Medeni Yıldırım’ın 28 Haziran 2013’te Diyarbakır Lice ilçesine bağlı Hezan-Kayacık’ta kalekol yapımını protesto ederken askerlerin ateş açması sonucu öldürülmesine ilişkin iddianame hazırlandı.
Cumhuriyet Savcısı Yunus Ferhat Sorgut, hazırladığı iddianamede Medeni Yıldırım’ın karakola taş atanları izlediğini söyledi.
Savcı, şüpheli asker A.Ç.’nin “haksız tahrik altında olası kasıtla ateş ederek Yıldırım’ın ölümüne neden olması” nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun kasten öldürmeyi düzenleyen 81. ve olası kasıtı içeren 21/2 maddelerinden yargılanmasını istedi.
Yıldırım ailesi avukatlarından Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, bianet’e yaptığı açıklamada “Haksız tahrik iddiasının hukuken savunulamayacağını" belirtti.
“Barış istiyoruz” pankartı
İddianamede Kayacık Jandarma Karakol Komutanlığı’nda yapılan karakol inşaatını protesto eden yaklaşık 150-200 kişilik vatandaşın ellerinde “Savaş değil barış istiyoruz” pankartı karakolun yapımına karşı çıkmak için toplandığı belirtildi.
TIKLAYIN. MEDENİ YILDIRIM İKİ YIL ÖNCE ÖLDÜRÜLDÜ, DAVA AÇILMADI
Savcı, nöbet kulübesindeki bir askerin çektiği görüntüde olay yerine gelen 25-30 kadar yüzleri kapalı gurubun yola beton parçaları ve yoldan geçişi kapatacak şekilde demir parçalarının getirildiğini aktardı.
Kayacık Karakol Komutanı’nın toplanan grubun yanına giderek basın açıklaması yapabileceklerini ancak taşkınlığa sebebiyet vermemeleri gerektiğini belirttiği, BDP İlçe Eş Başkanı Harun Erkuş’un barış süreci nedeniyle karakol yapımını istemedikleri, taşkınlık olmayacağını söylediğini kaydetti.
“Medeni Yıldırım olayları izledi”
Savcı, bir süre sonra grubun içerisinde bulunanların taş el yapımı patlayıcı madde ve molotof gibi yanıcı maddeleri karakolun içine doğru atmaya başladığını belirtti.
Yıldırım’ın bu sırada karakol önünde bulunan ancak taş atan grubun biraz daha arka tarafında olayları izlemeye başladığını ifade etti.
“Otopsi raporu hatalı”
Savcı, kamera kaydı ve olay yerinde yapılan keşif sonucu Medeni Yıldırım'ı öldüren kurşunun, otopsi raporunun aksine sol kol ön yüzden vücuda girdiğini belirtti.
TIKLAYIN: MEDENİ YILDIRIM HEDEF ALINARAK VURULDU
Kurşunun yukarıdan aşağıya seyirle sağ kol altından çıkış yaptığını kaydeden savcı o bölgede sadece iki katlı nizamiye nöbet kulübesi olduğunu söyledi.
“Silah Yıldırım’ın vurulduğu yeri görüyordu”
Nizamiye nöbet kulübesinin üst katında Bixi marka silahı kurulu ve namlusunun yönünün Yıldırım’ın vurulduğu yeri gördüğünü ekledi.
Yıldırım’ın durduğu yere göre karakolun sadece nizamiye kulübesinin 2. katından yapılacak yapılacak ateş sonucu vurulmuş olabileceğini belirtti.
“Haksız tahrik”
İddianameye göre nizamiye kulübesinin 2. katında biri rütbeli toplam üç kişi görevliydi. Şüpheli A.Ç. Bixi marka silahın başındaydı. Diğer asker M.A., 4 nolu nöbet kulübesine gitmişti.
Kuledeki Astsubay H., sabit vaziyetteki Bixi marka silahın başında A.Ç.’nin olduğunu, silahın mazgal içinde olduğu, ateş etmesi halinde söz konusu ateşin vatandaşın üzerine gelebileceği bu nedenle sadece silahı tam dolduruşa alması gerektiğini söyledi.
TIKLAYIN: MEDENİ YILDIRIM İKTİSAT OKUYACAKTI
A.Ç. ise savunmasında olay sırasında nizamiye nöbet kulübesinde kendisinin bixi marka silahın başında olduğunu, silahın kurma kolunu çektiğini ancak ateş etmediğini belirterek suçlamayı kabul etmedi.
Savcı, A.Ç.’nin “Protestocu grup içinde bulunanlarca karakola yapılan taş, el yapımı patlayıcı madde ve molotof saldırısı üzerinde haksız tahrik altında olası kasıtla ateş ederek Yıldırım’ın ölümüne neden olması” nedeniyle cezalandırılmasını istedi.
Elçi: Hangi tahrikten etkilenmişler?
Tahir Elçi, iddianamede olayların demokratik protesto biçiminde başladığının, gruptaki bazı kişilerin hukukdışı davranışa yönelmesi üzerine Yıldırım’ın kenara çekilip olayları izlediğinin anlaşıldığını belirtti.
“Haksız tahrik biçiminde bir iddia ileri sürülemez. Cumhuriyet savcısı Yıldırım’ın taş atan grubun içinde olmadığını izlediğini söylüyor. Davranışları bundan ibaret insandan güvenlik görevlileri nasıl etkilenmiş, hangi tahrikten etkilenip ateş açmışlar?
“Güvenlik görevlilerine karşı yasa dışı davranışa girmemiş kişinin ateş açılarak öldürülmesi ve bunun haksız tahrik altında işlendiğinin iddia edilmesi hukuken savunulabilir görüş değil.
“İddianameyi objektif ve adil görmüyoruz. Güvenlik güçlerinin suça karışanla karışmayanı ayırıp işleye dönük ölçülü silah kullanması lazım, suç işleyene karşı da gelişi güzel silah kullanamaz." (BK)