Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 11 kişinin gözaltında zorla kaybedilmesiyle ilgili dava bugün Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Savcı, davayla ilgili mahkemenin görevsizlik kararı vererek dosyayı askeri mahkemeye yollaması gerektiği yönünde mütalaa verdi.
Tutuksuz yargılanan sanık, emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk duruşmaya katılmadı, avukatları, istirahat raporunu mahkemeye sundu.
Ertürk’ün avukatları ayrıca, “müvekkillerinin işlemlerini terörle mücadele kapsamında gerçekleştirdiğini, bu yüzden hakkında yargılama yapılabilmesi için Savunma Bakanlığı’nın izni gerektiğini, buna dair 27 Ekim’de de mahkemeye dilekçe sunduklarını” hatırlattı.
Tanık: Bilgim yok, arada görüşüyorduk
Bugünkü duruşmada 1993-1995 arasında Kulp Jandarma Komutanı olan Ali Ergülmez, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak dinlendi.
Yüzleşme Davaları İzleme Sitesi Faili Belli, Twitter hesabından duruşmada konuşulanları yayınladı.
Ergülmez ifadesinde, Yavuz Ertürk'ün de aynı yıllarda Bolu Tugay Komutanı’yken Muş, Bingöl ve Hakkari’deki Şenyayla bölgelerinde faaliyet yürüttüğünü söyledi.
“Sanığın komutasında olup olmadığını bilmiyorum ama Van, Hakkari, bütün terör bölgelerinde operasyonlar yapıldığını biliyorum. Şenyayla bölgesinin bir kısmı da Kulp bölgesi içindedir.
“Biz o dönem sadece adli işlemlerde bulunuyorduk. Sanığın komutasındaki birliğin Alaca bölgesi içerisinde operasyon yaptığını bilmiyorum. Sanığın emir komutasında olmadığımdan bilgim yok, ara ara görüşüyorduk.”
Kulp’ta öldürülenlerin ailelerinin avukatlarından Erkan Şenses, tanık Ergülmez’e “O dönemde Kulp ilçesinde hiç 11 kişinin kaybolduğu duyumunu aldınız mı?” diye sordu. Ergülmez, “Hayır” diye cevap verdi.
Ergülmez, avukat Şenses’in “Olay döneminde lojistik subayı ve diğer subayların kim olduğunu hatırlıyor musunuz?” sorusunu da “Hatırlamıyorum” diye yanıtladı.
Tanık Ergülmez hiçbir şeyi “hatırlamadı”
Avukat Hasan Anlar da “Ertürk’ün Alaca bölgesinde operasyon yapıp yapmadığını” sordu. Ergülmez hatırlamadığını söyledi.
Avukat Anlar’ın “Alaca köyünü ve mağdurları tanıyor musunuz?” sorusunu da “Hayır tanımıyorum, Alaca köyü o zaman boştu” diye yanıtladı.
Anlar ayrıca şu soruları yöneltti: “Sanık Ertürk olay tarihinde Alaca köyünde insanların yaylacılık yaptığını, 100'e yakın insanın gözaltına alındığını belirtti. Siz ise köyün boş olduğunu iddia ediyorsunuz? Olay tarihi komutanı olduğunuz birlik gözaltı işlemi yaptı mı? Komutanı olduğunuz birlik tarafından gözaltı işlemi yapıldıysa kaç kişi gözaltına alındı?”
Ergülmez ise tüm soruları hatırlamadığını söyleyerek yanıtsız bıraktı. Ayrıca “o dönem yapılan tüm işlemlerin arkasında olduğunu” belirtti.
Avukat Şenses ise tanığın beyanlarının çelişkili olduğunu, imzası olan belgeleri bile hatırlamadığını söylediğini ifade etti, “11 kişinin kaybolduğu olayı bile hatırlamıyor. Beyanları dikkate alınmasın” dedi.
Savcı askeri mahkemeye gönderilmesini istedi
Ergülmez’in ifadesinin ardından savcı mütalaasında, dosyanın Askeri mahkemede görülmesi gerektiğini söyleyerek görevsizlik kararı verilmesini istedi.
Sanık avukatları mütalaaya katıldıklarını belirtti ve 6722 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11. maddesi gereği bu suçların Savunma Bakanlığı onayına bağlandığını ileri sürdü.
Kayıp yakınlarının avukatları ise esas hakkındaki mütalaaya karşı yazılı beyanda bulunmak üzere süre talep etti. Mahkeme avukatlara süre tanıyarak bir sonraki duruşmanın 16 Ocak 2017’de görülmesine karar verdi.
Avukat Erkan Şenses, duruşmadan sonra Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Duruşmada 1993 yılında Kulp İlçe Jandarma Komutanlığı yapan tanığın hiçbir şey hatırlamadığını söylemesi dikkat çekiciydi!” dedi.
Dosyanın askeri mahkemeye yollanması talebiyle ilgili de, “Askeri mahkemelerin tarafsız ve bağımsızlığı sorunu ortadayken dosyanın askeri mahkemeye gönderilmek istenmesi kabul edilemez” diye yazdı. (AS)
* Kulp davasının geçmişi, 8 Ekim -25 Ekim 1993 arasında Kulp’ta neler yaşandığına, gözaltına kaybedilen 11 kişi hakkında bilgiye, AİHM kararına buradan ulaşabilirsiniz.