"Kadının bedeni üzerindeki denetim o kadar meşru ki aksi insanları şaşırtıyor. Kişilerin kendi iradeleriyle şekillendireceği özel alanlar vardır; cinsel yaşam da bunlardan biridir. Ancak bu özel alan ailenin onayladığı bir evliliğe indirgeniyor. Yasalarda kadının cinselliği ihlal edilmezken kültürel yapı kadını özgürlüğünü kullanamaz hale getiriyor."
Aukat Habibe Yılmaz Kayar, Hülya Taş ve Ömer Karaboğa'nın öldürülmesiyle ilgili bianet'e yaptığı değerlendirmeye şöyle devam etti: "Özgürlüğü tanımak yeterli değildir, bu özgürlüğü kullanacak alan da sağlanmalıdır."
Kayar kadınlara cinsel özgürlüklerini kullanabilecekleri alanı sağlamak konusunda hükümetlerden şimdiye kadar bir duyarlılık göremediğini vurguladı.
Kayar: "Yasalardan çıkarsa kültürden de çıkacak"
"İşlenen cinayeti 'haklı eylem' kılmak için 'namus' gerekçesine sıkça rastlanıyor. Bu savunmasının yasalardan çıkarılması çok önemli, sanık bakımından hafifletici bir sebep olmadığı daha baştan kabul edilmeli. Bu savunma yasalardan çıkarsa kültürel olarak da kabul görmesi bertaraf edilecek."
Kayar "Cinayeti azmettirenler arasında kadınların annelerinin de yer alması kadının bedeni konusunda erkek anlayışının nereye kadar sirayet ettiğinin göstergesi" dedi. Kayar'a göre kadınların eril kararlara katılmaktan ve eril düzeni yeniden üretmekten başka şansları yok.
Gerekçe aynı: "Namus temizlemek"
İstanbul'da Hülya Taş'la Ömer Karaboğa’nın öldürülmesine ilişkin, aynı aileden altı kişi hakkında ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
Taş ailesinin kızları ve Karaboğa'yı öldürme gerekçeleri "namuslarını temizlemek". NTV'nin haberine göre iddianamede Taş'ın Karaboğa ile cinsel ilişkiye girdiği ifadesi de yer alıyor. (GG/NZ)