Dünyanın çeşitli ülkelerinden seçilmiş 112 düşünce insanı, sanatçı, bilim insanı, sosyal bilimci, filozof, insan hakları aktivisti 9 Eylül'de Berlin'in ortasında "Özgür Seslerin Masası" olarak adlandırılan dünyanın en büyük masasının etrafında toplandı. Aydınlar, dünyanın çeşitli yerlerinden gönderilen sorulara aynı anda yanıt verdiler.
Kitap yakılan meydandan dünyaya seslendiler
Şimdi bir Hukuk fakültesini barındıran bu Bebelplatz Meydanı'na, o dönem Humboldt Universitesi'nin kütüphanesi bakıyormuş. Naziler, 10 Mayıs 1933 tarihinde kitap yakma ayinini düzenledikleri yer bu meydan.
Artık meydanın tam ortasında şöyle bir plaka var: "10 Mayıs 1933'te Nasyonal Sosyalist öğrenciler, yüzlerce özgür yazarın, yayıncının, filozofun ve bilimcinin eserlerini bu meydanın ortasında yaktılar".
Plakanın yanında ise, geçmişte yakılan kitapları dirilmiş, devleşmiş, üst üste dizilmiş, zamana meydan okuyan kitapları tasvir eden bir anıt yer alıyor.
Etkinlik çerçevesinde aralarında Cindy Sheehan, Avi Primor, Oliviero Toscani, Fernando Solanas, Udi Aloni, Wim Wenders, Willem Daafoe, Susan George, Masuma Bibi Russel da bulunduğu 112 aydın için meydanın ortasında dev bir yuvarlak masa oluşturuldu. Her biri dünyanın başka köşelerinden gelen bu aydınlar, bugünün ve yarının dünyasına olan sözlerini söylediler.
Karşılarına ayrı birer kamera konulan aydınlar, sabah 10.00'dan 18.00'e kadar, gene dünyanın her köşesinden yollanan binlerce soru içinden damıtılan 100 soruya aynı anda yanıt verdiler. İnternet'ten de anında yayınlanan yanıtlar, bir kitapta toplanacak.
Yurdatapan: Medyamız bilgisiz ve ilgisiz
Etkinliğe davet edilen 112 kişinden biri Türkiye'den Düşünce Suçuna Karşı Girişim sözcüsü Şanar Yurdatapan, Türkiye medyasının uluslararası etkinliğe ilgi göstermemesinden yakındı:
"Tüm büyük gazetelerimizin Almanya'da merkezleri, büyük TV kanallarımızın temsilcilikleri, bir yığın da orada kurulmuş TV ve radyo istasyonumuz var. Bebelplatz meydanında gerçekleştirilen uluslararası toplantıyı hiçbiri duymadı, görmedi, dillendirmedi. Ama o toplantı yapıldı. Bizim medyamızın bilgisizliği ve ilgisizliği, dünyanın dönmesine engel olamıyor."
Davet edilmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Yudatapan, "Hiç değilse orada olamayan Nazım Hikmet'in, Sabahattin Ali'nin, Aziz Nesin'in, yani Türkiye'nin sesi oldum" diye belirtti.
Çalışmaları 2004 yılında başlayan Damlayan Bilgi projesi, günümüz dünyasının gündeminde olan soru ve sorunları tespit etmeyi, çözüm önerileri üzerine tartışmayı, bunları kayda geçirmeyi, "ilgilisine" iletmeyi ve geleceğin dünyasına bir tanıklık bırakmayı hedefliyor. (EÖ)