Osman Özçelik, bugünkü Milliyet gazetesinin manşetinde yer alan "Ordu HADEP'in çıkışından rahatsız" başlıklı Fikret Bila'nın haberiyle ilgili olarak bianet'in sorularını yanıtladı:
- Partiniz hakkında çıkan haberleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu yeni bir şey değil, partimiz kurulduğundan beri statükocu partilerden farklı bir kulvarda ilerliyor. Ancak, ayrımcı bakış açısı Türkiye'ye mutluluk getirmedi. Ülkemizin yapısı çok sesli ve çok renklidir. Resmi anlayış bunu kabul etmiyor. Üniter devlet adı altında 'tek millet, tek din, tek dil' olsun istiyor. Bu anlayış hayatın kendisiyle çelişiyor.
-Siz ne istiyorsunuz?
- HADEP değişim ve dönüşümü savunuyor. Biz ülkenin bir şansıyız. Söylediğim değişimi gerçekleştirerek Türkiye'yi çağdaş ülkeler arasına sokmak istiyoruz. Mevcut statükocu partiler bunu başaramıyorlar. İşte Avrupa Birliği ile olan sıkıntılar ortada...
-HADEP'ten kuşku duyanlar sizin ayrılıkçı bir parti olduğunuzu düşünüyorlar. Ortam uygun olduğunda Türkiye'den ayrılmak gibi bir projeniz var mı?
-HADEP ayrılıkçı bir parti değildir. Türkiye'nin bütünlüğünü savunuyor. Bu nedenle de seçmen ve üye desteği hızla yükseliyor.
-Ama size inanmıyorlar?
-Bu tamamen onlara ait bir sorun. Seçmene anlatıyoruz, onlar inanıyorlar. Sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ilgi yok ki, Batı illerinde de durum farklı değil. İnsanlar HADEP'e geliyorlar. Bizi bile şaşırtan bir ilgi var. Değişik partilerden çok sayıda üye alıyoruz.
-Hangi partilerden size geliyorlar?
-Fazilet var. ANAP, DYP hatta MHP üyeleri bile var.
-MHP'liler niçin size geliyorlar?
-HADEP'i yanlış tanımışız diyorlar. Bir de MHP'nin iktidarda çok yalan söylediğini gördüklerini söylüyorlar.
-Tekrar başa dönmek istiyorum. Oy alarak sandıktan çıkmanız karşısında sizden endişe duyulması sizi nasıl etkiliyor?
- Bu bakış açısı bizi rahatsız ediyor. Biz Anayasa güvencesinde, Siyasi Partiler Kanunu'na göre faaliyet gösteriyoruz. Seçim Kanunu'na göre de seçmene gidiyoruz. Uzun yıllar seçim bölgelerimize sokulmadık. Sadece statükocu partilerin seçmenle temasına izin verildi. İşte sonuç ortada, kendileri söylüyor. Bugün seçim olsa HADEP dışında hiç parti seçim barajını aşamayacak. O zaman 'nerede hata yaptık?' diye düşüneceklerine oturup HADEP'i ve milyonlarca seçmenini sistem dışına itmeye uğraşıyorlar. Bu doğrudan ülkeye zarar vermektir.
Osman Özçelik seçmen eğilimleriyle sandık sonuçları arasındaki bağları irdelerken, "1999 Seçimleri'nde toplam oyların yüzde 3'ünün iptal edildi. HADEP'in iptal edilen oy oranı ise 1. Parti olduğu 11 şehirde yüzde 6.1'e ulaşıyor" diyor. Sonra da ekliyor:
-Türkiye genelinde iptal edilen oyların toplamı 1 milyonu aşıyor. Bunun en 500 bini bizim partimizindir.
-Seçmen kitlenizin eğitim düzeyinin düşüklüğüne bağlanabilir mi?
-Olabilir ama bir önceki 1995 seçimlerinde HADEP'in iptal edilen oy oranı yüzde 4.1 idi. Ayrıca yüzde 70'in üzerinde oy aldığımız illerin kırsalında oyumuz yüzde 1'e düşüyor.
-Seçmene baskı mı yapıldı?
-Bize gelen raporlardan öğrendiğimize köylerde jandarma karakol komutanları açık oylama yaptırdı. Parmağıyla HADEP amblemin kapattıktan sonra 'seç bakalım bir partiyi' dediler.
-Şimdi de böylesi baskılardan endişe ediyor musunuz?
-Bugüne kadar düşünmüyorduk. Ama son yaklaşımlar bizi tedirgin ediyor. Ama oylarımıza sahip çıkacağız. Meşruluğu tartışılan seçimlerle bir yere varılmaz. Türkiye artık böylesi demokrasi ayıplarını hak etmiyor.