Kobanê’de IŞİD ve YPG güçleri arasından yaklaşık bir aydır süren ve şartları boyutuyla adil olmayan çatışmanın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın "Kobani düştü düşüyor " söylemi sonrası Kürt halkı, Kobanê direnişine sessiz kalmayarak eylemlerle destek veriyor.
Yıllardır bölgede gazetecilik yapıp sıcak çatışmaları takip etmeme rağmen böylesi şiddetli bir eylemsellik hali görmedim.
Olayları yerinde yaşananları bütün çıplaklığıyla görmek insana bambaşka bir bakış açısı kazandırıyor. Bölge de uzun süren bir sessizliğin ardından bayram gecesiyle birlikte başlayan eylemler başka Amed, Siirt, Mardin, Batman, Van, Muş Hakkari gibi bir çok ilde eş zamanlı olarak başladı.
Ben bu satırları yazarken bile slogan, tencere, kapak, araba kurnaları, müdahale sesleri arasında ve yer yer gerçek mermilerin kullanıldığı ve yoğun biber gazları arasında küçük bir fırsat bularak bu yazıyı yazıyorum.
Erciş
Hiç bir zaman görmediğim, duymadığım ve olacağına inanmadığım şekilde Kürt halkı isyanda hem de bu defa sadece gençler değil; kadın, çocuk, genç, yaşlı, 7'den 70'e herkes ayakta. Herkesin gönlü yüreği kalbi Kobanê için atıyor.
"Kobanê uyumuyorsa biz de uyumayacağız" diyorlar.
Bir gazeteci olarak yıllarca bölgede çatışmaları izledim, haber yaptım ama şimdiye kadar halkta böyle bir öfke patlamasını görmedim. Herkes canını dişine katarak ölümüne mücadele ediyor.
Biz olayların alevlendiği bayramın dördüncü günü (7 Ekim) Van'ın Erciş ilçesinde büyük çatışmalar yaşandı ve oradan çok uzun yıllardan sonra sokağa çıkma yasağının ilan edildi. Yıllardır mahallerde yapılan eylemler şimdi Erciş'in tümüne yayılmıştı. 1933 yılındaki Geliye Zilan olayından sonra en büyük olaylar yaşanıyordu.
Van
Erciş'ten sonra Van merkeze geldim. Van'da ateş yakılmayan mahalle, cadde, sokak kalmamıştı. Van halkı Kobanê’ye destek olmak için ayaktaydı. Kentte bir kişi yaşamını yitirdi. Van’da bir süre eylemleri takip ettikten sonra Hakkari’ye doğru yola çıktık. Yoğun çatışmalardan dolayı Van merkezden saatlerce çıkmadık, tüm sokaklar ve caddeler alev alevdi.
Hakkari'ye çıkacak yol bulamayınca Gevaş üzeri gitmek zorunda kaldık. Van-Hakkari karayoluna oradan ulaştık. Başkale'nin girişinde gruplar halindeki gençler araçları durdurarak yol kontrolü yapıyorlardı. Onlarca araç durdurulmuştu. İki şehir arasında bulunan karayolu Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nin (YDGH) kontrolündeydi. Gençler aileleri bırakıyorlardı; diğerlerini ise kimlik aramasının ardından bırakıyorlardı.
Hakkari
Gece yarısı Hakkari’ye ulaştığımızda yıkıntılar arasında özel hareket timleriyle karşılaştık. Olaylar bitmişti. Her yerde barikatlar, yakılan ateşler, müdahale sırasında atılan taşlar vardı ve insanın genzini yakan biber gazı kokuyordu. Tabii zıhlı araçlar peşimize takıldı. Saat 01.00 sıralarında kent merkezine ulaştık. Bütün mahallelerde kadınlar, çocuklar, hemen her yaştan insan ellerinde tepsi, tencere, kepçe ne bulmuşlarsa tepkilerini göstermek için sokağa çıkmıştı. Herkes aynı anda vurarak Kobanê’ye destek veriyordu. Bir sonra aynı şekilde her yerde eylemler devam etti. (HÇ/HK)