Haberin İngilizcesi için tıklayın
Minik bilgi: Bu haberde, tetikleyici olmamak adına cinsel saldırının detaylarına yer vermedik. Yine de yazılanlar, sizin için tetikleyici olabilir. Destek almak için Mor Çatı’ya ve belediyelerin destek hatlarına başvurabilirsiniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi destek hattı: 444 80 86 Ayrıca Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği'nin cinsel şiddete karşı ne yapabileceğiniz konusundaki bilgilendirme haritasına göz atabilirsiniz. Haberde sözü edilen raporlar tarafımızda mevcut. |
Sarı saçları, mavi renkli kot pantolonu ile tam karşımda oturuyor.
Ben ne kadar soru sormaya çekiniyorsam, O da o kadar anlatmaya çekiniyor, elleri ile hırkasını çekiştirip duruyor.
İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin, ben ve erkek şiddetine karşı adalet arayan İranlı kadın, bir odadayız.
Odadaki derin sessizliği, kafamdan geçen, “İran’da bulamadığı eğitim hayatını, geleceğini Türkiye’de bulma umuduyla buraya gelmek zorunda kalan bu kadına ne yaşatıldı?” sorusu bölüp geçiyor.
Birazdan bize Metin K. isimli erkeğin cinsel saldırısını ve sonrasında adalet arayışının nasıl adliyenin soğuk duvarlarına çarpıp kendisine geri döndüğünü anlatacak.
Sessizliği, ilk cümlesi bozuyor…
“Belki haberinizden sonra kadın örgütleri harekete geçer. Belki onlar da sesimi duyar. Hâkimler savcılar da okur. Okur mu?”
Adı Khatre S.
"Bu ülkeden gitmek istiyorum"
Anlatıyor, lütfen duyun, duyurun:
İran’da iki bölümde aynı anda okudum ve lisans diploması aldım.
Yaklaşık iki buçuk yıl önce İran’dan Türkiye’ye geldim. Yüksek lisans yapacaktım, özel bir eğitim kurumu bunla ilgili düzenlemeleri yapıyordu.
Bu süreci beklerken boş durmak istemedim, İran’da da manikür pedikür işleri yapıyordum. Esenyurt’ta bir kuaför salonuna başvurdum, kabul edildim.
Benim gibi başka göçmen kadınlar da çalışıyordu. Kısa zamanda işimi sevmeye başladım.
Kuaför salonuna erkek müşteriler de geliyordu. Metin K. de onlardan biriydi. Özellikle benden masaj istiyordu fakat sadece kadınlara masaj yaptığım için onu kabul etmiyordum.
Zamanla daha çok gelmeye, beni bakışları ile rahatsız etmeye başladı.
Benimle evlenmek istediğini söylüyordu. İş çıkışımda beni takip ediyordu ısrarla arabasına binmemi istiyordu.
Benden hoşlandığını söylüyor ve ısrarla evlenmek istiyordu.
Mayıs 2021’de işyerime geldi. Patronumla samimi ilişkileri olduğu için sık gelip giderdi, bu nedenle garipsemedim.
Ama bu kez iş yerime geldiğinde benim telefonumu istedi, ısrar etti, patronum da “ver” deyince, telefonum numaramı verdim.
Yaklaşık yarım saat sonra aradı, beni işyerine yakın bir lokantaya çağırdı.
Önce gitmek istemedim, sonra ısrar etti, gittim. Gittiğimde masada iki erkek daha vardı. Bu iki erkek kendilerini polis diye tanıttı. İçki içmem için ısrar etti.
Az bir alkollü içecek aldım. Sonrasında kendimi Esenyurt’ta evde buldum. Uyandığımda elbiselerim yırtılmıştı, Metin’in bana tecavüz ettiğini anladım.
Oradan kaçarak çıktım ve eve gittiğimde ne olup bittiğini anlamaya çalıştım.
Bebek…
Çok korkmuştum, şaşırmıştım. İşyerine gittim, patronuma anlattım, beni tehdit etti. Suç duyurusu yapmak istediğimi söyledim.
Metin K. geldi, “Şikâyet edersen anneni öldürürüm” dedi.
Nasıl olduysa bir anda o iki erkek polis geldi ve suç duyurusu yaparsam benim için daha kötü sonuçları olacağını söyledi. Onlar da annemi öldüreceklerini söylediler. İşi bıraktım eve gittim.
Bir kaç hafta sonra hamile olduğumu anladım. Bebeği aldırmak zorunda kaldım.
Büyükçekmece Savcılığı’na suç duyurusu yaptım. Metin K. hakkında “cinsel saldırıdan” dava açıldı.
Nihayet ceza alacak diye seviniyordum. Bu sırada annem de olaydan haberdar oldu. Bana destek oldu. 28 Mart’ta Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşmada nihayet yüzleştik.
Hiçbir iddiayı kabul etmedi. Bana tecavüz etmediğini, karnımdaki bebekle bir ilgisi olmadığını iddia etti.
Oysa hamilelik sonlandırmadan aldığımız DNA raporunda babanın yüzde 99 oranında Metin K. olduğu yazıyordu.
Mahkeme, Metin K.’nin savunmasına inandı, benim yaşadıklarım, anlattıklarım hiçbir önemi yokmuş.
Metin K.’yi tutuklamadı, korkuyorum o veya iki polis arkadaşı gelip bana ve anneme zarar verebilir. Bu nedenle Türkiye’de kalmak istemiyorum.
Okumak için geldiğimden Türkiye’den cinsel saldırı ve saldırganın tutuklanmamasından dolayı bir an önce gitmek istemiyorum.
Avukat dahi bulamadım, hepsi çok pahalı en az 7 bin TL isteyen vardı.
Türkiye’yi İran’dan farklı sanıyordum. Türkiye’de adalet var sanıyordum, yine de gözüm bir sonraki duruşmada.
Bir de kendisine iftira attığımı iddia ederek beni şikâyet etmiş. Ben bunu nasıl kabul edebilirim. Biliyorum bunu beni korkutmak için, buradan gideyim diye yaptı.
Ancak Metin K. tutuklanırsa, rahat nefes alabilirim. Mahkeme heyeti beni duysun…
Avukat Keskin: Örgütlü organize bir suç
Khatere S.’nin avukatı Eren Keskin, bianet’e şu bilgileri verdi:
“Bunlar benim anladığım bir çete polisler de içinde diye düşünüyorum. İçeceğine ilaç katıldığını düşünüyorum. Suç duyurusu yapmak istediğinde polisler tarafından tehdit ediliyor.
“İfadelerinde Metin ve iki erkek polis, kadının “para karşılığı birlikte olduğunu” iddia ediyor. Öyle bir durum yok. Öyle olsa bile bu yapılan suç.
“Mahkemenin Metin K.’yi tutuklamamasının nedeni, eril bir yargı sistemi olması. İranlı bir kadının sesini, duymak, sözünü geçerli kabul etmek yerine, iki erkek polisin ve Metin K.’nin söylemlerini kabul ediyor. Bu durum kabul edilemez. Kadın mağdur olduğunu anlatıyor. Şu an tutuksuz yargılanıyor. Talebimiz bir an önce tutuklanması."
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çetelelerinin tamamı
*Fotoğraf: csgorselarriv.org/Hale Güzin Kızılaslan