Foto: AA
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yarın (17 Aralık) gerçekleştirilecek olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun üçüncü toplantısı öncesi bir basın açıklaması yayınlayarak asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını istedi.
Asgari ücretin milyonlarca işçinin çalışma ve yaşam koşullarını doğrudan etkilediği belirtilen açıklamada ekonomik krizle birlikte işsizliğin ve yoksulluğun gittikçe derinleştiği, işsizlerin işe başlarken en düşük ücret seviyelerine razı hale getirildiği ifade edildi.
Dünya genelinde asgari ücretin uluslararası sözleşmeler ve anlaşmalarla güvence altına alındığı belirtilen açıklamada özetle şu ifadeler kullanıldı:
"Asgari ücretten düşük rakamlar dayatılıyor"
“Türkiye’nin de altında imzası bulunan başta İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve Avrupa Sosyal Şartı olmak üzere pek çok uluslararası sözleşmede devletin, işçinin ve ailesinin saygın bir yaşam düzeyi sağlamalarına yetecek ücret sağlamakla sorumlu olduğunun altı çizilmektedir.
“Yine sosyal devlet ilkesinin değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek ilkeler arasında yer aldığı mevcut Türkiye Anayasası’na göre ise ücret, emeğin karşılığı olarak tanımlanmakta, devlet çalışanların yapılan işe uygun ve adaletli ücret elde etmesi konusunda sorumlu tutulmaktadır.
“Tüm bunlara rağmen Türkiye’de yıllardır işveren-hükümet blokunun işçiler karşısında ona beş üstün olduğu Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararlarında işçinin ailesi hesaba katılmamakta, milyonlarca çalışana tek bir işçinin asgari geçim haddinin bile altında kalan rakamlar dayatılmaktadır.
Ortalama ücret haline geldi
“Sadece seçim dönemlerinde kısmen yüksek tutulsa da Türkiye’de asgari ücret hep insanca yaşam ücretinin çok uzağında kalmaya devam etmiştir.
“Hiçbir dönem tutmayan ileriye dönük enflasyon hesapları ile ücretlerdeki artış hep sefalet oranlarında tutulmuş, çay-simit hesapları ile milyonlarca çalışanla adeta dalga geçilmiştir.
"Normal koşullarda işçilerin alması gereken en az ücret olan asgari ücret Türkiye’de ortalama ücret haline gelmiştir.
"Yoksulluk sınırının 7 bin TL'ye, açlık sınırının 2 bin 500 TL'ye dayandığı koşullarda beş milyon asgari ücretli bugüne kadar fazlası ile fedakârlıkta bulunmuştur.
"Hiç kimsensin büyük bir bölümü sendikasız, toplu sözleşme hakkı olmadan günlük 10-12 saatlik sürelerle çalıştırılan, her üçünden biri sosyal güvenceden yoksun bırakılan, üstelik büyümeden de pay verilmeyen milyonlardan daha fazla 'fedakârlık' yapmasını istemeye, sefalet oranlarında artırılan asgari ücret üzerinden tüm çalışanları cendereye almaya hakkı yoktur."
"ILO Sözleşmesi onaylanmalı"
Ayrıca "Asgari ücret açlığın değil, insanca yaşamın ücreti olmalıdır" denilen açıklamada şunlar talep edildi:
- Asgari ücret siyasal iktidar-işveren işbirliğine sahne olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu ile değil, ulusal ölçekli bir toplu pazarlıkla belirlenmeli ve uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içermelidir.
- Ülkemizin altında imzası bulunan uluslararası sözleşme ve anlaşmaların gereği yerine getirilerek asgari ücret hesabında işçinin ailesi temel alınmalıdır.
- Asgari ücret tespitine ilişkin 131 Sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’nın asgari ücretle ilgili maddesine konulan çekince kaldırılmalıdır.
- Yıllardır milli gelirden pay verilmeyen asgari ücretlilerin yaşadığı kayıplar karşılanmalıdır.
- Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılarak, sefaletin değil, insanca yaşamın ücreti seviyesine çekilmelidir.
(HA)