Çocuk işte, iz bırakıyor illaki bir yerlerde...
Çocuk işte, dokunuyor illaki kalplere...
Çocuk işte, hüzünlü bir tebessüm melodisi derinliğimizde...
Çocuk işte, pencerelerimizde kalan el izleri, kaşlarında çalan hüzün sesleri, sesinden süzülen umudun ezgisi...
Kaşlarından umut süzülen çocuk; seni tanımakla kaybetmek arasında salınıp duruyoruz abilerin seni omuzlarına aldığından beri...
Kaşlarından umut süzülen çocuk; arafta bir umudu arıyoruz sen gittiğinden, aslında giderken hep bizimle yaşamaya başladığından beri...
Kaşlarından umut süzülen çocuk; umutla, mücadeleyle, direnişle güçlenirken; kayıpla ve özlemle hislenmenin sarkacına hapsolduk sen gittiğinden beri...
Kaşlarından umut süzülen çocuk; çocukları daha iyi tanımaya başladık sanki, bir çocuk daha eksildiğinden beri, sen gittiğinden beri...
Kaşlarından umut süzülen çocukların getireceği baharlar için birlikte mücadele etmeye şartlandık sen gittiğinden beri...
Çocukların yoldaşlığını gösterdi kaşların, kaşların misali martılarla hep birlikte uçarsak bulacağımızı anladık özgürlüğü, sen gittiğinden beri...
Çocuklar hep direndi, kaşları senden daha kara çocuklar hep direndi... Direnmeye devam edecek elbet...
Senin kaşların yol gösterdi, göçmen kuşlar gibi...
Çocuklar hep ekmek almaya gitti, ekmeği getirdi, emeği öğretti... Senin ekmeğin her gün soframıza geliyor şimdi çocuk... Emeğin bedellerini öğreniyoruz şimdi her gün çocuk...
Emeğin değerini öğreniyoruz şimdi, sen soframıza ekmek getirdiğinden beri...
‘Berkin’; çocuk... Çocuk; ‘Berkin’...
Kaşlarından umut süzülen Berkin, el verdin, omuz verdin, kalbini verdin ve en çocuk tarafımızdan dostlaştık, yoldaşlaştık, umut ettik, direndik çocuk; sen gittiğinden beri...
Çocuk; ‘Berkin’... ‘Berkin’; çocuk...
Diren çocuk; sen diren ki, kaşlarından umut süzülen çocuklarla yürüyelim özgürlüğün yolunda...
Diren çocuk; sen diren ki, kaşlarından her doğum gününde daha çok süzülsün umut...
İyi ki doğdun çocuk; kaşlarından sızan gülücük, hepimizin direniş umudur çocuk... (SY/YY)