TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Kyoto'yu bir an önce onaylamakla Türkiye'nin kaybedeceği bir şey olmadığını belirterek, "O nedenle daha fazla beklemeden, hemen önümüzdeki Nisan veya en geç mayıs ayında Kyoto Protokolü'nü onaylanmak üzere TBMM'ye sevk edilmesini temenni ederim" dedi.
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz Türkiye Yeşilleri'nden Bilge Contepe "Geç kalınsa da talebimiz Kyoto Protokolü'nün imzalanmasıydı. Ancak imza atmak artık yeterli değil. Ne gibi önlemler alınacak, nasıl yaptırımlar uygulanacak, önemli olan bunlardır" dedi.
"Acilen kuru peyzaja geçilmeli"
Contepe'ye Protokolün imzalanmasıyla acilen alınması gerekilen önlemlerin neler olduğunu sorduk:
"Her şeyden önce termik santral, çimento fabrikaları ihalelerinin durdurulması ve sürdürülebilir kalkınmanın önünün açılması gerekir. Suyun ekonomi politiğinden tarımsal önlemlere pek çok aciliyeti olan konu var. Derhal Türkiye'nin genelinde kuru peyzaja geçilmeli. Tarımda ise fazla su istemeyen besleyici ürünler öncelik alınmalı. Tarım alanlarında sulamada damlama tekniğine geçilmeli. Otel, işyerleri ve evlerde armatürlü su tüketimine geçilmeli. Hükümet imzayı atttıktan sonra yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Yerelde geniş bir mücadele başlamalı."
Protokolün hızla değişen uluslararası koşullar nedeniyle de bir an önce imzalanması gerektiğine dikkati çeken Özdalga, "Geçtiğimiz sonbaharda Avustralya Hükümeti'nin Kyoto'ya katılma kararı almasıyla, büyük ülkelerden şimdi sadece ABD dışarıda kaldı. Ancak, bu yıl Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimini kazanma şansı bulunan üç kuvvetli adayın üçü de AB öncülüğünde ve Kyoto çerçevesinde yürütülen iklim değişikliği çalışmalarına sıcak bakıyor. Bu durumda, Türkiye bir süre sonra Kyoto dışında kalmış dünyanın en büyük ekonomisi durumuna düşebilir" dedi.
Özdalga "Kyoto'yu bir an önce onaylamakla Türkiye'nin kaybedeceği bir şey yok. O nedenle daha fazla beklemeden, hemen önümüzdeki Nisan veya en geç Mayıs ayında Kyoto Protokolü'nün onaylanmak üzere TBMM'ye sevk edilmesini temenni ederim" diyerek ancak böyle bir zamanlamayla Türkiye'nin bu yıl sonunda toplanacak ve Taraflar Konferansı'na resmi müzakereci olarak katılma imkanı bulacağına dikkat çekti. (EZÖ/GG)