Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 804. haftasında 28 yıl önce Şırnak’ta gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak dosyasındaki inkarın ve cezasızlığın son bulmasını istediler.
Pandemi nedeniyle sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada ilk olarak 1995 yılında gözaltında işkence edilerek öldürülen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak konuştu. Ocak, gözaltında kayıp iddialarının etkili bir şekilde araştırılmadığı ve kaybedilmenin Türkiye’de bir devlet politikası haline geldiğini belirtti.
804. haftanın açıklamasını ise Cumartesi İnsanlarından ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe yaptı. Efe, Mehmet Ertak’ın kaybedilişine ve sonraki sürece ilişkin şunları söyledi:
"32 yaşındaki 4 çocuk babası Mehmet Ertak Şırnak'a bağlı Rezuk Mezrasında yaşıyordu. Bölgedeki bir kömür ocağında işçi olarak çalışan Ertak, daha önce 2 kez gözaltına alınmış ve ağır işkence gördükten sonra serbest bırakılmıştı.
"Gözaltı tutanağı düzenlendi"
Ertak ve aynı iş yerinde çalıştığı 3 akrabası, 18 Ağustos 1992 tarihinde, işten eve dönmek üzere yola çıktı. Bindikleri araç kontrol noktasında resmi giyimli polislerce durduruldu.
Kimlik kontrolü sonrasında Mehmet Ertak gözaltına alınarak Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyette Ertak’ın gözaltına alındığına dair tutanak düzenlendi. Ancak emniyete başvuran ailesine onun gözaltına alınmadığı söylendi.
"İşkenceyi edilirken görenler oldu"
Bunun üzerine Baba İsmail Ertak, savcılığa başvurdu, üç kişi Mehmet Ertak'ın gözaltına alındığına, 6 kişi de gözaltında işkence edilirken gördüğüne dair tanıklık etti. Olay soru önergeleriyle Meclis'e taşındı.Ancak aile tanıklara, belgelere, delillere rağmen başvurduğu her yerde inkarla karşılaştı.
"Dava dosyalarına el konuldu"
Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde "sorgu elemanı" olarak çalışan JİTEM personeli Murat İpek, 1997 yılında kamuoyuna da yansıyan itiraflarında; “Mehmet Ertak’ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan'ın emriyle öldürüp gömdük” dedi. Yaptıkları tüm infazların dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyledi.
Tüm başvuruları sonuçsuz bırakılan aile AİHM’e başvurdu.Mehmet Ertak’ın ailesini AİHM’de savunmaya hazırlanan Avukat Tahir Elçi’nin bürosu polis tarafından basıldı.Dava dosyalarına el konuldu, gözaltına alınan Tahir Elçi kötü muamele ve işkenceye maruz kaldı. Tüm tehdit ve baskılara rağmen dava, AİHM’e taşındı.
"AİHM, Türkiye'yi mahkum etti"
AİHM, mevcut delillerin Mehmet Ertak’ın gözaltına alınıp işkence sonucu ölmüş olduğuna hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar yeterli olduğu sonucuna vardı. Mehmet Ertak’ın ölümünden hükümetin sorumlu olduğu ve buna devlet görevlilerinin neden olduğu kararını vererek Türkiye’yi yaşam hakkını ihlalden oy birliği ile mahkûm etti.
"Etkin soruşturma yürütülsün"
Mehmet Ertak’ın gözaltında kaybedilişinin 28.yılında bir kez daha adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: AİHM kararları devlet açısından bağlayıcıdır. Mehmet Ertak’ın gözaltında işkence ile öldürülmesi ve bedeninin kaybedilmesi ile ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlama görevinizi yerine getirin.
Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Ertak için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 105 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. " (RT)