Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kayacık (Hêzan) köyünde, 28 Haziran 2013’teki protestoda karakoldan açılan ateşle öldürülen Medeni Yıldırım’la ilgili yeniden başlayan davanın ilk duruşması bugün Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Selim Eren, Yıldırım’ın vurulduğu yerde keşif yapılmasına karar verdiklerini açıkladı.
Bir sonraki duruşma 22 Mayıs 2018’de görülecek.
18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ı vurmakla suçlanan, davanın tek sanığı A.Ç., Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 9 Kasım 2016’da görülen altıncı duruşmada beraat etmişti.
Gaziantep Bölge Adliye [İstinaf] Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise beraatı bozarak davanın yeniden görülmesine hükmetmişti. Bu kararla, dava bugün yeniden başladı.
Sanıktan “yargılamanın durdurulması” talebi
Bugün 11.00 civarında başlayan duruşmaya, Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Gündüz Yıldırım ve kardeşi Mehmet Yıldırım da katıldı.
Sanık A.Ç., Kocaeli’deki Körfez 2. Asliye Ceza Mahkemesinden, Diyarbakır’daki mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
İlk yargılamada olduğu gibi, bugünkü savunmasında da ateş eden kişinin kendisi olmadığını ileri süren A.Ç., mahkemeden, duruşmalardan vareste tutulmayı talep etti. A.Ç.’nin avukatı da müvekkilinin suç tarihinde asker olduğunu belirterek, 6722 Sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u öne sürerek soruşturma izni alınması için yargılamanın durdurulmasını talep etti.
Bu kanunun 12 maddesi uyarınca, Türk Silahlı Kuvvetler personelinin askeri hizmet faaliyeti sebebiyle işlediği suçlar, “askeri suç sayılıyor”. Kanunda, “Bu suçlar sebebiyle soruşturma izni verilene kadar yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirlerine başvurulamaz” ifadesi yer alıyor.
Keşif tarihine “Newroz” ayarlaması istendi
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, bozma kararında, Yıldırım’ın vurulduğu yerde 20 Mart 2018’de keşif yapılmasına hükmederek, Lice Asliye Ceza Mahkemesine talimat yazısı yazmıştı.
Yıldırım ailesinin avukatlarından Reyhan Yalçındağ ise bu tarihin Newroz kutlamalarına denk geleceğini hatırlatarak, mahkemeden tarihi değiştirmesini istedi: “Heyetten, Lice Asliye Ceza Mahkemesine talimat yazılarak 20 Mart’tan daha makul bir tarihe yapılmasını talep ediyoruz. Çünkü o tarihte güvenlik gerekçesiyle keşif yapılamayacağını düşünüyoruz.”
“Emri verenler şüpheli sıfatıyla dinlenmedi”
Yalçındağ ayrıca, sanığın duruşmalardan vareste tutulmamasını, henüz açığa çıkmayan deliller olduğunu düşündüklerini ifade etti:
“Doğrudan öldürme kastıyla ateş açıldığı net olmasına rağmen sanık hakkında bugüne kadar tutuklama talebimiz kabul edilmediği gibi, adli kontrol kararı da uygulanmadı. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Duruşmalardan vareste tutulmasını, tutuksuz yargılanmasını kabul etmiyoruz. Diğer dava ve soruşturma boyunca ileri sürdüğümüz üzere, ateş açma talimatı veren üst düzey askerlerin kimler olduğu belli olmasına rağmen şüpheli sıfatıyla dinlenmediler. Lice’deki mahkemeye diğer şüpheliler hakkında yapılan soruşturmanın akıbetinin sorulmasını talep ediyoruz.”
Adli Tıp raporu hala hazırlanmadı
Savcı Ömer Sefa Açıkgöz mütalaasında, sanığın suç tarihinde asker olduğu için soruşturma izni alınana dek yargılamanın durdurulması talebinin reddedilmesini talep etti.
Mahkeme Başkanı Eren ile üye hakimler Gürsel Ünsal ve Hülya Yeşiller imzalı ara kararda, Newroz gerekçesiyle istenilen tarih değiştirme talebi kabul edildi:
“Müşteki avukatının, keşif gününün daha önceki tarihe çekilmesi talebi dikkate alınarak Lice Asliye Ceza Mahkemesine yazı yazılıp mümkün olması halinde keşfin daha önceki bir tarihte yapılması için talimat yazılmasına karar verildi.”
Mahkeme, Yıldırım’ın vücudundaki ateşli silah yaralanmasının giriş ve çıkış delikleri ile izlediği yol konusunda hazırlanan raporlar arasındaki farklılık ve çelişkilerin giderilmesi için daha önce hazırlanan adli tıp raporlarını Adli Tıp Kurumu İhtisas Kuruluna göndermişti. Bugünkü ara kararında da İhtisas Kurulu’ndan hala gelmeyen raporun beklenmesine hükmetti.
Sanığın 6722 Sayılı kanunun gerekçe göstererek soruşturma izni için yargılamanın durdurulması talebiyle ilgili de mahkeme, kanunun tarihinin 23 Haziran 2016 olduğunu hatırlatarak, kapsamının bu tarihten sonraki olayları kapsadığını belirtti ve sanık A.Ç.’nin talebini reddetti.
Ancak sanığın tutuklanması veya adli kontrol uygulanmasını taleplerini de reddetti ve sanığın duruşmalardan vareste tutulmasına hükmedildi.
Ne olmuştu? |
Diyarbakır, Liceli Medeni Yıldırım 18 yaşındaydı. 28 Haziran 2013’te Diyarbakır Lice ilçesine bağlı Hêzan-Kayacık’ta kalekol yapımını protesto eden ve “Barış İstiyoruz” pankartıyla yürüyen kalabalığa askerler ateş açtı, Medeni Yıldırım öldürüldü. Olayda sekiz kişi de yaralandı. Önce Lice’de soruşturma açıldı. Yıldırım’la ilgili dosya görevsizlik kararıyla Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Sonra da dosyaya gizlilik kararı konuldu. Olaydan bir yıl sonra, Mayıs 2014’te Yıldırım’ın vurulduğu görüntüler ortaya çıktı, jandarmaların kalabalığa ateş açtığı kesinleşti. Öldürülmesinden yaklaşık iki yıl sonra olay yerinde keşif yapıldı. Dava ise ancak Eylül 2015’te açılabildi. Cumhuriyet Savcısı Yunus Ferhat Sorgut, hazırladığı iddianamede, şüpheli asker A.Ç.’nin “haksız tahrik altında olası kasıtla ateş ederek Yıldırım’ın ölümüne neden olması” nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun kasten öldürmeyi düzenleyen 81. ve olası kasıtı içeren 21/2. maddelerinden yargılanmasını istedi. A.Ç. ise savunmasında olay sırasında nizamiye nöbet kulübesinde kendisinin bixi marka silahın başında olduğunu, silahın kurma kolunu çektiğini ancak ateş etmediğini belirterek suçlamayı kabul etmedi. Olayla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan rapor üzerine Kayacık Karakol Komutanı, silah kullanma emri veren Jandarma Özel Harekat Tim komutanı ve karakolda görevli askerler hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” iddiaları başlatılan soruşturmada da takipsizlik kararı verildi. Takipsizliğe yapılan itirazın kabul edilmesiyle yeniden açılan soruşturma devam ediyor. A.Ç. ise Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın altıncı duruşmasında beraat etti. Ancak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, “Yargılamada eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığı”, “Delillerin eksik toplandığı” gerekçesiyle beraat kararını bozarak, eksiklerin giderilmesi için dava dosyasını yerel mahkemeye gönderdi. |
(AS)