Adıyaman'da, Maraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerde yıkılan, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli'ne ilişkin 5'i tutuklu 11 sanığın yargılandığı dava ikinci gününde devam ediyor.
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanıklar, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
AA'nın haberine göre duruşmada dinlenen müştekilerden Kuzey Kıbrıs’ta beden eğitim öğretmeni olan ve depremde 2 çocuğunu kaybeden Osman Akın, voleybol finalleri için Adıyaman’a geleceklerini ve otel araştırmasında "İsias Oteli'nin temiz, nezih ve özellikle de güvenli olduğunu" öğrendikleri için bu otele kayıt yaptırdıklarını belirtti.
İsias Otel'in sahibi: İftiraları kabul etmiyorum
"Gördüğüm manzara bir kum yığınıydı"
Akın, konuşmasına şöyle devam etti:
"Çocuklarımızı odalarına yerleştirdik. İsias'ta 39 kişiydik, ben 16 kişiyle Kahramanmaraş'taki başka otele yerleştim. 5 Şubat sabahı Kahramanmaraş'a hareket ettik, yerleşimler tamamlandı, çocukların maçı başlayacaktı. Ben Kahramanmaraş'a canımı kurtarmaya mı gittim yoksa başka bir şeye mi gittim bilmiyorum. Eğer aynı otelde kalsaydım burada olmayacaktım. Kahramanmaraş'ta öğretmenevinde kaldım. Büyük bir deprem ama yıkılmadı. İnsan hayatına önem verilen bir binada kaldım. Kimsenin burnu bile kanamadan çıktık. Adıyaman yıkıldı, benim dünyam yıkıldı. Kaos bir ortam vardı, çocukları güvenli bölgeye getirmek için bir kilometre yürüdük. Sonra Adıyaman'a hareket ettim. Depremden sonra salı günü gelebildim. Gördüğüm manzara sadece bir kum yığınıydı. Otelden 72 can gitmiş.
"Bir umut çocuklarımıza ulaşmak için çabaladık"
'Öldü' lafını kullanamıyorum, duymak da istemiyorum. 11-14 yaş arasındaki çocuklarımızı kum yığınının içine gömüldüler ve hep bir umut çocuklarımıza ulaşmak için çabaladık. Umutlar tükendiğinde bütün halde ulaşmak istedik. Düşünün bunun için dua ediyorsunuz. Beton sağlam bir malzemedir değil mi aileler çocuklarına ulaşmak için elleriyle beton kazdılar.
Biz adalete güveniyoruz, onun için buradayız, sizlerin en iyi kararı vereceğine inanıyoruz. Dün duruşmada bahsedildi, maddi gerçek yarım kalan hayatlardır. Biz acımızı yaşamadan adalet diye haykırmaya başladık. Türk yargısına güveniyoruz. Bizim can parçalarımızı ahlaksızca alan zihniyet en yüksek cezayı alana kadar buradayız."
İsias Otel'de ölen çocuk voleybolcular için sosyal medyada adalet çağrısı
"Elimdeki taş kum yığına dönüyordu"
Osman Akın'ın eşi Ayşe Akın, eşini ve iki oğlunu mutlu bir şekilde Adıyaman'a gönderdiğini söyledi ve ekledi:
"Hiç böyle bir şeyle karşılaşacağımızı düşünmedim. Kıbrıs'ta da depremi hissettik sadece. Evlatlarımızın bunları yaşayacağı aklımızın ucundan dahi geçmedi. Televizyonu açtığımızda Adıyaman'dan hiç bahsedilmiyordu. Maalesef haber alınmamasının sebebi bu felaketmiş. Ben de 1999 Depremi'ni İstanbul'da yaşamış bir öğretmenim, depremlerde nelerle karşılaşabileceğimi seminerlerde gördüm, çocuklarıma anlattım. Depremle ilgili sayfalara fotoğrafların bulunduğu projeler yaptılar. O fotoğrafların hiçbiri İsias'a benzemiyordu.
İsias bir kum yığınıydı. Otele vardığımda aynı görüntüyle karşılaşacağımı umut ediyordum ama ne zamanki otobüsten indik gerçekle karşı karşıyaydık. Ben inancı güçlü bir anneyim, öyle bir görüntü karşısında dilim dönmedi dua edemedim. Kovalar bulduk ve aileler çatıların üzerine dizildik, tek tek taşları kovalara atıp aşağıya indirdik evlatlarımıza ulaşabilmek için. Elimdeki taş kum yığına dönüyordu, hiçbiri de ağır değildi. Adalete güvenimiz sonsuzdur. Biz aileler olarak yaşadıklarımızın sadece çok küçük bir kısmını anlatabiliyoruz."
6 ŞUBAT DEPREMLERİ
Kıbrıslı Aile: "Çocuğumuza borcumuz adaleti sağlamak"
"Kardeşim kum yığınında boğulmuştu"
Çocuğunu kaybeden Sefer Aydoğdu da sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Hayatını kaybeden sporcu İmran Aydoğdu'nun kardeşi İrem Aydoğdu ise "Kardeşim kum yığınında boğulmuştu, biz artık yaşamıyoruz. Bu çocuklar Kıbrıs'ın aydınlık yüzleri, ülkelerinin gururuydu. Sadece biz değil, tüm Kıbrıs etkilendi" dedi.
Tüm sorumlulardan şikayetçi olduklarını belirten Aydoğdu'nun "Ölenlerin kim olduklarını, isimlerini biliyor mu?" sorusu üzerine, yıkılan otelin sahibi tutuklu sanık Ahmet B. "Aynı acıyı ben de yaşıyorum, yakınların sorularına cevap vermek istemiyorum" diye cevap verdi.
İsias Otel ayrıca soruşturulacak
"Çocuklarımızın ağzı, burnu kum dolmuştu"
Duruşmanın öğleden sonraki kısmında da müştekilerin beyanları alındı.
Yaşamını yitiren Hasan Bilge'nin babası Mehmet Akif Bilge, "Çocuklarımızın ağzı, burnu, kulakları kum dolmuştu, hiçbir yaşam üçgeni yoktu, zaten savcılık raporunda da var, havasızlıktan ölmüşler. Yüce adalete güveniyoruz, bir son verilmesi lazım, tüm ilgililerden şikayetçiyiz" dedi.
Hayatını kaybeden Aykut Bulut'un babası Mehmet Bulut, "Bu bir kader değil bir cinayettir" diye ekledi.
Bulut, "Kıbrıs arama kurtarma ekibi geldi, kaldırdığımız her taş kum gibi avcumuzda dağıldı. Bütün umudumuzu kaybettik, biz de o çocuklarımız gibi o enkazda kaldık. Ahmet Bozkurt enkazın başına geldi, derdi altındaki kişiler değil, kasasıydı" şeklinde konuştu.
"İsias Otel bir suç aletidir"
Yaşamını yitiren Önder Cırık'ın kız kardeşi Özlem Arslan, sanıklardan ve tüm sorumlulardan şikayetçi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bir insanın hayatı boyunca yaşayabileceği tüm duyguları yaşadık, korkuyu, umudu, açlığı, cehennemi yaşadık. Biz dün çok yalan dinledik, sanıklar doğruyu anlatmadı. Her yatak çıktığında korkuyorduk acaba kimin yakını çıkacak diye çünkü her yatak çıktığında biliyorduk bir cenaze çıkacağını. 72 cana mal olan bir suç aleti yapılmış. İsias Otel bir suç aletidir.”
"Her gün aynı acıyı yaşıyoruz"
Müştekilerden Mehmet Çetiner, 11 Şubat'ta çocuğunun cansız bedenine ulaştığını belirterek, "Yalan konuşulmasın, bina kum yığınıydı. Bir insanın, bir anne babanın görmemesi gereken şeyi gördüm, cehennemi gördüm. Her gün aynı acıyı yaşıyoruz. Adalet yerini bulsun bizim yaşadıklarımızı başkaları yaşamasın ders alınsın" dedi.
Anne Deniz Çetiner, tüm sorumlulardan şikayetçi olduğunu dile getirerek, "Benim çocuğum donarak ölmedi, raporda yazıyor karın baskısı ve iç kanamadan öldü, yatağında öldü. Keşke sanıkların başına yıkılsaydı" diye konuştu.
"Kızım dövmesiyle teşhis edildi"
Müzeyyen Gökçen'in babası İsmail Gökçen, 6 Şubat'ta kendilerinin de öldüğünü ifade ederek "Dün sanıklar arasında bir tiyatro oynandı, 'benim haberim yok', adam bir mimar başka bir şey oluyor, aba altından sopa gösterir gibi 'buranın tanınan ailesiyim' diyor. Bizim hayatımızı mahvettiler, yarınlarımız gitti, ben her sabah işe giderken niye çalışıyorum diyorum. Kızım lotus çiçeği dövmesiyle teşhis edildi, mezar taşına fotoğrafını ve lotus çiçeğini yaptırdık" dedi.
Duruşma müştekilerin dinlenmesiyle devam edecek.
(RT)