Maraş merkezli 6 Şubat depreminde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman'daki Grand İsias Hotel ile ilgili 3'ü tutuklu 11 sanığa açılan davanın görülmesine bugün devam edildi.
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde, adliyenin zemin katındaki konferans salonunda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Duruşmaya, Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ünal Üstel, yaşamını yitiren sporcuların aileleri ile taraf avukatları katıldı.
Yeni bilirkişi heyeti
Mahkeme heyeti başkanı, önceki duruşmada yeniden bilirkişi rapor alınmasına ilişkin İstanbul Teknik Üniversitesi ile Dokuz Eylül Üniversitesi'nden uzmanların yer aldığı karma bir bilirkişi heyeti oluşturulmasının kararlaştırıldığını hatırlattı.
Görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, bu heyetin hazırlayacağı bilirkişi raporunun beklenmesini ve tutuklu sanıkların mevcut durumların devamını talep etti.
Kamu görevlilerinin dosyasının birleştirilmesi talebi
Müştekiler, adalet istediklerini belirterek, sanıkların cezalandırılmalarını istedi.
Müşteki avukatları, Valiliğin otelin ruhsatlandırılmasında görevli olan belediye personelleriyle ilgili soruşturma izni verdiğini hatırlatarak, soruşturmanın bu dosya ile birleştirilmesini ve kamu görevlilerinin mevcut sanıklarla yüzleştirilmeleri gerektiğini belirtti.
“Müteahhit değiliz, mal sahibiyiz”
Tutuklu sanık A.B., üzerine atılı suçlamaları reddettiğini, “katil olmadığını, otel sahibi olduğunu, 11 ilde hissedilen depremde Adıyaman'ın en fazla etkilenen illerden biri olduğunu” söyledi, 8 katlı otelinin 13 katın yükünü taşıyacak şekilde inşa ettirdiğini, bu nedenle kolonların olması gerekenden daha kalın ve daha fazla olduğunu ve hiçbir masraftan kaçınmadığını savundu.
Kıbrıs savaşında takviye güç olarak askere çağrıldıklarını ifade eden A.B., "Askerlik şubesinin olduğu meydana gittiğimde, mahşer günü gibiydi. Kaçacak olsam o savaştan kaçardım. Ben ve ailem suçsuzuz, müteahhit değiliz, mal sahibiyiz, tahliyemi istiyorum" dedi.
Tutuklu sanık M.F.B., babası A.B.’nin otelin inşası aşamasında sorumluluklarını yerine getirdiğine inandığını belirterek, suçsuz olduğunu söyledi. Diğer tutuklu sanık E.Y. de suçsuz olduğunu belirtti.
Mahkeme heyeti, taraf avukatların beyanlarının ardından ara kararını açıkladı.
Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmeden heyet, kamu görevlilerin hakkındaki soruşturmanın durumunun sorulmasına ve bilirkişi raporunun beklenmesine hükmetti.
Bir sonraki duruşma 22 Ekim’de görülecek.
Ne olmuştu?
Depremin yaşandığı 6 Şubat 2023’te İsias Hotel’de 39’u turnuva için Kuzey Kıbrıs’tan gelen voleybolcu, öğretmen, antrenör; 47’si Türkiye Turist Rehberleri Birliği organizasyonuyla eğitim gezisinde olanlar konaklıyordu. 86 kişinin konakladığı otelde 1’i personel olmak üzere toplam 72 kişi hayatını kaybetti.
Otel ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi bilirkişi raporu hazırladı. Rapora göre betonun kalitesi bariz bir şekilde düşüktü, demir kalınlığı da standardın çok altındaydı.
Zemin etüdü yapılmamıştı ve binanın yapımında yasak olmasına rağmen dere kumu kullanılmıştı. Binanın zemin raporu, statik hesap ve statik projesi de bulunmuyordu.
Yapıya 2016’da ruhsat alınmadan bir kat daha eklenmişti. Bina ilk olarak 1991’de apartman olarak tasarlanmıştı ancak ruhsat çıkartılarak otele çevrildi.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde yapı sahiplerinden A.B., M.F.B. ve E.B., Fenni Mesul ve Statik Proje Müellifi E.Y., Statik Proje Müellifi H.B. tutuklandı. Diğer şüpheliler B.A., H.A., M.G., S.Z., Ş.Ö. ve U.B. adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan tutukluluk incelemesinde, tutuklu bulundukları süre ve celse arasında dosyaya giren bilgi ve belgeler dikkate alınan tutuklu sanıklardan otelin sahibi A.B.'nin oğlu E.B. ile otelin fenni mesulü inşaat mühendisi H.B., "yurt dışı yasağı" ve "haftada bir gün imza atma" şeklindeki adli kontrol şartlarıyla tahliye edildi.
İddianamede şüphelilerin “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 85/2, 22/3 maddeleri uyarınca 22 yıl 5 aya kadar cezalandırılmaları talep ediliyor.
(AS)