Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İstanbul Beyoğlu’nda 9 Mart 2021 Salı günü “yüzü cerrahi maskeli ve kapüşonlu bir kişi” Suriyeli mülteci trans kadın Asya’ya yakıcı madde ile saldırdı.
Yüzü ve sırtında ağır yaralar oluşan Asya tedavi altına alındı. İki gözünde görme bozuklukları olan Asya, uzun süre tedavi gördü.
Asya’yı kezzapla öldürmeye çalışan Emre B.’yi ise Karabük Eskipazar’da jandarma yakaladı ve gözaltına aldı. B. ”kasten yaralama” suçundan tutuklandı.
İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün (22 Ekim 2021, Cuma) hakim karşısına çıkan Emre B. ve avukatları, transfobik savunma yaptı.
Avukat Tosun: Olumlu
Cinsel Taciz Ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu avukatları da Asya'nın avukatları olarak davayı takip etti.
Avukatların kasten yaralama suçunun nitelikli hali olan "canavarca hisle” yaralama suçundan ceza verilmesini istemini kabul etmeyen mahkeme, sanığa, 6 yıl 27 ay hapis cezası verdi. “Haksız tahrik” indirimi uyguladı.
Asya’nın avukatları kararı üst mahkemeye taşıdı. Üst mahkeme (istinaf) bugün görülen duruşmada, yerel mahkemenin kararını bozdu. Sanık Emre B.’yi en üst sınırdan ve “canavarca hisle” yaralama suçundan cezalandırdı.
Emre B.’nin hapis cezası 6 yıl 27 aydan 12 yıl 36 aya yükselti. Cinsel Taciz Ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu avukatlarından Jiyan Tosun kararı bianet’e şöyle değerlendirdi:
“Yerel mahkeme bizim taleplerimizi kabul etmemişti. Burada canavarca hisle yaralama suçu vardı oysa, mahkeme bunu görmemişti. Sanık avukatı, ‘Asya’nın trans kadın olduğunu ve sanığın bunu sonradan öğrendiğini’ iddia etmişti. Oysa evlilik hazırlıkları vardı, sanık Asya’nın trans kadın olduğunu biliyordu.
“İstinafın yerel mahkemenin kararını bozması bizim açımızdan çok sevindirici. Bizim talebimiz de buydu. Üstelik hiçbir indirim de uygulamadı. İstinafın kararını olumlu buluyoruz."
Türkiye Avrupa’da sondan ikinci
Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Derneği Avrupa’nın (ILGA-Europe) yıllık Gökkuşağı Haritası ve İndeksi’nin 2021 sonuçları Şubat 2021’de yayınladı.
İndekse göre Türkiye LGBTİ hakları konusunda bu yıl da sondan ikinci sırada yer alıyor.
Raporun Türkiye ile ilgili kısmında, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Nisan ayında verdiği Cuma hutbesinde yaptığı değerlendirmeler hatırlatılarak, Covid-19 pandemisi nedeniyle LGBT+ topluluğunu sorumlu tutan açıklamalar olduğuna yer verildi.
Onur Yürüyüşü'ne katılanlara yönelik soruşturmaların devam ettiğini ancak geçen yıl içerisinde üç mahkemenin Onur Yürüyüşü ile ilgili konulan yasağı geçersiz kılan karar alması da "olumlu bir gelişme" olarak nitelendirildiği rapor, hak ihlallerini gözler önüne serdi.
LGA-Avrupa, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili son İlerleme Raporu'nda da "LGBTİ+ bireylerle ilgili durumun çok ciddi bir hal aldığına" vurguladığına da dikkat çekti.
"LGBTİ+ topluluğu günah keçisi oluyor"
Raporda, Avrupa ve Orta Asya'daki 17 ülkede siyasilerin 2020 boyunca LGBTİ+ topluluğunu hedef alan saldırgan açıklamalar yaptığı değerlendirilmesine yer verildi.
Paradis, "LGBTİ toplulukları, en başta günah keçisi ilan edilen gruplar arasında yer alıyor... Özellikle trans bireyleri hedef alan nefret söylemi artıyor. Durumun iyiye gitmekten çok daha kötüleşeceğine dair ciddi kaygılarımız var" dedi. Raporda, Avrupa Birliği (AB) üyeleri Polonya ve Macaristan'daki gelişmelerle ilgili kaygılar da dile getirildi.
Polonya'da milliyetçi iktidar partisine mensup siyasilerin seçim kampanyalarında "LGBT ideolojisi" ifadesini kullanarak bu topluluğa yönelik sert ifadelerde bulunduğuna dikkat çekildi.
“Avrupa’nın dibindeyiz”
Kaos GL İnsan Hakları Program Koordinatörü Murat Köylü, bianet’e yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadını uygulamaktan uzak olduğunu söylemişti.
"Avrupa'nın dibindeyiz" diyen Köylü şöyle konuşmuştu:
"Maalesef Türkiye kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadını uygulamaktan son derece uzak. Tersine, son yıllarda daha da geriye giden bir yaklaşım gözlemliyoruz.
"Örneğin başkent Ankara’da bir yılı aşkın süredir LGBTİ+ hakları ile ilgili her türlü etkinlik yasak. Mahkemeler de ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin apaçık ihlal edildiği bu yasağı destekler nitelikte kararlar verdiler.
"Öldürülen onca trans ve eşcinsele rağmen hala bazı medya organları nefret söylemi yayıyor; kişileri ve sivil toplum kuruluşlarını hedef gösteriyor; savcılıklar ise bunlarla ilgili herhangi bir girişimde bulunmuyor."
(EMK)