İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla bir araya gelen onlarca insan, dün akşam Kıbrıs Şehitleri Caddesinde Gezi Davasında çıkan kararı protesto etti.
Hak savunucuları, yürüyüşün ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplandı.
"Gezi kimsenin talimatıyla olmadı"
"Dün Çağlayan Adliyesinden çıkan gezi kararı ile adalet bir kere daha katledilmiş, ülke tarihine kapkara bir sayfa eklenmiştir" cümlesiyle başlayan açıklamada özetle şunlar söylendi:
"Her şey 2013 yılının bir bahar günü üç beş ağaç diye başlamıştı. Ancak, İstanbul'un son yeşil alanlarından birisinin yok edilmesine karşı çıkanlara reva görülen amansız şiddete duyulan tepki, milyonların özgürlük ve demokrasi talebiyle birleşerek, o ağaçların yeşeren dalları gibi kısa sürede tüm ülkeyi sarıp sarmaladı. Demokrasiye, adalete, özgürlüğe susamış her yaştan, her kimlikten, her düşünceden, her inançtan, her meslekten milyonlar dayanışmayı, karşılıklı saygı ve sevgiyi, kardeşliği temel alan bir toplumsal direnişe, Gezi'ye imza attılar.
"Gezi kimsenin talimatıyla olmadı. Gezi, kent hakkı, emeğin hakları, doğa, eşitlik, özgürlük için verilen; kurumsallaştırılmak istenen istibdadı, dinselleştirme politikalarını görüp; yaşamına, haklarına sahip çıkan halkın, kadınların, gençlerin haklı direnişiydi."
Hayatını kaybedenlerin isimleri okundu
Daha sonra on dakikalık bir oturma eylemi gerçekleştirildi.
Gezi'de hayatını kaybeden Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Hasan Ferit Gedik, Ahmet Atakan, Berkin Elvan'ın isimleri okunduğunda "burada" diye ses verildi. Onlar için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
"Her yer Taksim her yer direniş", "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz", "Hak hukuk adalet", "Karanlığa teslim olmayacağız", "Her yer Gezi, her yer direniş" sloganlarının atıldığı eylemde İzmir Emek Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını DİSK Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu:
"Ülke tarihinin en haklı, en onurlu direnişlerinden biri olan Gezi onurumuzdur. Bu onuru paylaştığımız arkadaşlarımızın yanındayız. AKP, iktidarını mutlaklaştırmak, ülkeyi daha büyük bir karanlığa sürüklemek ve talanını sürdürebilmek için yargı eliyle, milyonlarca yurttaşın katıldığı gezi direnişini mahkum etmek istedi.
"Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış hapis cezası; Mücella Yapıcı, Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerdem, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ekmekçi'ye 18 yıl hapis cezası verildi ve tutuklama kararı çıktı. Bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Gezi direnişinin arkasındayız, arkadaşlarımızın yanındayız."
İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ise yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bu davanın hukukla bir ilgisi yok. Yapılan yargılama hukukla, adaletle, kanunla açıklanabilecek bir yargılama değil. Olmayan delillerle bir karar tesis ettiler. Dosya içerisinde en ufak bir delil bile söz konusu değil.
"Beklediler ki Gezi'de sokağa çıkan milyonlar vazgeçsinler; beklediler ki bir korku imparatorluğu yaratabilsinler. Ali İsmail Korkmaz'ın, Berkin Elvan'ın katilini cezalandırmak yerine Gezi'de var olan insanları cezalandırarak bu ülkede hukukun tükendiğini bir kez daha ortaya koydular.
"Biz de Gezideydik, eğer suçsa bizi de yargılayın. Devran dönecek ve siz de adalete, avukatlara ihtiyaç duyacaksınız. Çok yakın bir gelecekte biz kazanacağız. Çünkü haklıyız."
(Gİ/AÖ)