Özden, Karakoyunlu'nun ülkesine çok yararlı olacağına inandığını ifade ettikten sonra şöyle konuştu:
"Ancak beni arkadan hançerlemiştir. Benim ikinci adamımdı, herşeyi ona danışarak yapmıştım. Beni yüzüstü bıraktı."
Bir zamanlar bankerdi
Banker Kastelli ile Yılmaz Karakoyunlu'nun yolları 1977'de kesişti. Karakoyunlu, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Finansman Dairesi Şefi olarak görev yapmış önemli bir bürokrattı. Devletten ayrılıp Banker Kastelli adıyla faaliyet gösteren Cevher Özden'in yanında Genel Koordinatör olarak çalışmaya başladı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, Turgut Özal Başbakan Yardımcısı olarak, Türkiye'ye, askeri yönetim altında serbest piyasa ekonomisine geçiş yaptırdı. Faizler yükseldi, insanlar evlerini satıp, parasını bankerlere yatırdı.
Banker Kastelli sektörün en büyük ismiydi. Hakkında efsaneler yaratılmıştı:
"Kastelli batarsa, devlet de batar!" deniyordu.
Cevher Özden'e iktisat fakültelerinde kürsüler ikram ediliyor, "Fahri Doktor" ünvanları veriliyordu.
Bu güvenin oluşmasında Yılmaz Karakoyunlu'nun varlığı da yadsınamazdı. Karakoyunlu DPT çıkışlıydı, ülke ekonomisinin fiilen başında bulunan Turgut Özal da DPT'nin eski müsteşarıydı...
Yılmaz beni sattı
Cevher Özden'i arayıp, bugün Özelleştirmeden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na atanan Yılmaz Karakoyunlu için, neler hissettiğini sorduk. Özden, eski personeline önce övgü yağdırdı:
"Yılmaz çok akıllı, çok bilgili, çok terbiyeli biridir. Ülkeye çok yararlı olur. Çok büyük kapasiteye sahiptir."
Cevher Özden, bu girişinden sonra "ancak" dedi:
"Bana karşı yaptıkları nedeniyle, onu hiçbir zaman affetmem."
-Neden?
"Benim kimseye borcumun olmadığını biliyordu. Bankalar Birliği'nin aldığı karardan sonra (Haziran 1982) İsviçre'den onu arayıp 'biz bu şekilde çalışamayız, Turgut Bey'i ara, tasfiye istediğimizi bildir'dedim."
-Yaptı mı?
"Hayır, devlete benim bir daha yurda dönmeyeceğimi, mal varlığımı kaçırdığımı söyleyerek, beni herkesten önce Yılmaz Karakoyunlu kaçak ilan etti. Bir daha da benim telefonlarıma çıkmadı."
-Yani düşene vuranlardan mı?
"Hem de en âlâsından... Benim ikinci adamımdı. Herşeyi birlikte yaptık. Yine söylüyorum çok yeteneklidir. Eğer o isteseydi, bugün banker Kastelli hala faaliyette olacaktı.
-Ona kırgın mısınız?
"Elbette... İşini çok iyi yapar. Hatta bir gün ona dedim ki, 'Yılmaz sen bakan olacak adamsın. Bunu da ben yapacağım. Bu benim borcum.' Ama vefasız çıktı."
(NA/NU)