"Diyarbakır'da askerdi. Bir gün alay kumandanı kendisini yanına çağırdı: 'Lefter' dedi, 'emrine 10 erle bir GMC verilmiştir. Urfa'ya git, şu garnizonlar arası maçlar için konulmuş kupayı al, gel.' Lefter futbol mangası ile Urfa'ya gitti. 41 derece sıcak altında oynanan final maçında, kendisini tutmak için görevlendirilmiş 4 hafbeki bayılttı, bütün golleri attı, kupayı Diyarbakır'a getirdi ve sıtmadan 4 ay revirde yattı."
Böyle yazmış spor basınının gördüğü en özgün yazarlardan İslam Çupi.
Büyükada'da, Adalar Müzesi'nin Çınar Sergi Alanı'nda Lefter Sergisi'ndeki büyük panolardan birinde okuyoruz.
Bir başkasında Erkan Goloğlu'nun sözleri...
"Hepimiz Büyükada'da Lefter'den 5 Eylül'de harçlık alıp, 6 Eylül'de evini taşlayan çocuklarız. Lefter o çocuğun adını o gün de söylemedi, yıllar sonra 'bugün de söylemeyeceğim' dedi. Hiçbirimizin aklına gelmiyor 'o' çocuğun 'biz' olduğunu söylemek. Lefter adımızı sır gibi sakladı."
Dün, Biz Bu Memleketi Seninle Sevdik Lefter sergisinin açılışında küratörü Ersin Salman anlattı...
"Lefter Taksimspor'da ilk profesyonel sporculuğa başladığı zaman ben yeni doğmuştum. Yıl 1941. Ünlü bir futbolcu olduğunda da çocuktum. Bir gün babama sordum: Lefter niçin bakkallık yapıyor? Evladım dedi, Lefter bakkal değil ki... Futbolcu.
"Peki, niçin deftere yazıyor, dedim... Biz memur çocuğuyuz, veresiye alışveriş yapardık, bakkal da deftere yazardı. 'Ver Lefter'e, yazsın deftere' deyince ben Lefter'i bakkal sanıyordum çocukluğumda. Biliyorum futbolcu ama nerede yapıyor bu bakkallığı?.."
Büyükada'da Lefter rüzgarı esti dün. Kimbilir kaçıncı defa Lefter Küçükandonyadis'le ilgili anılar anlatıldı, yorumlar yapıldı, bire bin katıldı, yine eksik kaldı. Onu Fenerbahçe'yle özdeşleştiren de oradaydı, milli takıma katkılarını sıralayan da; 6-7 Eylül olaylarıyla birlikte mahcup biçimde anan da vardı, gururla onunla tanıştığı iki dakikayı yirmi dakika anlatan da; Büyükada sakinleri de gelmişti, Kadıköy'de yaşayanlar da, Vamos Bien gibi taraftar grupları da.
Kürsüden yapılan konuşmalara karıştı müzenin bahçesinde kendi Lefter'ini anlatanların sözleri. Fotoğraf makineleri bir elden diğerine dolaştı. Nöbet değişir gibi değişti Bülent İşcan'ın yaptığı Lefter heykeliyle fotoğraf çektirenler. Aynı pozu vermeye çalıştı kimisi büyük boy Lefter resminin önünde. Kimi yetinmedi bir taneyle, Futbolun Ordinaryüsü'nün en iyi resmini arayıpdurdu sergi içinde.
Lefter'in milli forması, gözlüğü, boy boy fotoğraflarının basıldığı dergi sayfaları, posterler, gazete kupürleri, videolarda Lefter üzerine belgeseller, röportajlar... Sergi defterinden seslenişler... "Halkların, evrenin insanlarının, birarada yaşamak için çarpan kalplerin, gülüşlü bakışları izlediğin dünyadan yüzüne vursun! Fenerbahçe'nin yitmeyecek yüzü. Yaşasın Halkların Kardeşliği."
Ada'da Lefter rüzgarı esti dün. Serginin dev panolarında yazılı onca söze rağmen rüzgar kulaklarımıza sergi alanını dolduranların sözlerini fısıldamayı ihmal etmedi.
Lefter için Büyükada'ya gelen 1907 ÜNİFEB grubunun günümüzün tezahüratlarının klasik ritmiyle söylediği "Tribünler bağırdı binlerce kere / Ver Lefter'e yaz deftere / Bitti kalem doldu defter / Efsaneler ölmez Lefter" sesleri dinmiş, sergiye kişisel katkılar başlamıştı. Sırtında Fransız Milli Takımı'nı andıran mavi formayla anlatıyordu bir Lefter sevdalısı:
"Yaz deftere değil, aslı 'Ver Lefter'e yazsın deftere'dir. Topu alır, işi kendi yapardı o."
Bir başka köşede sekiz-on yaşlarında çocuklar hem dev fotoğrafta Lefter'in vurduğu topa ayak uzatıyor, hem bir yandan o dönemin topunu yorumluyordu: Voleybol topu bu!
Hepsinin bir fikri vardı, paslaştılar, son vuruş rastlantı olmayan bir özdeşleştirmeyle geldi: Fener'in oynadığı top bu! (YY)
Lefter sergisi Büyükada'da Adalar Müzesi Çınar Sergi Alanı'nda bir yıl boyunca izlenebilir. Giriş ücretsiz, müze alanı her gün açık.