklandı. Mahalli, sağlık sorunları nedeniyle 21 Aralık’ta Silivri Devlet Hastanesi'nde yapılan tedavisinin ardından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne sevk edildi (15 Aralık).
İzgi tutuklandı: KHK ile Temmuz’da kapatılan Batman gazetesi sahibi Nizamettin İzgi, “FETÖ” örgütü kapsamında Batman Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında iki gün gözaltında tutulduktan sonra tutuklandı (11 Aralık).
Güleş tutuklandı: Elazığ Adliyesi’nde 5 Aralık’ta haber takibi yaptığı sırada ‘hakkında arama kararı var’ denilerek gözaltına alınan DİHA muhabiri Mehmet Güleş,“örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası”ndan tutuklandı (7 Aralık).
TRT’den Aksel cezaevinde: Darbe girişiminden sonra 18 Ağustos’ta tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne gönderilen TRT Haber ve Spor Dairesi koordinatör yardımcısı Hakan Aksel cezaevinden annesi Sevim Aksel aracılığı ile gönderdiği mektupta, “15 Temmuz darbe girişimi ile hiçbir ilişkim ve/veya desteğim olmaması, bu konuda bir delil dahi gösterilmemesine rağmen haksız bir şekilde tutuklandım. Ayrıca hiçbir soruşturma veya yargılama sonucu beklenmeden TRT’deki işimden çıkarıldım ve 22 yıldır emek verdiğim mesleğimden men edildim” diyor (16 Kasım).
Atalay’a tutuklama: Cumhuriyet gazetesine yönelik 31 Ekim’de başlatılan gözaltı operasyonu sırasında yurtdışında olduğu için hakkında yakalama kararı düzenlenen Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, “Zindanlardan korkacak değilim” diyerek Berlin’den döndüğü uçaktan iner inmez gözaltına alınıp “FETÖ’ye yardım”dan tutuklandı (12 Kasım).
9 Cumhuriyet çalışanı tutuklandı: “FETÖ ve PKK’ya yardım”, “darbecilik” ve “Vakıf seçimleri” gerekçe yapılarak gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesinin 15 çalışanından dokuzu “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla beraber örgüt adına faaliyette bulunmak” gerekçesiyle tutuklandı. Tutuklananlar gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Karasinir, Bülent Utku, Güray Tekin Öz, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik, Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay, IPI Türkiye temsilcisi, yayın danışmanı ve yazar Kadri Gürsel ve Karikatürist Musa Kart oldu (5 Kasım).
Sayılgan’a tutuklama: Muş’taki ev baskınları sırasında 17 Ekim’de gözaltına alınan DİHA muhabiri İdris Sayılgan ile aralarında DBP ve HDP il eş başkanlarının da bulunduğu beş kişi, “Örgüt üyeliği”nden tutuklanarak Muş Cezaevi’ne gönderildi (24 Ekim).
Üç radyo çalışanı tutuklandı: KHK ile kapatılan Radyo Karacadağ’ın muhabirleri Mizgin Çay ve Salih Erbekler ile radyonun bağlı bulunduğu Fırat Basın Yayın A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Demir, “örgüt üyeliği”nden tutuklandı. Çalışanlar Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi (18 Ekim).
Uğur tutuklandı: Mersin’de haber takibi yaparken gözaltına alınan ve 16 günlük gözaltının ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Evrensel gazetesi muhabiri Cemil Uğur, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” şüphesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılması üzerine tutuklandı (7 Ekim).
Tahliyeler
Erdoğan, Alpay ve Kaya’ya tahliye: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi yayın danışma kurulu üyeleri ve köşe yazarları Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay ile yayın sorumlusu Zana Kaya’yı tahliye etti. Üç gazeteci, dokuz sanıklı davada, “Devletin birliğini bozma”, “Örgüt üyeliği” (TCK 314), “Suç örgütü kurma” ve “Terör örgütü propagandası”ndan (TMK 7/2) yargılanıyor (29 Aralık).
Uğur’a tahliye: Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Silahlı terör örgütü propagandası yapmak” ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlaması ile yargıladığı, 6 Ekim’den beri tutuklu olan Evrensel gazetesi muhabiri Cemil Uğur’u tahliye etti (13 Aralık).
Doğan’a tahliye: Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği”nden yargıladığı, 23 Temmuz’dan beri Mardin E Tipi Cezaevi’nde tutulan JİNHA muhabiri Zehra Doğan’ı ilk duruşmada tahliye etti (9 Aralık).
Soydan’a tahliye: Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “İşte Gever'e 'gizli' operasyon belgesi” başlıklı haberi nedeniyle “Devlet güvenliğine dair gizli belge yayınlamak”tan müebbet hapsi istenen tutuklu DİHA muhabiri Şermin Soydan’ı adli denetim karşılığında tahliye etti (23 Kasım).
ABD’li Snell’e tahliye: Suriye sınırında 6 Ağustos’ta gözaltına alınan, “sınırı ihlal ettiği” gerekçesiyle de tutuklanarak cezaevine gönderilen ABD’li gazeteci Lindsey Snell serbest bırakıldı (12 Ekim).
Akman ve Kemal’e tahliye: “FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla Temmuz ayında tutuklanan Zaman gazetesi eski yazarları Nuriye Akman ve Lale Kemal İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla tahliye edildi (12 Ekim).
Gözaltılar
Ekim-Kasım-Aralık 2016’da, 21’i KHK ile kapatılan medya organları için çalışanlar, 4’ü de uluslararası medya temsilcisi olmak üzere toplam 41 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı.
Geçen yılın aynı döneminde, 34 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmış; 1’i ters kelepçe takılarak gözaltı girişimi yaşamıştı. 2015 tamamında bu sayı 120 idi.
Nissenbaum’a gözaltı: Wall Street Journal’ın (WSJ) İstanbul muhabiri Dion Nissenbaum, hükümetin IŞİD videolarının yayımlanmasıyla ilgili bir yasağı ihlal etmekten gözaltına alındı. Gazeteci, üç gün avukat desteği olmadan gözaltında kaldıktan sonra ABD’ye döndü (27 Aralık).
TV yapımcısına gözaltı ve işkence: Kapatılan Özgür Gün TV’nin program yapımcısı ve Sur Belediye Meclis Üyesi Müjgan Ekin’in 24 Ekim’de Ankara’da gözaltına alındıktan sonra işkence gördüğü ve yaklaşık iki ay sonra Cerablus’a bırakıldığı iddia edildi (26 Aralık).
Beş gazeteciye gözaltı: Diken internet sitesi eski editörü Tunca Öğreten, DİHABER Diyarbakır Büro Şefi Ömer Çelik ile muhabiri Metin Yoksu, Yolculuk gazetesi yazı işleri sorumlusu Eray Sargın ve BirGün gazetesi İdari Sorumlusu Mahir Kanaat Diyarbakır ve İstanbul’daki polis baskınlarıyla gözaltına alındı. Red Hack grubunun Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın e-maillerini hacklemesinden sonra gözaltına alınan gazetecilerin alıkonma süreleri 24 Ocak’a kadar uzatıldı (25 Aralık).
Okatan’a gözaltı: ETHA Ajansı sorumlu yazı işleri müdürü Derya Okatan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı olan Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın maillerine ilişkin haberler gerekçe gösterilerek Beyoğlu’ndaki evinden gözaltına alındı. Okatan açlık grevine başladı (25 Aralık).
Kırkaya’ya gözaltı: OHAL sonrası Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan DİHA Ajansı’nın Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya Ankara’daki evinde 11 Aralık’ta gözaltına alındı. Polislerin 16 kişiyle birlikte gözaltında olan Kırkaya’ya “Hakkınızda ankesörlü telefondan yapılan bir ihbar var” dediği ifade edildi. Kırkaya 10 gün sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (21 Aralık).
Şahiner’e gözaltı: Gazeteci ve yazar Seray Şahiner, Türk Tabipler Birliği Edebiyat Matinesi etkinliği için gittiği Bursa’da, sabaha karşı kaldığı otelden gözaltına alındı; BirGün gazetesinde çıkan “Buraları eskiden hep düz liseydi” yazısında “Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği” şüphesiyle çıkarıldığı hakimlikçe serbest bırakıldı (11 Aralık).
Gözüoğlu ve Çakır’a gözaltı: Diyarbakır’da KHK ile kapatılan JINHA İmtiyaz Sahibi Sarya (Kader) Gözüoğlu ile eski İmtiyaz Sahibi Aycan Çakır, haklarında yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı; ardından serbest bırakıldı (10 Aralık).
Beki’ye gözaltı: Sözcü 18 Haber Sitesi genel yayın yönetmeni Vedat Beki, Çankırı Başsavcılığı’nın yürüttüğü “FETÖ/PDY” soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle dokuz ay önce kiralayıp yalnız yaşadığı Marmaris'e bağlı Karacasöğüt Mahallesi’ndeki evinde gözaltına alındı. Gazeteci Çankırı’ya gönderildi (29 Kasım).
Balaman’a gözaltı: Mardin’de gazeteci Fethi Balaman, Kızıltepe girişinde gözaltına alındı; emniyet ifadesinin ardından iki gün sonra serbest bırakıldı (29 Kasım).
Kamer’e gözaltı: BBC Türkçe haber servisi Diyarbakır muhabiri Hatice Kamer, Siirt'in Şirvan ilçesinde maden işçilerinin yakınlarıyla görüşme yaptığı sırada gözaltına alındı; ertesi gün savcılığa çıkarılmadan serbest bırakıldı (26 Kasım).
İki haberciye gözaltı: İsveç STV Nyheter çalışanları Stefan Asberg ve Nicolas Berglund Diyarbakır’da kaldıkları otelin yanındaki 7. Kolordu Komutanlığı’nın da bulunduğu bölgede çekim yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındı. Gazeteciler, Terörle Mücadele Şubesinde ifadeleri alınıp Yabancılar Şubesi’ne gönderildikten sonra serbest bırakıldı (19 Kasım).
Gazete yazarına gözaltı: Kapatılan Özgür Gündem gazetesi yazarlarından Şaban İba, Balıkesir’in Erdemit ilçesindeki evine yapılan baskınla “örgüt üyesi olduğu” iddiasıyla gözaltına alındı (16 Kasım).
Bertrand’a gözaltı: Fransa merkezli Les Jours sitesi muhabiri Olivier Bertrand, Antep’te görev yaparken “akredite olmadığı” gerekçesiyle gözaltına alındı, Kocaeli Yabancılar Merkezi’nde nakledildikten sonra sınırdışı edildi (11 Kasım).
Beş muhabir serbest: Adana’da tarım işçisi kadınlarla çekim yapmak isteyen ve haklarının ihbar olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan JİNHA Ajansı’nın beş muhabiri serbest bırakıldı (6 Kasım).
2 Cumhuriyet çalışanına gözaltı: “FETÖ ve PKK’ya yardım”, “darbecilik” ve “Vakıf seçimleri” gerekçe yapılarak başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesi yazarları Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya ilerlemiş yaşları nedeniyle adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı (5 Kasım).
Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, gazeteci Nebil Özgentürk için de gözaltı kararı çıktı. Yaşı nedeniyle gözaltına alınmadığı ifade edilen Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç’in evinde arama yapıldı. Turhan Günay ve Hakan Kara'nın evindeki bilgisayar ve laptoplara el konularak Vatan Emniyet'e götürüldü. Gazetenin yazarı ve eski yayın yönetmeni Can Dündar yurtdışında olduğu için hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Dündar'ın İstanbul'daki evinde de arama yapıldı.
Yılmaz’a gözaltı: Kapatılan JINHA Ajansı’nın İzmir muhabiri Ayşe Yılmaz İzmir’de gözaltına alındı (4 Kasım).
Cuştan’a gözaltı: İstanbul Silivri Cezaevi önünde açıklama yapmak isteyen Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi üyeleri ve haber takibi yapan ETHA muhabiri Havva Cuştan gözaltına alındı (27 Ekim).
Özgür Radyo’da 13 gözaltı: Kapatılması sonrası Özgür Radyo’ya yapılan polis baskınında gözaltına alınan radyo çalışanları Ali Sönmez Kayar, Can Karakulak, Arda Ateş, Zeynep Derya Yıldız, Arzu Demir, Sinan Gerçek, Semra Çelebi, dayanışma amacıyla içeride bulunan ETHA Müdürü Önder Öner, ETHA muhabiri Ezgi Özer, Atılım gazetesi yayın yönetmeni Deniz Bakır, haber takibindeki JINHA muhabiri Öykü Dilara Keskin, radyo çalışanı Nevcihan Budak ve ETHA muhabiri Pınar Gayıp serbest bırakıldı (5 Ekim).
Murat Özyaşar’a gözaltı: Daha önce öğretmenlikten açığa alınan Yunus Nadi ve Haldun Taner öykü ödülü sahibi yazar ve öğretmen Murat Özyaşar gözaltına alındı (1 Ekim).
Saldırı, Tehdit ve Engellemeler
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde en az 8 gazeteci ve 1 gazete merkezi saldırıya uğradı. Ayrıca, 105 gazeteci ve 1 medya organı fiilen veya sosyal medyada ezici çoğunluğu iktidara yakın çevrelerce tehdit edildi. Ayrıca, 2 gazeteci ve bir haber sitesi de sözlü saldırıya uğradı. İki gazetecinin sosyal medya hesapları saldırı gördü.
2015’in aynı döneminde Antep’te üç Suriyeli gazeteci öldürülmüş, ayrıca 15 gazeteci, 1 medya grubu ve 1 medya organı saldırıya uğramıştı. 4 gazeteci, 5 medya organı da tehdit edilmişti.
2015 yılının tamamındaysa, 3 Suriyeli gazeteci ve 1 gazete yazarı öldürülmüş, 64 gazeteci, 4 medya organı ve 1 yazar da saldırıya uğramıştı. Geçen yıl, 38 gazeteci ve 21 medya organı da tehdit görmüştü.
Ökkeş Sabah'a saldırı: Gaziantep’te kimliği belirlenemeyen bir kişi, yerel Ayıntab gazetesi sahibi Ökkeş Sabah'a evinin önünde silahlı saldırıda bulundu. Sol ayağına isabet eden kurşunla yaralanan Sabah, 25 Aralık Devlet Hastanesi'nde tedavi edildikten sonra taburcu edildi. Kimseyle husumeti olmadığını kaydeden Sabah, saldırganın yakalanarak olayın aydınlatılmasını istedi (24 Aralık).
Engin’e ölüm tehdidi: Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin 17 ve 18 Aralık günlerinde, hem Kadıköy Moda Caddesi üzerinden yüz yüze hem de Şişli’deki gazete bürosunu arayan kişilerce ölümle tehdit edildi. Moda Caddesi’ndeki kitapçıya yürürken önüne çıkan üç gençten biri eliyle “dur” işareti yaptıktan sonra “Güneşe iyi bak son görüşün olacak” dedi. Engin, ertesi gün odasına gelen bir telefonla, “Günlerin sayılı senin dedim ib.e” bir kez daha tehdit edildi (24 Aralık).
Gazetecilere tehdit: Başkentçi adındaki bir Twitter hesabından, adlarına açık şekilde yer verilen 100’ü aşkın gazeteci hakkında cezai soruşturma açılacağı ileri sürüldü (25 Aralık).
Muhtardan sözlü saldırı: Kütahya’da Börekçiler mahallesinde bir yangını görüntüleyen gazetecilere, Muhtar İsmail Arı, "Burada insanların canı yakıyor, çekmeyin. Eğer bu görüntüler bir yerde çıkarsa çok kötü olur" diyerek sözlü saldırıda bulundu ve küfretti (24 Aralık).
Koru’nun sitesine saldırı: 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Twitter’da destek verdiği Fehmi Koru’nun Ocak Medya sitesi gece saatlerinde troll saldırısıyla çökertildi (19 Aralık).
BirGün’e tehdit: Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Es Medya bünyesindeki Kanal 24 televizyonu, Tayyip Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar’ın teknik müdür olduğu Baykar Makina’ya 6 adet İHA için 36 milyon 77 bin dolar ödendiği iddialarını “Savaş, Yoksulları ‘Şehit’, Onları Milyoner Yapıyor” başlığıyla manşetine taşıyan BirGün gazetesini tehdit etti. Programda, savcılar “vakit geçirilmeden” BirGün’ü kapatmaya çağrıldı (16 Aralık).
Alphan Yeni Şafak’ın hedefinde: Yeni Şafak gazetesi, Hürriyet gazetesindeki köşe yazısında, Beşiktaş'ta yaşanan saldırılardan kıl payı ile kurtulduğunu ve mevcut şiddet ortamında yaşamından endişe edeceği bir çocuğu olmadığına şükrettiğini yazan gazeteci Melis Alphan’ı hedef gösterdi. Gazete, Alphan'ı “terör korkusu yaymak” ile suçladı ve kullandığı ifadeleri de “skandal” olarak nitelendirdi (12 Aralık).
Tan Mahalli’ye saldırdı: İktidara yakın A Haber televizyonundaki “Sabah Ajansı” programının sunucusu Erkan Tan, hükümetin Suriye siyasetini eleştiren gazeteci-Yazar Hüsnü Mahalli’yi “Sen katilin itisin” sözleriyle hedef aldı (12 Aralık).
Yeniçağ’a saldırı: 30 kişilik bir gir grup, MHP’nin muhalif kanadına yakınlığıyla bilinen Yeni Çağ gazetesinin İstanbul Yenibosna’da bulunan merkez binasına saldırdı. Saldırı önemli maddi hasar yarattı (9 Aralık).
Cemal'in Twitter hesabı çalındı: Gazeteci yazar Hasan Cemal'in Twitter hesabı kendini “Ayyıldız Tim” olarak adlandıran hacker grubunca çalındı (6 Aralık).
Odatv’ye sözlü saldırı: Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal canlı yayınında dile getirdiği “fitne ve fesat merkezi”, “FETÖ’ye alet oluyor” sözleriyle Odatv haber sitesine sözlü saldırıda bulundu (4 Aralık).
Ataklı’ya tehdit: TGRT Haber‘de ekrana gelen Yüzde Yüz Gündem programında gazeteci Can Ataklı ile tartışan Savcı Sayan “Sus be kardeşim tüm Türkiye biliyor seni” sözüne, “Türkiye senin ne kadar kalitesiz aptal olduğunu biliyor. Ben orada olsam senin o dilini keserim. Geri zekalı, aptal. Sen her programda saygısızca konuşuyorsun” ifadeleriyle karşılık verdi (13 Kasım).
Koçak’a saldırı: Mersin İmece gazetesi muhabiri Mehmet Koçak, haber takibi sırasında kimliği belirsiz kişilerce yolu kesilerek darp edildi. Saldırganlar bir araca binerek kaçarken haberci Mersin Devlet Hastanesi’nde tedavi edildi (30 Ekim).
Saymaz’a tehdit: Hükümete yakın Akşam gazetesi genel yönetmeni Murat Kelkitlioğlu, FETÖ örgütüne yönelik soruşturmada delil olarak gösterilen ByLock programının patent sahibi David Keynes ile yaptığı röportaj nedeniyle Hürriyet gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’ı “Bu haber proje haberidir. Yeni bir oyunun parçası” diyerek hedef yaptı. Kelkitlioğlu, İstanbul Başsavcılığı'nın haberle ilgili soruşturma başlattığını duyurdu. Gazeteci Cem Küçük de, “Bylock MİT'in en hassas olduğu dosyadır. Teşkilatımız çok rahatsız. Tetikçi Ismail Saymaz, Mehmet Baransu gibi ağır bedel ödeyecek” dedi. Küçük, Saymaz'ın CNN Türk'te canlı yayına çıkması halinde iddia edilen soruşturmanın Doğan Medya'ya kapsayacağını ileri sürerek tehdit etti. Saymaz, sosyal medyada hükümete yakın Trollerin de tehditlerine maruz kaldı (29 Ekim).
CHP paneline saldırı: CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in İstanbul Bağcılar'da katıldığı panele Ülkü Ocakları’ndan oldukları iddia edilen bir grup taşlı sopalı saldırıda bulundu. Daha önce Devlet Bahçeli’ye “Adınızı Hükümet Bahçeli yapın” sözleri nedeniyle tehdit alan Erdem, “Yaptığım açıklama nedeniyle binaya taşlarla sopalarla giriş yapmaya çalıştılar. Bunları buraya gönderenleri biliyoruz. Provoke ettiler panelimizi. Camlar çerçeveler inmiş durumda. İçeriye taş atıyorlar” dedi (21 Ekim).
Coşkun’a saldırı: İstanbul Karaköy’deki kadınlar hamamında iki Fransız turistin taciz edilmesiyle ilgili yargılamayı izlemek isteyen Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun şiddet gördü (20 Ekim).
Bakandan sözlü saldırı: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Haftanın Demi” köşesinde Bakanın Engin Sigorta şirketindeki hissedarlığının, bakanlık göreviyle birlikte faal oluşunu eleştiren Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker’e danışmanı aracılığıyla, “terör örgütünün fikri takibini gerçekleştirmek”gibi suçlayıcı; “tembel”, “sipariş yazmak”, “adaleti ve vicdanı kirlenmiş” sözleriyle saldırıda bulundu (16 Ekim).
Muhabire sözlü saldırı: Karşıyaka Futbol Takımı yedek kalecisi Behram Zülaloğlu, Aydınspor 1923 maçının devre arasında spor muhabiri Deniz Biricik'e sözlü saldırıda bulundu; fiziki saldırıya girişti (10 Ekim).
Dört haberciye saldırı: Batman Petrolspor-Tokat Erbaaspor arasında oynanan futbol maçından sonra bir grup, Batman Çağdaş gazetesi yazı işleri müdürü Arif Arslan, Batman Çağdaş gazetesi editörü Barış Arslan, Medya gazetesi sahibi Ercan Arslan ve gazetenin yazı işleri müdürü Mustafa Seven’e saldırdı. Gazeteciler Emniyet Müdürlüğü’nde şikayetçi olurken Arslan, “Yıllardır karşılaşmaları takip ediyoruz, ilk kez saldırıya uğradık” dedi (9 Ekim).
Haber yazdı, hedef oldu: AK Partili Torbalı Belediye Başkanı Adnan Görmez'in ilçeye astırdığı tabeladaki yanlışları ortaya çıkaran gazeteci Adem Aksakallı, “ayyaş” sözüyle belediye çevrelerinin saldırısına uğradı. Aksakallı, linç girişimiyle karşılaştığını duyurarak suç duyurusunda bulunduğu açıkladı (6 Ekim).
Hak arama ve cezasızlık
90’lı yıllarda işlenen Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine ilişkin Umut Davası, Anayasa Mahkemesi’nin üç sanığın bireysel başvurusunda ihlal tespit etmesi üzerine, yeniden görülecek. Gazeteci Cihan Hayırsevener’in Bandırma’da öldürülmesiyle ilgili yedi yıllık davaya, Yargıtay’ın cezaları bozması nedeniyle ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması üzerine, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. Cumhuriyet gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar’a yönelik, NTV muhabiri Yağız Şenkal'ın da bacağından yaralanmasına yol açan saldırıyla ilgili davada sanıklar tutuksuz yargılanıyor.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, FETÖ/PYD örgütü çerçevesinde “Selam Tevhid” cemaatine kumpas kurdukları, gazeteciler dahil birçok yetkilinin telefonlarını yasadışı şekilde dinlemeye aldıkları iddiasıyla 54hakim ve savcıyı yargılamaya devam ediyor.
Agos gazetesini, siyah çelenk bırakarak, sosyal medya üzerinden “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklinde tehdit edenler beraat etti. Midyat’ta Haziran 2016’da düzenlenen bombalı saldırıyı izlerken polisten ve bir gruptan ağır şiddet 13 haberciden dokuzu, sorumluların cezalandırılması taleplerinde kararlı olduklarını bildirdi. bianet sitesi muhabiri Beyza Kural, 6 Kasım 2015'te haber takibi sırasında darp ederek ters kelepçe takan polisler hakkındaki şikayetinden sonuç alamayınca olayı Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya karar verdi.
Umut Davası bitmedi: AYM, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesine ilişkin 2000 yılında gerçekleştirilen Umut Operasyonu kapsamında “silahlı terör örgütü kurucusu ve üyesi olmak” suçlarından mahkum edilen Hasan Kılıç, Mehmet Şahin ve Yusuf Karakuş'un yeniden yargılanmasına karar verdi. Kararında, başvurucuların 8 ile 13 gün arası süreler için tutuldukları gözaltında avukata erişim hakkı tanınmadığı ve baskı kurulduğu ifade edildi (27 Aralık).
Muhabire tehdide dava: İleri Haber’de 4 Ocak tarihinde gerici Furkan Vakfı'nın kurucusu Alparslan Kuytul’un ‘Kadınların nağmeli bir şekilde Kur'an okumasının cilve yapmak anlamına geldiği’ yönündeki açıklamalarını haberleştiren İleri Haber eski muhabiri Rıfat Doğan’ın telefon ve mesajla tehdit edilmesiyle ilgili dört kişiye dava açıldı. Dava, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 9 Mayıs 2017 tarihinde başlayacak (28 Aralık).
İşkence iddiaları için şikayet: İHD Diyarbakır Şubesi, 25 Aralık’ta evine yapılan baskında gözaltına alınan kapatılan DİHA Ajansı’nın haber müdürü Ömer Çelik’e fiziki ve psikolojik işkence yapıldığı iddialarıyla ilgili ilgili özel hareket polisleri hakkında Diyarbakır Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, evi sabaha karşı silahlı ve kar maskeli özel harekât timlerince basılırken “RedHack ile irtibatlı” gösterilen Çelik’in ellerine ters kelepçe takıldıktan sonra evinin balkonunda darp edildiği, Çelik’e “Türkün gücünü göreceksin”, "Sen haber yazıyorsun ha, hadi şimdi de yaz”, “Siz Ermeni p.çsiniz” sözlerle hakaret edildiği, eşi ve annesinin yanında darp edildiği iddia edildi (27 Aralık).
Hayırsevener cinayeti bitmedi: Bandırma’da gazeteci Cihan Hayırsevener’in 18 Aralık 2009’da öldürülmesiyle ilgili dava, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması üzerine, kararın Yargıtay’da bozulmasıyla birlikte, cinayetten yedi yıl sonra Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Özel Yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dört yıl süren davada “silahlı suç örgütü kurmak, ihaleye fesat karıştırmak ve ateşli silahlar kanununa muhalefet etmek”ten 10 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık İhsan Kuruoğlu, uzun tutukluluk süresi nedeniyle 3 Ağustos 2016'da tahliye edildi. Mahkeme diğer sanıklar Serkan Erakkuş'a müebbet, Ferda Dündar'a 7 yıl 6 ay, Kuruoğlu Ailesinden Osman ve İlbey Kuruoğlu ile gazeteci Engin Arıcan'ı 2 yıl 8'er ay hapis cezası verdi. Kerem Yılmaz'a11 yıl 8 ay hapisle mahkum edildiyse de, tutuklu kaldığı 40 aylık süre dikkate alınarak yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol tedbiri karşılığında tahliye edildi. Dava, 27 Şubat'ta sürecek (19 Aralık).
Can Dündar’ın saldırganına tahliye: İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi, 6 Mayıs’ta Çağlayan Adliyesi önünde Cumhuriyet gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar’a yönelik silahlı saldırı düzenleyen sanık Murat Şahin’i tutuksuz yargılıyor. NTV muhabiri Yağız Şenkal'ın bacağından yaralandığı saldırıyla ilgili sanıklar Murat Şahin’in “kasten yaralama”dan 11 yıl, Sabri Boyacı ve Habip Ergün Celep'in de “kasten yaralama” ve “silahla tehdit” suçlarından 7 yıl hapisleri isteniyor (15 Aralık).
Beyza Kural’a şiddete cezasızlık: İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, bianet sitesi muhabiri Beyza Kural’ın 6 Kasım 2015'te haber takibi sırasında darp edilerek ters kelepçe takılmasıyla ilgili üç polis hakkında verilen takipsizlik kararına yapılan itirazı reddetti. 7 Kasım’da alınan karar gazeteciye dava sonra tebliğ edildi (14 Aralık).
Telekulak Yargıtay’da yargılanıyor: FETÖ/PYD örgütü çerçevesinde “Selam Tevhid” cemaatine kumpas kurdukları, dönemin hükümet yetkilileri, milletvekilleri, iş çevreleri, akademisyenler, gazeteci ve yazarlar dahil bin 76 kişinin telefonlarının yasadışı şekilde dinlenmesi kararı verdikleri gerekçesiyle 54hakim ve savcının yargılanmasına Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde devam edildi. Telefonu dinlenenler arasında TRT Tahran Temsilcisi Fatih Sabuncu, Hilal Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Adnan İnanç, AK Parti Sosyal Medya Koordinatörü Muhammed Burak Gültekin da bulunuyordu. Mahkeme, aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da bulunduğu 23 yetkilinin davaya katılma talebini kabul etti. MİT Müsteşarlığına müzekkere yazılarak ByLock sistemi ve sitemi kullananlar hakkında bilgi istendi. Sanıklardan Osman Kaya'nın yurt dışına çıkış yasağı uygulanarak tahliyesine karar verildi (23 Kasım).
Agos’a tehdit cezasız: İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi, Agos gazetesi önüne, siyah çelenk bırakarak, sosyal medya üzerinden “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklinde tehdit ettikleri iddiasıyla yargılanan, Milliyetçi Türkiye Partisi İstanbul İl Başkanı Bilal Gökçeyurt ile Turan Ocakları başkanı Ercan Urçar’ı “suçun unsuru oluşmadı” diye beraat ettirdi. Sanıklardan şikayetçi olan Agos Gazetesi yayın yönetmeni Yetvart Danzikyan, “Hrant Dink öldürülmeden önce de bir gece ansızın geliriz diyerek toplanmışlardı. Sonrasında da Hrant Dink'in başına gelenler malum. Biz bu durumu tehdit olarak algıladık ve hepimiz tedirgin olduk” dedi. Gazete avukatı Hakan Bakırcıoğlu, hukuka aykırı olduğunu belirterek karara itiraz etti (18 Kasım).
Radyo kapatmayı yargıya taşıdı: Yön Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mansur Kılınç, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmaları, iptali için başlatılan girişimler nedeniyle kararın uygulanmasının ertelendiğini bildirdi (21 Ekim).
Saldırıya uğrayan haberciler şikayetçi: Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran’daki bombalı saldırıyı izlerken polislerin ve AK Partiye yakın bir grubun saldırısına uğrayan 13 haberciden Reuters foto muhabiri Sertaç Kayar, BBC Türkçe Servisi’nden Hatice Kamer, AFP muhabiri Mahmut Bozarslan ve HaberTürk TV temsilcisi ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veysi İpek ifade verdi. Gazeteciler şikayetlerinin sürdüğünü bildirdi. Saldırıda Kayar belinden, Kamer başından, Bozarslan ve İpek gözünden yaralanmıştı. Bölgede bulunan DHA Nusaybin muhabiri Ahmet Akkuş ve görev yapan TRT Kurdi muhabirleri Bayram Bulut ve Bilal Akyıldırım’ın de aralarında olduğu 9 gazeteci daha şiddet görmüştü (1 Ekim).
Polislere takipsizlik: İstanbul Savcılığı, bianet sitesi muhabiri Beyza Kural’ı 6 Kasım 2015’te haber takibi sırasında darp ederek ters kelepçe takan ve haklarında “zor kullanma yetkisini aşarak yaralamak”tan soruşturma açılan polisler Y.Ş., N.D. ve K.A için takipsizlik kararı verdi (13 Ekim).
Soruşturmalar, Açılan / Süren Davalar, Kararlar
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde 73 gazeteci TMK uyarınca toplam 547 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı; 5 gazeteci toplam 15 yıl 2 ay 3 gün hapse mahkum edildi. 5 gazeteci beraat ederken birinin davası zamanaşımından düştü.
Bu dönemde yargılanan 73 gazeteciden 38’i, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Özgür Gündem gazetesine yönelik baskılar bir günlük sembolik eylemle dikkate çeken ve “Eş yayın yönetmenliği” kampanyasına katılanlardı. Bu davalar kapsamında 1 Ocak 2017 itibariyle henüz karar çıkmamıştı.
99 gazeteci “örgüt yöneticiliği,” örgüt üyeliği” veya “örgüt örgüte yardım”dan toplam 1606 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandı. 29’una dava yeniydi. 16 gazeteci “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, “casusluk” veya “devletin güvenliğine dair belge tahrip, temin veya yayınlamak” iddiasıyla 10 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet ve 257 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu.
18 gazeteci, “suç ve suçluyu övmek”, 5’i “Türk milletini aşağılamak”; 2’si “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”; 1’i “dini değerleri aşağılamak”, 1’i “Atatürk’ın anısına hakaret”ten toplam 79 yıl hapis istemiyle yargılandı. Bu gazetecilerden 2’si “kin ve düşmanlığa tahrik”ten beraat etti. Bir gazeteci “gizliliği ihlal”den yargılandı; 2 bin 100 TL adli para cezasına mahkum oldu; 1’i, “yayın yasağını ihlal”den 4,5 yıl hapis istemiyle yargılanmaya başladı.
Tüm bu suçlamalardan hepsine istenen cezaların toplamı 10 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet ve 2 bin 494 yıl 6 ayı buluyor.
Dokuz Gündem’ciye dava: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi yayın danışma kurulu üyeleri ve yazarları Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay ile yayın sorumluları İnan Kızılkaya, Zana Kaya, Eren Keskin, Filiz Koçali, Ragıp Zarakolu, Kemal Sancılı ve Bilge Aykut’yu yargılamaya başladı. Mahkeme, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay ve Zana Kaya’yı tahliye ederken Kızılkaya’nın tutuklu kalmasına hükmetti. Dokuz kişi, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” (TCK 302), “Örgüt üyesi olmak” (TCK 314), “Suç örgütü kurmak”, “Terör örgütü propagandası yapmak”tan (TMK 7/2) yargılanıyor. (29 Aralık).
Cemal’e TMK davası: T24 sitesi yazarı ve P24 kurucu başkanı Hasan Cemal, 11 Temmuz 2016’da yayınlanan “Fehman Hüseyin” başlıklı yazısında “PKK propagandası yaptığı” iddiasıyla İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Yargılama 12 Ocak’ta başlayacak (28 Aralık).
Güreş’e “gizliliği ihlal”den ceza: Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bir girişimcinin 10 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel saldırıda bulunmasıyla ilgili dosyayı haberleştiren Güncel gazetesi yayın yönetmeni Murat Güreş’e “gizliliği ihlal”den Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği 2 bin 100 TL’lik adli para cezasını onadı. Haberi kaleme aldığında dosyada gizlilik kararı bulunmadığını mahkemede avukatı Önder Alkurt aracılığıyla kanıtlayan gazeteciye, “Ya cezayı üç taksitte öde, ya günlüğü 20 TL karşılığında kamu yararına bir işte çalış, ya da 21 gün hapis yat” tebligatı geldi (27 Aralık).
Gazetecilere “FETÖ” davası: Adana Başsavcılığı’nın 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlattığı soruşturma sonucunda tutuklu gazeteciler Aytekin Gezici ve Abdullah Özyurt, firari Zaman gazetesi Adana Temsilcisi Bilal Öğütçü ve Hasan Ertaş ile tutuksuz Yüksel Evsen, Taner Talaş, Hakan Bülent Yardımcı, Rıfat Söylemez, Ali Pekmezci, TGS Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya, Abdurrahim Haklıkul, Mustafa Naim Yalçınel ve Osman Palamut hakkında “FETÖ örgütü üyeliği”nden dava açıldı. Sanıkların 15’er yıl hapis istemiyle yargılanacağı dava 10 Mart’ta Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek (27 Aralık).
Üç haberciye TMK beraati: Tahir Elçi cinayetini esnaf kamera görüntüleri yönüyle sorgulayan haberleri nedeniyle yargılanan Diyarbakır Özgür Haber gazetesi önceki yayın yönetmeni Mahmut Oral ve gazete yetkilileri Şeyhmus Kızılaslan ve Selim Kaya beraat etti. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, üç haberciyi “terörle mücadele eden görevliyi terör örgütlerine hedef göstermek” iddiasıyla yargılıyordu (27 Aralık).
TMK’dan 10 bin soruşturma: İçişleri Bakanlığı, “terörle mücadele” kapsamında, sosyal medya alanında son 6 ay içerisinde yürütülen çalışmalar neticesinde; 3 bin 710 kişi hakkında adli işlem yapıldığını bunlardan 1656'sının tutuklandığını 1203'ünün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını açıkladı. Bakanlık,84'ünün gözaltı işlemlerinin sürdüğünü, 767'sinin ise gözaltından serbest bırakıldığını, 10 bin kişi hakkındaki soruşturmanın devam ettiğini bildirdi (24 Aralık).
Yurdatapan için hapis istedi: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası nedeniyle “PKK propagandası yapmak” ve “örgüt bildirisi basmak”tan yargılanan insan hakları savunucusu ve Düşünce Suçuna Karşı Girişim sözcüsü Şanar Yurdatapan için mahkumiyet istedi. Davada savunma yapan Yurdatapan, “Haber vermek bir gazetecinin hem görevi hem de hakkıdır. Bu aynı zamanda haber alma özgürlüğü ve hakkı olarak hepimizin özgürlüğü ve hakkıdır” dedi. Dava 13 Ocak 2017’ye bırakıldı (22 Aralık).
Batumlu ve Bodur yargılanıyor: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası nedeniyle “PKK propagandası yapmak”tan yargılanan avukat Ayşe Batumlu’yu gelecek celse duruşmaya katılmadığı takdirde hakkında tedbir alınacağı konusunda uyardı. Dava 14 Şubat 2017’ye kaldı. Yayıncı İbrahim Aydın Bodur da yargılandığı dosya kapsamında ilk kez ifade verdi. Bodur, basın özgürlüğü kapsamında kampanyaya katıldığını söyledi. duruşma 13 Ocak 2017’ye ertelendi (22 Aralık).
Dündar, Altay ve Kızılkaya sanık: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılmadan önce Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” kampanyasına katılan gazeteci Can Dündar ve sinemacı Veysi Altay’ı yargılamaya ayrı davalar halinde devam etti. Gazetenin yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya tüm davalarda sanık olarak yer aldı. Mahkeme, savunmasının alınması için Dündar için yakalama kararı çıkardı. Sanıklar, “Örgüt propagandası yapmak”, “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak”, “Suçu ve suçluyu övmek”ten yargılanıyorlar. Yargılama 11 Nisan’a kaldı (22 Aralık).
Dört haberciye ağır ceza istendi: Diyarbakır Başsavcılığı, sokağa çıkma yasaklarının olduğu Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur gibi ilçelerde belgesel çekimi için gelen Vice News Muhabiri Jacop Philip John Gingell Hanrahan ve Kameraman Philip John Pendlebury hakkında, “Örgüte bilerek yardımcı olmak suretiyle üyesi olmak” ve “Örgüte finansal destek sağlamak” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla 15 yıldan 67 buçuk yıla kadar hapis cezası istendi. Iraklı tercüman Mohamed İsmael Rasool için 30 yıl hapis istenirken rehber Abdurrahman Direkçi, gazetecilere Türkiye içinde seyahat etmesine yardımcı olmakla suçlandı. Dava Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açıldı (18 Aralık).
Beş gazeteci yargılanıyor: Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” kampanyasına katıldıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan akademisyen Beyza Üstün, gazeteciler Ragıp Duran, Ayşe Düzkan ve Murat Çelikkan ile gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya hakim karşısına çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Duran, Düzkan ve Kızılkaya’yı duruşmadan vareste tuttu. Davaya 14 Şubat 2017’te devam edilecek. Çelikkan ve Kızılkaya’nın yargılandığı davada duruşma savcısı esas hakkında mütalaasını hazırlayacak. Bu dava da 14 Şubat’a bırakıldı. Üstün ve Kızılkaya’nın yargılandığı dosya da savcı mütalaası için 16 Şubat’a kaldı (15 Aralık).
Bozarslan’a dava: Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, çocuğa yönelik cinsel saldırıda sanığa verilen saygın tutum indirimini haberleştiren DHA Ajansı muhabiri Felat Bozarslan’ı “yayın yasağını ihlal”den 4,5 yıl hapis istemiyle yargılamaya başladı. Gazeteci savunmasında suç işlemeyip haber verme görevini yerine getirdiğini ifade etti; ceza verilmesi halinde hükmün ertelenmemesini istedi. Dava 10 Nisan’a kaldı (15 Aralık).
Odatv davasında beraat talebi: İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Ali Kaya, beş yıldır süren Odatv davasında “Ergenekon davası aleyhine yayın yapmak” suçlamasıyla çoğu bir yıl tutuklu kalan 10 gazetecinin kanıt yetersizliğinden beraatlerini talep etti. Sanık Ahmet Şık, “Bütün yaşadıklarımızdan sonra bu dosyanın basit bir hükümle kapatılmasını istemiyorum. İki avukatım başka bir suçlama ve komplodan dolayı Cumhuriyet gazetesinden sekiz arkadaşımızla birlikte tutuklu bulunuyor. Bu hususların açık şekilde ortaya konulması için süre istiyorum” dedi. Sanık Yalçın Küçük de "Hakkımızdaki iddianameyi polis çırakları hazırlamıştır. Bu çıraklar şu anda cezaevindedir. İlk yargılamaları yapan hakim ve savcılardan kimisi kaçak, kimisi cezaevindedir. Tazminat davası açacağım. Tüm bu süreçler boyunca yapılan haksızlıklar, hukuka aykırılıkların tespit edilmesi için uzun süre talep ediyorum" diye konuştu. Davadan, gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener ile Odatv sitesi çalışanları Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Doğan Yurdakul, Müyesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır, Ahmet Mümtaz İdil yargılanıyor. Dava, 15 Şubat 2017’ye kaldı (14 Aralık).
“Türkü” haberine TMK davası: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun hakkında, Ağustos 2016’da çılan “Türkü söylediler, tutuklandılar” başlıklı haberiyle “terörle mücadelede grev alan görevliyi kimliğini açıklayarak hedef gösterdiği” iddiasıyla dava açıldı. Gazeteci, 18 Nisan’da TMK’nın 6/1 maddesi uyarınca İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak (14 Aralık).
Uğur’a tahliye; Polat’a kontrol kaldırıldı: Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Silahlı terör örgütü propagandası yapmak” ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlaması ile yargıladığı, 6 Ekim’den beri tutuklu olan Evrensel gazetesi muhabiri Cemil Uğur’u tahliye etti. Tutuksuz yargılanan Halil İbrahim Polat'ın ise adli kontrol uygulaması kaldırıldı. Dava 2 Mart 2017’ye kaldı (13 Aralık).
Doğan’a tahliye: Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “örgüt propagandası” ve “örgüt üyeliği”nden yargıladığı, 23 Temmuz’dan beri Mardin E Tipi Cezaevi’nde tutulan JİNHA muhabiri Zehra Doğan’ı ilk duruşmada tahliye etti. Dava 23 Şubat 2017’de sürecek (9 Aralık).
Mater ve Kızılkaya yargılanıyor: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan “Nöbetçi Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan gazeteci ve bianet Yayın Danışmanı Nadire Mater ve Özgür Gündem sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı “PKK propagandası yapmak” ve “PKK açıklamalarını yayınlamak”tan yargılamaya devam etti. Mahkeme, Kızılkaya'nın dosyasının 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Özgür Gündem ana davasıyla birleştirilmesiyle ilgili karar verilmesi için davayı 14 Şubat 2017’ye bıraktı (9 Aralık).
Altı barışsever Söke’de yargılanıyor: “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisi imzacısı akademisyenlere soruşturma açılmasına tepki gösteren ve “Barış istemek suç ise biz de bu suça ortak oluyoruz” diyerek kendileri hakkında Kuşadası Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan altı kişinin yargılanmasına Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. “Terör örgütü propagandası yapmak”tan açılan dava, 18 Ocak 2017’de sürecek (30 Kasım).
Tahmaz ve Şanlı’ya dava: Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla bir günlük nöbetçi yayın yönetmenliği yapan Hüseyin Tahmaz ve Hasan Hayri Şanlı ile gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’ya “terör örgütü propagandası”ndan dava açıldı. Yargılama 31 Ocak 2017’de başlayacak (6 Aralık).
Şık’a tehdit davası: 12 Mart 2012’de Silivri Cezaevi’nde tahliye olurken “Bundan sonra eğer bu bir savaşsa savaş şimdi başlıyor. Herkes ayağını denk alsın. Burada bir adalet yok. Bu komployu kuranlar cezaevine girecek” diyen gazeteci Ahmet Şık, “Hakim ve savcıları terör örgütüne hedef göstermek ve tehdit etmek” iddiasıyla yargılanıyor. Yedi yıl hapsi istenen gazetecinin dört yıllık davası, 21 Şubat’ta Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde sürecek (1 Aralık).
Nişanyan’ın davası ilerlemiyor: Tutuklu yazar Sevan Nişanyan, kendi internet sitesinde yayınladığı “Nefret suçlarıyla mücadele etmeli'” yazısında Hz. Muhammed'e yönelik ifadeleri gerekçe gösterilere açılan “dini değerlere hakaret” davasından yargılanmaya devam etti. Dördüncü kez hâkim değişikliği yaşanan yargılamada dosyanın incelenmesi için duruşma 27 Nisan’a bırakıldı (23 Kasım).
Bir TMK davasında 40 sanık: Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Beyaz Şov’a telefonla bağlanarak, çatışma bölgelerinde çocuk ölümlerine dikkat çektiği için “Örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanan öğretmen Ayşe Çelik, program sorumlusu Kadir Turnalı ve destek olmak amacıyla savcılığa başvurarak suça ortak olduklarını bildiren 38 kişiyi yargılamaya devam etti. Turnalı’nın savunmasının ara celsede alındığı davada mahkeme, Beyazıt Öztürk'ün yeniden dinlenmeye gerek görmedi. Yargılamaya 1 Mart 2017'de sürecek (30 Kasım).
Sanıklardan Orhan Alkaya, “Dün bizden barış için çalışmamızı isteyenler bugün barış istediğimiz için bizi yargı önüne çıkarıyorlar” derken Temel Demirer de “Çocuklar ölmesin demek yerine çocuklar ölsün mü demeliydik” diye sordu. Ayşegül Devecioğlu da, “Ayşe Çelik hakkında soruşturma ve dava açanlar, söylediği şeyler için bir araştırma gereksinimi duydu mu?" sözleriyle davaya tepki gösterdi. Ayşe Yaşın da, “Ben Kıbrıslıyım. Çocukluğum Kıbrıs’ta savaş içinde geçti. Gittim Diyarbakır’da yaşananları da kendim gördüm. Barışsever bir insanım. Ayşe öğretmenin sözlerinde de şiddet içeren tek kelime yoktu” diye konuştu.
Çelik’in yanı sıra, Ahmet Dindar, Ayşe Erzan Silier, Ayşegül Akış Devecioğlu, Ayşegül İyidoğan, Bayram Bahri Belen, Dilek Gökçin, Ercan İpekçi, Ergin Cinmen, Ferhat Tunç, Gençay Gürsoy, Gülseren Onanç, Gülşen Denizhan, Gürhan Ertür, Gürkan Develi, Halim Bulutoğlu, İbrahim Akın, İbrahim Sinemillioğlu, Kemal Özgül, Mahmut Konuk, Mehmet Tursun, Mevlüt Ülgen, Murat Çelikkan, Nazmiye Özen, Nergiz Ovacık, Neşe Yaşın, Nil Özsoy Dindar, Orhan Alkaya, Orhan Silier, Oya Baydar, Perihan Pulat, Pınar Önen, Şanar Yurdatapan, Sibel Özbudun Demirer, Süleyman Eryılmaz, Temel Demirer, Türkcan Baykal, Üner Eyüboğlu ve Vecdi Sayar da Çelik’e destek verdikleri için yargılanıyor.
Doğan ve Duman’a beraat: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Bir Çocuğum Daha Olsa” başlıklı köşe yazısı nedeniyle “Halkın bir kesimini sosyal, sınıf, din, mezhep, cinsiyet ve bölge farklılığı temelinde alenen aşağılamak”tan (TCK, 216/2) yargıladığı Hürriyet gazetesi yazarı Selahattin Duman ve gazete yetkilisi İzzet Doğan’ı beraat ettirdi (27 Kasım).
Özken’e “Atatürk” davası: Küçükçekmece Başsavcılığı, geçen yıl Atatürk’ün ölüm yıldönümünde, “Zulüm 1938’de son buldu” başlığıyla bir video yayınlayarak “Atatürk’ün anısına hakaret ettiği” gerekçesiyle Akit TV Sorumlu Müdürü Ali Özken hakkında, 4 yıl 6 ay hapis istemiyle dava açtı. Özken, Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 22 Şubat 2017’de yargılanmaya başlayacak. Mahkeme, duruşma saati olarak Atatürk’ün ölüm saati olan 09.05’i seçti (26 Kasım).
Oktay ve Akgül’e 4’er yıl hapis: Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medya yoluyla “PKK propagandası yapmak”tan yargılanan ve her ikisi de bir süre tutuklu kalan DİHA muhabirleri Meltem Oktay ve Uğur Akgül’ü 4’er yıl hapis cezası verdi. Avukatları Resul Tamur cezalara itiraz etti (24 Kasım).
Uyurkulak ve Kızılkaya mahkemedeydi: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla nöbetçi yayın yönetmenliği yapan gazeteci-yazar Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı “terör örgütü propagandası yapmak”tan yargılıyor. Kızılkaya önceki savunmasını tekrar ederken meslek gereği savaşları yakından takip ettiğini söyleyen 20 yıllık gazeteci Uyurkulak, "Çalıştığım gazetelerin sayfalarında dış haberci olarak yerle bir edilmiş şehirlerin fotoğraflarını yayımladım. Grozni, Gazze, Beyrut, Bağdat, Halep... O görüntülerin hiçbirinin bugünkü Sur'dan, Şırnak'tan, Nusaybin'den, Cizre'den farkı yoktu. Sorunların şiddetle değil müzakereyle çözüleceğine inandım… İfade ve basın özgürlüğü suçsa bu suçu ömrümün geri kalanında da işlemeye devam edeceğim" dedi. Avukatı Hürrem Sönmez de, iddianameyi yazan savcının FETÖ üyeliğinden yargılandığını ve bu yargılamanın yapılmasının hukuka aykırı olduğunu söyledi. Dava 14 Şubat'ta sürecek (24 Kasım).
Kural ve Kızılkaya yargılanıyor: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla nöbetçi yayın yönetmenliği yapan oyuncu Jülide Kural, yönetmen İlham Bakır ile gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı “terör örgütü propagandası yapmak”tan yargılıyor. Duruşmada Jülide Kural hazır bulunurken, Kızılkaya jandarmalar eşliğinde salona getirildi. Daha önce talimatla ifade veren Bakır ise duruşmaya katılmadı. Kural savunmasında, “Evrensel insan hakları mücadelesine bağlı ve onun bir parçası olan bir birey olarak anti militarist, şiddet karşıtı, barış taraftarı bir insan hakları aktivistiyim” diyerek suçlamaları reddetti. Dava 14 Şubat’a kaldı (24 Kasım).
Cemal ve Kızılkaya mahkemedeydi: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla bir günlük nöbetçi yayın yönetmenliği yapan gazeteci Hasan Cemal ve gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı “terör örgütü propagandası yapmak”tan yargılıyor. Cemal, “Propaganda yapmadım. 47 yıllık gazeteciyim. Kürt sorununu yakından izliyorum Abdullah Öcalan'la da Murat Karayılan'la da Başbakan ve Genel Kurmay Başkanıyla da görüştüm. Bu konu hakkında 4 kitap ve sayısız makale yazdım. Şimdiye kadar hakkımda hiç dava açılmadı. Bazen düşünüyorum ben mi değiştim hukuk mu? diyerek suçlamaları reddetti. Dava 14 Şubat’a kaldı (24 Kasım).
Cumhuriyet Vakfı’na dava: İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesinin eski yöneticileri Alev Coşkun, Şevket Tokuş ve Mustafa Pamukoğlu’nun iki buçuk yıl önce yapılan eski seçimin iptali için açtığı davada Cumhuriyet Vakfı’nı “usulsüz üye atandığı” gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Mahkemenin hakimi emekli olduğu için duruşmayı geçici hakim yönetti. Davalı İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Cumhuriyet Vakfı avukatları ile davacılar Mustafa Pamukoğlu ve Şevket Tokuş’un avukatları ile davacı olarak müdahil olmak isteyen CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ın avukatı, mahkemeye mazeret dilekçesi sundu. Mahkeme Balbay’ın müdahillik talebini inceleyecek olan mahkeme, mazeretler kabul edildiği için dava da 30 Mart 2017'ye bırakıldı (24 Kasım).
Başlangıç, Ağın ve Kızılkaya’ya dava: Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan “Nöbetçi Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan gazeteci Celal Başlangıç, Özgür Gündem gazetesi sorumlu müdürü İnan Kızılkaya ve yazar Ömer Ağın’ın yargılanmasına İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. “Suç İşlemeye Alenen Tahrik Etme”, “Suçu ve Suçluyu Övmek”, “Terör örgütü propagandası yapmak” iddialarıyla yargılanan Başlangıç, geçen celsede ifade verdiği için duruşmaya katılmadı. Ağın da, 12 Mayıs 2016 tarihli “Savaşanlar Kaybedebilir Ama Savaşmayanlar Baştan Kaybetmiştir” yazısının suç içermediğini, başlığın da Alman şair Bertolt Brecht'ten bir alıntı olduğunu ifade etti. Savcı Lütfi Karabacak, dosyanın İnan Kızılkaya'nın yargılandığı diğer dava dosyalarıyla birleştirilmesi yönünde incelenmesini istedi. Dava, 28 Mart 2017’de sürecek (24 Kasım).
Türker, Işık ve Kızılkaya’nın davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan “Nöbetçi Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan gazeteciler Yıldırım Türker ve Fehim Işık ve Özgür Gündem gazetesi sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı yargılamaya devam etti. Türker, “İnsan hakları basın ve fikir özgürlüğü adına dayanışma eylemine katıldık. Simgesel bir eylemdi. Gerçekten genel yayın yönetmenliği yapmadım. Sabah toplantısına katıldım… Sesini çıkaramayanların, fikirlerini dile getirmesi engellenen insanların yanında bulunmayı bir borç bildik ve yaptık” dedi. Dava 14 Şubat’a kaldı (24 Kasım).
Başer, Sefa ve Kızılkaya yargılanıyor: Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan “Nöbetçi Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan gazeteci Kumru Başer ve Said Sefa ile Özgür Gündem sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’nın yargılanmasına İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Davaya 14 Şubat 2017'de devam edilecek (24 Kasım).
Alpay mahkemedeydi: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem soruşturması kapsamında tutuklu bulunan dilbilimci yazar Necmiye Alpay'ı Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği nedeniyle yargılamaya başladı. Alpay, savunmasında, “Davalar, ifade özgürlüğü savunusuna yönelik birer Voltaire davasıdır. Voltaire'in dediği gibi ‘Düşüncelerinize katılmıyorum ama onları ifade edebilmeniz için hayatımız vermeye hazırım’. Hiçbir şekilde atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. Dava 14 Şubat’a kaldı (24 Kasım).
Taraf’ın davası Şubat’a kaldı: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Balyoz” davasını manipüle etmek suçlamasıyla 22 aydır tutuklu olan Taraf gazetesi eski muhabiri Mehmet Baransu ve Tuncay Opçin’i 75 yıl, gazete yetkilileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur’u 52 yıl hapis istemiyle yargılamaya devam etti. Balyoz davasında yargılanıp beraat eden ve bu davanın şikayetçisi olan Emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Emekli Albay Hakan Büyük, Emekli Orgeneral Çetin Doğan, Emekli Koramiral Kadir Sağdıç, Emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu ve Albay Nedim Ulusan'ı avukatları Hüseyin Ersöz temsil etti. 47 kişi avukatları aracılığıyla davaya müdahil olmak için dilekçe verdi. Baransu'nun avukatları Sercan Sakallı ve Veysel Ok mahkemeye vekillikten çekildiklerine dair dilekçe gönderdiler. Haberini savunan Baransu ise, kendisine iddianame ve ek klasörlerin verilmediğini belirterek savunma hazırlayamadığını söyledi; “Balyoz”u savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın da yargılanması gerektiğini savundu. Dava 15 Şubat’ta sürecek (23 Kasım).
Müebbetle yargılanıyor: Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “İşte Gever'e 'gizli' operasyon belgesi” başlıklı haberi nedeniyle “Devlet güvenliğine dair gizli belge yayınlamak”tan müebbet hapsi istenen tutuklu DİHA muhabiri Şermin Soydan’ı adli denetim karşılığında tahliye etti. Davaya 23 Ocak 2017’de devam edilecek (23 Kasım).
Karaca, Dumanlı ve Kaya’ya “FETÖ” davası: Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 73 sanıklı “FETÖ/PDY” Çatı Davası'nda Fethullah Gülen’in yanı sıra, Samanyolu Haber Grubu başkanı Hidayet Karaca, gazeteci Ekrem Dumanlı ve Zaman gazetesi kurucularından Alaaddin Kaya’yı da “Anayasayı ihlal”, “hükümeti yıkmaya teşebbüs”, suçlamasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet, “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “siyasi ve askeri casusluk”, “hukuka aykırı olarak kişisel verileri ele geçirmek ve bu verileri kaydetmek”, “nitelikli dolandırıcılık”, “zimmet”, “terör örgütü faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik” ve “suç gelirlerini aklamak” suçlamalarından da 132 yıl 1'er ay hapis istemiyle yargılıyor. Davada, cezaevinde intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar, emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile 2002'de öldürülen yazar Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu da mağdur ve müştekiler arasında yer alıyor. Mahkeme başkanının “Darbeyi kim yaptı? Gülen'in yaptığını düşünüyor musunuz?” sorusuna tutuklu Kaya, “Efendim bunu siz bulacaksınız. Benim düşüncem yanıltıcı olur” diye karşılık verdi. Kaya, sözlerinin sonuna da “Cumhurbaşkanı, Başbakan görmemiş. Bunu biz nasıl görelim? Biz de aldatıldık yani” cümlesini ekledi (22, 23, 24 Kasım).
Kurt’a hapis: Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımları ve gazetecilik faaliyetlerinde “Terör örgütü propagandası” yapmaktan gazeteci Ali Barış Kurt'u 2 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, Kurt’a dair hükmün ertelenmesine izin vermedi. Karara itiraz eden avukatı Gulan Çağın Kaleli, Kurt’un BİMER'e yapılan sahte bir ihbardan cezalandırmaya gidilmesine tepki gösterdi (22 Kasım).
Eryılmaz. Küçükkeleş ve Kızılkaya yargılanıyor: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma için bir günlük sembolik nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapan Tuğrul Eryılmaz, Çilem Küçükkeleş ve gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı, “Terör örgütlerinin yayınlarını yayınlamak”, “terör örgütü propagandası yapmak”tan yargılamaya devam etti. 10 yıl 6 ay hapisleri istenen gazetecilerden Eryılmaz, “Gazeteci haber verir ve toplumda çatışma alanlarını tartışma alanlarına çekmek için elinden gelen çabayı gösterir” dedi. Dava 14 Şubat 2017’ye kaldı (22 Kasım).
KCK Basın davası bitmedi: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, KCK Basın Komitesi’ne bağlı oldukları iddiasıyla Kürt medyasından 46 basın çalışanının “örgüt üyeliği”nden yargılandığı davada, dosyanın soruşturma ve kavuşturma aşamasında yer alan yargı mensuplarının bugünkü konumlarının araştırmak HSYK sitesinde yer alan ihraç kararlarını inceleyecek. Dava 28 Şubat 2017 tarihine kaldı (18 Kasım).
Erinç ifade verdi: Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik “FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” şüphesiyle yürütülen soruşturma kapsamında, ifade vermesi için çağrılan gazetenin İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç avukatlarıyla Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Yaklaşık dört saat ifade veren Erinç’e, yazar Aydın Engin’in “Hrant’ı da cemaat öldürmüş öyle mi” başlıklı yazısı, gazetede çıkan haberler, Mustafa Balbay’ın tweeti ve Alev Coşkun’un da aralarında bulunduğu kişilerin tanık anlatımları da soruldu (17 Kasım).
Çoban’a hapis: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Ekim’de yayınlanan kanun hükmünde kararname ile kapatılan Azadiya Welat gazetesinin sorumlu müdürü İsmail Çoban’ı “zincirleme şekilde PKK propagandası yapmak”tan 2 yıl 4 ay 3 gün hapse mahkum etti. Müvekkilinin gazetecilik faaliyetleri gereği olarak kendi muhabirleri ve farklı ajansların hazırladığı haberleri gazetede yayınlandığını savunmasında açıklayan avukat Resul Tamur, mahkumiyet kararını temyiz edeceğini açıkladı (17 Kasım).
Baransu ve Çoban için karar yakın: İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Kasım 2013 tarihli Taraf gazetesinde çıkan “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı” haberiyle ilgili davada muhabir Mehmet Baransu ve eski sorumlu müdür Murat Şevki Çoban’ı 50 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılıyor. Bir önce duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan Savcı, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme” ve “MİT’e ilişkin bilgi ve belgeleri basın yoluyla ifşa etme” suçlarından iki habercinin cezalandırılmasını talep etmişti. Mahkeme, sabah 7:00'de cezaevinden çıkarılan Baransu’ya akşamüzeri başlayan duruşmaya kadar yemek verilmediği, avukatıyla haftalık görüşmesinin bir saatle sınırlı olduğundan belge alışverişi yapılamadığının belirtilmesi üzerine davayı 8 Şubat 2017’ye bıraktı (17 Kasım).
Dündar, Gül ve Berberoğlu yargılanıyor: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin görüntüleri yayınlaması için Cumhuriyet gazetesi önceki yayın yönetmeni Can Dündar'a verdiği iddiasıyla yargılanan CHP milletvekili Enis Berberoğlu kapalı görülen duruşmada savunmasını yaptı. Mahkeme, Berberoğlu’nun talebi üzerine, vekilin 1 Nisan-31 Mayıs 2015 dönemlerine ait telefon HTS kayıtlarını inceleyecek, gazeteci Soner Yalçın'ı da tanık olarak dinleyecek. Dündar, Gül ve Berberoğlu’nun, “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek”ten yargılandığı dava 11 Ocak’a kaldı (16 Kasım).
Keskin, Aykol, Kızılkaya, Akgül yargılanıyor: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Eş Genel Yayın Yönetmenleri Eren Keskin ve Hüseyin Aykol, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ile nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan Alınteri gazetesinden Öncü Akgül’ü “örgüt propagandası yapmak”tan yargılamaya başladı. Kızılkaya, “Basın ve ifade özgürlüğü kapsamında bu yazıları gazetede yayımlattım, ülkede yaşanan olaylara ilişkindir, propaganda içermiyor” diyerek beraatını talep etti. Aykol da, “Propaganda kastımız yoktur. Basın özgürlüğü demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurudur” diye konuştu. Avukat Özcan Kılıç, 50’ye yakın “Nöbetçi yayın yönetmenliği” dayanışma eyleminden yargılanan Kızılkaya ile ilgili dosyaların birleştirilmesini istedi. Mahkeme kararını ileri bir tarihte verecek. Dava, 21 Şubat 2017’ye kaldı (15 Kasım).
Baysoy, Canpolat ve Kızılkaya sanık: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi “Nöbetçi” yayın yönetmenlerinden yayıncı Ali Cengiz Baysoy, yazarlarından İmam Canpolat ve sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı yargılamaya başladı. Ankara’dan alınan ifadesi okunan Baysoy “Basın, düşünce ve ifade özgürlüğü için bir günlük ve sembolik olarak genel yayın yönetmenliği yaptım. Özgür Gündem'e karşı var olan baskıları dile getirmek için açılmış olan kampanyaya demokratik hakkımı kullanarak katıldım” dedi. Baysoy hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemedi. Kızılkaya da “Tüm deliller haber. Gazeteciler toplum ve kamu adına haber yapar. Biz de diğer gazetelerin yayınlamadıklarını farklı bakış açılarıyla veriyoruz. Hepsi basın ve ifade özgürlüğü kapsamında. Şiddeti övme iddiasını kabul etmiyorum.” dedi. Dava, 14 Şubat'ta sürecek (10 Kasım).
Aslan’a hapis: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gelecek gazetesi sorumlu müdürü Aslı Ceren Aslan’ı “terör örgütü propagandası yapmak”tan 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Aslan’a yönelik “suç işlemeye alenen tahrik etme”, “suç ve suçluyu övme”, “terör örgütü propagandası yapma” suçlamalarıyla açılan 15 dava birleştirilmişti. Savunmasını veren Aslan, “Siyasi iktidar ile yargının birbirinden bağımsız olmadığı açıktır. Basına yönelik saldırıların bu denli arttığı bir dönemde yargı da verdiği cezalarla bunu desteklemektedir” dedi (10 Kasım).
Demir’in iki kitabına dava: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, gazeteci-yazar Arzu Demir’i “Dağın Kadın Hali” kitabında “örgüt propagandası yaptığı”, “suç ve suçluyu övmek” ve “suça teşvik etmek” iddiasıyla cezalandırılmasını talep etti. Gazeteci, “Devrimin Rojava Hali” kitabı nedeniyle de aynı gerekçesiyle yargılanıyor. Demir, duruşmada "Devrimin Rojava Hali" kitabına açılan davanın, aynı "Dağın Kadın Hali" gibi konjonktürel ve siyasi bir dava olduğunu söylerken, kitapta anlatılanları, Rojava'daki toplumsal hayatı ve hukuk sistemini anlattı. Her iki dava da 19 Ocak 2017'a bırakıldı (8 Kasım).
Naki’ye beraat: Sosyal medya paylaşımlarıyla ‘terör örgütü propagandası’ yapmakla suçlanan Amedspor futbolcusu Deniz Naki’nin karar duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti futbolcunun beraatine karar verdi (8 Kasım).
Fincancı, Önderoğlu, Nesin ve Kızılkaya’ya dava: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına katıldıkları için haklarında dava açılan TİHV Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, yazar Ahmet Nesin ve gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’yı yargılamaya başladı. Fincancı, “Özgürlüğümüzden vazgeçmek insanlığımızdan vazgeçmektir, görevlerimizden vazgeçmektir. Düşünce özgürlüğü tüm kötülüklere derman olan tek gerçektir. Önderoğlu, “Türkiye medyası çorak bir tarlaya döndü” şeklinde konuştu. Dava, Nesin ve Kızılkaya’nın ifadelerinin alınması için 11 Ocak'a ertelendi (8 Kasım).
Mater, Okatan ve Kızılkaya’ya dava: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan “Nöbetçi Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan bianet Proje Danışmanı Nadire Mater, Özgür Radyo Genel Koordinatörü Derya Okatan ve Özgür Gündem gazetesinin tutuklu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’yı yargılamaya başladı. Gazeteciler, “Terör örgütünün yayınlarını basmak veya yayınlamak” ve “terör örgütü propagandası yapmak”tan suçlanıyorlar. Ceza verilmesi durumda kararın ertelenmesini reddeden Mater, ifadesinde “Gazeteciyim, yurttaşım. Özgür Gündem’de bir günlük yayın yönetmenliğim tam da benim gazeteci ve yurttaş olarak hayatta durduğum yerle buluşuyor. Çünkü; yurttaş olarak haber alma hakkımın sınırlandırılmasını, gazeteci olarak kendim için ve tüm gazeteciler için haber yapma özgürlüğünün engellenmesini, sınırlandırılmasını kabul etmiyorum” dedi. Dava 9 Aralık’a kaldı (7 Kasım).
Dört gazeteciye TMK davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Tükenmez dergisi yazarlarından Mustafa Sütlaş, İsmail Ağan, Mehmet Ali Çelebi ve derginin sorumlu yazı işleri müdürü Osman Zorba’yı “PKK/KCK propagandası”ndan yargılamaya başladı. Haziran 2015’te çıkan “Gire Spi'den Özgürlük Manifestosu”, “Kobane Gelecekten Umutlu ve Devrim Sürüyor”, “Paris Komününden Rojava'ya” yazılarından yargılanan gazetecilerin 7,5 yıl hapsi isteniyor. Hakim ve gazeteci Sütlaş, ifadesinde, “Altı aylık dava açma süresi aşıldı, dava düşmelidir. Hekimim, 27 yıl cüzzam hastalığıyla uğraştım. Bu dönemde de ücret almadan yaklaşık 20 yıldır gazetecilik faaliyeti yaptım, yazdım çizdim, sağlık ve hasta hakları aktivistiyim. Kobane'ye gazeteci ve hasta hakları aktivisti olarak gittim. Bu faaliyet düşünce ve ifade özgürlüğü, haber alma hakkı çerçevesinde bir yazı” dedi. Mahkeme Osman Zorba'nın zorla getirilmesine ve davanın düşmesi ile ilgili değerlendirmenin 9 Şubat 2017’ye bırakılmasına hükmetti (3 Kasım).
Coşkun’a 301 davası: Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun hakkında, Urfa Başsavcılığının IŞİD’e soğan kamuflajıyla patlayıcı taşınması ile ilgili iddianamesini haberleştirdiği için, “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak”tan dava açıldı. Adalet Bakanlığı’nın 28 Eylül’de soruşturma izni verdiği davayla ilgili Coşkun, 7 Şubat’ta İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlayacak. Coşkun’un TCK’nin 301. maddesinden üç yıla kadar hapis isteniyor (29 Ekim).
Aktan’a TMK davası başladı: Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, dokuzunun kendisinin atmadığı toplam 16 tweet nedeniyle “Terör örgütü propagandası”ndan suçlanan İMC TV haber müdürü Hamza Aktan’ı 7,5 yıl hapis istemiyle yargılamaya başladı. Twitlerin kaynağının araştırılmasına karar veren mahkeme, Aktan hakkındaki adli kontrol şartını kaldırırken yargılamaya 10 Ocak 2017’de devam edeceğini açıkladı (27 Ekim).
Türkali’nin davası düştü: Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına destek veren Deniz Türkali ile gazetenin sorumlu müdürü İnan Kızılkaya’nın yargılandığı dava zamanaşımından düşürüldü. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Basın Kanunu’na göre dava açma süresi olan dört aylık sürenin aşıldığını bildirdi. Türkali ve Kızılkaya, “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak” ve “Terör örgütü propagandası yapmak”tan yargılanacaktı (27 Ekim).
Polat ve Nasuhbeyoğlu aklandı: Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat ve eski sorumlu müdürü Vural Nasuhbeyoğlu, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Suçu ve suçluyu övmek”ten yargılandıkları davanın ilk duruşmasında beraat etti. Evrensel sitesinden Ekim 2015’te çıkan “HPG: Yüksekova’da Türk’ün gücünü göreceksiniz diyen polis alıkonuldu” yazısı suçlama nedeniydi (25 Ekim).
Keskin ve Çapan’a 301 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, kapanmadan önce Özgür Gündem gazetesinde çıkan haber ve yazılarda “güvenlik kuvvetlerini aşağıladıkları” gerekçesiyle eski eş genel yayın yönetmeni Eren Keskin ve sorumlu müdürü Reyhan Çapan’ı üç dava kapsamında yargılıyor. Dava 7 Şubat 2017’de sürecek (25 Ekim)
Dört “dayanışmacı” mahkemedeydi: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan “nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasına katılan DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan, Ertuğrul Mavioğlu ve sorumlu müdürü İnan Kızılkaya'yı yargılamaya devam etti. Yargılamalar 21 Şubat 2017’ye kaldı (25 Ekim).
Üç gazeteci için yakalama kararı: İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından medya mensuplarına yönelik yürütülen “FETÖ” soruşturmasında, kapatılan Today's Zaman gazetesi eski yayın yönetmeni Bülent Keneş, kapatılan Zaman Gazetesi eski muhabiri Şemsettin Efe ve eski yazarı Abdulkerim Balcı hakkında “darbeye teşebbüs” iddiasıyla yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. Başsavcılığın yazısı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderildi (17 Ekim).
Cemal’e TMK soruşturması: İstanbul Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, 4 Ocak 2016'da yayımlanan "Her Allah'ın günü 'anayasa suçu' işleyen bir Tayyip Erdoğan'la..." yazısından T24 sitesi yazarı ve P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu Kurucu Başkanı gazeteci Hasan Cemal hakkında “Terör örgütü propagandası” ve “suçluyu övmek” şüphesiyle soruşturma başlattı. Cemal, yazısının ve görüşmelerinin mesleki faaliyet çerçevesinde olduğunu ifade ederek, “Gazetecilik suç değildir” dedi (12 Ekim).
Çelebi’ye TMK davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Harita denemesi” yazısında “PKK propagandası yapıldığı” iddiasıyla Özgür Gündem gazetesi yazarı M. Ali Çelebi’yi 7,5 yıl hapis istemiyle yargılamaya başladı. Çelebi, savunmasında, yazının konusunun Suriye olduğunu, Suriye ordusunun Qamişlo kentine yaptığı saldırıyı analiz ettiğini söyledi. Ortadoğu'yu etkileyen Suriye'de olanlara dair tespitlere yer verdiğini savundu; suçlamaları reddetti. Gazeteci, cezalandırma durumunda hükmün ertelenmesini istemediğini açıkladı (11 Ekim).
Dayanışmaya sekiz sanık: Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan bir günlük “nöbetçi yayın yönetmenliği” kampanyasına katılan gazeteciler Hasan Cemal, Said Sefa, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı, Ayşe Kumru Başer, Oyuncu Jülide Kural, yönetmen İlham Bakır ile gazetenin Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya hakkında dava açıldı. İddianamede Başer, Cemal, Balıkçı, Kural, Bakır ve Uyurkulak “Terör örgütü propagandası yapmak”, “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak veya yayınlamak”, “Suç işlemeye alenen tahrik etme” ve “Suçu ve suçluyu övmek”le suçlanıyor. Gazetenin tutuklu sorumlu müdürü İnan Kızılkaya ise aynı iddialar kapsamında “şüpheli” olarak yer aldı. İddianamede Özgür Gündem gazetesinin ilgili sayıları tek delil olarak gösterildi. Savcılık tarafından hazırlanan iddianameler, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi (10 Ekim).
Kızılkaya, Aykol ve Dicle’ye 301 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, Gazetenin Eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle’yi “Devleti ve organlarını aşağıladığı” gerekçesiyle TCK’nın 301. Maddesinden yargılıyor. 4 Nisan 2016 tarihli “Moğol Saldırısı” yazısında Dicle’ye ait “Moğol saldırısı, bu Moğol saldırısını püskürtmek zorundayız. Bu operasyon orada yaşayanlara sormadan tarihten silmektir. Bu nedenle çok faşizan ve ırkçı bir tutumdur. Biz bu kültürel soykırıma tanıklık yapmayız” özler suça gerekçe gösterildi (2 Ekim).
Hakaret, Kişilik Hakları ve Tazminat Davaları
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde 1 gazeteci hakaret suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam 7 bin 300 TL adli para cezasına ve kişilik haklarına saldırıdan da 10 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildi. Halen yedi gazeteci toplam 62 yıl 4 ay hapis ve 100 bin TL de manevi tazminat istemiyle yargılanıyor.
Geçen yılın aynı döneminde 7 gazeteci toplam 2 yıl 2 ay 7 gün hapse ve 19 bin 890 TL adli para cezasına mahkum edilmişti. 13 gazeteciye açılan ceza davaları sürüyor, 5’ine yeni ceza davası açılmıştı. 2 gazeteciyse beraat etmişti. Kişilik haklarına saldırı iddiasıyla 2 gazeteci 9 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti. 4 gazeteci toplam 1 milyon 40 bin TL, 2 gazete de 100 bin TL tazminat istemiyle yargılanıyordu. 1 gazeteci hakkında açılan tazminat davası da reddedilmişti.
2015 yılının tamamında, 15 gazeteci ve 1 siteye “hakaret” suçlamasıyla 1740 TL’si ertelemeli olmak üzere toplam 5 yıl 8 ay 17 gün hapis ve 48 bin 940 TL adli para cezası verilmişti. 3 gazeteci de kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle toplam 14 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti.
Güreş’e hakaret davası: Gaziantep 9. Asliye Ceza Mahkemesi, Gaziantep Üniversitesi eski Genel Sekreteri Ercan Eroğlu’nun “hakaret ve tehdit” iddiasıyla Güncel gazetesi yayın yönetmeni Murat Güreş hakkında açtığı davayı, Suçlamaları reddeden gazeteci, “Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Müşteki ile dört yıldır hiçbir sosyal ortamda bir araya gelmedim gibi bir iletişimim de olmadı” diyerek beraatini istedi. Mahkeme görevsizlik kararı vererek dosyayı Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi (27 Aralık).
Kütahyalı’ya Terim davası: İstanbul Başsavcılığı, Ağustos 2016 tarihli “Türk Futbolu ve FETÖ” yazısında Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'e iftira ve hakarette bulunduğu gerekçesiyle gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı hakkında 6 yıl 4 ay hapis istemiyle dava açtı (6 Aralık).
Boğatekin’e ceza üstüne ceza: Adıyaman 4 Asliye Ceza Mahkemesi, “Bodin Köyü Okulunun çocukları ya da öğretmeni nereye s....k?.. Valinin k..ı sahipli de öğrencinin k..ı sahipsiz mi?” şeklindeki ifadeler nedeniyle Gerger Fırat gazetesi yetkilisi Hacı Boğatekin’i “hakaret” iddiasıyla hapisten 7 bin 300 TL adli para cezasına mahkum etti. Adiyaman 3. Asliye Hukuk Mahkemesi de, aynı yazı nedeniyle verdiği 20 bin TL’lik taminat tutarı Yargıtay tarafından bozulunca gazeteciyi bu kez 10 bin TL’ye mahkum etti (24 Kasım).
Cem Yılmaz’a beraat: Yalova eski valisi Selim Cebiroğlu’nu eleştirdiği sosyal medya paylaşımı nedeniyle hakkında dava açılan komedyen Cem Yılmaz’ın yargılanmasına Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Valiye hakaret etmekle suçlanan Yılmaz beraat etti (23 Kasım).
Coşkun’un davası kararda: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bazı yargıçların ayrıcalıklı lüks konut almasını haberleştiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun’un “kamu görevlisine hakaret”ten 23 yıla kadar hapis istemiyle yargılamaya devam etti. 26 Ocak’ta görülecek duruşmada karar çıkabilir (20 Ekim).
Röportaja dava: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yazar Tarık Ali’yle yaptığı 15 Ekim 2015 tarihli söyleşide eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “soytarı” ifadesiyle hakaret edildiği gerekçesiyle BirGün gazetesi muhabiri Onur Erem’i yargılamaya devam etti. TCK’nın 125. Maddesinden 2 yıl 8 ay hapsi istenen Erem’in davası 31 Ocak’a kaldı (20 Ekim).
Övür, Kalyoncu’ya 100 bin TL’lik dava: Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı, CHP’li Umut Oran, 8 Eylül 2016 tarihli yazısında kendisini üç partiliyle birlikte Pensilvanya’daki Fethullah Gülen’i ziyaret etmekle suçlayan Sabah gazetesi köşe yazarı Mahmut Övür, yazıyı yayınlayan gazete yetkilisi Ömer Faruk Kalyoncu hakkında toplam 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Şikayet dilekçesinde, yazı yayınlandıktan sonra gönderilen tekzibin de yayınlanmadığı belirtildi (17 Ekim).
Coşkun’a beş dava: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, ABD’de tutuklu Rıza Zarrab, hükümete yakın medya çevrelerinden Rasim Ozan Kütahyalı, Ethem Sancak, Latif Erdoğan ve Murat Kelkitlioğlu’nun şikâyetçi olduğu davalardan Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun’u yargılamaya devam etti. Suçlamaları reddeden ve 4 yıl 3 aydan 28 yıla kadar hapsi istenen Coşkun, yazılarına basın özgürlüğü çerçevesinde bakılmasını istedi (6 Ekim).
Hakaret yok, düşünce açıklama var
Yargı, televizyon sunucusu Erkan Tan’ın CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’ın tutuklanması için savcılara yaptığı çağrıyı “ağır yorum” olarak gördü.
Özgürlükmüş: İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği, televizyon sunucusu Erkan Tan’ın “Savcılar, Allah rızası için tutuklayın bu adamı” sözlerinin yer aldığı videoya erişimin engellenmesi için başvuru yapan CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’ın talebi reddedildi. Kararda, “talepte bulunanın kamuoyunda bilinen bir kişi olup bu tür ağır yorumlara katlanması gerektiği ayrıca talep edenin bulunduğu konum itibarı ile bu tür isnatlara çeşitli medya aracılığıyla cevap verme imkanı bulunmakla iş bu halde bahse konu haber içeriklerinin talep edenin kişilik haklarının ihlal edilmediği” belirtiliyor (18 Aralık).
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkıntısı
Ekim-Kasım-Aralık döneminde, TCK’nın 299. Maddesinden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten mahkum edilen gazeteci olmadı. Ancak yedisi gazeteci, 21’i eylemci toplam 28 kişi yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 299. Maddeden halen yargılanıyor. Ayrıca bir hakime TCK 299’dan yeni dava açıldı. Sekiz gazeteci bu suçlamadan beraat etti.
Ekim-Aralık 2016 döneminde Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla ve TCK’nın 299. Madde temelinde yeni soruşturma açılmadı. Ayrıca, TCK’nın 125. Maddesinden eski Başbakan Erdoğan’a hakaret veya Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı iddiasıyla medya temsilcilerine açılmış bir ceza veya tazminat davası da tespit edilmedi.
Geçen yılın aynı döneminde, eski Başbakan (TCK 125) ve Cumhurbaşkanı (TCK 299) Recep Tayyip Erdoğan’a yayın yoluyla hakaret ettikleri veya Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulundukları iddiasıyla 42’si gazeteci 93 kişi işlem (mahkumiyet, kovuşturma, soruşturma, şikayet ve tazminat olarak) görüyordu. Bu dönemde, 4 gazeteci ve 1 siyasetçi TCK’nın 299. Maddesinden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla toplam 2 yıl 10 ay 27 gün (11 ay 20 günü ertelemeli) hapis cezasına mahkum edilmişti. 8 gazeteci ve bir eski vekil hakkında yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret”ten ve TCK’nın 299. Maddesinden yeni dava açılmıştı. Mahkemeler, 8 gazeteci ve çeşitli siyasi parti mensubu iki kişiyi bu maddeden yargılamaya devam ediyordu. Ayrıca, 10 gazeteci hakkında 299. Maddeden yeni soruşturma açılmış, haklarında daha önce 299. maddesinden soruşturma başlatılan 3 gazeteci ve bir karikatürist hakkında takipsizlik kararı verilmişti. Bu maddeden iki de suç duyurusu yapılmıştı.
2015’in tamamında da, 5’i gazeteci toplam 9 kişi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” başlıklı TCK’nın 299. Maddesi uyarınca toplam 10 yıl 8 ay 22 gün hapse, 14’ü gazeteci, 2’si karikatürist toplam 19 kişiyse Başbakan olduğu dönemde Erdoğan’a hakaret ettikleri (TCK 125/3) iddiasıyla toplam 10 yıl 9 ay 27 gün hapse mahkum edilmişlerdi. Böylece, geçen yıl, 19 gazeteci ve 2 karikatürist olmak üzere 28 kişi, Erdoğan’a hakaretten mahkum edilmiş oldu.
Hakaret Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. |
Cumhurbaşkanına hakaret Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. (3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır. |
TCK 299: Ceza yok, Sekiz gazeteci aklandı
Son üç ayda, TCK’nın 299. Maddesinden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten mahkum edilen gazeteci olmadı. Ancak “Cumhurbaşkanı gelse kendisine çay vermeyeceğini” ifade eden Cumhuriyet gazetesinin kantin işletmecisi Şenol Buran “Cumhurbaşkanına hakaret"ten bir hafta hapiste kaldı. Sekiz gazeteci bu suçlamadan beraat etti.
Geçen yılın aynı döneminde, 4 gazeteci ve 1 siyasetçi TCK’nın 299. Maddesinden toplam 2 yıl 10 ay 27 gün (11 ay 20 günü ertelemeli) hapis cezasına mahkum edilmişti.
Ancak 2015 yılının tamamında, 5’i gazeteci 9 kişi, TCK’nın 299. Maddesinden toplam 10 yıl 8 ay 22 gün hapse mahkum edilmişti.
299’dan tutuklama: İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliği, Cumhurbaşkanı gelse kendisine çay vermeyeceğini ifade eden Cumhuriyet gazetesinin kantin işletmecisi Şenol Buran’ı “Cumhurbaşkanına hakaret"ten tutukladı. Buran bir hafta sonra tahliye edildi (25 Aralık).
Cemal’e iki beraat: T24 sitesi yazarı ve P24 Platformu kurucu başkanı Hasan Cemal, “Sen Cumhurbaşkanı ol, ben de….” Ve “Her Allah’ın günü ‘anayasa suçu’ işleyen bir Tayyip Erdoğan’la…” başlıklı iki yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı iki davadan beraat etti. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bir seferliğine mahsus olmak üzere açtığı hakaret davalarından vazgeçmişti. Avukatı, Cemal'in "Her Allah’ın günü ‘anayasa suçu’ işleyen bir Tayyip" yazısı nedeniyle yargılanacağı 33. Asliye Ceza Mahkemesi'ne dilekçe göndermişti. Ancak şikayeti geri çekmenin 299. Maddeden açılan davalarda etkisi olmuyor. Cemal iki davada 4 yıl 8'er aya kadar hapsi isteniyordu (20 Aralık).
“Diktatör”e beraat: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Yurt gazetesinin 3 Temmuz 2015 tarihli sayısında yayımlanan “Kirli savaş ihaneti” ve “Diktatörün savaş ihaneti” başlıklı haberler nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargıladığı dönemin sorumlu müdürü Orhan Şahin ile gazeteci Başak Günsever’i beraat ettirdi. Mahkeme, “diktatör” ibaresinin anayasa 26. ve 28. ile Basın Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca düşünce ve basın özgürlüğü kapsamında olduğuna kanaat getirdi (18 Kasım).
Dört haberciye 299 beraati: Bakırköy 39. Asliye Ceza Mahkemesi, HDP mitingi haberinde gözüken bir pankart nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla haklarında 4 yıl 8 ay hapis istemiyle dava açılan programın sunucusu İrfan Değirmenci, Kanal D Haber Genel Yönetmeni Süleyman Sarılar, Haber Müdürleri Fevzi Yeniçeri ve Ali Ekber Aydın beraat etti (25 Ekim).
Pehlivan’a beraat: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Şaşırtıcı benzerlik” haberinde “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla Odatv sitesi yayın yönetmeni Barış Pehlivan’ı beraat ettirdi. Mahkeme, manşette photoshoplu fotoğraf yoluyla suçun işlenemeyeceğine hükmetti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş’un açıklamasını haberleştiren Pehlivan, 4 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu (18 Ekim).
TCK 299: 7’si gazeteci 29 sanık
Yedisi gazeteci, 21’i eylemci toplam 28 kişi yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle 299. Maddeden halen yargılanıyor. FETÖ soruşturmasından meslekten ihraç edilen bir hakime yeni dava açıldı. Sekiz gazeteci bu suçlamadan beraat etti.
Geçen yılın aynı döneminde TCK’nın 299. Maddesi uyarınca 8 gazeteci ve bir eski vekile yeni davalar açılıyordu. Ayrıca, 8 gazeteci ve çeşitli siyasi parti mensubu iki kişi de yargılanmaya devam ediyordu. Bu dönemde 10 gazeteci hakkında yine bu maddeden yeni soruşturma açılmıştı. Bu maddeden 3 gazeteci ve bir karikatürist hakkında takipsizlik kararı çıkarken iki de suç duyurusu yapılmıştı.
Hakime 299 davası: 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ soruşturmasıyla meslekten ihraç edilen YARSAV ile Yargıçlar Sendikası üyesi hakim Tuncay Elarslan hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dava açıldı. Hakimin, Erdoğan’a “Hırsız, adaletsiz” dediği, Gezi Direnişi’nde polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Berkin Elvan davası ile ilgili devletin hatalı olduğu ve cinayetin üzerine gitmediği şeklinde eleştiriler ifade ettiği belirtiliyor. TCK’nın 299. Maddesi uyarınca dört yıla kadar hapsi istenen Elarsan, 8 Şubat 2017 tarihinde Boyabat Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak (28 Aralık).
Erem’e “299” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Google arama motorunun Erdoğan ile ilgili sonuçlarının haberleştiren BirGün gazetesi muhabiri Onur Erem’i “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılıyor. Mahkeme, avukatı Ali Deniz Ceylan’ın “TCK’nın 299. Maddeden karar vermeden önce Anayasa Mahkemesi kararı beklensin” talebini, “İptal edilme şansı pek yok” şeklinde bir gerekçeyle reddetmişti. Dava 14 Şubat’ta sürecek (3 Kasım).
Keskin ve Çapan’a 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, kapanmadan önce Özgür Gündem gazetesinde çıkan haber ve yazılar nedeniyle eski eş genel yayın yönetmeni Eren Keskin ve sorumlu müdürü Reyhan Çapan’ı üç dava kapsamında “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılıyor. Mahkeme, TCK’nın 299. Maddenin Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini reddetti. Dava 7 Şubat 2017’de sürecek (25 Ekim).
Üç habercinin röportaj davası: Diken sitesi editörü Tunca Öğreten, gazeteciye röportaj veren yazar Perihan Mağden ve röportajı kullanan Yurt gazetesi yazı işleri müdürü Mehmet Çağlar Tekin’in “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılanmasına İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Mağden’in avukatı Veysel Ok da, TCK 299. Maddesinin Anayasa Mahkemesi'ndeki görüşme sonucunun beklenmesini talep etmişti. Yargılamaya 31 Ocak 2017’de devam edilecek (20 Ekim).
21 kişi 299 davası: Muğla’nın Datça ilçesinde, Ankara katliamını protesto amacıyla düzenlenen eyleme katıldıkları gerekçesiyle haklarında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan dava açılan 21 kişinin yargılanmasına Datça Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Dava 18 Ocak 2017’de sürecek (19 Ekim).
Altan’a 299 davası: İstanbul Başsavcılığı, bir internet sitesine verdiği röportajda “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla (TCK, 299) tutuklu gazeteci Ahmet Altan hakkında İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Erdoğan’ın avukatı, davadan feragat ettiklerine dair belgenin mahkemeye sehven gönderildiğini savunarak, şikayetlerinin sürdüğünü bildirdi. Mahkeme, Erdoğan'ın davaya katılan sıfatıyla katılmasına, Altan’ın ifadesinin alınmasına karar verdi (6 Ekim).
Fezleke ve Yargılamalar
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) çeşitli siyasi partilere mensup 152 milletvekili hakkında 787 fezleke bulunuyor. 4 Kasım sabahından itibaren gözaltına alınan HDP Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, HDP grup Başkan Vekili İdris Baluken dahil 10 vekil tutuklandı. Bundan bir ay sonra HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca de “PKK üyeliği” ve “PKK propagandası”ndan tutuklandı.
Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Devletin Birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üyelik”ten yargıladığı Selma Irmak. Çağlar Demirel, Besime Konca. Osman Baydemir, Dirayet Taşdemir, Ahmet Yıldırım, Alican Önlü ve Nadir Yıldırım hakkında zorla getirme kararı çıkardı.
Tutuklu Baluken hakkında “Devletin birliğini bozma”, “PKK üyeliği”, “Terör örgütü propagandası”, “Toplantı gösteri yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”ten ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Tutuklu DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel hakkında, “PKK üyeliği” ve 16 kez de “terör örgütü propagandası”ndan toplam 150 yıl hapis istemiyle dava açıldı. HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak’ın 105 yıl hapsi isteniyor. HDP Van Milletvekili Lezgin Botan’ın da 40 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
Demirel ve Konca tutuklandı: HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca “PKK üyeliği” ve “PKK propagandası” iddiasıyla Diyarbakır ve Batman’da süren soruşturma ve yargılamalar kapsamında tutuklandı (12 Aralık).
8 HDP’liye zorla getirme: Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “Devletin Birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, terör örgütü propagandası yapmak, silahlı terör örgütüne üyelik”ten yargıladığı Selma Irmak. Çağlar Demirel, Besime Konca. Osman Baydemir, Dirayet Taşdemir, Ahmet Yıldırım, Alican Önlü ve Nadir Yıldırım hakkında zorla getirme kararı çıkardı (13 Aralık).
Tuncel için 150 yıl istendi: Diyarbakır Başsavcılığı, 5 Kasım'dan beri Silivri Cezaevinde tutuklu olan DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel hakkında, “Silahlı terör örgütü üyelik” ve 16 kez de “Silahlı terör örgütü propagandası yapmak”tan dava açtı. 150 yıla kadar hapsi istenen Tuncel, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak (2 Aralık).
Irmak için 105 yıl istendi: Hakkâri Başsavcılığı, 4 Kasım’da tutuklanan HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak hakkında 105 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Irmak, 2015-2016 yıllarınca Diyarbakır, Hakkari ve Şırnak'ta katıldığı miting, basın açıklaması ve televizyon programlarında yaptığı konuşmalarla, “Suçu ve suçluyu övmek”, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek”, “Örgüt üyesi olmak” ve 18 kez de “Örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak (3 Aralık).
Baluken için müebbet istendi: Bingöl Başsavcılığı, tutuklanan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken hakkında “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma”, “Silahlı terör örgütüne üye olma”, “Terör örgütü propagandası yapmak”, “Toplantı gösteri yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”ten dava açtı. Baluken Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak (29 Kasım).
Botan’a 40 yıl istendi: Van Başsavcılığı, bazı etkinliklerde yaptığı konuşmalar sırasında “PKK propagandası yaptığı” iddiasıyla HDP Van Milletvekili Lezgin Botan hakkında, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. “Suç işlemeye alenen tahrik” ve “silahlı terör örgütüne üyelik”le de suçlanan Botan’ın 40 yıla kadar hapsi isteniyor (28 Kasım).
Kerestecioğlu’na “gösteri” davası: İstanbul Anadolu Başsavcılığı, yüze yakın kadının “Kongreya Jınel Azad” inisiyatifiyle 14 Şubat 2016’te Kadıköy Altıyol Boğa Meydanı’nda gerçekleştirdiği eyleme katılarak Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal ettiği gerekçesiyle HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu hakkında üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Vekil, İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak (18 Kasım).
10 HDP’li tutuklandı: 4 Kasım sabahından itibaren gözaltına alınan HDP Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, HDP grup Başkan Vekili İdris Baluken, Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Selma Irmak, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydani, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, Hakkari milletvekili Nihat Akdoğan tutuklandı; Ziya Pir ve İmam Taşçıer ve Sırrı Süreyya Önder de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Tutuklamaların ardından HDP, Meclis çalışmalarını durdurduğunu duyurdu. İstanbul başta olmak üzere ülke genelinde yapılan protestolara polis müdahale etti, çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı. HDP’li vekil Hüda Kaya’nın oğlu Cihad Ebrari’nin karakolda omurgası kırıldı. Tutuklamalar başladı.
Uca’ya “üyelik” davası: HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca hakkında, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Savcılığın hazırladığı iddianamede Uca katıldığı etkinliklerde yaptığı konuşmalarla örgütün görüş ve düşüncelerinin toplum içinde benimsenmesi ve kökleşmesini telkin ve teşvik etmekle suçlanıyor.
Kürtçü ve Tanal’a “gösteri” davası: İstanbul Başsavcılığı, HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve CHP Milletvekili Mahmut Tanal hakkında ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet’ ve ‘Görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarından 7’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. Milletvekilleri Şişli'de 10 kişinin hayatını kaybettiği asansör kazasının meydana geldiği şantiyenin önündeki protesto gösterisi nedeniyle suçlanıyor (4-8 Kasım).
Demirtaş’a 301 davası: HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, “evlatlarımızı feda edeceğiz diyorsunuz her birinizin evladı ya çürük raporu almış yada bedelli askerlik yapmış” şeklindeki sözleri nedeniyle TCK’nın 301. Maddesinden dava açıldı. Demirtaş, Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, “Hükümeti alenen aşağılamak” iddiasıyla 2 yıl hapis istemiyle yargılanacak. İddianamede, Demirtaş’ın “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılması” da istendi (16 Ekim).
Yasaklamalar, Kapatmalar, Toplatmalar
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde en az 12 yayın yasağı veya geçici yayın yasağı, 54 gazetecinin mal varlığına el konuldu; 8 İnternet haber sitesi sansür edildi. KHK ile 24 medya organı kapatıldı. Uluslararası medyadan iki gazeteciye Türkiye’ye giriş yasağı veya sınırdışı uygulandı. 1 gazetecinin sürekli basın kartı yenilenmedi; 2’sinin basın kartı iptal edildi. HDP’li yetkililer tutuklanırken İnternet haberciliğini de derinden etkileyen bölgesel elektrik kesintileri yaşandı. Red Hack soruşturmasında dropbox gibi bulut depolama servislerine sansür geldi. 1 tabela, 2 eyleme yasak getirildi. Ayrıca, beş sansür olayı daha yaşandı.
Geçen yılın aynı döneminde, 18 TV kanalı Tivibu, Digiturk ve TURKSAT gibi dijital platformlardan dışlanmış, 13 İnternet sitesi, 4 yazara ait kitap, 2 dergi, 2 mizah dergisi, 1 gazete haberi, 1 broşür, 1 panel, 1 anma sansüre uğramış, 4 gizlilik kararı, 3 yayın yasağı kararı çıkmış, en az 2 olayda akreditasyon ayrımcılığı yaşanmıştı. .
2015’in tamamında, 6 yayın yasağı, 5 gizlilik kararı, 10 akreditasyon ayrımcılığı yaşanmıştı. Ayrıca, 118 site, 353 Twitter hesabı, 399 haber ve köşe yazısı, 21 TV ve 2 gazeteci sansürle karşılaşmıştı. 12 video, 7 kitap, 5 mizah dergisi, 4 film, 2 dergi, 2 gazeteci, 1 belgesel, 1 broşür, 1 panel, 1 anma, 1 seçim filmi, 1 afiş, 1 resim sansür edilmişti.
Sosyal medyada ciddi yavaşlatmalar: IŞİD örgütünün TSK mensubu iki askeri yaktığına ilişkin iddiayı içeren bir video yayımlaması sonrası Türkiye çapında sosyal medyaya erişim kısıtlandı. Turkey Blocks adlı sosyal medya izleme ağı, videonun yayımlanması sonrası Facebook, Twitter ve Youtube gibi sosyal paylaşım platformlarında Türkiye'de internet kullanıcılarını etkileyen ciddi yavaşlamalar tespit etti. Çok sayıda VPN servisi de engellenince VPN'e erişimde de güçlük yaşandı (23 Aralık).
54 gazetecinin mal varlığına el koyma izni: İstanbul 11. Sulh Ceza Hakimliği, gazeteci, yazar ve medya çalışanlarından oluşan ve Fethullah Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında (FETÖ soruşturması) yargılanan 54 kişinin mal varlıklarına el konulmasına izin verdi. Zafer Özsoy, Yüksel Durgut, Veysel Ayhan, Şeref Yılmaz, Şenol Kahraman, Süleyman Sargın, Şahin Alpay, Sevgi Akarçeşme, Sedat Yetişkin, Ömer Karakaş, Osman Nuri Öztürk, Oktay Vızvız, Nuriye Ural, Nevzat Güner, Mümtazer Türköne, Mustafa Ünal, Murat Avcıoğlu, Mehmet Akif Afşar, Mehmet Kamış, Lale Kemal, Kemal Soydemir, Hüseyin Döğme, Hilmi Yavuz, Hamit Çiçek, Hakan Taşdelen, Fevzi Yazıcı, Faruk Akkan, Faruk Kardıç, Erkam Tufan Aytav, Melih Kılıç, Ekrem Dumanlı, Cuma Kaya, Cevdet Türkyolu, Bülent Korucu, Bülent Keneş, Ali Bulaç, Ali Ünal, Ali Akbulut, Alaattin Güner, Ahmet Turan Alkan, Ahmet Metin Sekizkardeş, Zeki Önal, Osman Nuri Arslan, Metin Tamer Gökçeoğlu, Mehmet Özdemir, İhsan Duran Dağı, Hamit Bilici, Behçet Akyar, Adil Gülçek, Abdullah Katırcıoğlu, Abdullah Aymaz, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, Mehmet Özdemir (22 Aralık).
Sendika.org’a sansür: BTK, Sendika.Org sitesinin erişimine yasak getirdi. Siteye, 25 Temmuz 2015’ten beri 15. Erişim engeli kararı alındı. Yayın sendika14.org’ adresinden sürdürülüyor (18 Aralık).
Karlov cinayetinde yayın yasağı: Ankara Başsavcılığı Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un öldürülmesiyle ilgili soruşturma kapsamında yayın yasağı talebinde bulundu. Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği de talebi kabul etti (26 Aralık).
Kayseri’de yasak: Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliği, Kayseri’deki askerleri taşıyan bir otobüse yönelik bombalı saldırıyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri vb. yayınlarının yapılmasını yasakladı (17 Aralık).
Geçici yayın yasağı: RTÜK, Başbakanlığın talebiyle Kayseri’deki askerleri taşıyan bir otobüse yönelik bombalı saldırıyla ilgili geçici yayın yasağı getirdi (17 Aralık).
Macdonald’a giriş yasağı: Evrensel gazetesi Mersin muhabirleri Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat’ın davasını izlemek üzere Türkiye’ye gelecek olan İngiltere Basın Sendikası (NUJ) Temsilcisi Alexander Macdonald giriş yasağı nedeniyle Türkiye’ye gelemedi (12 Aralık).
Beşiktaş saldırılarına yayın yasağı: RTÜK, Başbakanlığın “milli güvenlik ve kamu düzeni” gerekçesiyle verdiği talimat üzerine, İstanbul’da Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında yaşanan iki bombalı saldırıyla ilgili yayın yasağı getirdi. (10 Aralık).
Gazeteci eylemine yasak: İstanbul Valiliği, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde, tutuklu gazetecilerle dayanışma amacıyla Silivri Cezaevi önünde yapılmak istenen basın açıklamasını yasakladı (10 Aralık).
Silivri Cezaevi önünde eylem yasağı: TGC, TGS, DİSK Basın İş Sendikası, ÇGD, KESK Haber-Sen, Basın Enstitüsü Derneği (IPI), PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, ve RSF Türkiye Temsilciliği’nin çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda gazeteci, yazar ve hak savunucusunun, tutuklu gazetecilerle dayanışma için 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde Silivri Cezaevi önünde yapmak istediği eyleme jandarma izin vermedi. (10 Aralık).
Devlet bilgi vermiyor: bianet editörü Elif Akgül, Platform 24’ün Bilgi Edinme Projesi kapsamında BTK ve Adalet Bakanlığı’na “kaç haber sitesi erişime engellendi” diye sordu. Hem Adalet Bakanlığı gerekçesiz olarak, BTK ise cevapların “ellerinde olmadığı” gerekçesiyle soruları yanıtlamayı reddetti (9 Aralık).
Mitinge yasak: KESK İstanbul Şubeler Platformu’nun OHAL’e karşı 11 Aralık’ta İstanbul Bakırköy Halk Pazarı’nda gerçekleştireceği miting Valilikçe yasaklandı (8 Aralık).
Yazıya sansür: İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği, Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Çiğdem Toker’in 11 Temmuz 2016 tarihli “Sadat A.Ş.” yazına erişim yasağı getirdi. Kararı bir okurunun uyarısıyla öğrendiğini yazan Toker, “Bu kararın başvurucusunu ve hukuksal gerekçesini biliyor değilim” dedi. (7 Aralık).
Sendika.org’a sansür: BTK, sendika.org haber sitesini erişime kapattı. Site 15. adresi olan sendika13.org üzerinden yayınına devam ediyor (6 Aralık).
Kayyumdan Kürtçe’ye yasak: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanak’ın 31 Ekim’de tutuklanması ardından yerine atanan kayyım Cumali Atilla, belediye binasında bulunan Kürtçe ve Türkçe tabelayı söktürdü (3 Aralık).
Dündar’ın sürekli basın kartı yenilenmedi: Cumhuriyet gazetesi eski yayın yönetmeni Can Dündar’ın sürekli basın kartı yenileme talebi reddedildi. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Dündar’ın sürekli basın kartının tamamen iptal edilip edilmeyeceğinin Basın Kartı Komisyonu’nun ilk toplantısında karara bağlanacağı belirtildi (1 Aralık).
Yurt yangınına yayın yasağı: AladağSulh Ceza Hakimliği, Adana’da 11 kız öğrencisinin hayatına mal olan yurt yangınıyla ilgili yayın yasağı kararı verdi. Kozan Sulh Ceza Hakimliği, CHP milletvekili Barış Yarkadaş’ın avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz sonucu kararı kaldırdı (30 Kasım).
Adana saldırısına yayın yasağı: Başbakanlık, “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması”na dair 6112 Sayılı RTÜK Kanunu’na dayanarak, Adana Valiliği yanındaki açık otoparkta yaşanan bombalı saldırıyla ilgili yayınlara yasak getirdi (24 Kasım).
KHK ile 9 medya kapatıldı: OHAL kapsamında yayınlanan 677 Sayılı KHK ile 7 gazete, 1 dergi ve 1 radyo kanalının yanı sıra, eğitim, kültür ve diğer alanlarda faaliyet gösteren, çeşitli illerdeki 375 dernek kapatıldı. Kapatılan medya organları Ekspres Gazetesi (Adana), Türkiye Manşet Gazetesi (Çorum), Dağyeli Gazetesi (Hatay), Akis Gazetesi (Kütahya), İpekyolu Gazetesi (Ordu), Son Dakika Gazetesi (İzmir) ve Yenigün Gazetesi (Ankara), Samsun'daki 'Haberexen' Dergisi, Batman FM radyosu oldu (22 Kasım).
CHP olunca yayın kesildi: Meclis TV Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşma yaptığı CHP grup toplantısında yayını kesti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “TRT'ye gidiyoruz” diyerek olaya tepki gösterdi (22 Kasım).
Saldırıya yayın yasağı: Antalya 3.Sulh Ceza Hakimliği, Antalya Kemer Yolu üzerinde jandarma aracına bombalı saldırı, balıkçı barınağı ve petrol tankerine yönelik silahlı ve bombalı eylemleriyle ilgili soruşturmanın “sağlıklı ve gizlilik içinde yürütülmesi için, milli güvenlik, kamu düzeni ve kamu güvenliği amacıyla” soruşturma sonuna kadar yazılı ve görsel basın, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber ve röportaja yayın yasağı getirdi (16 Kasım).
Saldırıya yayın yasağı: Antalya 3.Sulh Ceza Hakimliği, Antalya Konyaaltı İlçesi Hacıserikler Mahallesi yakınında Jandarma Uzman Çavuşun yaşamına mal olan saldırıyla ilgili, yazılı ve görsel basın, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber ve röportaja yayın yasağı getirdi (14 Kasım).
Bertrand’a sınırdışı: Les Jours sitesi çalışanı Fransız gazeteci Olivier Bertrand, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nden akreditasyon yaptırmadan Gaziantep’te Suriyelilerle röportaj yaptığı gerekçesiyle Kocaeli Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildikten sonra sınır dışı edildi (13 Kasım).
dokuz8haber sitesinin derneğine durdurma: İçişleri Bakanlığı, 370 dernekle birlikte, dokuz8haber sitesinin tüzel kişiliğini oluşturan Toplumsal Dayanışma, Eğitim, Araştırma ve İletişim Derneği'nin (TODAY-TAREM) faaliyetini de durdurdu (12 Kasım).
Evrensel’e keyfi yasak: Diyarbakır’da Evrensel gazetesi dağıtan Abdullah Aktay, “toplatma kararı var” denilerek Yenişehir İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü, ardından “toplatma kararı yokmuş ama dağıtmayın, başınızı yakmayın. Azadiya Welat dağıtanlara da söylüyoruz dinlemiyorlar” denilerek serbest bırakıldı (12 Kasım).
Sendika sitesine 13. Engel: BTK, Sendika.org sitesi hakkında erişim yasağı getirdi. Böylelikle site 25 Temmuz 2015’ten bu yana 13. kez engellenmiş oldu (11 Kasım).
Evrensel yurtta yasaklı: Denizli Pamukkale Üniversitesi yurdu yönetimi, Evrensel gazetesi ve gazetenin Ekmek ve Gül kadın dergisini “yasaklı yayın” sayıp yurda almadı (9 Kasım).
6 site haberine Sümeyye sansürü: İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın nişanlanması AK Troll ve Urla Villaları ile ilgili telefon kayıtlarını gündeme getiren, bianet, BirGün, Solhaber, Odatv, İstanbulhaber ve İncisözlük sitelerinde çıkan altı haberi, “saygınlığına gölge düşürdüğü” gerekçesiyle sansürledi (7 Kasım).
VPN’ler kapatıldı: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) operatörlere gönderilen bir talimatla VPN servislerinin kapatılması istendi. Bu servisler arasında Türkiye’de kullanıcıların en sık kullandığı VNP sağlayıcıları Tor Project, VPN Master, Hotspot Shield VPN, Psiphon, Zenmate VPN, TunnelBear, Zero VPN, VyprVPN, Private Internet Access VPN, Espress VPN, IPVanish VPN var (5 Kasım).
Bağlar için geçici yayın yasağı: RTÜK, “milli güvenlik “ve “kamu düzeni” gerekçesiyle ve Başbakanlığın talebiyle, Diyarbakır Bağlar’da meydana gelen patlamayla ilgili olarak geçici yayın yasağı getirdi (4 Kasım).
YÖN Radyo ile Zarok TV yeniden açıldı: Başbakanlığın kurduğu komisyonun teklifi ve ilgili bakanın onayıyla Ekim ayında kapatılan YÖN Radyo ile Zarok TV’nin yeniden yayına başlamasına izin verildi. Ancak Kürtçe çizgi filmler yayınlayan Zarok TV, artık tamamen Kürtçe yayın yapamayacak (4 Kasım).
Baskınla sansür: Adıyaman’da çıkan Gerger Fırat gazetesi muhabiri Özgür Boğatekin’in evi, Gerger ve çevresinde onlarca çocuğun tacize uğramasıyla ilgili araştırma yaptığı gerekçesiyle basıldı. Gazeteci haberi sitesinden çıkarmak zorunda kaldı (4 Kasım).
Çocuklara taciz haberlerine yasak: Gerger Başsavcılığı, İmam Hatip Okulu’nda çocuklara taciz yaşandığına dair haberlerle ilgili Basın Kanunu’nun 3/2 maddesine dayanarak yayın yasağı getirdi (1 Kasım).
Yaygın internet kesintisi: HDP’li milletvekilleri ve belediyelere yönelik operasyonların yaşandığı 26-31 Ekim döneminde yaşanan Diyarbakır ve bölgesinde yaygın bir İnternet kesintisi yaşandı. Başbakan Binali Yıldırım’ın güvenlik önlemi olarak açıkladığı uygulama bölgede görev yapan habercileri zor durumda bıraktı (1 Kasım).
Operasyona gizlilik: İstanbul Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, Cumhuriyet gazetesine yönelik başlatılan “FETÖ/PDY ve KCK/PKK” soruşturmasına gizlilik getirdi (31 Ekim).
Cemal ve Akın'ın kartları iptal: T24 yazarı ve Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'ün kurucu başkanı Hasan Cemal ile T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın'ın sürekli basın kartları iptal edildi (30 Ekim).
KHK ile 15 medyaya kilit: Bakanlar Kurulu’nun OHAL kapsamında yayınladığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uyarınca Evrensel Kültür Dergisi, Tîroj, Özgürlük Dünyası, Dicle Haber Ajansı, Yüksekova Haber, JİNHA ve Azadiya Welat gazetesinin de içerisinde olduğu 10 gazete, 2 haber ajansı ve 3 dergi hakkında kapatma kararı çıktı. Kapatılan yayın organları DİHA ve JİNHA Ajanları, Tiroj, Evrensel Kültür ve Özgürlük Dünyası dergileri, Özgür Gündem, Azadiya Welat, Yüksekova Haber, Batman Çağdaş, Cizre Postası, İdil Haber, Şırnak Güney Expres, Van Prestij Haber, Urfanatik, Kızıltepenin Sesi oldu (29 Ekim).
Dokuz medya yeniden açıldı: Kararnameyle altı yerel gazete 1 yerel TV ve 2 yerel radyo da yeniden açıldı. Bu medya organları Afyonkarahisar Kurtuluş, Afyonkarahisar Lider, Afyonkarahisar İscehisar Durum, Bingöl Olay, İzmir Ege’de Son Söz ve Sivas Hakikat gazeteleri, SRT TV, Umut FM ve Yağmur FM radyoları oldu (29 Ekim).
675 Sayılı KHK ile aralarında tutuklu gazeteci-yazar Prof. Mehmet Altan ve Barış İçin Akademisyenler’den Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım’ın da olduğu 1267 akademisyen üniversitelerden ihraç edildi.
İnternet kesintisi haberciliği vurdu: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınmasından sonra Doğu ve Güneydoğu’da 10’u aşkın ilde İnternet kesintisi yaşandı. Diyarbakır ve Gaziantep’de görev yapan gazeteciler Mahmut Bozarslan ve Murat Güreş, kesintinin HDP’nin eylem çağrısı yaptığı dönemlere denk geldiğini, eylemleri haberleştirmeden ve gazeteyi yetiştirmede büyük zorluk yaşadıklarını ifade ettiler (28 Ekim).
Sendika.org’a 12. Sansür: Bugüne kadar 11 kez erişime engellenen Sendika.org haber sitesi, resmi karar olmaksızın bir kez daha erişime kapatıldı. Site yetkilileri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kararı olmadan verilen sansür kararını kınadı (25 Ekim).
FETÖ soruşturmasına yasak: Ankara Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği, “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üyelik suçu ile ilgili olarak yürütülen bir soruşturmayla ilgili Basın Kanunu’nun 3/2 maddesi uyarınca yayın yasağı koydu (22 Ekim).
OHAL bilgileri devlet sırrı: Hükümetin binlerce kamu personelini OHAL kapsamında ihraç etmesi ve görevden uzaklaştırmasına dayanak oluşturan bilgi ve belgeler Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun (BEDK) talimatıyla “devlet sırrı” ilan edildi. 4982 sayılı Kanunun 16. maddesi “devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır” diyor(20 Ekim).
Oğuz’a yasak: İstanbul Karaköy’deki kadınlar hamamında iki Fransız turistin taciz edilmesiyle ilgili yargılamayı izlemek isteyen JİNHA muhabiri Rojda Oğuz’un duruşmayı izlemesine de izin verilmedi (20 Ekim).
TYS’ye kilit: Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Kültür Bakanlığının onarım gerekçesiyle sözleşmeyi tek taraflı iptal etmesiyle merkez odasına kilit vurmak zorunda kaldı. Odanın kapısı sökülüp yerine duvar örüldü. Sendika, “TYS'nin dilini, birikimini tutsaklaştırmak, ülkenin yazı geleneğini silmektir. Bu yaralayıcı, aşağılayıcı tutumun yalnızca yazarlara değil, halkımıza da yönelik olduğunu düşünüyoruz” açıklaması yaptı, kamuoyundan destek istedi (19 Ekim).
Gergerlioğlu açığa alındı: Eski Mazlumder Başkanı ve T24 internet sitesinde köşe yazarı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, sosyal medyada paylaştığı bir fotoğraf nedeniyle İzmit Seka Devlet Hastanesi'ndeki görevinden açığa alındı (14 Ekim).
Bakan için büyük sansür: RedHack'in Enerji Bakan Berat Albayrak'a ait olduğu öne sürülen e-postaları yayınlamasının ardından, bulut depolama servisleri Dropbox, Google Drive, GitHub ve OneDrive’a Türkiye’den erişim engellendi. Google Drive hakkındaki karar daha sonra kaldırıldı (9 Ekim).
Saldırıya yayın yasağı: RTÜK, Hakkari Şemdinli’de Durak Karakolu'na karşı girişilen bombalı saldırıyla ilgili, “patlama anı, patlama sonrası olay yeri, yaralılar ve hayatını kaybedenlere ait görüntü ve görselleri” kapsayacak şekilde yayın yasağı getirdi (9 Ekim).
Sözcü’ye reklam ambargosu: TOKİ ve Emlak Konut yöneticileri, Sözcü gazetesine reklam ambargosu uyguluyor (8 Ekim).
Bir yayın yasağı daha: RTÜK, İstanbul Yenibosna'da yaşanan bombalı saldırıyla ilgili Başbakanlığın yazısı ile geçici yayın yasağı getirdi. Yasağın, saldırı sonucu yaralanan veya hayatını kaybedenlere ilişkin görüntüler ve abartılı anlatımların önüne geçmek ve sorumluların belirlenmesi amacıyla getirildiği açıklandı (7 Ekim).
Başlangıç ve Yıldırım’ın pasaportlarına el kondu: Diken gazetesi yazarı Celal Başlangıç ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Ayşe Yıldırım Başlangıç’ın pasaportlarına Atatürk Havalimanı’nda el konuldu. Pasaportlar ertesi gün iade edildi (5 Ekim).
Habercilik
A Haber TV sunucusu Erkan Tan, yayında CHP vekili Aykut Erdoğdu’ya beddua etti; Yeni Akit gazetesi “kahpe” sözünden tazminata mahkum oldu.
Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, “Hain Kobani'den” manşeti için özür diledi. TRT Spor spikeri Kerem Öncel, “yanlı yorumu” nedeniyle Malatyaspor Kulübü’nden özür diledi. Manisa’da “Çocuk gelinler yoktur Mervelerde ders çalışan kızlar vardır” diyen gazeteci Hüsamettin Edebali kınandı.
CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş fakülte öğrencilerince protesto edilince soruların yanıtlamayı reddetti. HDP, Erdoğan-AKP iktidarının demokratik muhalefete karşı açtığı yok edici kampanyaya yayın yoluyla destek olduğunu savunduğu CNN Türk’ü CNN’e şikayet etti.
Star gazetesi köşe yazarı Cem Küçük’ün isteği oldu, İsmet Berkan Hürriyet gazetesinden çıkarıldı. Sabah ve Fotomaç gazeteleri, gazeteciliği savunmadaki tarafgirliğe tepki gösterdiği konuşması nedeniyle NTV Spor yorumcusu Güntekin Onay’ı “FETÖ destekçisi” ilan edip hedef aldı. Gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı, "İçiyorlar viskiyi çıkıyorlar programa. Bizlere hakaret ediyorlar" diyen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ı Beyaz TV yayınında MİT dosyasıyla ve savcıyla tehdit etti. Hükümete yakın Sabah gazetesi, ByLock'un patent sahibi olduğunu iddia eden David Keynes'le mülakat nedeniyle Hürriyet gazetesini “Aydın Doğan’ın 2 aşamalı algı operasyonu...” haberiyle hedef aldı.
Hürriyet ‘Vahim Hata’yı kabul etti: Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, 19 Aralık 2016 tarihli “Hain Kobani'den” manşetinin gerçek dışı olduğu yönündeki haberler sonrası yazdığı yazıda, durumu “vahim bir hata” değerlendirmesiyle kabul etti (26 Aralık).
“Kahpe” sözüne ceza: Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, Atatürk Orman Çiftliği mücadelesinde Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ı “kahpe”, “yüzsüz” , “aşağılık” “ne mal olduğunu gözünden anlarım” ifadeleriyle hedef aldığı gerekçesiyle Yeni Akit gazetesini 6 bin TL manevi tazminat ödemeye karar verdi (24 Aralık).
Sunucudan beddua: A Haber televizyonunda Sabah Ajansını sunan Erkan Tan, Adana’daki kız yurdundaki ihmalleri eleştiren CHP vekili Aykut Erdoğdu’ya, “Allah'ım! Bu Aykut Erdoğdu istemiş onu cehennemine al, cayır cayır yak! Yalvarıyorum sana ya rabbel alemiyn. Amin” sözleriyle tepki gösterdi (1 Aralık).
Aktaş kızdı: Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde “Medya ve 15 Temmuz” başlıklı bir panele gelen CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş fakülte öğrencileri tarafından protesto edildi. Aktaş, öğrencilerin sorularını cevaplamayı reddetti (30 Kasım).
Çocuk gelin yokmuş…: Manisa’daki Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Yeni Manisa gazetesindeki köşesinde “Çocuk gelinler yoktur Mervelerde ders çalışan kızlar vardır” diyen Hüsamettin Edebali hakkında Manisa Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu (28 Kasım).
Küçük muradına erdi: Uzun süredir meslektaşların işine son verilmesi için yazılar yazan Star gazetesi köşe yazarı Cem Küçük, İsmet Berkan’ın Hürriyet gazetesinden çıkarılmasını da twitter adresinden duyurdu: “Aydın Doğan, İsmet Berkan’ı da kovmuş. Doğan’ın kendi şahsi tasarrufudur. Siyasi bir sebebi yok bu kovmanın” (24 Kasım).
Spikerden özür: TRT Spor spikeri Kerem Öncel, Eskişehirspor-Yeni Malatyaspor futbol karşılşmasını “yanlı yorumladığı” gerekçesiyle gelen tepkiler üzerine “Bir hatam olduysa tüm Malatyalılardan özür dilerim” sözleriyle özür diledi (21 Kasım).
HDP CNN Türk’ten şikayetçi: HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, CNN’e açık mektup yazarak CNN Türk’ün kanalın Erdoğan-AKP iktidarının demokratik muhalefete karşı açtığı yok edici kampanyaya yayın yoluyla destek olduğunu savunarak, evrensel basın etiği, özgürlüğü ve ilkeleri ile bağdaşmayan yayına son vermeye çağırdı (21 Kasım).
Küçük yine tehdit etti: Star gazetesi yazarı Cem Küçük, Altın Kelebek ödül töreninde “Ödülü gerçek gazeteciler için alıyorum” diyen Fatih Portakal'ı tehdit etti. Küçük, Twitter'dan “Altın Kelebek ödül töreninde FETÖ'cü Ercan Gün övüldü ve suç işlendi. Bunun bedelini ödeyeceksiniz... FETÖ'yü öven Fatih Portakal adlı mahluk "medeni ölüler Mezarlığı"na defnedileceksin. 241 şehidimizden de mi utanmadın? FOX yönetimi Fatih Portakal'ı kovmak zorundadır. Yoksa ağır yaptırımlar gelir. Bu ülkede FETÖ övülemez. Kafanıza sokun bunu” diye yazdı (13 Kasım).
“Sizi yayına bağlayamayız”: İçişleri Bakanlığı’nca faaliyeti durdurulan ÇHD’nin yöneticileri, bu konuların konuşulduğu CNN Türk’te Şirin Payzın’ın sunduğu programa telefonla bağlanmak istediyseler de, “Sizi yayına bağlayamayız. Yazılı olarak iletilirse yanıtınızı paylaşırız. Koşullar böyle” yanıtını aldı (12 Kasım).
Yanlı savunuculuğu eleştirdi, hedef oldu: NTV Spor TV yorumcusu Güntekin Onay, muhabirleri Beşiktaş futbol antrenman tesislerine alınmayan Turkuvaz Medya Grubu’nu “Gazeteciye şöyle destek olabiliriz. Bir yolsuzluk haberi yaparsın ve o haber kimsenin hoşuna gitmez. O haberi sansürlemeye çalışırlar, o zaman arkanda dururuz. Bu ülkede gazeteciler hapiste mi? Hapiste! İşsiz kaldılar mı? Kaldılar! Tutuklanıyor mu? Tutuklanıyor! Baskı yapılıyor mu? Yapılıyor! O zaman basın özgürlüğü konusundaki hassasiyetleri başka taraflara da kaydırmamız lazım. Bir tane muhabir antrenmana alınmadı diye ‘basın özgürlüğü’nü tartışanlar o zaman bu konuları da konuşsunlar” ifadeleriyle eleştirdi. Bunun üzerine gruba bağlı Sabah ve Fotomaç gazeteleri, Onay’ı “FETÖ destekçisi” ilan edip hedef aldı (9 Kasım).
Köşeler boş: “FETÖ ve PKK’ya yardım”, “darbecilik” ve “Vakıf seçimleri” gerekçe yapılarak gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesi yazarlarının köşeleri “Teslim Olmayız” manşetiyle çıkan 1 Kasım 2016 tarihli sayıda boş kaldı (1 Kasım).
Sabah’a “iftira” tepkisi: Hürriyet gazetesi, hükümete yakın Sabah gazetesine ByLock'un patent sahibi olduğunu iddia eden David Keynes'le mülakat yapılmasını hedef alan “Aydın Doğan’ın 2 aşamalı algı operasyonu...” haberine dava açacağını duyurdu; iddiaları “Bu, Türk basın tarihine geçecek ölçüsüzlükte bir iftiradır” diye yorumladı (27 Ekim).
MİT dosyasıyla tehdit: Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın "İçiyorlar viskiyi çıkıyorlar programa. Bizlere hakaret ediyorlar." dediği Rasim Ozan Kütahyalı, Beyaz TV yayınında Aziz Yıldırım'ı MİT dosyasıyla ve savcıyla tehdit etti. Programa Aziz Yıldırım ile ilgili 4 dosya ve 2 cilt getiren Rasim Ozan Kütahyalı, “Aziz Yıldırım, maymunun 2017 yılında hapishaneye girecek. Garantili... Yüzde yüz... Anladın sen. Aslanlar gibi Savcı Serdar Coşkun'un iddianamesine göre FETÖ ile işbirliği yapıp parada anlaşamadınız” dedi (24 Ekim).
“Madonna” cehaleti: TV8'deki “Aramızda kalmasın” programında sunucu Jess Molho, Beren Saat'in Sabahattin Ali'nin “Kürk Mantolu Madonna” romanının baş karakteri Maria Puder'i canlandıracağı bir dizi projesinden bahsederken, Funda Özkalyoncuoğlu, “Kitaplar filme uyarlanınca ben sevmiyorum... Ama burada Madonna'nın hayatı da enteresan olabilir bizim için. Yani aşkları, ilişkileri filan” dedi. Bu sırada Jess Molho araya girerek kitabın 1943 yılında basıldığını hatırlattı. “Kürk Mantolu Madonna”'yı Şarkıcı Madonna zanneden Özkalyoncuoğlu ise şaşırarak "A a Madonna var mıydı o yıllarda” diye sordu (17 Ekim).
Hakan’dan Odatv’ye özür: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Odatv'de Google aracılığıyla yayımlanan bir reklamı, Odatv'nin sorumluluğunda zannederek yazdığı “Gülümseten detaylar” yazısından dolayı özür diledi. Hakan, “Meğer o reklamlar Google aracılığıyla yayınlanıyormuş. Özür dilerim Odatv" diye yazdı (8 Ekim).
Hakan’dan “Keşke”: Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, “Fetullahçı televizyon ve gazetelerin kapısına gitmedim ama kapatılmalarına da gönlüm razı olmadı. Gönlümün razı olmadığını belirten yazılar da yazdım. İşte özeleştirimi veriyorum: Keşke o yazıları yazmasaydım da bilmeden de olsa darbeci katillerin televizyon ve gazetelerine destek vermiş olmasaydım” diye yazdı (5 Ekim).
Anayasa Mahkemesi
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde ifade özgürlüğüne dair başvurularda hiçbir karar almayan Anayasa Mahkemesi, “Cumhurbaşkanı'na hakaret” fiiline dair TCK’nın 299. Maddesini de Anayasaya aykırı bulmayınca tepki çekti. Bu dönemde AYM’ne başvurular devam etti: Cumhuriyet gazetesi, 10 çalışanının “FETÖ’ye yardım”dan tutuklanmasına yaptığı itirazdan sonuç alamayınca AYM’ye başvurdu. Ayrıca, Diyarbakır Barosu, bölgede Ekim sonunda yaşanan İnternet kesintilerle ilgili bu mahkemeye başvuru yaptı.
AYM, geçen yılın aynı döneminde, 1 yazar, 1 radyo kuruluşu ve 1 İnternet sitesi yetkililerinin bireysel başvurusunda ifade ve haberleşme özgürlüğünün ihlaline karar vermiş, mahkeme gideri dahil toplam 5 bin 094 TL tazminata hükmetmişti.
Anayasa Mahkemesi, 2015 yılının tamamındaysa, 6 gazeteci, 4 siyasetçi veya yerel yetkili, 1 yazar, 1 radyo ve 1 sitenin başvurusuyla verdiği 12 karar kapsamında mahkeme gideri dahil toplam 42 bin 990 TL tazminat ve mahkeme gideri ödenmesini kararlaştırmıştı. Ayrıca, “gözaltında işkence”den 1 gazeteciye 55 bin TL tazminat ödenmesine, 1 diğerinin de adil yargılanmadığı gerekçesiyle yeniden yargılanmasına karar verilmişti.
Cumhuriyet için AYM’ye gidildi: Cumhuriyet gazetesi avukatları, “FETÖ üyeliği”nden yargılanan savcı Murat İnam’ın yürüttüğü soruşturma kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutulan 10 yazar ve yönetici için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvurularda, tutuklama kararıyla “kişi güvenliği ve özgürlüğü”, “düşünce ve basın özgürlüğü” ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesinde düzenlenen “sınırlamaların amaç dışı kullanılamaması” haklarının ihlal edildiğine dikkat çekildi. Avukatlar, kanıt olmadan tutuklamaya karar verildiği, dosyadan belge temin edilmesine izin verilmediği ve tutukluluğa itirazların hukuka aykırı şekilde reddedildiğini savundular (27 Aralık).
AYM 299’u iptal etmedi: Anayasa Mahkemesi, 4 yıla kadar hapis öngören “Cumhurbaşkanı'na hakaret” fiiline dair TCK’nın 299. Maddesinin iptaliyle ilgili Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesi ve İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nden gelen başvuruları birleştirerek görüştü; Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla iptal taleplerini oy birliğiyle reddetti (14 Aralık).
Kural’a şiddet AYM yolunda: bianet sitesi muhabiri Beyza Kural, 6 Kasım 2015'te görev sırasında kendisini darp ederek ters kelepçe taktıkları gerekçesiyle polisleri yargılatamayınca Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya karar verdi. İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, üç polislerle ilgili takipsizlik kararı vermişti (14 Aralık).
İnternet kesintisi AYM’de: Diyarbakır Barosu, Diyarbakır ve bölgesinde 26-31 Ekim döneminde yaşanan İnternet kesintisinin ifade özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini savunarak AYM’ye bireysel başvuru yaptı (1 Kasım).
AİHM
Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde AİHM, 1 gazeteci, 1 vicdani retçi ve 1 parti temsilcisinin başvurusunda “ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle Türkiye’yi 8 bin 500 avro (yaklaşık 30 bin 350 TL) manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Geçen yılın aynı döneminde Türkiye, üç hukukçu, iki gazeteci ve bir siyasetçinin açtığı davalarda aynı gerekçeyle 19 bin 60 avro (yaklaşık 57 bin 516 TL) ödemeye mahkum olmuştu.
2015 yılının tamamında AİHM, 5 gazeteci, 3 hukukçu, 1 siyasetçi, 1 emekli askerin de aralarında olduğu 26 kişinin açtığı davada Türkiye’yi aynı gerekçeyle toplam 42 bin 043 Avro (134 bin 166 TL) tazminat ödemeye mahkum etmişti.
Aksoy ve Taş AİHM’e gitti: “FETÖ’ye yardım”dan 2 Eylül 2016’da tutuklanan gazeteciler Murat Aksoy ve Meydan gazetesi eski yazarı Atilla Taş’ın avukatları, “güvenlik ve özgürlük hakkı ihlal edildiği” gerekçesiyle AİHM’e başvurdu (24 Aralık).
AİHM Belge kararı: AİHM, Eylül 2005’te DEHAP eyleminde yaptığı konuşmayla “terör örgütü propagandası yapmak”tan 10 ay hapse mahkum edilen İzzet Belge’nin ifade özgürlüğü hakkının orantısızca kısıtlandığına hükmetti; Türkiye’nin Belge’ye toplam 6 bin avro (yaklaşık 21 bin 600 TL) tazminat ödemesini kararlaştırdı (6 Aralık).
Kaos GL kazandı: AİHM, dergisine el konulan ve sorumlu müdürü Umut Güner “müstehcenlik”ten yargılanan Kaos GL Derneği’nin ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AİHM, dernek bir tazminat tutarı bildirmediğinden sadece ihlal kararı verdi (22 Kasım).
Savda haklı: AİHM, 2006 yılında İsrailli savaş karşıtlarına bir basın açıklamasıyla destek verdiği için “halkı askerlikten soğutmak”tan 5 ay hapse mahkum edilen vicdani retçi Halil Savda’nın ifade özgürlüğü hakkının hiçe sayıldığına karar verdi. AİHM, Türkiye’nin Savda’ya 2 bin 500 avro (yaklaşık 8 bin 750 TL) manevi tazminat ödemesine karar verdi (15 Kasım).
AİHM cezalarını görmek için tıklayın
RTÜK’ten haberler:
TRT’ye “terörü övme” cezası: RTÜK, Rus Büyükelçi Andrey Karlov’un Ankara’da öldürülmesiyle ilgili görüntülere yayın yasağına rağmen yer verdiği gerekçesiyle TRT’ye oybirliğiyle ceza kesti. “Terörü övmek”ten verilen cezaya dair tebligat TRT’den sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a gönderildi (30 Aralık).
Yol TV kapatıldı: RTÜK, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği, ayrımcılığı körüklediği ve Cerablus'ta savaşan PKK, YPG ve HPG militanlarına “gerilla” dediği için “terör örgütlerinin övdüğü iddiasıyla Yol TV'nin yayınını durdurdu (25 Aralık).
ATV’ye “Atatürk” cezası: RTÜK, hükümete yakın ATV’nin Avrupa kanalında Mustafa Kemal Atatürk ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye yapılan hakaretleri şikayet eden CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın başvurusu sonucu ATV’ye para cezası verdi (23 Aralık).
RTÜK:
RTÜK, Ekim-Kasım-Aralık 2016 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 6 uyarı, 11 para cezası, radyo kuruluşlarına da 1 uyarı ve 5 para cezası uygulandı. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 1.559.955 TL idari para cezası verdi.
Geçen yılın aynı döneminde RTÜK, TV kuruluşlarına 24 uyarı, 23 para cezası vermişti. Kurul, bu dönemde radyolara uyarı veya para niteliğinde bir ceza uygulamamıştı. Radyo ve TV’lere toplam 1.175.106 TL idari para cezası kesilmişti.
Kurul 2015 yılının tamamında TV’lere 69 uyarı, 168 para cezası, radyolara da 4 uyarı 4 de para cezası vermişti. 2015’te yayın kuruluşlarına 9 milyon 905 bin 674 TL para cezası kesilmişti.
(Reklamları değerlendirme dışı bırakılan çalışma, RTÜK’ün 5 Ekim-13 Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 10 toplantının kayıtları temel alınarak hazırlandı).
RTÜK “Bölücülük”ten 2 para cezası; “Masumiyet karinesi”nden 1 uyarı; ‘Aşağılayıcı yayın’dan 1 uyarı, 5 para cezası; “Türkçe’nin kullanımı”ndan 1 uyarı, 7 para cezası; “Teröre övgü”den 1 para cezası verdi; “Ayrımcılık”tan 1 para cezası ve “Batıl inanç”tan da 4 uyarı cezası verdi.
“Bölücülük”: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde belirtilen, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne” dair ilkesine aykırılıktan 2.864 TL (Halk Radyo - 1.432 TL; Cuma Radyo - 1.432 TL) para cezası verildi.
Masumiyet karinesi: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde yer alan “Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargı sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz” hükmünü ihlalden 1 uyarı (Show Radyo) para cezası verildi.
Aşağılama: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” ilkesine aykırılıktan 1 uyarı cezası (Fox TV) ve 995.595 TL (Flash TV - 14.359 TL; ATV - 367.557 TL; Star TV - 267.153 TL; Kanal D - 272.540 TL; TV8 - 73.986 TL) para cezası verildi.
Türkçenin kullanımı: RTÜK, 6112 sayılı Kanunun “Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” (m bendi) düzenlemesini ihlalden 1 uyarı (TRT1 TV) ve 164.852 TL para cezası (Ulusal Kanal - 14.359 TL; Ülke TV - 14.359 TL; Beyaz TV - 19.999 TL; Best FM - 14.243 TL; A Haber TV - 63.294 TL; Süper FM - 19.299 TL (2)) verdi.
Teröre övgü: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Terörü övemez ve teşvik edemez….” Hükmünü ihlal etmekten 14.359 TL (A9 TV - 14.359 TL) para cezası verildi.
Ayrımcılık: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık” hükmünü ihlalden 382.285 TL (Show TV - 382.285 TL) para cezası verildi.
Batıl inanç: 6112 sayılı Kanunun 8. Maddesinin 1. fıkrasının (r) bendinde yer alan “Kişileri… batıl inançlar yoluyla istismar edemez” hükmünü ihlalden 4 uyarı cezası (Yasin TV, Ful TV, Medine TV, Mega Suare TV) verildi. (EÖ/BA) (SON)