İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi'nde 8 Mayıs 2012'de kadınlar tuvaletinde meydana gelen ve Rektörlük tarafından yapılan açıklamada basınç kaynaklı olduğu belirtilen patlama ile 4 Haziran’da ülkücü öğrencilerin Kürt öğrencilere yönelik saldırısı sonucu çıkan kavga nedeniyle açılan davanın üçüncü duruşması dün İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Kamuoyunda “İkinci Pınar Selek Davası” olarak tanımlanan ve İstanbul Üniversitesi’nden sekiz tutuklu on üç öğrencinin yargılandığı davada Ferhat Kavak ile kanser hastası Uğur Tekdal serbest bırakıldı.
Kavga olayı nedeniyle 4 Haziran 2012'den bu yana Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan Gürkan İstekli, Oktay Gürdeğir, Zeki Yılmazsoy, Şahin Kaya ile Tekdal ile birlikte “bomba koymak” iddiasıyla 8 Mayıs 2012'de tutuklanan ve Bakırköy Kadın Cezaevi’nde bulunan Emel Çetin ve Raziye Ay’ın tutuklulukları sürüyor.
Muammer Cesur, Savaş Bütkül, Deniz Sürgüt, Mücahit Özdemir, İdris Okay’ın ise tutuksuz yargılandığı davanın bir sonraki duruşması 21 Kasım 2013’te görülecek.
Öğrenciler eğitimlerinden iki yıl kaybetti
Avukat Hüseyin Boğatekin davanın üçüncü duruşmasına tüm sanıkların katıldığını, ifade vermeyen öğrencilerin tercüman aracılığıyla Kürtçe savunmalarını yaptıklarını belirtti:
“Öğrenciler savunmalarında Kürt ve sosyalist olmaları dolayısıyla ayrımcılığa uğradıkları için tutuklandıklarını, haklarında deliller olmadığını vurgulayan çok iyi savunmalar yaptılar. Uğur Tekdal kolon kanseri olduğunu, bir fotoğraf üzerine tutuklandığını ve cezaevinde kaldığı sürece tedavisinin yapılamadığı için hastalığının ilerlediğini belirtti.”
Sanıkların ardından iki gizli tanık dinledi ve avukatlar savunma yaptı. Avukatlar savunmalarında öğrencilerin ayrımcılığa uğradıklarına vurgu yaptı, gizli tanıkların durumu hakkında konuştu.
Mahkeme heyetinin iki yedek üye ile duruşmaya çıktığı davada iki öğrenci tahliye edildi. Boğatekin, yalnızca iki öğrencinin tahliye edilmesini yeterli olmadığını belirtti. YÖK kararı sonucu, İstanbul Üniversitesi'nin tutuklu öğrencilerden de derslere devamlılık zorunluluğu istemesi nedeniyle tutuklu öğrenciler eğitimlerinden iki yıl kaybetmiş oldu.
Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan öğrenciler
İstanbul Üniversitesi hukuk ve iktisat bölümünden 13 öğrencinin yargılandığı dava 8 Mayıs 2012'de kadınlar tuvaletinde meydana gelen ve Rektörlük tarafından yapılan açıklamada basınç kaynaklı olduğu belirtilen patlama ile 4 Haziran’da ülkücü öğrencilerin Kürt öğrencilere yönelik saldırısı sonucu çıkan kavga üzerine kurulu.
Öğrenciler bu iki olayın yanı sıra katıldıkları basın açıklamaları nedeniyle PKK’nin gençlik yapılandırması olduğu iddia edilen Demokratik Yurtsever Gençlik üyesi olmakla suçlanıyorlar.
Kavgaya katıldıkları iddiasıyla Gürkan İstekli, Oktay Gürdeğir, Zeki Yılmazsoy, Şahin Kaya tutuklu olarak; İdris Okur, Savaş Bütkül, Muammer Cesur, Mücahit Özdemir, Deniz Sürgüt, Ferhat Kavaktutuksuz yargılanıyor. Bu öğrenciler "silahlı terör örgütüne üye olmak" (TCK 314), "terör örgütü propagandası yapmak" (TMK 7/2) ve "terör amacıyla kasten yaralama" suçlamasıyla yargılanıyor. Oktay Gürdeğir bu maddelere ek olarak TCK'nın 174/1-2 maddeleri uyarınca "izinsiz olarak patlayıcı madde imal etmek, bulundurmak" suçundan da yargılanıyor.
Tahliye edilen Uğur Tekdal ile birlikte “bomba” iddiasıyla yargılanan ve haklarında ağırlaştırılmış müebbet istenen Emel Çetin ve Raziye Ay ise "TCK'nın 302/1. maddesi uyarınca devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, terör örgütü propagandası yapmak (TMK 7/2) nitelikli mala zarar vermek, izinsiz olarak patlayıcı madde imal etmek, bulundurmak, birden fazla kişiyi öldürmeye teşebbüs etmek ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (TMK 5/1)" iddialarıyla yargılanıyor.
“Kanka okula gel” mesajı iddianamede
Öğrencilerin hakkındaki "deliller" arasında ise Azadiye Welat, Özgür Gündem, Evrensel gazeteleri, telefon konuşmaları ve mesajları bulunuyor. Bu mesajlar arasında “Kanka okula gel”, “... gözaltına aldılar, vatandayız can” gibi mesajlar dikkat çekiyor.
İddianamedeki basın açıklamaları bölümünde ise YÖK protestosundan Roboski anmasına okul içinde gerçekleşen çok sayıda basın açıklaması yer alıyor:
* Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluşunu protesto;
* Çağlayan Adliyesi önünde Tutuklu Öğrencilere Dayanışma İnisiyatifi pankartıyla yapılan açıklama;
* Hukuk Fakültesi önünde “Siyasi Tutsaklar Serbest Bırakılsın” Anadilde Eğitim İstiyoruz”, “Seçim Barajı Düşürülsün” pankartlarıyla yapılan açıklama;
* Şerzan Kurt’un öldürülmesiyle ilgili basın açıklaması,
* “Fuhuşa Uyuşturucuya Ajanlaştırma Dur De” pankartlı açıklama;
* “Abdullah Öcalan’ın tecritine son” çağrılı açıklama;
* KCK davalarıyla ilgili açıklama;
* Roboski katliamıyla ilgili basın açıklaması. (BK/AS)