Çizim: Murat Başol
PEN Yazarlar Derneği ve Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ayrı yaptıkları açıklamalarda, Gezi Davası kararına tepki gösterdi.
PEN Türkiye'nin "Vicdansızlara değil, vicdanlılara sesleniyoruz. Despotlara değil, demokratlara sesleniyoruz. Hukuk tanımayanlara değil, hukuk saygısı olanlara sesleniyoruz. Kul köle olanlara değil, yurttaşlara sesleniyoruz. Anayasa'yı çiğneyenlere değil, insan haklarına dayalı laik demokratik sosyal hukuk devleti tanımını ciddiye alanlara sesleniyoruz" diye başladığı açıklaması şöyle:
"Hukuka düşürülmüş kara leke"
"Gezi çevreci ve insan haklarına saygılı demokrasi isteyen yurttaşların barışçıl ve anayasal tepkileriydi, tepkilerimizdi. Gezi biziz. Gezi umuttur. Gezi dayanışmadır. Gezi düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Gezi yaşam tarzını seçebilmektir. Gezi farklılıkların bir arada var olabilmesidir. Gezi zenginliğimizdir. Gezi yaşıyor, yaşayacak. Çünkü demokrasi ve hukuk talebimiz sapasağlam duruyor.
"Gezi Davasında ceza alan tüm dostlarımızın yanındayız. Gezi davasında verilen cezalar bağımsız yargı ve kuvvetler ayrılığının olmamasındandır; hukuka düşürülmüş yeni bir kara lekedir.
"Biz PEN Yazarlar Derneği olarak ülkemizin bunca ciddi sorunları varken, bunları görmezden gelip, hak hukuk ve adaleti yok sayıp, milyonların katıldığı on yıl önceki bir direniş hareketinden intikam almaya yönelik bu cezalar karşısında şunu diyoruz:
"Anayasamızı, bağımsız yargıyı yok sayanlar hesap versin. Yolsuzluklar yapıp üstünü örtenler hesap versin. Ormanları yok eden, kentleri yaşanmaz hale getiren, denizleri dolduran, gölleri akarsularımızı kurutanlar hesap versin. Gerilimden, ayrışmadan, kavgadan, intikamdan beslenenler hesap versin."
"Adaletsiz kararlar"
TYS ise şair Adnan Yücel'in bir şiirini hatırlattı: "Tarihin en güzel yerinde/Son sözü hep direnenler söyler. (Söyleyecektir)"
Türkiye Yazarlar Sendikasının açıklaması şöyle:
"Baştan sona hukuksuzluklarla dolu yargılama sonucunda Gezi Davasında yargılananlara ağır hapis cezaları verildi. Karara muhalefet şerhi koyan yargıcın da yazdığı metinde vurguladığı üzere dosyada yargılananların ceza alması için hiçbir kanıt olmadığı gibi, bütün yargı içtihatları verilen kararın hukuka aykırı olduğunu göstermektedir. Karar, bağımsız yargı tarafından verilmemiş, siyasi bir karardır. Son sözleri sorulan Mücella Yapıcı'nın dediği üzere karar hükümsüzdür, 'vız gelip tırıs gidecektir.'
"Dünya ve ülke tarihi, dünden bugüne 'yukarıdan gelen emirlerle verilmiş' sayısız kararla doludur. 1938'de Nâzım Hikmet'e verilen hapis cezaları da emirle verilmiştir. 12 Mart sonrasında; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan'a verilen idam cezaları da... 12 Eylül'de on binlerce işçi-emekçi-öğretmen-öğrenci-sendikacı, devrimciye verilen cezalar da... Tümü halkın vicdanında yok sayılmış, hukuksuz, adaletsiz kararlardır. Kararları verenlerin değil, yargılananların sözleri unutulmamış, tarihe kazınmıştır. Gezi kararı da öyle olacaktır. Tarih, Mücella Yapıcı'nın sözlerini yazacaktır: 'Mesleğimi sadece mesleğimin ilkeleri doğrultusunda kullandım ve bu yaşamdan onur duyuyorum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamanızı umuyorum.'
(AÖ)