İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ise, “Siyasi partilerin kapatılmasına mahkemeler değil halk karar vermelidir” açıklaması yaptı.
Kanar: Bu iddianame askeri ve siyasi
Hukukun en temel ilkelerinden birinin “suçsuzluk karinesi” olduğunu, yargı kararıyla mahkum edilmemiş ve cezası onanmamış hiçbir kişinin suçlanmayacağını anımsatan avukat Kanar, “DTP iddianamesinde aklanmaya konu olabilecek başka davalardan suçlamalar da dahil edildi. Bu tam Ortaçağ’da Kara Avrupa’nın engizisyon mantığıdır” dedi.
Partiye yönelik iddiaların başka davalardaki iddialarla ispatlanmaya çalışıldığını savunan Kanar, bianet’e usule ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Ceza Yargılama hukukunun ilkelerine aykırı, konjonktürel, afaki ve maalesef yargının tam anlamıyla bağımsız olmadığını gösteren bir davadır” diye konuştu.
Ortaçağ hukukunda ispat külfetinin savunmaya yüklendiğini, iddianın iddiayla ispatlanmaya çalışıldığını hatırlatan Kanar, “Yüzlerce yıllık yargı kültürüyle iddianın iddia sahiplerince ispatlanması ve ispat külfetinin savunamaya yüklenmesi kabul edildi” diyerek ekledi: “Bu iddianame hukuki değil askeri ve siyasi bir iddianame”
Bitmeden başka suçlamaya kanıt oluşturan davalardan ikisi
İddianamede, Toplumsal Demokrasi gazetesinin 19 Kasım 2006 tarihinde DTP İstanbul İl yönetiminin yayımladığı “…Ateskes sürecinin kalıcı barısa dönüşmesi ve kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı yaşanan savaşın son bulması için tüm Kürt ve Türk gençlerini askere gitmemeye çağırıyoruz…” seklindeki bildiriye kanıt olarak yer verildi.
Bildiriye Ceza Yasası'nın 318. maddesi uyarınca açılan kovuşturma Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “halkı askerlikten soğutma” iddiasıyla halen sürüyor.
Diğer bir “kanıt” da, 21 Mart’ta DTP’li Cizre belediye başkanı Aydın Budak’ın açık havada kalabalığa yaptığı konuşmadan “PKK örgütü propagandası yaptığı” gerekçesiyle yargılanması oluşturdu.
Budak hakkında 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın (TMY) 7. maddesi uyarınca açılan dava, halen Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
MAZLUMDER: Herkes kendisi gibi olmalı
“Yasaklardan medet ummak isteyenleri uyarıyoruz” diyen MAZLUMDER Genel Merkezi de, suç işlenmesi durumunda “suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği suç işlediği düşünülen parti yöneticileri hakkında bireysel işlem yapılmasının” tercih edilmesi gerektiğini bildirdi: Bunu yapmayarak partilerin kapatılması cihetine gidilmemelidir.
MAZLUMDER, herkesin kendi gibi olabildiği, özgürce kendini ifade edebildiği hukuk devletine ulaşmak için üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini açıkladı. (EÖ/NZ