Fotoğraf: Dilara Açıkgöz/csgorselarsiv.org
* Bu kadar çelişkiyi bir arada taşımanın çok zor olduğunu düşünüyor ve kendisine kolaylıklar diliyorum.
* Erdoğan’ın ekibinin planlı ve hedefine uygun bir medya planlaması olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’dan onun dışında bir şey beklemek saflık olur.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Kadın Milli Voleybol takımının Avrupa Şampiyonu olmasının ardından herkesin dikkatini çeken aynı zamanda kafada karıştıran bir sosyal medya paylaşımı yaptı.
Paylaşımda özetle şöyle dedi:
“Kendi özgürlük alanını diğerlerinin haklarının eşiğinde sınırlamayı bilmeyen faşist zihniyet hem milletimiz nezdinde hem yargı önünde hesap vermeye mahkûmdur. Ülkemizde zaman zaman hortlayan bu tür azgın azınlık vakalarının gerisindeki zihniyetle, siyasi istismarla ve sosyal sapkınlıkla mücadelemiz ilanihaye sürecektir.”
Bazı haber siteleri bu paylaşımı “Erdoğan Ebrar’a sahip çıktı” gibi yorumladı. Bulduğu her fırsatta LGBTİ+ topluluğuna yönelik nefret söylemi yayan, ayrımcı ve homofobik söylemleri ile LGBTİ+'ları hedef haline getiren Erdoğan, gerçekte “Ebrar’a sahip çıkar mıydı?” böylesi bir açıklama yapar mıydı? LGBTİ+ dernekleri bu konuda ne düşünüyor?
“Erdoğan bir voleybol zaferi ile homofobikliğini bırakmaz”
Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) Siyasal Katılım Ekip Sorumlusu Yunus Emre Demir, Erdoğan’ın sözlerini şöyle yorumladı:
“Ne yazık ki muhalefet kısmının böyle küçük bir umuda dahi ihtiyacı var. Ancak bu açıklama öyle muhalefetin ve bazı haber sitelerinin yorumlamaya çalıştığı gibi kapsayıcı felan değil. Ebrar’a da sahip çıkmıyor bu açıklama. Erdoğan’ın yıllardır savunduğu siyasal islam düşüncesini terk etmesini bir voleybol zaferi ile beklemek de çok masum bir düşünce olur.”
“Hepimiz biliyoruz ki Ekim’de Meclis açılsın, aileyi hedef alıyor diyerek LGBTİ+ karşıtı yasa değişikliğini yine gündeme getirecek. Zaten yaptığı açıklamada bu nedenle muallak. Ne tarafa yorumlayacağını şaşırıyorsunuz. Oldukça kafa karıştırıcı. Erdoğan’ın ekibinin planlı ve hedefine uygun bir medya planlaması olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’dan onun dışında bir şey beklemek saflık olur.
“Bu kadar çelişkiyi bir arada taşıdığı için kendisine kolaylıklar dilerim”
17 Mayıs Derneği - Toplumsal Cinsiyet ve Kapasite Geliştirme Koordinatörü Anjelik Kelavgil de şöyle dedi:
“İktidara geldiği 21 yılda birçok konuda, birçok kez birbirinin zıttı sayılabilecek yüzlerce açıklaması olan Sn. Cumhurbaşkanı; bu sözleriyle esasen ittifak ortağı olduğu fundamental gruplara sesleniyor diye anlıyorum.”
“Belli ki Sn. Hazine ve Maliye Bakanı’nın fon arayışı için batı sermayesiyle yürüttüğü müzakerelerde elinin rahatlamasını umut ediyor kendisi. Tarihimiz Sn. Cumhurbaşkanı’nın kendi kendisini çürüttüğü birçok döneme tanıklık etti biliyorsunuz.”
“LGBTİ+’lara dönük ayrımcı politikaları yurtdışında inkar eden, yurtiçinde ise 14 Mayıs akşamı yapılan kutlama konuşmasıyla meşrulaştıran bir siyasetle karşı karşıyayız. Anayasa değişikliği tartışmaları ortadayken, Sn. Cumhurbaşkanı’nın “bu ülkeyi bir grup azınlığın görenler” diyerek işaret ettiği ittifak ortaklarının nefret mitingi hazırlıkları devam ederken; bu sözler uluslararası arenada zevahiri kurtarmak için söylenen sözler gibi duruyor haliyle.”
“Tüm bireylerin yaşama hakkına saygı göstermek zorunda olduğunu düşünen bir siyasi aklın, en başta Anayasa Değişikliği marifetiyle nefrete zemin hazırlayan çalışmalara ve ittifak ortaklarının nefret mitinglerine karşı çıkması gerekir diye düşünüyorum. Bu kadar çelişkiyi bir arada taşımanın çok zor olduğunu düşünüyor ve kendisine kolaylıklar diliyorum.”
Erdoğan ne paylaşımı yaptı?
Kültür-sanat gibi, spor gibi hepimizi müşterek değerlerimiz, sevinçlerimiz, gururlarımız etrafında birleştirmesi gereken alanları ne yazık ki bozgunculuk aracı haline getirmeye kalkanlar olduğunu görüyoruz. Otobüslerde, metrolarda, mağazalarda, yolda insanlarımızı taciz etme noktasına varan küstahlıklarla daha çok karşılaşmaya başladık. Hiç kimse kusura bakmasın... Bu ülkeyi bir avuç azınlığın malı, bu milleti de aynı azınlığın kölesi olarak gören müstekbirlerin devri çoktan kapanmıştır. Herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun olmasın tüm bireylerin var olma, yaşama ve kendini ifade etme hakkına ve oy tercihlerine saygı göstermek mecburiyetindedir. Kendi özgürlük alanını diğerlerinin haklarının eşiğinde sınırlamayı bilmeyen faşist zihniyet hem milletimiz nezdinde hem yargı önünde hesap vermeye mahkûmdur. Ülkemizde zaman zaman hortlayan bu tür azgın azınlık vakalarının gerisindeki zihniyetle, siyasi istismarla ve sosyal sapkınlıkla mücadelemiz ilanihaye sürecektir.
TIKLAYIN - LGBTİ+ karşıtlığınızı hangi ülkeden alırdınız?
TIKLAYIN - Ortak Mutabakat Metni'nde LGBTİ+ hakları: Var mıyız?
TIKLAYIN - Kürde su, lubunyalara çay yok
TIKLAYIN - Şeren: Anayasa değişikliği LGBTİ+ nefretini kurumsallaştırır
(EMK)